Bu Blogda Ara

21 Haziran 2014 Cumartesi

Kurana resule bağlan


Güller Sereyim


GÜLLER SEREYİM
Seni candan sevdim deli dedin
Kalbimin kapısın açtım gönül hırsızı dedin
Kanayan yarana derman olayım dedim
Sana ne densiz dedin beni kovdun

Şimdi tek başına kaldın
Gözlerinde yaşlar var
Derman ararsın derdine yanlış sokaklarda
Aşkı ararsın dehlizlerde karanlık uçurumlarda

Aradığını bulamadın
Benim gibi seveni de bulamadın
Yaran kangren oldu şifa bulamadın
Bir adım atmayı çok gördün

Hem kendini hem de beni mutsuz ettin
Gönül kapım sana yine açık
Ez nefsini inadın gel
Gelirsen söyle yoluna güller sereyim

Mehmet Aluç

Ayıramazsınız


Endişelerle beslediğimiz korkularımız..


Seslendirme şiirim-Dur gitme-


17 Haziran 2014 Salı

Hasretin Yükü Ağırdır







Aşığın bağrı yaralıdır. Gurbet ele gitmiştir, ekmek parası için. Ayrılığın hasretine alışmamış gönlü hıçkırıklarla ağlamaktadır. Gurbet, ona ölüm gibi gelmektedir. Geride bıraktığı sevgilide aynı durumdadır, lakin elden bir şey gelmez, hayatın ağır şartları iş bulamamanın sıkıntısı ile gurbet ele götürmüştür.


Yıl 1970’li yıllar telefon yok sadece mektup var, oda gidip gelmesi bir ayı buluyor. Atadan deden kalan toprak yok, gerçi konu komşu gitme buralarda kal demesine rağmen, sevdiğini önce Allah’a sonra komşularına bırakarak, daha güzel bir yaşam için gurbete çıktı. Lakin çıktığına da bin pişman oldu.

Geri dönüşü nefsine zor gelir, şeytan gitme nasıl bakarsın insanların yüzüne derse de, elinin tersi ile tersler, gurbeti terk için yola çıkar. Ayrılığın hasreti zordur gönül dayanmaz. Biliyordu hiçbir komşusu ona neden geri döndün demez bağrına, basardı.


Yar yanımda olsun bir domates soğan bir parça, ekmek olsun yeter dedi ve evin yolunda, uçan kuşlar gibi uçarak yola koyuldu. Hasretin büyük fırtınası yüreğini param parça etmişti, yârin hayali gözünde tütüyordu. Aldı yine gönül sazını eline

Ey hasret ey gurbet seni tanıdım
Yüreğimi yaktın tarumar ettin
Pişmanlığın ateşi ile beni yaktın
İşte gidiyorum yârin yanına

Artık benden uzaklara git
Bir daha uğramam yoluna
Hasretin izi yüreğimde
İşte gidiyorum yârin yanına
Mehmet Aluç

16 Haziran 2014 Pazartesi

Gelemem artık



Gidişinle mezara gömdün sen beni
Gelişinle mezar da çıkamam ki
Kurşunları sapladın yüreğime
Çıkarmak istesem de çıkaramam ki

Acıma artık ne olur sen bana
Sus ağlama artık bir fayda getirmez sana
Ağlama da bakayım ben doya doya sana
Mezarım başında durman boşuna
Çık desende gömdün beni çıkamam ki artık

Tatlı rüyalarımızı bak yıktın
İçindeki kin nefreti boşalttın
Sana gelen tüm yolları kapattın
Gelmek istesem de gelemem artık
Mehmet Aluç©

15 Haziran 2014 Pazar

O Benim Babamdı


İşte o adam dağ gibi olan benim babam
Bu benim babam
Emeği dökülmüştü yollara
Kırık dökük
Toplardı yollarda elbisesi sökük dökük
Ben kaldım boynu bükük
Elbiselerin kaldı yırtık sökük
Zaten yıkıktı beli bükük
Dertlerin çoktu sendin içine çökük
Hiç yapmazdın aç gözlülük
Yüreğin dağılmıştı bölük pörçük
Hiçbir zaman olmadın burnu büyük
Hep Rahmana ederdin tefekkür
Hasretin yakar kavurur
Alnın açık gittin Allah’a şükür
Geceleri rüyamda gülen yüzün gözükür
İşte o adam benim babam çok şükür
O benim babamdı hep beni düşünürdü
Olsa da elbiseleri yırtık dökük
O benim babamdı gitti beli bükük
Arkamızda sessizce bakındı
Sessizce elimizden alındı
 Biz kaldık boynu bükük

Mehmet Aluç

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç