Bu Blogda Ara

24 Mayıs 2014 Cumartesi

Bumerang - Yazarkafe

23 Mayıs 2014 Cuma

Gül kokulu Peygamberim




Gül kokulu Peygamberim

Sana sonsuz salat ve selamlarımı arz ediyorum
Canlara can kâinata nur saçan peygamberim
Susmuş gönüllere gönül olan peygamberim
Zulmü aydınlığı ile parlatan yıkan peygamberim

Sen rahmet peygamberi 
Sen hayâ ve edep peygamberi
Sen güzel ahlak ve medeniyet peygamberi
Sen düzen ve disiplin ile yaşayan bir peygamber

Allah’ın övdüğü Nebisin Resul'sün
Sen faaliyet ve aksiyon peygamberi
Sen adalet ve hukuk peygamberi
Sen zarafet ve nezaket peygamberi

Sen ilim ve fazilet peygamberi
Sen barış ve kardeşliğin kâinata getiren peygamber
Sen düzen ve disiplin âlemlere getiren peygamber 
Sen kâinata gönüllere aksiyon getiren peygambersin

Rabbim elbette ki her şeye kerim
Rabbim senin ile kâinata gönderdi Kuran-ı kerim
Ahir zaman peygamberisin sen ya nebi
Kâinat senin ile varlık sebebi

Gelişin ile karanlık nura gark oldu
Bulanık gönüller nurun ile haşr oldu
Gönüllerin sisi dağıldı yok oldu
Gönlü olmayanlarda sisin içinde kayboldu

Gönüller ki sana vurulan
Sen ki gönüllerde güven duyulan
Gönüllerde telden örülmüş diken
Sen daha yetim iken

Seni korudu Rahman sen kâinata gülümser iken
Kâinat zulüm ile kıvranır gönüllere batar iken diken 
Gönderdi seni insanlık ölmek üzere iken
Gelişin ile yasakları cahiliyeyi sendin gülüşü ile yok eden

Dudaklar gönüller gibi param parça
Hiç çıkmazdı milletin sesi
Uzaktakini yakın
Yakını iyice ettin yakın akın akın

Sen kendin için değil biz ümmetin için yaşadın
Uzaktaki feryadın yürekteki sesi idin
Her ağlayan gönüllere koştun hiç usanmadın
Sen âlemlere rahmet olarak geldin
Gönlümüze iman ile saraylar kurdunda gittin

Zalimler gelişin ile kudurdu
Koltukları yerinden sallandı durdu
Mutluluk senin ile gönüllere yürüdü
Seni görenlerin yüreği el pençe sevgiye büründü

Seni görmedi ne yazı ki gözüm
Seni yazmaya anlatmaya yetmez ki sözüm
Seni sevmeyenlerde görmez olur neşeyi 
Rabbim eksik eylemesin Ahirette yokluğunu gülmeyi
Mehmet Aluç©

22 Mayıs 2014 Perşembe

Bumerang - Yazarkafe

Uzun zaman oldu seni görmeyeli

İsim:  üzgüns.jpg
Görüntüleme: 0
Büyüklük:  9.5 KB (Kilobyte)

Uzun zaman oldu seni görmeyeli
Saçlarına beyaz gölgeler düşmüş ben örmeyeli
Gözlerinin feri sönmüş hasret ile yolları gözlemekten
Hüzün mü seni böyle güçsüz bıraktı özlemekten

Mahzun ve kederli bakışların
Mutluluk ile gülen gözlerin çökmüş
Karanfiller gibi kokardı saçların
Uzun zaman oldu seni görmeyeli

Ben yine aynı arsız gönlüm ile
Hayatı umursamayan bakışlarım
Biliyorum sevgi bulunmuyor gönlümde
Çok değişmişin neydi seni böylesine üzen hasretin

Ben mi vefasızım ama neden
Beni sevdiğini söylüyorsun şimdi ama neden
Yıllar oldu sevgi sunmayan gözlerinde kaçışım
Kaçmadan önce söyleseydin kaçmazdım sevgisiz hislerinden

Sevgisiz değildi diyorsun hislerim
Ben miyim sana aşktan bahis ederken kaçan
Alaylı bakışlarla alay eden
Gülen bakışların ‘mıydı öylesine gülüşlerin

Ben yanıldım ve kaçtım arsızca
Bir haber gönderseydin uçarcasına
Koşar gelirdim sana kucağında ömür boyu kalırcasına
Vefasız olan benmişim sevgili

Ağlamaktan mı gözün feri söndü
Bensizlikten mi tarayamadın saçını da beyazlar döküldü
Hüzün mü çökertti seni benden ayrı kalınca
Bağışla beni anlaşılamaz duygularımın esiri oldum

Sarıl kollarıma ilk seni gördüğüm günkü gibi
Fıkır fıkır gülsün gözlerin dünkü gibi
Dudaklarına aşkın ihtiraslı öpücüğü konsun yeni gibi
Yine yanakların açsın gülücüklerle karanfiller gibi
Mehmet Aluç

Haydi coşalım..

Shakespeare cevap






Shakespeare demiş ki

İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten 
Sevilmeye layık görmedigi için sevilmekten 
Sorumluluk getirecegi için düsünmekten 
Elestirilmekten korktuğu için konuşmaktan 
Reddedilmekten korktuğu için duygularını ifade etmekten 
Aslında yasamayı bilmediği için ölmekten korkuyor. 

Bu dünyada kaybedecek neyimiz kaldı
Yüzlerce insan madenlerde ihmal yüzünden ölüyor
Alın terinin karşılığı verilmiyor üzülüyor
Kazandığı üç kuruş ile evini geçindiremiyor kahr oluyor
Sevilmeye gelince
Geçim derdinden sevmeye vakit mi kalıyor
Ay başını getirmek için günde kırk kılığa giriyor
Ek iş ile eve gece yarısı geliyor yorgun yatağa giriyor
Sevmelere zaman mı kalıyor
Sorumluluğa gelince
Namusu ile ülkenin namusunu
Yetim hakı yenilmesin diye gözü yetimin malını korumakta
Haksızlık olmasın diye yüreği ağzında
Her zam ile cebinde eriyen maaşı ile küçülen
Lakin haksızlık yapmamak için iki eli yüreğinde
Düşünmeye gelince başka düşünmeye vakit kalmıyor
Düşününce de sandıkta mezara gömüyor
Haksızlık yapmayalım yani
Eleştiri yapılyorda ne değişiyor ülkede
Eleştiriyi dinleyen kim
Sen konuş sen dinle

Korkmaya gelince çok yanılıyorsunuz
Korkmayız kelle koltukta yaşarız
Ülkemiz için canımızı feda ederiz
Duygulara gelince
Geçim dünyasında duygumu kalmış
Patron çalışanını
Zengin ülkeyi
Söz sahibi olanlar bunları korudukça duygumu kalıyor
Zaten tüm istekletimiz seçimden sonra red oluyor
Eş çocuğun istediğini almak içinde maaşımız red ediyor
Yaşamaya gelince adam gibi namusumuzla yaşarız
Ölüm gelincede Allahın emri der korkmadan gideriz
Biz ne dini red ederiz nede alın terin kazancına göz dikeriz
Ne de ölümden korkarız
Ölümden ülkeyi soyanlar
Zalimler
Haksız kazanç sağlayanlar korkar
Namuslu vicdanlı insanlar ölümden korkmaz
Mehmet Aluç
Bumerang - Yazarkafe

Maniler ile Atışma-1-


Gönül güzelliğinize teşekkür
Hoş geldiniz iyiyiz Allah'a çok şükür
Aramıza hoşa geldiniz tekrar beraber gülelim paldır güldür
Sakın ağlamayalım hüngür hüngür

Dünya gönülleri sevene cennet sayılır
Seven gönüller ki hatırı sayılır
Yürüdüğümüz toprak bize mezar
Diktiğimiz ağaç ise cesedimize tabut bergüzar

Ömür bitiyor bak azar azar
Herkes olsun bu dünyada az okuryazar
Gönül bu herkesi aynı yazar
Mezar ki hepimiz için bilinmez ki kim kazar
Mehmet Aluç


Bergüzar: Anmak için verilen hatıra, armağan, yadigâr

Şimdi olsaydın Yanım da

Şimdi olsaydın Yanım da

Sensizliği, en çok gecelerde hissediyorum derken içimizde sevgiliye ve yalnız isek odamızda. Bu sensizliği sorgulamak gerekmez mi? Neden yalnızım? Bu yalnızlık neden oldu? Sebep ben miyim?

Gece olduğunda sensizliğe lanetler ediyorsak, bunun sebebini de kendimiz de aramalıyız. Sevmek bir günlük değil, bir ömürlüktür. Yok, huyunu beğenmedim, söylediğin sözü beğenmedim yok efendim illa benim dediğim olacak, zırvalamalarının peşinde koşarsan, olacağı bu.

Bunun aksini söyleyecek olan var mı? Yok. Sabah güneş doğduğunda, hayatın karmaşası içinde sensizliğin etkilerinden bir nebze olsun kurtuluyorum, kendime geliyorum biraz safsatası ile kendimizi boşuna kandırmayalım. Yalnızlık çok zordur, tahammülü de ıstıraptır. 
Her yeni doğan gün, geceye kavuşmaya mecbur ama sen sevdiğine kavuşmaktan uzaksın farkında mısın? Mecburen istemeden kendi hatan yüzünde sevdiğinden ayrı, yalnızlığın karanlığı ile baş başa gecenin koynunda, sabahlıyorsun, iki kere iki dört eder.
Gecenin koyu karanlığında, sevdiğinden ayrı olmanın ıstırabı ile bir sağa dön, yok olmadı sola dön… Ondan sonra, uyku gelir ise uyu bakalım. Sağa sola dönmekten yatak isyan ediyor sana.

Çık karşısına, suçlayacak birini arıyordum buldun o suçlu, benim. Sensiz kalmamın en büyük nedeni yine benim diye itiraf et, senden bir şey eksilmez ki, gururuna yediremiyorsan tekrar dön karanlık yalnızlığına...

Neden böyleyim bilmiyorum, diye itiraf et korkma. Seni ile nice geceler boyu konuşmuştuk hoş sohbetle, şimdi ondan mahrumuz deyiver.

Şimdi olsaydın sen yanımda yine birlikte uyurduk kucak kucağa, sabah güneşin ışıkları ile uyanırdık, yine güneş ışıkları girerken odamıza şen kahkaha içinde kahvaltı yapardık deyiversen ne olur? Haydi, durma yaklaş, at bir adım. Selam ve dua ile.

Mehmet Aluç

19 Mayıs 2014 Pazartesi

Ah Can Yücel Üstat Ah














Üstat Can Yücel derki” Ucundan tutarak” şiirinde
Körü körüne bağlanmayacaksın
Haklısın da üstat
Ama gönül bu dinlemez ki söz üstat
Gözü var kulağı yok sanki
O olmazsa yaşayamam diyor o anki
Laf anlamıyor deli gönül
Başkasının oluyor sanki değil seninki
Üstat sen bulmuşsun denklemi
Yaşanır yaşanır nasıl yaşanır
Bildiklerimi unutturan yakan bilmem ki nasıl katlanır
Yüreğimi özlemleri ile tutsak eder kıvrım kıvrım sızlanır
Sanki ava giden avlanır
Yangınların içinde donduran
Kirpiklerinde zamanı durduran bakışları
Gönül’e veriri balans ayarı
Kuşlar öter hep dertli dertli
Yollar ki hep çıkar yokuş yukarı
Rüzgâr eser kokusunu getirir buram buram
Gönül ağlar sızlar onsuz ben nasıl dursam
Onsuz nasıl hayal kuram
Hüznü gönül bahçemde çiçek çiçek açtıran
Doğan güneş onun sıcaklığı gibi doğar ufukta
Akşam onun gözleri gibi ışıl ışıl batar ufukta
Üstat öylesine çok sevmeyeceksin diyor
Gönül bu kulağı yok ki duysun
Çok sevmeyeyim diyorum gönül anlamaktan yoksun
Gönül bahçemde yetişen hüzünleri sökeyim diyorum
Elim varmıyor sökmeye
Gözlerimde hep onun salınarak yürüyen endamı
Kulağımda onun sesi
Rüyalarımda onun güzelliği
Ah bir becerebilsek üstadım dediğin gibi
Korkmazsak kaybedecek bir şeyimiz olmazsa
İnsanın bir şeyi olmayınca çıplak kalıyor üstat
Üşüyor
Nefes alamıyor
Bir tarafına saplanmış kör hançer saplı kalıyor
Daha yolun başındayız galiba
Bu dediklerinize ulaşmak çok zor Can yücel üstadım
Mesela turuncuya, ya da pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın diyorsun üstadım
Daha turuncu pembe rengimiz olmadı
Cennete götürecek yola girmedim
Üstat yolunuzda yürümek çok zor
Size ulaşmak için fırın fırın ekmek yemek gerekir
Bundan eminim herkes benim gibi hem fikir

Mehmet Aluç

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç