Bu Blogda Ara

10 Ocak 2014 Cuma

Düşlerimde Beni Hep Sen Sarsaydın


Gece gündüz sevgi ile açan bir gül olsaydın
Gönül bahçende aşk ile öten bülbül ben olsaydım
Sana sırılsıklam aşk ile kollarına sarılan ben olsaydım
Başımı omzuna yaslayan hep ben olsaydım
Çölde susuz dudağına yağmur yağmur yağan ben olsaydım
Susuzluğunu gidermek için pınarlarda içtiğin sular hep ben olaydım
Gönlüme güneş gibi doğan hep sen olaydın
Başımı küçük bir çocuğu okşar gibi okşayan hep sen olsaydın
Düşlerimde beni hep sen sarsaydın
Nakış nakış aşkı yüreğime işleyen sen olsaydın
Gözlerimde bakan bakışlar hep sen olsaydın
O güzel bakışlarınla seni sadece seven ben olsaydım
Gökyüzünde sadece senin için uçan kuş ben olsaydım
Uçarak yüreğine her gün ben konsaydım
Aşkın vadisinde yalnızca seni kollarıma sarsaydım
Gülen yüzünde gülen gülüşün hep ben olsaydım
Tatlı gülüşünle öptüğüm hep sen olsaydın
Mehmet Aluç

KALK GÖNÜL GİDELİM



Yüreğime ince sızı çöktü kalk gönül gidelim
Nazlı yârden haber gelmez bir haber alalım
Ağlama gönlüm haber alamazsak ne yapalım
Yarası kapanmaz bu sevdanın ağlamayalım
Yan gönlüm hasret ile kaybolmayalım
Ruhuma alev alev feryatlar süzülür beklemekten usanmayalım
Belki yoldadır nazlı yar,
Terk etmeyelim yolunu avare kalmasın ağlatmayalım
Tükenmesin zaman ayaklarımızın altında
Yürüyelim ufak ufak sevdanın kanatları altında

Mehmet Aluç

9 Ocak 2014 Perşembe

Anlamı yok -2-


ANLAMI YOK 2
Hüznü gidermek için dostun yoksa
Yüreğindeki acıların için seni saracak yârin yoksa
Karanlık gecelerde karanlığına ışık olacak yoksa
Dost aramanın yâri aramanın ışık aramanın vakti geçmeden ara tükenmeden
Dost ara yârini ara karanlığına ışık olacak ışığını ara üşenmeden
Bulamazsan sen hüznü gideren,
acılara merhem olan,
karanlığa ışık ol kaybolmadan
Hüznü gider acılara merhem ol yarınlara koşaraktan
Karanlıkta kalanlara ışık ol karanlığı yırtaraktan
Yârsiz kalanlara sarılacak yar ol üşüyen yüreklerine,
 sıcaklığınla sar merhameti gönlünde bırakmadan
Mehmet Aluç©

8 Ocak 2014 Çarşamba

Anlamı yok-1-


HİÇBİR ANLAMI YOK
Arayan seni bulmadıktan sonra
Sen arananı bulamadıktan sonra
Ortalıkta gezmenin var olmanın hiçbir anlamı yok
Ortada olmanın da hiçbir ifadesi ve anlamı yoktur

Mehmet Aluç©

ALNINDA SADECE SECDE İZLERİ VAR KANATLANMIŞ

















ALNINDA SADECE SECDE İZLERİ VAR KANATLANMIŞ
Sessizlik çökmüş haneye
Dünya malı benim dediklerin terk etmiş
Hüzün dolmuş başındakilere acıları yüklenmiş
Artık ne mal kaygısı nede nefis kaygısı var
Sadece hesap vermenin kaygısı var ölüm gelince
Dünyada uzaklaştıran ayak sesleri
Donuk cesedinin sessiz lal dilleri
Elinde benim dediklerin boş sallanmış dört yana
Alnında sadece secde izleri var canlı senin olan koşan sana
Dilindeki Allah sözleri kanatlanmış
Alnında sadece secde izleri var kanatlanmış cennete kavuşturan
Mehmet Aluç



EY NEFSİM BİL ARTIK


EY NEFSİM BİL ARTIK
Ey nefsim bil artık
Kaçma muştulu vuslattan
Allah diyen yüreğe
Ömre
Ölüm yoktur
Hele günde beş vakit secdeye iki büklüm varana
Ölüm değil nefsinden şeytandan kurtuluş vardır
Rahmanla Gül kokulu Resul ile buluşma vardır
Nefsim şeytanın aklına uyma
Derdi yolda çıkarmak cehennemde kendine arkadaş bulma
Her an bağla gönlünü çözülmez zincirlerle Allah’a
Ölüm zaten Allah’a Gül kokulu Resule kavuşmadır
Canımız kurban olsun Allah ile gül kokulu nur Resul yoluna

Mehmet Aluç

7 Ocak 2014 Salı

KALKILMAZ UYKUYA



KALKILMAZ UYKUYA
Kalkılmaz uykuya sessizce korku ile yaklaşan ömrüm
Korku ile beklense de ayak sesleri
Yaksa da yüreğini yaklaşan alıp götüren
Kalkılmaz uykuya yaklaşan ömrüm sukut eyle peşinden
Böylemidir hep kalkılmaz uykuya yaklaşanın korku sesi
Dokunuyor mu her nefise bu sesler 
Sönük göğüs böylemi hisseder
Kara haber gibi sessizce yaklaşan
Yavaşça sönen ömrün kalkılmaz uykuya düşünce başı
Böyle derinden mi gelir son yolun sesi
Sonsuz yaşamaya giden yolun neşe ile ışık saçan sesi
Can yoldaşın sesi gibi mi gelir
Koşarken cansız atın sırtında sonsuzluğa doğru

Mehmet Aluç

ÇIKMAZDAKİ KAOS YAŞANTI




ÇIKMAZDAKİ KAOS YAŞANTI
Kuran ve gül kokulu Resulün kişiliğini örnek alarak yaşayanlar
Kişiliksiz kimliksiz yaşayanlar
Korkak kalanlar
Hakkın merhametini rahmetini temsil eden gönlünde taşıyan
Olduğu gibi, gönüllerden imansızlık zulmetini silen korkmayanlar
Bu altın iklime adımını atanlar iz bırakanlar
Kuran ve gül kokulu Resulün altın ikliminin yumuşak ve şefkatli atmosferine koşanlar
Bir kez daha kendini bulup kendi özsüz özüne katanlar
Taze düşüncelerle yaşayanlar güzel yaşamak için iz olanlar
Köhne düşüncelerle yaşayanlar yok olanlar
Korku ve itaat telkin edenler korkaklar
Köleleştirenler kin saçanlar
Kin ile yaşayanlar
Kötü niyetliler
Linç edenler utanmazlar
Milletin avukatları olanlar
Olmayanlar
Milli iradeyi savunalar
Muhbirler olarak savunmuş görünenler
Asrısaadet iklimine doğru yolculuğuna devam edenler
Sevgiyi incelerden ince dantel gibi mutlulukla gönüllere örenler
Mutlu olan
Mutsuz olmayan
Mutluluğu kendi mutsuzluğu gibi mutsuz yapanlar
Nefret edenler
Okumuş kesimi istismar edenler
Öfke içinde olanlar yolsuzlar
İşgale doğru yola açanlar
Millî müesseseleri kendi hesabına işletmeye çalışanlar
Ötekileştirme fikrini sunanlar
Kin sunanlara övgü düzenler
Özgürlüğü savunanlar
Özgürlüğü savunmuş gibi savunanların arasına giren
Özgürlüğü baltalayanlar
Yıkım için kuklacıların rollerini oynayan kukla rolsüzler
Oynamayanlar
Sessiz çoğunluk ve sesli azınlıkta kalanlar
Sevgi duyanlar
Sevgi ve hoşgörüye özlem duyanlar
Sevgiyi barışı özgürlüğü isteyemeyenler
Sevgiyi yeniden yeşertmek isteyenleri sindirenler
Sindirilenlere tokat savuranlar
İslami çökermeye çalışanlar
Çökertmeye çalışır iken çökenler
Soğuktan tir tir titredikleri hâlde,
Üşenmeden zevkle abdest alıp en zor şartlarda camilere koşanlara
Kin nedir bu ön yargı ile kin
Gül kokulu Resul âşıklarını karalama nedendir utanmazca
Yolda kalan derbeder ve perişan akıllar,
Yolda kaldığınıza bin pişman olacak ve ellerini dizlerine vuracaksınız
Lakin iş işten geçmiş olacak o gün
Siyasette, hukukta, adalette keşmekeş sunanlar
Sorumluluk duyanlar
Sorumsuz olanlar
Söz ve yazının arkasına saklanan korkaklar
Stratejik akılla düşünen ve hareket edenler
Stratejik akla sahip olmayanlar akılsızlar
Suç işleme özgürlüğüne sahip olanlar
Suç ve suçlu üretenler
Sürüleşmeyi kabul edenler
Şeytanın dostları
Şikâyet edenler
Şizofren olanlar
Tanınamaz hale dönüşenler
Taraf olmaya zorlayanlar
Tarihi gerçekleri hatırlayan ve hatırlatanlar yol açanlar
Toplumsal arayış içinde olanlar
Toplumu cahilleştirenler
Toplumun ortak kardeşlik dokusunu parçalayanlar

Ucube viran olmuş tipler
Uyanış içinde olanlar
Uyutanlar
Uyuyanlar
Uyumayanlar
Uyutmaya çalışanların yoluna çıkanlar,
dersini imanı ile ders verenler
Ya bendensin ya karşısın diyenler utanmazlar
Yenidünya stratejileri oluşturanlar hiçbir uyuma uymayan uyumsuzlar
Yenildiğini düşünmemek için çırpınan zavallılar
Bütün bu çırpınıp durmaları fiyasko ile neticelen kötü niyetliler
İnsan sevdiğini, bildiği ölçüde severken,
Bilmediğinin de hep düşmanı bilmiştir ön yargı ile yaşayanlar
Yetkili olanlar
Zalimlerin yanında yer alanlar
Zihinlerinde ve yaşamlarında algıya sahip olanlar
Sahip olmayanlar
Yolda kaldığınıza bin pişman olacak ve ellerini dizlerine vuracaksınız
Lakin iş işten geçmiş olacak o gün

Mehmet Aluç

ÇIKMAZDAKİ KAOS YAŞANTI
Kuran ve gül kokulu Resulün kişiliğini örnek alarak yaşayanlar
Kişiliksiz kimliksiz yaşayanlar
Korkak kalanlar
Hakkın merhametini rahmetini temsil eden gönlünde taşıyan
Olduğu gibi, gönüllerden imansızlık zulmetini silen korkmayanlar
Bu altın iklime adımını atanlar iz bırakanlar
Kuran ve gül kokulu Resulün altın ikliminin yumuşak ve şefkatli atmosferine koşanlar
Bir kez daha kendini bulup kendi özsüz özüne katanlar
Taze düşüncelerle yaşayanlar güzel yaşamak için iz olanlar
Köhne düşüncelerle yaşayanlar yok olanlar
Korku ve itaat telkin edenler korkaklar
Köleleştirenler kin saçanlar
Kin ile yaşayanlar
Kötü niyetliler
Linç edenler utanmazlar
Milletin avukatları olanlar
Olmayanlar
Milli iradeyi savunalar
Muhbirler olarak savunmuş görünenler
Asrısaadet iklimine doğru yolculuğuna devam edenler
Sevgiyi incelerden ince dantel gibi mutlulukla gönüllere örenler
Mutlu olan
Mutsuz olmayan
Mutluluğu kendi mutsuzluğu gibi mutsuz yapanlar
Nefret edenler
Okumuş kesimi istismar edenler
Öfke içinde olanlar yolsuzlar
İşgale doğru yola açanlar
Millî müesseseleri kendi hesabına işletmeye çalışanlar
Ötekileştirme fikrini sunanlar
Kin sunanlara övgü düzenler
Özgürlüğü savunanlar
Özgürlüğü savunmuş gibi savunanların arasına giren
Özgürlüğü baltalayanlar
Yıkım için kuklacıların rollerini oynayan kukla rolsüzler
Oynamayanlar
Sessiz çoğunluk ve sesli azınlıkta kalanlar
Sevgi duyanlar
Sevgi ve hoşgörüye özlem duyanlar
Sevgiyi barışı özgürlüğü isteyemeyenler
Sevgiyi yeniden yeşertmek isteyenleri sindirenler
Sindirilenlere tokat savuranlar
İslami çökermeye çalışanlar
Çökertmeye çalışır iken çökenler
Soğuktan tir tir titredikleri hâlde,
Üşenmeden zevkle abdest alıp en zor şartlarda camilere koşanlara
Kin nedir bu ön yargı ile kin
Gül kokulu Resul âşıklarını karalama nedendir utanmazca
Yolda kalan derbeder ve perişan akıllar,
Yolda kaldığınıza bin pişman olacak ve ellerini dizlerine vuracaksınız
Lakin iş işten geçmiş olacak o gün
Siyasette, hukukta, adalette keşmekeş sunanlar
Sorumluluk duyanlar
Sorumsuz olanlar
Söz ve yazının arkasına saklanan korkaklar
Stratejik akılla düşünen ve hareket edenler
Stratejik akla sahip olmayanlar akılsızlar
Suç işleme özgürlüğüne sahip olanlar
Suç ve suçlu üretenler
Sürüleşmeyi kabul edenler
Şeytanın dostları
Şikâyet edenler
Şizofren olanlar
Tanınamaz hale dönüşenler
Taraf olmaya zorlayanlar
Tarihi gerçekleri hatırlayan ve hatırlatanlar yol açanlar
Toplumsal arayış içinde olanlar
Toplumu cahilleştirenler
Toplumun ortak kardeşlik dokusunu parçalayanlar
Ucube viran olmuş tipler
Uyanış içinde olanlar
Uyutanlar
Uyuyanlar
Uyumayanlar
Uyutmaya çalışanların yoluna çıkanlar,
dersini imanı ile ders verenler
Ya bendensin ya karşısın diyenler utanmazlar
Yenidünya stratejileri oluşturanlar hiçbir uyuma uymayan uyumsuzlar
Yenildiğini düşünmemek için çırpınan zavallılar
Bütün bu çırpınıp durmaları fiyasko ile neticelen kötü niyetliler
İnsan sevdiğini, bildiği ölçüde severken,
Bilmediğinin de hep düşmanı bilmiştir ön yargı ile yaşayanlar
Yetkili olanlar
Zalimlerin yanında yer alanlar
Zihinlerinde ve yaşamlarında algıya sahip olanlar
Sahip olmayanlar
Yolda kaldığınıza bin pişman olacak ve ellerini dizlerine vuracaksınız
Lakin iş işten geçmiş olacak o gün
Mehmet Aluç

SECDEDE



SECDEDE
Ya Rahman sana varmadan önce
Yamandı halim
Kaldım esen rüzgârda yersiz yurtsuz garip
Girdiğim sokaklar hep çıkmaz kördüğüm
Nedir bu yaşadığım gördüğüm hepsi zulüm
Sensizlikten uzak bir ses uçuruma çağıran
Seherin vaktinde bir nefes ezan sesi
Huzura götüren
Secdeye varınca boğazda kalan çileyi yok eden
Karlı dağların engin yolunu düz eyleyen
Secdede yüce Rahman seni anmak
İlahi aşkın ile yanmak
Nefsi şeytanı zulmü yakmak
Secdede senin ile diriliş ne güzeldir ya Rahman
Mehmet Aluç



6 Ocak 2014 Pazartesi

Vicdan



Vicdan 
Nefis
Arzular
Vicdan nefsin mi esiri
Arzuların mı esiri

Yoksa esir edilip de prangaların mı esiri
Hiç mi çırpınış yok nedir bu sessizlik
Her kamçı indikçe zevk mi alıyor
Nefes alırken nefesin hakkı içinde mi ses çıkarmıyor

Ah vicdan 
Nasılda kör oldun
Takatsiz çaresiz kaldın
Bir an hiç mi ayıkmazsın böylesine utanç içinde yandın kaldın

Uzaklaşmanın yolunda sonsuz uçurumlara koşarak nelere kandın
Neden bu uzaklaşma kör bakış hissizlik nerelerde kaldın
Sancılar içindesin
Sancıların çaresine çaresin

Ama gel görkü çaresizliğin zindanında kör karanlıktasın
Ruhuna ne oldu nelerde neye musallat oldu nerelere kaçtı
Nedendir bu hüzün şarkıları
Ecdadın mezarında kemikleri sızlar

Perişanlık diz boyu
Edepsizlik deryalar denizlerin kadar koyu
Aldatmaların sonu mezar

Mezarın sonu ya cehennem
Ya cennet

Bu çirkeflikle sonu cehennem
Görünen köy kılavuz istemez
Teknoloji insana hizmet için

Lakin insanlık içinde yok oldu 
Kaybolduk.

Zorlayan
Horlayan
Kollamayan
Yaşanmayan

Yaşatmayan
Bir dünyanı içinde arzularına nefsine uymuş vicdanlar
Vicdandan haberi olmayan sefil insanlar
Anlamadan habersiz insan kılıklı maskeli anlamsız insanlar…
Mehmet Aluç

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç