Bu Blogda Ara

11 Haziran 2016 Cumartesi

Eğer

 
Varıp bir gönüle girip saraylar kurmayacaksan eğer
Yolda durup yolu düşman gibi boşa işgal eyleme
Varıp bir gönül sevip yarasını sarmayacaksan eğer
Varılan yolları viran bırakmış gibi boşa meşgul eyleme
Var git bir gönüle samimi gülüşünle gir doğrul
Hak yolunda hakka vardıran hakkın sesi olan kul ol
 
Kanma bu dünyanın yalan olan viran malına
Asma umutlarını dünyanın kırılan zindan dalına
Var git imanla merhametle Yüce Allah’ın yanına
Bu âlemde imandan başka bir şey kalmaz yanında
Var git bir gönüle samimi gülüşünle gir doğrul
Hak yolunda hakka vardıran hakkın sesi olan kul ol
 
İman eden gösterir imanıyla gerçek kuvvetini
İman etmeyen imansızlığıyla yaşar rezaletini
Dünyaya malına gönül veren yaşar esaretini
Nur Kuran Sünnetle yaşa Nur Resulün sünnetini
Var git bir gönüle samimi gülüşünle gir doğrul
Hak yolunda hakka vardıran hakkın sesi olan kul ol
 
Kul Mehmet’im ne kadar yaşarsan yaşa sonun ölüm
İmansız merhametsiz yaşamak bil ki en acı zulüm
Var imanla yak gönlünü ömrünü külünde yeşerir gülün
Hak yolda yürü haksızlığa uğrayana uzansın nur elin
Var git bir gönüle samimi gülüşünle gir doğrul
Hak yolunda hakka vardıran hakkın sesi olan kul ol
 
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

9 Haziran 2016 Perşembe

Koş Yüce Allah’a

 
On bir ayın sultanıdır Mübarek Ramazan
Bütün dertlere dermandır Yüce Rahman
Kulu ile beraberdir Yüce Rahman her an
Salma kendini günah denen deryaya
Koş Yüce Allah’a Ramazana sevaplar kazan
 
On bir ayın sultanıdır Ramazan nurdan nur
Al gönül kilimini var içine serde dur otur
Yüce Rahman gönüllere Ramazanı yazan
Mübarek Ramazanın içi deryadan bin bir nur
Koş Yüce Allah’a Ramazana sevaplar kazan
 
On bir ayın sultanıdır Ramazan gönülleri okur
Alır her gönlü nurlar içinde nurla dokur
Nurla dolan gönül imanla kaynar fokur fokur
Günahın varsa koş tövbe kapısından af almaya
Koş Yüce Allah’a Ramazana sevaplar kazan
 
On bir ayın sultanıdır Ramazan gönüllere nur
Al seccadeni takkeni Rahmana secdeye dur
Nefis şeytanı al imanla yerden yere vur
Önüne çıkan nefis şeytanı bilmezsen cenneti arama
Koş Yüce Allah’a Ramazana sevaplar kazan
 
On bir ayın sultanıdır Ramazan nefreti kini yıkar
Nefret kin kaçarken hezimetle arkasına bakar
Bir ay içinde nefreti kini kim koluna takar
İmanı zayıf olan Ramazandan sonra alır koynuna yatar
Koş Yüce Allah’a Ramazana sevaplar kazan
 
On bir ayın sultanıdır Ramazan gönülleri yapar
Mümin olan içine Salih amelle iyilikler katar
Allah’ın izniyle Kul Mehmet gece gündüz yazar
Kul Rabbine varınca Rabbi onu kimseye muhtaç etmez
Koş Yüce Allah’a Ramazana sevaplar kazan
Mehmet Aluç-Kul Mehmet
 

Sitedeki yazıların tüm hakları ve sorumluluğu yazı sahiplerine aittir. Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi davranışlara karşın yasal işlemlere başvurulacaktır.

Bu Âlemde Bu Cihanda


Can severse her canı canda
Sevmedim derse söyler yalanda
Kim dersen kalan bu dünyada
Ben kalırım diyen yalan söylemiştir
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Ara bul kendini bu âlemde rüyanda
Pir olarak görürsün belki o anda
Var git sarıl canlara pir onlarda
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Sev canları sızlamasın sinen
Kimdir severken seni küçük gören
Aşkı gönlüne sen ilmik ilmik ören
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Kula yakışmaz hiç kibir
Gönül değil midir akan nehir
Geç karşısına bak güzelliğini eyle seyir
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Bu âlemde nefret kin nedir
Nefret kin taştan dikenli sedir
Var aşk ile sev bunu insanlara bildir
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Yaşarken ömür bir nefesliktir
İman merhamet kuldaki eksikliktir
Bunları alandaki bakış gönül güzelliktir
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Dostu piri görüsün sen canda
Var git der insanlık için yanda
Ne varsa der merhamet insanlıkta
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Sen kendini bul kulun işin içinde
Bulursun kendini güzel neşe içinde
Nefis şeytan olmaz o an peşinde
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda


Oturt sevgiyi dizin dibinde
Herkese lazım elbet günün içinde
Ararsan aradığını bulursun günün birinde
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Merhametini taşı her an cebinde
Hazır olsun lazım olan ver kendi elinle
Karşılık bekleme sen verdiğinle
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Candan canı sevmek kalır ebedi
Yerken dikkat et kırar dişini leblebi
Candan canı sevmek kulun zaten ilk sebebi
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Candan canı sevmezsen ödersin ebedi bedeli
Canı gönülden sevene hiç denilir mi deli
Sevmek dersen işte sana en güzel insan modeli
Aşk ile seven zaten olur iri gövdeli
Bak şiirinde ne güzel demiş Üstat Cahit Külebi:
Bir gece habersiz bize gel
Merdivenler gıcırdamasın
Öyle yorgunum ki hiç sorma
Sen halimden anlarsın
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Her akşam güneşin olsun sevdan odanda loş
Ara sevdayı bul canlarda onlara koş
Bulursan canlarda sevdayı al onunla koş
Ne güzel anlatmış Üstat Abdurrahim Karakoç:
Bizdeki tuhaflıklar akla sığar değil ki
Partileri kapatır, kadınları açarız!
İradenin millîsi eskide varmış belki
Şimdiyse yapma kanat laiklikle uçarız!
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda


Kul Mehmet’im böbürlenme bir yerin şişer
Sana verilen bu ömür günü gelince biter
Kul dediğin yaşadığınca elbet bir an düşer
Düşmeden gönüllerde kal gönlün küser
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Mehmet Aluç-Kul Mehmet

8 Haziran 2016 Çarşamba

Karışmak Gerekmiş

İnsan severse sevsin yar o gerdanı belli
Sevdiğin görürde ah o an olur bak deli
Eserken aşkın bad-ı sabah seherde yeli
Esen aşkın yeline yar karışmak gerekmiş
Gerdanı belli hemen bulup sevmek gerekmiş
Aşkın diyarında o an evlenmek gerekmiş
Nazlı yârin koynunda yatmakta çok güzelmiş
Esen aşkın yeline yar karışmak gerekmiş
Gönül sevmezse acep nasıl nerde yaşarmış
Kendin harap ederde kendini bitirirmiş
Önünü görmeden yok olur çeker gidermiş
Esen aşkın yeline yar karışmak gerekmiş
Âşıklar binlerce yol kat etmiş de yürümüş
Aramış seven gönül bulmuşta girmiş gülmüş
Âşık olmayan eyvah gülmeden vah vah ölmüş
Esen aşkın yeline yar karışmak gerekmiş
Kul Mehmet’im ömürde düşer bak bir bir gazel
Bu dünya kula değil elbette olmaz ezel
Seveceksen sev gönlü dili ballı bir güzel
Esen aşkın yeline yar karışmak gerekmiş
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

Sitedeki yazıların tüm hakları ve sorumluluğu yazı sahiplerine aittir. Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi davranışlara karşın yasal işlemlere başvurulacaktır.

Eleştiri Değer Vermenin Kapısıdır…

                                    
    Bazen oturup düşündüğümde benlik olarak eleştiri oklarının ne kadar güzel bir ok olduğunu bilmemize rağmen, sanki zehirli birer okmuş gibi yüreğimize saplandığını, bizi birazdan öldüreceği savı ile bozularak hem kendimizin moralimizi bozarak, hem de karşımızdakini küçük değersiz görerek kalbini kırdığımızı, doğrunun hakikatin benliğimizi çok sevmemizin gereği olarak hazım edemediğimiz saçmalığına güler dururum. Aslında eleştiri karşımızdaki kişinin bize değer vererek, bizdeki eksik olanı görerek kendince söylemesi değil midir? Biraz düşünerek aklıselim bir düşünce ile benliğimizi de bir kenara atarak, az tahlil ile olayın vahametini de kavrayarak karşılıklı konuşma ile doğru olanı bulmak, eleştirinin güzelliği ile doğruya ulaşmak mümkün ama gel gör ki, benlik nefis denilen ego öyle söylemiyor, benim bildiğim, yaptığım söylediğim doğrudur gerçektir saçmalığı ile kendini ulaşılmaz kılıyor. Haliyle buna uyan bizlerde önümüze ne gelirse kırmanın halden bilmemenin savı edepsizliği ile birer gül dalı olan eleştiriyi, zehirli ok görerek karşımızdakini kalbini kırmanın ve ondan uzaklaşmanın saçmalığı ile yalnız kalarak, kendimizi bulunmaz Hint kumaşı sanıyoruz ve yanıldıkça yanılgının çirkef çamuruna, battıkça batıyoruz!
    Aslında eleştiriyi yapmayı mı beceremiyoruz da böylesine karşımızdakinin ideolojisi düşüncesini inancını tavrını kendimiz gibi olmasını istediğimiz saçmalığı ile mi böylesine kırıcı olabiliyoruz olabilir evet olabilir! Aslında biz eleştirinin, hayatımızda düşüncemizdeki kusurları karşımızdakinin görerek bunu ayıklamamız için bize söyleyerek, güzelliğin ortaya çıkması olduğunu da bilmiyoruz. Dinimizde zorlama yoktur, herkes istediğini seçmede özgürdür, ama yaşantımız doğru ve olumlu adımlara doğru gitmiyorsa, Allah’ın rızası dışına ise,- Müslümanlar olarak kardeş olduğumuz için-karşımızdaki kardeşimize hatasını yanlışını söylemek, eleştirisi müdahaleden öte doğrunun gerçeğin ortaya çıkmasıdır. Birbirimize güven ve saygı aynı din inanç yönünde gidiyorsak, bu eleştirileri bulunmaz bir hazine gibi görerek memnun olmamız gerekirken, eğer memnun değil isek gönlümüzdeki imanın inancın eksikliğindendir bilerek, bu eksikliği gören kardeşimizin de bunu görerek tamamlamasından başka bir şey olmadığını bilmek, bu eleştiriyi erdem sanarak memnun olmamız teşekkür ederek gülümsemeliyiz aslında. Bu şekilde davranmaz isek, toplum hayatımızda sağlıklı ilişkilerin kökleşerek yerleşmesini kök salmasını beklemek sadece saçmalık olacak, gönül kırıklığı ve ayrılıkların kapısını aralamak olacaktır.
    Eleştirinin dozunu ayarlamak, sanki kendimizi eleştiriyormuşuz prensibi ile karşımızdakini gönül okşayıcı olarak eleştirmek, umutlarını yıkacak şekilde değil de eksikliğini göstererek onarmak inşa etmek amacıyla eleştirmekte kendi elimizde olduğunu da hatırlayarak, eleştiride bulunmak en güzeli olduğu da şüphesizdir. Kur’an şöyle der: “Ey iman edenler! Eğer fâsıkın biri size bir haber getirirse onu iyice araştırın. Aksi takdirde bilmeden bir topluluğa zarar verirsiniz de yaptığınıza pişman olursunuz.” (Hucurât, 49/6).Böylesi iftiralarla dolu yalan eleştirilere de itibar etmeden önce araştırmadan da eleştiride bulunmakta kaçınmak gerekir. Yüce Allah c.c. söylediği gibi araştırarak yaklaşanlardan oluruz inşallah.
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

Sitedeki yazıların tüm hakları ve sorumluluğu yazı sahiplerine aittir. Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi davranışlara karşın yasal işlemlere başvurulacaktır.

7 Haziran 2016 Salı

Arkamızdaki İmanlıları Coşa Görelim

 
Kim derki gelin haydi gönülleri ezelim
Nefis şeytan zalimle beraber gezelim
Dünyadaki güzellikleri haydi es geçelim
Candaki canları zulmün içinde bırakalım
Kim söylemişse yanlış yalan söylemiş
Kim demiş ise yanlış gelmiş bu cihana
Yok, böyle bir Güman sal kendini Güman’a
 
Cihan odur ki içinde iman merhamet yeşerir
Alan gönlünde gönlün içine katan almaz verir
Gerçek dost olmak için koşar yana yana
Haram değmesin der yaşarken cümle cana
Gönül kapısı açıktır gelen girer bu cana hana
İstemez iman eden cehennem ateşi değmesin cümle cana
İman ile dünyada cenneti yaşa doya doya
 
İman ile kul dönmez üç yüz atmış beş derece bir yana
İman eder hakka secde ile olur derman için koşar cana
İsteriz der herkes koşsun yanında Mevla ile her an ola
Yanındaki Mevla’yı bile Mevla’sı ile bize can için koşa
Hak yolunda yolda kalırsak yolumuza nurdan ışık ola
Cemal güzelliği gönlümüze vura aşkı ola Mevla aşkı
Cemal güzelliği Mevla aşkı ile cümle gönüller dola
Cümle insanlar hak yola varmak için koşar inan o an yola
 
Gezmeli gönülleri ovayı sahrayı bulmalı hak yolunu
Arayıp bulunca bırakmalı nefis şeytan dünyanın kolunu
Gönül kahrı atmalı uçuruma bırakmalı boş oyunu
İzan idrak şuur ile görmeli imansız yolun sonunu
İhtiyaç sahibi için ipe sakın sermemeli nimet ununu
Yüce Rahman çok sever yolunda kazancını veren kulunu
Ver fazla malın al Yüce Rahman rızasını boz dünya oyununu
 
Kul Mehmet’im bilmem neden böyle bende gezerim
Hak yolun varken neden nefsin şeytanın şerbetini içerim
Bilirim o an ben haksız bu yanlış yolda gidersem o an biterim
Hak dostları canlar varken hala neden nefsimle şeytanla gülerim
Haksız yoldaki yanlışlığı görmeden içine bende kaçmadan yürürüm
Ah böylesi yanlışlık kahrola yolumuz hak yol ola vicdanla sevelim
Hakkın son nefesteki emrine giderken arkamızda imanlıları coşa görelim
Mehmet Aluç-Kul Mehmet
Güman: İman

Sitedeki yazıların tüm hakları ve sorumluluğu yazı sahiplerine aittir. Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi davranışlara karşın yasal işlemlere başvurulacaktır.

Yine Mübarek Ramazan Şen Geldi İnşallah Üzgün Gitmez Yine…

                 
   Hiç düşündük mü veya kontrol ettik mi acaba, gönlümüzün hilali acaba hangi topraklarda kimin için doğuyor? Doğarken doğduğu yer bu doğmayı hak ediyor mu? Yoksa öylesine bir gereksiz ışık olsun diye mi doğuyor acaba? Gönlümüzün hilali karanlıkta kalan kardeşliğimizi aydınlatmak için, kaybolan özümüzü, karanlık gölgede bıraktığımız imanımızı aydınlatmak için, yitirdiğimiz ümmet bilincini tekrar hatırlatmak için doğmalı.  Kudüs de Müslümanlar zulüm altında inlerken, aya Sofya’yı müzeye çevirerek gerçek kimliğinden uzaklaşır feryat ederken, dünyanın her karış toprağında Müslümanlar zulümle inim inim inlerken, acaba gönlümüzün hilali Ramazan hilali ile neden doğmadan karanlıklara batıyor? Korkumuz ölüm mü, ölümden korkulur mu? Ölüm yeniden Hakkın gür sesi NURU ile diriliş değil mi? Zulüm ölümden daha ağır değil mi? O halde yeniden diriliş için neden gönlümüzdeki hilal etrafımızı aydınlatmak için doğmuyor? Zaten ölümü hak etmiş vakti gelmiş ise zaten öleceğiz! Allah C.C. dan korkmayan kul kendi nefsi dünyalık çıkarı için rezilliğe ses çıkarmayacaksa yaşasa ne olur ölse ne olur, gönlü olsa ne olur varlığı olsa ne olur?
 
   Ramazan ki, şuur için birlik beraberlik halden anlama izan idrak sahibi olmamız için her yıl on gün erken gelip bizi kontrol eder, biz hala eski rezilliğimizle boş gönlümüzle, batan gönül hilalimizle aynı şekilde karşılarken, inanın üzgün gidiyor, masum insanların kanı akarken, İslam’ın imanın gür sesi ile sesini çıkarmadan koyun gibi meleyen bizleri gördükçe, geldiğine pişman oluyor… Hayatımızın yarısını ayakta uyuyarak, diğer yarısını da uyutularak yaşıyoruz Nurlar içinde yatsın Üstat Necip Fazılın dediği gibi. Yine bir sözünde: Her kahkaha attığında Allah’a şükür etmiyorsun, neden her ağladığında yüce Allah c.c. kızıyorsun? İşte her Ramazan da mübarek Ramazan acılarımızı sarmamız için şefkati merhameti ile gelir sarar ama nedense o gittiğinde, bu sefer daha çok yaralar açarız edepsizce utanmadan ya da yara açanlara ses çıkarmayız!  Öküzün trene baktığı gibi bakar ses çıkarmayız, yine Mübarek Ramazan şen gelir üzgün gider, her yıl acaba değiştiler mi diye on gün erken yine koşarak nuruyla gelir, heyhat bizde hala bir adım atacak imanın dermanı kudreti varken, imanımız gölgede sakladığımız için adım atamadığımız görür, üzgün mahzun kalır ve bize küskün gider!Bakar ki hala hak ile batılın çizgisi çekilmemiş bilinmemiş,  izler birbirine karışmış,pişmanlık içinde sessizce çeker gider...
 
   Her sene bunları hatırlatmaktan usanmayan Mübarek ramazan bize bunları, biz hala hatırımızda tutmayı beceremedik, hala gittiği o gün her şeyi unutarak kendimizi kaybederek insanlığı insanlığımızı kaybediyoruz. Bu davranış modeli de farkında iseniz İslam’a ve hak peygamber Muhammed Mustafa s.a.v ümmetine de uymuyor, hatta hiç yanından bir geçmiyor öylesine nefsi şeytani bir model ile yaşıyoruz ki, hala bunun bile farkına varmaktan aciz kullarız! Oysaki bu acımızı her an her saniye yaşayarak düzeltmenin sancısı ile olmamız gerekirken, biz hala boş olan dünyayı güzelliklerle doldurtmaktan uzak, nefsin şeytanın batılı zalim düşmanların peşinde bir çıkar sağlayabilir miyiz telaşında yok olup gidiyoruz. Rabbim kendimizi nefsimizi dünyamızı imanla değiştirenlerden eylesin, Mübarek Ramazan ayı nuruyla hanenize gönlünüze doğsun mübarek olsun kardeşlerim. Selam ve dua ile.
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Sitedeki yazıların tüm hakları ve sorumluluğu yazı sahiplerine aittir. Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi davranışlara karşın yasal işlemlere başvurulacaktır.

6 Haziran 2016 Pazartesi

Düşünürken Kara Kara

 
Daha düne kadar düşünürken kara kara
Kardeşlik sanki yok kanarken bu yara
Çok şükür nuruyla Mübarek Ramazan geldi
Sardı kâinatı kardeşlik nuruyla insanlar gördü
Mazlumlar fakirler bir nefeste nurlar içinde güldü
Çok şükür kardeşlikle sarıldık gönlümüzün derdi bitti
Fakirin halini sor dedi sorduk onunla beraber güldük
 
Dualar semada nur nur Rahmana ulaşırken
İslam coğrafyasında kardeşlik bilinsin derken
Müslümanlar birlik içinde olmasını gönülden dilerken
Zalimler acılarıyla inim inim inlesin istenirken
Gönüllerde ayrılık hasreti vuslatla gülerken
Çok şükür kardeşlikle sarıldık gönlümüzün derdi bitti
Fakirin halini sor dedi sorduk onunla beraber güldük
 
Yolumuzda korkak zalim altına kaçırırken tir tir bekler
Biz Ramazan ruhuyla kardeşlikle yıkarız zalim sırıtırken
Haydi, bu ruhu kaybetmeyelim yürüyelim erken erken
Semada bu güzelliğimize melekler gülümserken
Toplu vuralım toplu yıkalım aniden düşman düşünürken
Çok şükür kardeşlikle sarıldık gönlümüzün derdi bitti
Fakirin halini sor dedi sorduk onunla beraber güldük
 
İman yönünde bizden kat kat ilerideydi ecdat
Yıkmıştı kalmamıştı gönülde hayatta bidat
Bizde neden gönülde ikilikle ile yaşar kat kat
Yoksa yıkılmaz da kalır mı gönülde heyhat
Mübarek Ramazandan sonra yıkılır mı bu istidat
Çok şükür kardeşlikle sarıldık gönlümüzün derdi bitti
Fakirin halini sor dedi sorduk onunla beraber güldük
 
Kul Mehmet’im göster gönlündeki Rahmanın merhameti
Ramazanda ve sonrasında silelim gönüllerdeki hasreti
Bilelim kul olarak ayrılmaz bütünlüğümüzü kıymetimizi
Yetimlerle fakirin halini merhamet ile bilelim hikmetini
Yoksa nefis şeytan bize yaşatır ayrılığın esaretini
Çok şükür kardeşlikle sarıldık gönlümüzün derdi bitti
Fakirin halini sor dedi sorduk onunla beraber güldük bugün
Mehmet Aluç-Kul Mehmet
 
İstidat: Yaradılıştan gelen veya sonradan edinilmiş yetenek
 
 
 

Sitedeki yazıların tüm hakları ve sorumluluğu yazı sahiplerine aittir. Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi davranışlara karşın yasal işlemlere başvurulacaktır.

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç