Bu Blogda Ara

13 Kasım 2014 Perşembe

Ozanların Şiirlerini Severim

Ozanların Şiirlerini Severim

Ozanların Şiirlerini Severim

Kendi halimde şiir yazarım
Ozanların peşinde iz sürerim
Heceleri mısra mısra dizerim
Ozanların şiirlerini severim

Ozanlar dokunur gönül sazına
Kışı getirir bir anda yaz ayına
Çiçekleri açtırır gönül bağında
Ozanların şiirlerini severim

Bazen çok uzun yazıyorum
Şiirin sınırlarını aşıyorum
Kalemime dur diyemiyorum
Ozanların şiirlerini türkülerini severim

Ozanlar ki gönlünden geçeni getirir dile
Değmesin ellerine gönüllerine taş bile
Taşı dile getiriler tatlı dilleri ile
Ozanların şiirlerini severim

Ozanlar hiç gönülden silinir mi
Ozansız gönül yolu görülür mü
Ozansız sazsız türkü söylenir mi
Ozanların şiirlerini severim


Yürürler gönül sazları şiirleri ile geceye gündüze
Gönülleri her daim her dem çiçek gibi açar taze
Halkın içindedirler her zaman bakarlar yüz yüze
Ozanların şiirlerini severim

Ozanlar ki kuruyan gönülleri sularlar
Sevgi yolunda bazende çile çekerler
Kimi zaman aç tok gezerler
Canım ozanları çok severim

Ellerinde hiç düşmez kalem ile saz
Haydi, az sende onlar gibi yaz
Onlar gibi yazamam çalamam saz
Canım ozanları çok severim



Kul Mehmet'im az daha oku yaz şiiri
Gönlüne değsin ozanların tatlı dili
Gönül bahçemde açar ozanlar ile şiirlerin gülü
Ozanların şiirlerini severim
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

12 Kasım 2014 Çarşamba

Vakit Olmayacak


Sen mi ben mi daha çok para kazanmak için
Girdik kendi çıkarımız için insanların kanına
Sen mi ben mi insanların mutluluğu için
Kendi çıkarımız için mutsuzluk ile değiştirdik
Hangimiz kumkapıda hamalın sırtındaki ağır yükü ile
Alnında damlayan sırtındaki yükten ağır olan
Alın terini çaldık
Sen mi ben mi sokada oynayan masum bir çocuğun
Ayağındaki ayakkabıyı giymeye lâyık değil diyerek elinden aldık
Sen ben almadık ise neden insanlar mutsuz
Yarınları kaygılı gözyaşı dolu
Neden hamalın kazandığı evdeki mutfağın harcamasına yetişmiyor
Neden fakir çocukların ayağında ayakkabısı yok
Neden bu sancı bitmiyor insanların yüreğinde
Neden bu yorgunluk var bedende
Niçin umutsuz bakışlar var gözlerde
Bir gün uzanacak eller
Bunu reva gören senin veya benim yüreğime
Bu utancı silmek için param parça edecek
İşte o an aynada kendimize bakmaya
Kendi hatamızı düzeltmek için kendimizin boyuna bakmaya
Bize bir fırsat verin demeye vakit olmayacak

Mehmet Aluç

10 Kasım 2014 Pazartesi

Bir Lokma İçine Şükür Katmak Gerekir



Nefis şeytan ile pusuda yatar
Ele geçirdi mi ortalığı birbirine katar
Gözü bir şey görmez her şeye dalar
Dostunu düşmanına satar
Olur, olmaz yerde herkese çatar
Diken gibi ömrüne batar
Utanmadan bedeninde yatar
Anlaşılmaz muamma hainlik dolu niyeti
Yoktur nefis ile şeytan da fikir
Allah'ı istemez ki edesin zikir
Onları ele alıp sıkı sıkı zincirlemek gerekir
Zincire vuramazsan da hemen onlardan kaçmak gerekir
Para dersen ise elden akan kir
Paran yoksa kalsan da fakir
Önemli olan bir lokma içine şükür katmak gerekir
Rahmana her zaman ol yakın
Nefis şeytan rahat bırakmaz Rahmana olmazsan yakın
Yoksa başını döndürür çektirir çile
Besmele ateşini söndürür muhabbetli dil ile
Herkese verilmeli değer
Yalnızlık Allah'a mahsusmuş, meğer
Kul secdede Rahmana boyun eğer
Rahman da ona verir değer
Az çileli olsada hayat ahirette gülmeye değer
Besmele şeytan ile nefsin önünü keser
Sil gönlünde zikir ile pasını
İman kokmalı tenden
Nefis şeytan korkmalı senden
Mehmet Aluç





Kendi Halimde



Kendi halimde serbest şiir yazarım
Şiir yazamazsam uzunlamasına yatarım
Şiir yazarak hayatıma az mutluluk katarım
Yinede şiir yazamazsam uzun koşu yaparım
Hecelerle mısraları birbirine karıştırırım
Beğenen olsa da olmazsa da ben yazarım
Gönlüm'de dökülenlerin içine şiirsel yolculuğu katarım
Yorulunca kalemi bir kenara bırakırım
İlham ile ilhan gelince yine yazmaya başlarım

Mehmet Aluç

Katmak isterim




Şiirleri yazdım kâğıda
Şiirlerim döndü ağıda
Acizliğimle çıktım kapıda
Şiir ile yolculuk yapamadım

Gönül işidir şiir işi
Aç karnına durur mu kişi
Şiir yazmazsam çekilir, sanki fişim
Fişim çekilmiş haberim yokmuş

Hece yazmayı hiç beceremem
Serbest yazarım yazdım diyemem
Lâl olur dilim bir şey söyleyemem
Edebi şiire katmak isterim

Uçan kuşa şiir yazdım
Kafama pisledi kaçtım
Elimde kalem kaldı ben şaştım
Kendimi şiirin içine katamadım gittim

Şiir gönül işidir diye gönlümü kattım
Şiir söz ile olur dedim özümü kattım
Hecelerle yattım mısralarla kalktım
Kendimi şiirin içinde bulamadım

Mısraların içine daldım
Şiirin içinde tek başına kaldım
Heceleri sıraya dizeyim dedim yazdım
Şiir beni edep ile sıraya dizdi şaşırdım kaldım

Kul Mehmet derki yalan söz yazamadım
Kendimi de şair sanmadım
Şair gibi iki mısra yazarak gönlümü avutamadım
Var git az daha erenlerin ozanların tozunu yutta gel
Mehmet Aluç

9 Kasım 2014 Pazar

Kevser Başında Son Bulacak

 Kevser Başında Son Bulacak

Kevser Başında Son Bulacak

Gül kokulu Peygamberim
Sen yetim doğdun
Öyle bir zamanda geldin ki
Ağlayan gönüllerin kirini pasını sildin
Tüm insanları kardeş yaptın gittin
Sen gittin bizler kaldık yetim
Sen gittin bizler kaldık garip
Yine öyle bir zamana kaldık ki
İnsanlar bir kelime ile hemen düşman
Bir söz ile kaşlarını yıkan yabancı oluyor
Bir türlü kardeş olunmuyor
Gelişini haber veren yıldızlar
Gidişinle söndü birer birer
Gelişinle kâinat asıl rengine kavuştu,
Gidişinle yine karanlık gölgeler sokaklarda gönüllerde dolaşır
Gönüllerimiz ağlar
Yüreğimizi dertler sıkıntılar kaplar
Sana kavuşmak için gönlümüz çağlar
Kevser başında buluşmayı hayal eder
Yetimliğimize son verecek olan
Kevser başında son vermeyi ister gönlümüz
Gül kokulu peygamberim
Hicret ederken yol arkadaşın
Hz Ebubekir Sıddık(R.A.)
Yüreği bir kuşun kanadı gibi çırpınıyordu
Ayağın taşa değse yüreği parçalanıyordu
Yüreğin az burkulacak diye her an üzülen
Senin bir mübarek sözünle
Malından mülkîn'den vazgeçen
Tüm fakirlere dağıtan
Anama babam canım sana feda olsun diyen
Yüce Allah(c.c.) ben o kulum'dan razıyım
O kulum benden razı'mı diye Cebrail ile haber salınan
O mübarek Sıddık ile
Kevser başında buluşma ile son bulacak yetimliğimiz
Sen miraç hâdisen de tek yol arkadaşın yine Cebrail di
O mis gül kokunla nurlara boğduğun Mescidi Aksa'yı onurlandıran
Gül kokulu peygamberim
Mescidi aksa yine işgal altında
İşgal altında kaldırım taşları gibi yürekleri olanlar tarafında
Yürekler uzaklarda
Dönüp gözler zulüm denilen gerçeğe baksa
Ah iman eden yürekler bir ayağa kalksa
Nurunla nurlandırdığın Mescidi Aksa yine işgal altında
Ne zormuş sevgisizlik dolu yürekte sevgi yerine şeytan varsa
Birde yanında nefis denen taş kalpli anlayışsızlık varsa
Ah Resulüm gönüllerimize sünnetin yine bir aksa
Uyuyan Müslümanlar bir uyansa
Filistin'de Mescidi aksa da sokaklara aksa
Ah mescidi aksa'm
Senin için gözyaşımı akıtsam
Gülümseyen yüzüne yine baksam
Sen ağlıyorsun yalnız kaldın
Ah yerin dibine batsam
Gül kokulu Resulün kokusunu özgürce alsam
Gül kokulu peygamberim koşarak sana kavuşsam
İşgal eden edepsizlerin yüzüne tükürsem
Feryatlar dağlara çarparak yankılanıyor
Zalim İsrail kin kusan nefeslerini boşaltıyor
Mübarek toprağa kan damlarken
İnsanlar suskun
Yürekler suskun
Bakışlar suskun
Kin ile kabarmış yürekler bozgun
Kelimeler boğazlanmış kifayesiz durgun
Mescidi aksa işgal altında Gökyüzü geceye ait değil
Gündüz gündüze ait değil
Bu gönüller bu bedenlere ait değil
Gece gökyüzünde sevgi ile yıkanan yıldızlar
Şimdi zulüm ile yıkanıyor
Ay parlayan yüzü ile gökyüzünde çivilenmiş duruyor
Zulme son verecek iman dolu insanlara ışık olmak için bekliyor
Yollar dar
Yolun iki yanını çalılar kaplamış har har
Sahnenin gerisinde sırıtanlar var
Mescidi Aksa nurunla nurlanan
O şimdi kendine değil halimize ağlıyor hüngür hüngür
Yere düşen yüzümüze
Yüreğimizde solan hazinemiz olan iman ile kardeşliğimizin solmasına ağlıyor

Kɑrdeşlik öyle bir denizdir ki iman ile yüzülür
İmanın kardeşlik ile geniş yolları vardır binlerce insanı kucaklayan görülür
Bu kardeşlik öyle bir sırdır ki,
Senin mübarek gönlünden gönlümüze aktı
Bunu her gönül kɑldırmɑz,anlamaz yaşayamaz
Öyle özeldir ki vicdɑnı olmɑyɑn ɑnlɑmɑz
Bilirdik bir zamanlar gül kokulu Resulüm
Şimdi bilenler yok oldu gitti
Mescidi aksanın sokakları zulüm ile titriyor
Yürekler titremiyor sessizce gözlüyor
Hissetmeyen uzaklıklarda yürekler
Sinelere kefensiz zulüm biçiliyor görmüyor gözler
Allah'ın nimetine gark olmuş kullar
Tefekkür edebilen insanlar
Yaşayan yaşatan yürekler
Suskun
Çaresiz bakıyor
Çare Kuran'ı kerim ile sünnetinde sanki bilmiyor bekliyor
En aydınlık nurlu şafağa yürüyemiyor
Şefkatinle nurlanan Mescidi Aksa üzgün
Yaşantımız değil düzgün
Yollarda kalmışız sürgün
Vuslat köprümüz yıkık bugün
Merhametini şefkatini unutan yürekler
Sensizliğinle perişan Nur kokulu Peygamberim
Cennete yol olan yüreklerimizin kapısı kapalı
Mutluluğa yürüyecek olan ayaklarımız kırık sancılı
Zulmün karanlık ayak izleri Mescidi Aksa sokalarında
Karanlık cehalet yollarda
Halimiz budur Gül Kokulu Peygamberim
Sevgin kâinata sığmaz sığmıyor yüreklere
Kevser'de buluşmak kısmetse
Yüzümüz kara kabul edersen
Bitecek yetimliğimiz
Gülümseyen yüzün ve elinde bir kâse Kevser suyu ile
Son bulacak yetimliğimiz
Son bulacak
Son bulacak
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Ölü Toprağı

Ölü Toprağı

Ölü Toprağı

Nedir Müslümanların üzerindeki ölü toprağı ki dağılıyor
İmanı değil midir onun marşı neden boğuluyor
Mescidi aksa işgal altında siyonistler insanlığa karşı kan akıtıyor
Zulme döndü koskoca İslâm şehri uyanan hala yok
Nasıl oldu da Müslüman şaşırdı yönünü
Bak işte zulüm var göremiyor önünü
Mescidi aksa canımızdır verilmez siyonist düşmana
Onun derdi söndürmek sönmeyen iman deryasını tek başına
Rahmanın rızası için neden Siyonistlere karşı direnen ülke yok
 
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...


Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç