KUDRET SÜRMELİ GÖZLERİNDE
Ak süte su karıştırma
Ceylan gözlerde yaş akıttırma
Kin dolu sözlere yapışarak bakma
Sevgi ile sev aşkı yaşa geriden kalma
Kudret sürmesi çekmiş gözüne
Kudretten her renge boyanmış bedeni
Gönlüme aşkı nakış nakış ören güzele
Hayran olsun Kul Mehmet
Kalbim onu her an ansın ona doğru süzüle
Kudret sürmeli gözlerinde aşk ile gezineyim hayran kalayım bu güzele.
Mehmet Aluç
Şiir edebiyat öykü deneme güncel edebiyat aşk şiirleri,hayat,evet,röportaj,gönülden şiirler,...
Bu Blogda Ara
18 Aralık 2013 Çarşamba
BİR SANİYE DURAMADIK
BİR SANİYE DURAMADIK
Allah diyerek nefsimizi şeytanı yenemedik
Avare ser sefil boş işlerle gezdik
Hiçbir derde çare olamadık
Dertlere baş başa kaldık
Dertlere çare olan Allah’ın ismini söyleyemedik
Ondan gayrısının peşinden koştuk
Gece gündüz dertlerle perişan olduk
Dertlere çare olan Allah’ı bilemedik
Hakkı ile şükür edemedik
Seherlerde Allah’ı anamadık
Tövbe edip hak yoluna giremedik
Her türlü yola girdik boşa ömür geçirdik
Allah’ın yoluna bir türlü giremedik
Boş yollarda cahillerle boşa vakit geçirdik
Onlardan çok eziyet gördük vaaz geçmedik
İnsan gibi yaşayarak Yüce Allah’a kulluk edemedik
Kadir kıymet bilmeyen cahilden derman dilendik
Dertlere derman olan yüce Allahtan dilemedik
Ondandır sürüm sürüm süründük
Pişmiş kelle gibi zalimin cahilin kapısında boş yere bekledik
Kâinatı yaratanın Merhametle saran,
Yüce Allah’ın kapısında,bir saniye duramadık.
Mehmet Aluç
16 Aralık 2013 Pazartesi
BU YAYLADA GEZEN GÜZEL
BU YAYLADA GEZEN GÜZEL
Bu yaylada gelen güzel
ne güzel endamlı'dır yakar öyle
Kudretten her türlü
renge boyanmış gezer bu güzel yaklaş şöyle
Böyle güzel görmedim karşıdan
süzer ne güzel böyle
Koşup gideyim boynuna
sarılayım kalayım öyle
Bu yaylada acep kızar mı
bana, bir ömür beni sever mi böyle
Kanatsız melek midir
hep gezer öyle
Eğer beni canı gönülden
severse
Gönlümde destan olur severim
gönlüm peşinde gelirse
Arşı alada kuşlar
sevinir aşkımıza severse
Kalbimde üstün olur
canı gönülden öperse
Salınarak geliş ah ne
güzel
Yakar bağrımı aşk ile
geçer
Ceylan gözleri sineme
ok eyler geçer
Hayatımın anlamı olur
canı gönülden sararsa
Eğer gönlüme sultan
olur oturursa
Aşk ile severim yoluma
neşe ile koşarsa
Yürekten derdime derman
için sararsa
dermana merhem olursa
Yüreğinden öperim
yüreğimi önüne sererim
Beni canı gönülden severse.
Mehmet Aluç©
ALLAH(C.C.) KERİMDİR
ALLAH(C.C.) KERİMDİR
Tüm dertlere çaredir
Tüm güzellikleri kâinata gönüllere
serendir
Cahiliyeyi putperestliği Resulü ile
yerle bir edendir
İnanmayanlara inanmaları için
mühlet verendir
Kullarına devalar ihsanlar verendir
Günahkâr halimizle bizi af ederek
merhameti ile karşılayandır
Ancak teslimiyet göstererek iman
edenlere
Ayetlerini iman edenlere
duyurabilendir
Hissettirebilendir
Kendisine teslim olanları felaha
ulaştıran
Teslim olmayanları da zülüm
edenleri de zelil edendir
Allah Cömerttir
Teşekkür Edendir
Karşılık Verendir
Bereket ve bolluk sahibidir
Rahmeti Geniştir
Merhameti Sonsuzdur
Bir iyilik yapan mümin kuluna,
Bunun karşılığını fazlasıyla ve
bolluk içinde lütfedendir
Çünkü Allah kullarının iyi olmasını
ister
Kullarının iyi olmasından razı olur
Kullarının iyilik yapmasını sever
Kullarının kötü davranışlardan
uzaklaşıp
İyi güzel davranışlar
geliştirmesini ister
İyiliklere karşılık bolca ikram
etmekten hoşlanır
Rahmetiyle keremiyle ve lütfuyla
muamele edendir
İnsanoğluna en büyük armağanı müjde
cennet vadisinde esintilerini
Nur Resul(S.A.V.) ile gönderen
Kulluğun şuurunu elde edelim diye
varlığın idrakine sunan
Cennet vatana varmanın köprüsünü
gönüllere merhametle nur nur kurduran
İnsanın ve kâinatın sırlarını
güzelliğini açığa çıkaran yaşamaya sunan
İnsanları birbirine ağır yük
olmaktan kurtaran
Hayatı anlamlı yaşanılır kılınması
için düzenlenmesi için,
İlahi beyanı olan Kuranı
gönderendir
Merhameti ile
Keremi ile
Lütfü…. İle
Peki, bu dev istekler ve
beklentilere karşı neler yapıyoruz?
Günahlardan isyandan başka neler
yapıyoruz?
Kinden hasetten başka ne taşıyoruz
kalbimizde?
Yıkmaktan yok etmekten başka neler
yapıyoruz?
Benlik tuzağıyla, kişinin kendisine
müstakil bir benlik vermesi,
Hem kendi varlığını hem de
etrafındakilerin varlığını
Allah'tan bağımsız görmesi
hastalığı
Benlik tuzağıyla kapılan nefis
gurur ile
Riya ile
Gösteriş ile yani kendini üstün
görmenin bir başka türü de gizli günah
Tuzağı ile gıybet ile
Haset tuzağına düşeriz
Tüm şeytani tuzaklarla kalbimizi
dolar
Tüm değerimiz sıfırlıyoruz çoğu
zaman günaha doğru koşuyoruz
Elde avuçta ne Salih amel kalıyor,
ne ibadet, ne iyilik nede güzellik
Bu nedenledir Allah’ın keremini
bilelim
Ona göre kul olalım
İnsan gibi, inanan Allah’a teslim
olmuş gibi riyasız gösterişsiz yaşayalım yaşatalım.
Mehmet Aluç
İslamiyetin Penceresinde Huzurla Hayata Bakış
İslamiyetin Penceresinde Huzurla Hayata Bakış
Artık değer biçecek bir terazisi vardı bu İslamiyet'ti, en doğru ve şaşmaz terazi idi ve Rabbi göndermişti ve kusursuzdu, daha önce neye göre değer biçtiğini ve değerlerinin neden çürük ve fos çıktığını şimdi anlamıştı. Değer biçecek terazi olmadan haybeye değer biçmenin boş ve abes hatta gülünç olduğunu aklına geldikçe kızardı ve utancında başını öne eğdi. Değer biçmek için gönülden değer duygusunun yönü, duygusu ve kusursuz bir yapısı ve özgürlüğü olmalıdır ki değer biçmek için bir terazi olmalıdır ki değeri doğru ve tarafsız veresin diye düşündü. Rabbine şükür etti. Bir çarpanı, böleni olmalı ki gerçek değer ortaya çıksın düşüncesi ile gülümsedi çok şükür İslamiyet terazim var derken gözleri ışıl, ışıl parıldadı. Hayatı ve yaşamı ve bedeni değersiz duruma düşmeden Rabbi yardım ederek değer katmış ve değer kazanmanın yolu açılmıştı. Aynı zamanda değer koyma aracı olan merhameti, dürüstlüğü ve aklına gelecek olan tüm anlamlı değerlerin yol haritası olan İslamiyet'i ve onun şaşmaz terazisini bulması içinde yardım etmişti. Çok mutlu ve bahtiyardı. Daha önce yaşadığı değer paradoksu ile değerlere pay verirken önünü ve arkasını sağını ve solunu hiç düşünmeden karar veriyor ve sonucunu düşünmeden es geçiyordu. Ama şimdi değer saklama ve tartma ve ölçme aracı ile her yönünü düşünerek ve karşısındakinin değerlerini ve onurunu ve içine düşeceği olumsuz teoriye düşmeden ve düşürmeden kırmadan ve incitmeden değer veriyor ve biçiyordu. Bu Rabbinin bir lütfü ve ihsanı idi ve insanlara ve insanlığa Âlemlere Rahmet Peygamberi ile sunmuştu bu bir onurdu ve şerefti, mutluluktu ve huzurdu. Rahmet peygamberini olan peygamberin izinde gitmenin onuruna ve şerefine kavuşmuştu. O Rahmet Peygamberi'ki kendisini taşlayanlara bile merhamet etmiş Âlemlere Rahmet bir peygamberin ümmeti olmanın şerefine nail olmuş Ve merhametin ne olduğunu öğrenmişti Allaha şükür etti. Çünkü dedi, değer verme yargısı bu kadar basit olamazdı ve daha önceki yaşamımdaki gibi değerlere verdiğim yönsüz ve terazisiz bir değer biçtiğim için hayatımda her şey anlamsız ve manasızdı ve ben o nedenle hüsrana ve çöküntüye uğramıştım dedi. Hayatımın her alanı çöküntü bölgesi ile çevrilmiş, yollarım çöküntü hendeği ile darmadağın olmuş ve o nedenle yolumu kaybetmiş ve yorgun düşmüş gönül kırıklığı ve çöküşü ile mahzun ve çaresiz kalmıştım dedi ve Rabbine yolunu dümdüze çıkardığı için tekrar şükür etti. Hüsrana o kadar çok uğramıştı ki hüsransız bir anı ve saati yoktu ve bu yüzden çok acı çekmişti, beklediği beklentileri her defasında gerçekleşmiyor acı çekme oyunu oynamaya tutulmuş çocuklar gibi acıları ve hüsranları oynuyordu. Acı çekmek ve duymaktan tüm hisleri körelmiş deli danalar gibi her tarafa çarparak ve yalpalayarak yürüyenler gibi önünü ve yönünü şaşırmış biçaresiz kaldığı anda Merhameti, affı, lütfü,keremi..... Sonsuz Allah elinde tutarak, yönünü ve gönlünü, affın berrak sularında yıkayarak, doğru yola iletmiş ve yönünü çevirmişti. Bu yön İslamiyet'ti ve onun için çok değerli ve paha biçilemezdi değeri tartılamaz ve anlatılamazdı ve yazılamazdı. Huzurun pınarını Rabbinin yardımı ile bulmuştu doya, doya içiyor ve günde beş defa yıkanarak gönül huzuru içinde, huzurun kapısı açmış ve dilediği gibi giriyor ve diğer insanlarında bu huzuru bulması için dua ediyor ve bu anlamda çalışıyor ve anlatıyordu İslamiyet'i ve iç ve dış gönül huzuru olan İslamiyet'i.
Mehmet Aluç
SIZIM SIZIM SIZILAR
SIZIM
SIZIM SIZILAR
Ağlar gönlüm,
Yârden
rızasız geçen zamanlarda
Gezer
gönlüm ıssız bağlarda
Bahçesiz tohum eker dağlarda
Tatlı rüzgâr eser mi baharsız aylarda
Yâre sevdiğini söylemezsen her gülen göz çiçek
midir?
Aşk
kanlı okmuş gönülden sevene
Mutluluk
içindeymiş okun, aşk ile bilene
Hasret
yokmuş, nazlı yâri aşk ile sevene
Kastın
sevmek den başka değilse
Nazlı
yâri görmeyince şen olur mu dağlar
Yarensiz
gönül ahu zar ile ağlar
Gönüller
semaya açılmadan dua olur mu?
Yar
dağda kalırsa huzur olur mu?
Aşk
ile sevmezsen o yar senin olur mu?
Gönül sever aşk ile
Yemek
pişer yemez diller sıcak aş diye
Bencillik sevgili ile âşık arasına giren
rakiptir
Neden araya ağyar konulur kin ile pisliktir
Hatıram
kaldı nazlı yârin koynunda
Bülbül
ne gezersin gülsüz bu karda ovada
Talan
etti gönül bağımı ayrılık bu ayda
Sazın
teli çalar mı mızrap sız, ateş ile yananda
Yârim
söyler ben yanardım
Ben
yanardım yârim söylerdi
Pilava
giren kaşık oynardı
Ayran
ile tuz yanardı
Penceremize
hep bülbüller konardı
Söyleyin
ben yârden ayrıyım derdimi nasıl gizleyeyim
Gönül
evim yanmış ben artık kimlere gideyim
Hal
perişan dil perişan gül perişan
Ocakta
yanan kül perişan, fokur fokur kaynayan aşkım perişan
Gözümde
akan yaşlar karıştı kana
Yazlarım
artık dönmüştür kışa
Kurt
girmiş kuzunun postuna
Acep
bunca sevgi gitti mi boşuna
Mart
ayı pencereden baktırır
Kazma
kürekleri bilmem ki ne diye yaktırır
Koca karı oldu perişan bir avuç yok mu diye
ağlar baktırır
Odunu olmadan ısınmaya çalışan zaten perişan
elini bağlar
Bunu gören yüreğim sızım sızım sızılar
Bilmem
çoban evinde sıcakta oturmuş ne diye kış geldi diye ağlar
Vefasız
yar neden yüz vermez diye oturmuş kaval çalar yürekleri dağlar
Bahtımın
karası konulmuş tabut içine diye ağlar
Nefes
mi bitecek ömür mü bitecek diye nefessiz çalar kavalı
Deli
gönlüm yar diye çağlar
Ey
yüzüme yalandan gülen dostlar
Nazımız
yâre görünce kaçan dostlar
Mezar
mı gelecek yar mi gelecek bilinmez a dostlar
MEHMET ALUÇ
ANKARA SİNCAN
AĞYÂR: Başka, yabancı, el.
GÖNÜLLERE FER RESUL ÂŞIKLARI
GÖNÜLLERE FER RESUL
ÂŞIKLARI
Zulmedenler bütün bu çırpınıp durmalarınız
fiyasko
Sonsuz yok oluşa koşanlar işleriniz
boşa çıkacak
Resul âşıkları yolda geliyor
nefesinizi yüreğinize gömecek
Gönüllere fer Resul âşıkları bizler
için mecnun oldu sıra size de
gelecek
Bakma gözlerimiz yaşlı
Gönüller kirli paslı
Resul aşkı ile yaşayanlar silecek
gözlerimizdeki yaşı
Silecek yüreğimizdeki pası
Yollarda yollarımıza engel olanlar
derbeder perişan olacaksınız
Ellerinizi dizinize vursanız da geçti
Birde bakmışınız her şey anında bitti
Soluklarınız soluksuz kaldı ölüm
kapınızda zil çaldı
Sineler O Nur Resule, O Güneş'e
pervanedir
Hiçbir beşere nasip olmayacak ölçüde
arkadaşları yollarda
gelmektedir
Mahzun gönüller Nur Resule koşacak
Dostlarında arkadaşlarında Resulün
huzura eren cennet
kokusu ile coşacak
Emniyete huzura kavuşacak
Dünyada iken cennetlere girmiş gibi
olacaklar
Sizlerde ya kabul edersiniz
Ya da dünyada iken cehennemi
yaşarsınız
Öldükten sonrada devam edersiniz
Mehmet Aluç
BİR OLAN ALLAH(C.C.)
BİR OLAN ALLAH(C.C.)
İnsan tek başına çıktığı hayat
yolculuğunda çekil ışıltısı ihlasla
Türlü duraklardan aldığı enerjilerle
beslenerek özlemle sarıldığı Kuranla
Yaşam macerasına doğruluktan sevgi sevdanın
kıvılcım belleği sünnet ile
Resulden ayrılmadan gülerek masumiyetle devam
eder
Bu kıyamlar onu biçimlendiren yol gösteren
ışık
Avuçları yüreği dudakları duaya açık
Ruhunun her hücresinde aklanma yalvarışıyla
tövbe kapısında
Yaşamın başlangıç bitiş noktası olarak kabul
edilen iman ile teslimiyet ile
Tüm doğrultusunu yönünü belirleyen nurlu yolda
Allah’a Resule yürüyen sadık kuldur
Bu iç yolculukta taşları asıl yerine oturtan Kuran
sünnet ile açılan yoldur
Görünüşte bir kimlik kazanan bu süreçte yalnız Allah’a dayanan kuldur
Sonucunda ise insan bütünüyle toplumun bir
parçası olarak
Haksızlıklara karşı imanı ile ilerleyen kuldur
Varlığın kendi varlığını Yüce
Allah’ın varlığında yok etmesi,
cennetten yoldur
Allah'ı bilmek nasıl olur?
Kâinatın yaratılışı nasıldır?
Biz neyiz?
Niçin geldik dünyaya yaşamaya?
Ne için?
Neden?
Yaşamımızın anlamı
Var olmanın aslı
Gerçek, başlangıç ve son nelerdir?
Bu ve bunun gibi fizik ötesi sorulara
Kuran sünnet ile cevap vermeye
çalışan kuldur
Tek varlık olan Allah kendisini
görecek gözler
Sevecek gönüller istemiş ve kâinatta
bilinmek istemiş
Dediği hakiki mümindir
Allah'ın bir görüntüsüdür halifesidir
Öyleyse insanlar arasında
Renk, inanç, dil, ırk gibi ayrımlar
yapmak anlamsızdır…
Mehmet Aluç
İMAN İLE BİLİNİR-1
İMAN İLE BİLİNİR-1
İman ile ihlâs-ı şerif kapısından girilir
Perde kapanır ve gönül bahçesinde kalınır
Dikilen burada feyz-i ilahi ile nurdan damlalar
Nur damlaları ile sulanır marifet çiçekleri
Sarar kokusu âlemi ve görür gönül gözü ile gizli tecellileri
Gönülde seyretmeye başlar tefekküre dalar gizli, gizli geceleri
Ekilen çiçeklerin kokusunu aldıkça ve ekeni tefekkür eder gizli, gizli geceleri
Gönülden arar gönlüne ve âleme bu manaları veren Rabbinin adını heceler gizli, gizli geceleri
Hakka giden yolda yolculuk başlar zevk ile
San kalbini çanak anten ve dönsün Rabbine şevk ile
Cenabı-ı hakkın nurlarına ve feyzine alsın zevk ile
Bilir Rabbi her an her yerde hazır her haline nazırdır, bilir bu iman ile
Oldu marifet çiçekleri marifet fidanları bu iman ile
Bakarken bu fidanlara Allah-u Teâlâ'nın varlığını her yerde his eder bu iman ile
Seyrederken anlar ve bilir Sebep-i mevcudat olan Peygamberin(S.A.V.) nurundan olduğunu bu iman ile
Zira Allah-u Teâlâ kendi Nurundan onun Nurunu, o Nuran'da kâinatı yarattı bilir bu iman ile
Seyreyler ilah-i Tecelli yatı seyreyler zevk ile bu iman ile
Kendini de kontrol altında bulundurulduğunu da bilir bu iman ile
Az ilerde Resulullah Aleyhi selamın muhabbeti tecelli eder bu iman ile
Zira Allah-u Teâlâ kendi Nurundan onun Nurunu, o Nuran'da kâinatı yarattı bilir bu iman ile
(Rabbim cümlemize nasip etsin bunları. Âmin)
Mehmet Aluç
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Yayınlarım
Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?
Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç
-
Aşık Reyhani 1932 yılında Hasankale'nin Alvar köyünde doğdu. Asıl adı Yaşar Yılmaz'dır. İran'dan göçen babası ...
-
1847’de Manisa'nın Kırkağaç ilçesi Gelenbe kasabasında dünyaya geldi. 1912'de aynı kasabada yaşamını yitirdi. Asıl ismi Mehme...
-
Yunus gelirde hakka doğru yürünmez mi? Gözlerde yaş akarda Yunus görmez mi? Hak yolda hakla olan Yunus görünmez mi? Hak yol...