SIZIM
SIZIM SIZILAR
Ağlar gönlüm,
Yârden
rızasız geçen zamanlarda
Gezer
gönlüm ıssız bağlarda
Bahçesiz tohum eker dağlarda
Tatlı rüzgâr eser mi baharsız aylarda
Yâre sevdiğini söylemezsen her gülen göz çiçek
midir?
Aşk
kanlı okmuş gönülden sevene
Mutluluk
içindeymiş okun, aşk ile bilene
Hasret
yokmuş, nazlı yâri aşk ile sevene
Kastın
sevmek den başka değilse
Nazlı
yâri görmeyince şen olur mu dağlar
Yarensiz
gönül ahu zar ile ağlar
Gönüller
semaya açılmadan dua olur mu?
Yar
dağda kalırsa huzur olur mu?
Aşk
ile sevmezsen o yar senin olur mu?
Gönül sever aşk ile
Yemek
pişer yemez diller sıcak aş diye
Bencillik sevgili ile âşık arasına giren
rakiptir
Neden araya ağyar konulur kin ile pisliktir
Hatıram
kaldı nazlı yârin koynunda
Bülbül
ne gezersin gülsüz bu karda ovada
Talan
etti gönül bağımı ayrılık bu ayda
Sazın
teli çalar mı mızrap sız, ateş ile yananda
Yârim
söyler ben yanardım
Ben
yanardım yârim söylerdi
Pilava
giren kaşık oynardı
Ayran
ile tuz yanardı
Penceremize
hep bülbüller konardı
Söyleyin
ben yârden ayrıyım derdimi nasıl gizleyeyim
Gönül
evim yanmış ben artık kimlere gideyim
Hal
perişan dil perişan gül perişan
Ocakta
yanan kül perişan, fokur fokur kaynayan aşkım perişan
Gözümde
akan yaşlar karıştı kana
Yazlarım
artık dönmüştür kışa
Kurt
girmiş kuzunun postuna
Acep
bunca sevgi gitti mi boşuna
Mart
ayı pencereden baktırır
Kazma
kürekleri bilmem ki ne diye yaktırır
Koca karı oldu perişan bir avuç yok mu diye
ağlar baktırır
Odunu olmadan ısınmaya çalışan zaten perişan
elini bağlar
Bunu gören yüreğim sızım sızım sızılar
Bilmem
çoban evinde sıcakta oturmuş ne diye kış geldi diye ağlar
Vefasız
yar neden yüz vermez diye oturmuş kaval çalar yürekleri dağlar
Bahtımın
karası konulmuş tabut içine diye ağlar
Nefes
mi bitecek ömür mü bitecek diye nefessiz çalar kavalı
Deli
gönlüm yar diye çağlar
Ey
yüzüme yalandan gülen dostlar
Nazımız
yâre görünce kaçan dostlar
Mezar
mı gelecek yar mi gelecek bilinmez a dostlar
MEHMET ALUÇ
ANKARA SİNCAN
AĞYÂR: Başka, yabancı, el.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder