Bu Blogda Ara

18 Temmuz 2015 Cumartesi

Harçlık istedim



Harçlık istedim dedemden
Dedem sanki şaşırdı birden
Sen büyüdün git iste ebenden
Şaşırıp kaldım ben birden

Harçlıksız ne yaparım şimdikten
Para istedim dedemden
Bayram diye niye verilmez inceden
Dedem alırmış harçlığını unutmuş evvelden

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Ölmeden Önce Yüce Allah’a Ulaşmayı İstemek




Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam şefaatçimiz, Habibimiz, önderimiz, insanların en hayırlısı tevhid ve sünnet muallimi Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e ashabına ve onun yolunda gidenlere olsun.

Bu fani dünyaya gelen kullar olarak bizler, belli bir amaç ve gaye için geldik. Gayemiz belli amacımız belli. Yoksa yan gel yat, canın istediğinde kendi amacına ulaşmak için kulları ez, zulüm yap, güç kuvvet şu anda sende ise istediğini yap yık geç değil elbette.
Gayemiz, Yüce Allah’a teslim olmak, ibadet Salih amel işleyerek Yüce Allah’a ulaşmayı istemek ona ulaşmak-Ondan hidayeti isteyerek- Kur’an ve nur Resul yolunda ilerlemek, dünyadaki kötülükleri bertaraf ederek güzelleştirmek, yüreğimizde merhameti terk etmeden, gönüllerdeki yaraları sarmak, Ahiret mutluluğu için imtihan edilir iken sıkıntılar içinde sabır ederek, Ahiret saadetine ulaşmaktır.

Allahtan hidayet isteyerek ona ölmeden önce kavuşmak için ona teslim olmak, her istediğini yapmak, istemediğini yapmayı dilemek ile kul ancak cennete ulaşır. Her kim der ise bu âlemde Yüce Allah’a ulaşmak yoktur der ise yanılmaktadır, yanlıştadır. Allah’a ulaşmayı dilemek, Mümin ve kâfiri ayıran çizgidir. Her kul eceli gelince ölünce, yüce Allah’a ulaşacaktır, ama iyi ama kötü bir şekilde. Ama önemli olan ölmeden önce Yüce Allah (c.c.)ulaşmayı dilemek ve bu yönden hayatını devam ettirmektir.

 “Allah zikredildiğinde onların kalpleri titrer” buyruluyor.(Enfal 1-4 ile mümin un 60 ) birleştirildiğinde, Allah zikredildiğinde kalpleri titreyenlerin Allah’a yaşarken ulaşmayı dileyenler olduğu her hali ile anlaşılmaktadır.

Allah’u Teâlâ ise; "Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım (hidayete erdiririm)." diyor (Şura-13).

Ve "Sakın Allah beni hidayete erdirseydi diyerek pişman olanlardan olmayın!" diye bizi uyarıyor (Zuhrûf-37).

 Allah’u Teâlâ ise; "Bana ulaştıran bir yol var, ismi Sıratı Mustakîm'dir." diyor (Hicr-41).

 Ve "Onlar Allah'ın yolundan men ederler, dikkat edin!" diye bizi uyarıyor (Zuhrûf-37).

 Bazılarımız ise ; "Günahlarınız kadar cehennemde yandıktan sonra cennete geçersiniz." diyor.

 Allah’u Teâlâ ise; cennet ve cehennem hayatı ebedidir" diyor (Mu'minûn 102-103).

Ve "Sakın aldatıcılar da sizi Allah'ın affı ile aldatmasınlar!" diye bizi uyarıyor (Fatır-5).
Cehennem yeri ise küfrün yolunda gidenlerin ebedi kalacağı cezasıdır ve ebedîdir. Dünya âleminde kendi çıkarı peşinde koşan iman etmeden ölen bir insan o azap diyarında ebediyen kalacaktır O iman etmeyenler ise zulüm ile kula eziyet çektirenler ise ebediyen azap çekeceklerdir.
Artık kimin terazide tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerin kendileridir. Kimin de terazide tartıları hafif gelirse, işte onlar da kendilerine zarar verenlerdir; Cehennem'de devamlı kalıcılardır. (Mu'minun-102-103)

Dünya hayatında Allah’a ulaşmak yerine kul sonu gelecek olan dünyayı tercih eder ise karşılığını dünyada alır, Ahirete eli boş gider. Ama dünya peşinde değil Kuran sünnet merhamet iman peşinde gider, zulüm gören müminleri kurtarmak için çabalar, yıkanları yok eder yeniden inşa eder ise karşılığını ahirette bol bol alır, çünkü gayesi Yüce Allah’a dünyada ulaşmak, secde ile olmak, her anına şükür etmek, iyiliği emir edip kötülükten men etmektir. Çok açık ve basit değil mi? Selam ve dua ile.

Gönlünde olsun Kur’an Sünnet Ahlak yapısı
Kur’an Sünnet iman ile açılır cennet kapısı
Dünyada iken edepsizce kulu yargılama çoktur cezası
Yüce Allah’a ulaşmayı dile işte sana dünya ve ahiretin mutluluk kapısı

Kul Mehmet’im bu âlem imtihan yeri
Helal ye Helal kazan akıt bu yolda alın teri
Hak yolda kaçma sakın atma bir adım geri
Yüce Allah’a ulaşmayı dile işte sana dünya ve ahiretin mutluluk kapısı

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Kuran Sünnet İle Ol Yürüsün Seninle Çağ


Tohumu ek bak gör nasıl oluyor ağaç
Cümle âlem yüce Rahman’a muhtaç
Kur’an Sünnet başımıza olsun taç
Nefis şeytan ile olma onlardan kaç
Kuran Sünnet ile ol yürüsün seninle çağ

Yalan sözler ile olma uçuruma uçma
Kendine güvenerek şom ağzını açma
Kur’an Sünnet yolunda sende kaçma
Nefis şeytan ile olma onlardan kaç
Kuran Sünnet ile ol yürüsün seninle çağ

Medeniyet derler o dedikleri ise saçma
Kuran Sünnet yolunda olsun amaç
Zalim azar ise imanınla yap bir smaç
Nefis şeytan ile olma onlardan kaç
Kuran Sünnet ile ol yürüsün seninle çağ

Fikrin zikrin olmasın fikirsiz yolda bulamaç
Sen fikirsiz meclisinde durma hemen kaç
Kur’an Sünnet ile ortalığa mutluluk saç
Nefis şeytan ile olma onlardan kaç
Kuran Sünnet ile ol yürüsün seninle çağ

Bu âlemde ölümden yok kaçış
Kazandığın amel ile mezarda başlar açılış
Kuran sünnet ile değilsen çıkar karşına aldanış
Hani lazım değildi sana bunlar etmezdin sen aldırış
Nefis şeytan ile olma onlardan kaç
Kuran Sünnet ile ol yürüsün seninle çağ

Kul Mehmet’im izan ile sende olsun aldırış
Kur’an sünnet ile sen ol yap geniş arayış
Anlat kullara olsun iman edenlerde artış
Nefis şeytan ile olma onlardan kaç
Kuran Sünnet ile ol yürüsün seninle çağ
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Tekbirlerimiz Bile Cansız, Yürekten Çıkmıyor Ve Semayı Titretmiyor Ki, Zalimde Karşımızda Titresin



Bugün mübarek Ramazan bayramın ikinci günü, neşeyle dolmak sevinçli olmak istiyor insan ama gel gör ki Müslüman ülkelerinde, Orta doğuda, Filistin de, Myanmar, Çin de, Suriye de… Zulüm altında olması nedeni ile buruk geçerken, gönlüme bir kaya gibi oturan İslam âleminin sessizliği yüreğime oturuyor, yutkunmak bu kadar zor iken o kardeşlerimin halini düşünürken, onların o sessiz feryat ile çığlıkları kulaklarımı tırmalıyor!
İnsanlar olarak daha doğrusu Allah(c.c.) ve nur ve gül kokan Resule ümmet olan biz müminler, her mutsuz insanın mutsuzluğunda sorumluyuz ve onların mutlu olmasını sağlamakta, bize düşen bir görevdir. Kitabımız Nur Kur’an ve gül kokan Nur Resul bize bunu söylüyor, ama gel gör ki duyan yok hisseden yok zulmün semayı yıkan feryadını, göz göre göre o adi aşağılık zalim denilen, adı Birleşmiş milletler olsa da Zulme ortak Milletler olarak, Müslüman kanını akıtmak için sanki kurulmuş, adi topluluktan medet bekler olduk… Neden Müslümanlardan medet umar olamadık? Hani nerde komşusu aç iken yatamayan o güzel insanları takip edenler? Hani nerede kardeşinin acısını hisseden ve onun yardımına koşanların izinde giden insanlar? Neredeler hepsimi saklanıyor, kendi karanlığında?
Bayram için bizimle olan Melekler üzgün hissetmemek mümkün mü, evimizin içinde üzgün bizimle beraber, biz üzgün isek-biz gülümse’sekte onlar bu zulüm karşısında üzgün-Şimdi kendi ülkesinde özgürce bayram yapamayan kardeşlerimiz, üzgünüz size koşamadık ayaklarımız prangalı, gönüllerimiz dehlizlerde karanlıklar içinde, sözlerimiz hecelerimiz çalındı…
Bir insan içinde yaşadığı şimdiki zamana göre diyorum neden mi herkes açıp Kur’an’ı kerimin Türkçesine her yerde ulaşabilir, teknoloji o kadar ilerledi ki biz insanlığımız solladı ve bizleri on asır geride bıraktı, o kokuşmuş inançsızlığımızla veya duyarsızlığımızla gerilerde kaldık, hiç ilerleyemiyoruz, kişi şimdi cenneti hak eden biri ise bunu muhakkak okuyacağı ayetlerin karşısında kendini bilir veya bulur. Eğer cennet ehli olduğunu ayetler ışığında kesin olarak bilmiyor ve İslam yolunda hiçbir faaliyet yapmıyor ve acıları yüreğinde hissetmiyor ise ancak cennete gideceğini ümit ediyor ise biliniz ki o kişinin yaşayacağı tek şey hüsrandır, yanılmadır kendi kendine gelin güvey olmaktır.
Allah’u Teâlâ, sadece kendisine teslim olmuş Kur’an Sünnet peşinde giden takva sahiplerinin cenneti hak ettiklerini buyurmuştur. Kıyamet günü ise istisnasız olarak tüm insanlar o yakan kavurucu olan cehenneme ulaşacaktır. Ancak Yüce Allah (c.c.) takva sahipleri cehennemi bir an gördükten sonra, Allah tarafından kurtarılacaklar ve hiç azap çekmeden hak ettikleri cennetlere sevk edileceklerdir. Allah’u Ekber.
Gönül isterdi ki cümle kardeşlerimiz, bizimle aynı huzur içinde bayram namazını kılsın aynı huzur içinde bayramı kutlamaya başlasın ve cümle melekler evimizde, yanımızda, her anımızda bize gülümsesin, lakin bu duyarsızlık, bu başıbozukluk, Kur’an ve sünneti yanlış uygulama veya hiç uygulamamamız sonucunda hüsranı, göz yaşını feryatları yaşıyoruz. Melekler gönüllerimize nur taşır, nurdan dualarımız Rahman’a ulaştırır ama gel gör ki bu bayramda öylesine nurdan dua edenleri bulmak çok zor, eğer olsa idi bu zulümler biter, kan ve gözyaşı ile beslenen zalimler hayatta olmazdı. İlahi kardeşliği bilmek den aciz kullar olarak o ilahi kardeşliğin cennet kokusunu hissetmek’den uzak, bu ilahi kardeşliği yaşayarak bunun hissini semaya ve meleklere göstermekten aciz kullarız diyorum.
Camide hutbede çekilen Tekbirlerimiz bile cansız, yürekten çıkmıyor ve semayı titretmiyor ki, zalimde karşımızda titresin… Suriye de katliam! Doğu Türkistan da ayrı bir katliam ve zulüm! Mısırda darbeci edepsizlerin kan akıtan oyunu! Arakan, Afrika da ki zulüm yokluk hangisini sayayım bilemiyorum! Yazar iken kalemim benden önce gözyaşı döküyor ama benden onlara ulaşacak duadan başka bir yardımın yok, ne demişler kör ile yatan şaşı kalkar!
Yanan küllerinde yeniden silkinerek kalkacak gerçek bir Osmanlı olmadığımız ve Osmanlının sadece zevki sefada yaşadığını bildiğimiz için-Rezil TV kanallarının sayesinde- Osmanlının ruhunu yaşadığı duyarlılığı merhameti hissetmek den uzakta olduğumuz için, yanan küllerimizden silkinerek kalkamıyorum, haykıramıyorum gür sesimle o zalimin kulağına yeter bu zulüm diye! Müslümanlar, bir bedenin uzuvları gibidir, biliyorum ama yetişemiyorum, yetişemiyoruz elimizde olmayan merhem ile merhem olmasa da gözyaşımız ile yanlarında olsak elimizde bir taş sopa ile o zalimin kafasına bir defa vurmanın şerefini yaşamaktan uzak kendi evimizde neşeli huzurlu bayramı yaşamak’dan başka bir şey gelmiyor elimizde… Kim pranga vurdu ellerimize, dizlerimize gözlerimize kulaklarımıza?
Ortada bayramı mutluluk huzur ile yaşanmayan bir kardeşimiz var ise bunun sorumlusu biziz, bayram toplumca ümmetçe yaşanınca bayram olur, semada melekler gülümser ve Yüce Allah (c.c.) ve gül kokan nur Resul bizden razı olur o zaman, yoksa acı buruk veya burukluk duymadan şimdi şu anda yaşanılan bayram, bayram değil. Gül Kokan Resule ümmet olmak için çalışmayan insanlarda Ümmet olamaz, Ümmet olmaktan uzak çalışmadan kazanmayı bekleyen zavallılardan başkası değiliz vesselam, acıda olsa burukta olsa bu zulümlerin bitmesi dileği ile Ramazan bayramımız mübarek olsun kardeşlerim. Selam ve dua ile…
Yaşanılan bayram huzurlu değil
Zulüm geldi kapıya duyan yok
Zalim yüreğimiz yakar gören yok
Merhamet yok olmuş bilen yok
Sen bize yetiş Yüce Rahman
Kul Mehmet’im sen olma o gafillerle
Merhamet duası olsun çalış durma hep dillerde
Merhamet ile uzansın o ellerde
Kur’an sünnet sözleri olsun gönüllerde
Sen bize yetiş Yüce Rahman
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Huzur İle Geçer Bahar Olur Ayları Letafet Bulur


Ey gönlüm Kur’an ile Sünnet ile olursan cevher bulursun
Bunu bu âlemde arayanlar pek nadirdir her arayan yolu bulur
Bu yolda sabır ile gidenler elbet bir gün arif olur
Huzur ile geçer bahar olur ayları letafet bulur


Kuran Sünnet yolunda yarılanlar sanmayın rahat olur
Kuran sünnet yolunda çıkarsa azarsa maazallah imansız olur
Merhametli olanlar Kuran sünnet yolunda hazır olur
Huzur ile geçer bahar olur ayları letafet bulur

Muhabbetsiz imansız olanlar dilinde hep zehir olur
Kul doğar yaşar Salih amel işler bu âlemde göçer gider
Salih ameli ile sualleri cevaplar derya cennet onun olur
Huzur ile geçer bahar olur ayları ahirette de letafet bulur

Kuran Sünnet ile gezenler nede hoş gülersiniz
Merhamet gönlünüze yakışmış doğru yolda gidersiniz
İnsanları merhametinizle nede çok seversiniz
Huzur ile geçer bahar olur ayları letafet bulur

Kul Mehmet’im Kuran sünnet ile olan gülüşünde belli olur
Merhameti ile gezer âlemde güzellikleri inşa eder güzel olur
Kuran sünnet ile var cümle canları eyle sen mest mükemmel olur
Huzur ile geçer bahar olur ayları ahirette de letafet bulur
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)





17 Temmuz 2015 Cuma

Cennet Ve Cehenneme Ne Gerek Vardı Sorusu İle Çıkmaza Girmek İçin Çabalar Dururuz.




Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam şefaatçimiz, Habibimiz, önderimiz, insanların en hayırlısı tevhid ve sünnet muallimi Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e ashabına ve onun yolunda gidenlere olsun.

Bu âlemde yaşayan aklı ermediği halde her türlü soru ile çıkmaz düşen biz kullar, bazen Cennet ve cehenneme ne gerek vardı sorusu ile çıkmaza girmek için çabalar dururuz. Yani Çalışmadan kazanmanın, kazanmadan yemenin peşindeyiz her zaman olduğu gibi.
Bu soruyu soranlar inancı kıt olan, her zaman ben kazanayım diyenlerin sorusudur. İman eden i kalp gözünü nur kuran ve sünnet ile açanlar, Hakk'ın tükenmez hazinelerine açan nurdan bir anahtar olduğunu bilir, iman ederek teslimiyet ile bu tükenmez bu anahtara sahip olarak dünyanın en zengini sayılır ve bu soruyu sormazlar ve cevabını da bilirler.

Evvela bu dünya da altın gönüllü olanlar ve gönlü çöplüğe dönmüş olanların ayrılması gerekir yani kısacası iyi ve kötünün ortaya çıkması gerekir ve buda yüce Allah(c.c.)’ın kulunu imtihan etmesi ile mümkündür. Allah bunu görmek ister dünyada ve karşılığını da ahirette vermek için. Rahmeti merhameti şefkati ile bu iyi olan kulunu karşılamak Ve nur gül kokulu peygambere komşu etmek için

“Müminler sadece “İman ettik” demeleri sebebiyle kendi hallerine bırakılıvereceklerini, imtihana tâbi tutulmayacaklarını mı zannettiler? Biz elbette kendilerinden önce yaşamış olanları denedik. Allah elbette şimdiki müminleri de imtihan edip iman iddiasında sadık olanlarla, samimiyetsiz olanları elbette bilecektir.” (Ankebut, 29/2-3)

Şimdi Yüce Rahman kulunu imtihana tabi tutmasaydı kulunu hepsini cennetine koysa idi bu adil olmazdı hakiki adaletine de ters düşer, itaatsiz merhametsiz kul her istediğini yapmak yakmak yıkmak ile yaptığının yanına kar olarak kalması adil olmazdı, masum olanın hakkını kim koruyacak ve alacaktı… Rahmet ve şefkat sonsuz yüce Allah (c.c.)kendisine itaat edenleri mükâfatlandırmak suretiyle onları Rahmeti merhameti ile kucaklamayı istediği gibi, izzet ve celal de ile de bu âlemde haddini bilmeyen isyan edenleri adaleti ile cezalandırmak hak ettiği karşılığı vermek sureti ile suretiyle onlara hadlerini bildirmek için cennet ve cehennemi yarattı ve merhametli olanları kendine itaat edenleri cennetine, itaat etmeyenleri isyan edenleri yakıp yıkanları ise cehennemine koymak içindir.

Merhametli ile merhametsizi aynı kefeye koymak, adil olanla olmayanı aynı mükâfatı vermek ne kulun hoşuna gider nede buna Allah (c.c.) izin verir. Çalış kazan harca, yan gel yat yok… Kul Merhameti imanı ile cümle kulları sarıyor koruyor ömrünü onları korumak için harcıyor, diğer kulda bu güzel koruyan kulun koruduğunu yakıyor yıkıyor ve karşılığında da ikisi de aynı mükâfatı alsın bu adil olur mu? Adalete sığar mı? Buna Yüce Allah(c.c.) razı gelir mi idi? Tabi ki hayır, bunu düşünmek bile kulu isyana sürüklerHem birlikte yaşamayı sevme, hem özgür düşünce ve birlikte olmanın yollarını kapat ondan sonra mükâfat bekle yok böyle bir şey! Zehir aksın dilinde ve gönlünde, ondan sonra utanmadan edepsizce bal iste!

Değil mi ki Yüce Rahman her gecenin bir sabahını yaratmış, her karanlığın bir aydınlığı olduğunu gece ve gündüz ile kuluna gösteren yüce Rahman, her sıkıntının mutlaka, ferah ve rahatlığa bir geçiş olduğunu söylüyor, ayrıca Nur Kuran ve nur Resul’de sünneti ile dertler içinde sabırla yol alması gerektiğini söyler iken, sıkıntı ve dertlerin sonunda sabrının ve Kuran ve sünnet ile olmanın karşılığını ile Ahirette karşılığını iyilikle alacağını söylemiyor mu?

Nur Kuran yüce Allah’ın kelamı
Sen değer verme sonrasında kullara da verme selamı
Merhamet ile gezme şeytan ile zalim ile dolaş ey zalimin adamı
Sonra bu edepsizliğinle utanmaz ahirette bekle sen güzel mükâfatı
Mükâfat olarak alırsın cehennemi yanmak için zalimin adamı

Kul Mehmet’im der ki bu can Allah’ın emaneti
O cana zulüm etmek caiz değil bekleme mükâfatı olmasın beklenti
Merhamet ile olursan kazanırsın ahirette, olsun sende böyle bir birikinti
Kuran nur sünnet ile merhametle ol işte sana sonsuz bir garanti.

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Rıza Bahçesine Bir Gül Dikmenin Sevinci İle Bugün Ramazan Bayramı


Rıza Bahçesine Bir Gül Dikmenin Sevinci İle Bugün Ramazan Bayramı

Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam şefaatçimiz, Habibimiz, önderimiz, insanların en hayırlısı tevhid ve sünnet muallimi Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e ashabına ve onun yolunda gidenlere olsun.

İşte bir bayram sabahına bizi kavuşturan, Yüceler Yücesi Allah (c.c.)’a Şükürler olsun. Semada Melekler müminlere gülümser iken, hayatımız anlamak ve nefsimizle verdiğimiz mücadelenin zaferini, şaşkınlıkla izlerken âleme nur taşımaktadır bu mübarek Ramazan bayramı sabahında. Oruç tutan müminler, sevaplarını almanın sevinci ile bugün kucaklaşır iken, kapalı olan gönül kapılarımızı sonuna kadar açar iken,Nur kokan gül kokan Resul Cennette bizler gülümsemektedir. Etrafımızda birçok gönül kapısını vefa komşuluk kapısın kapatmak için uğraşanlar, bugün hezimeti yaşamanın kahrı ile karanlık odalarında, hapis olmanın pişmanlığını başarısızlığını yaşayacaktır.

Gönlümüzdeki Nur Kur’an ve Nur Sünneti ve İslam’ı karalamak için uğraşanlar, aramızdaki kardeşlik kapılarını kapatmamız için, çirkin planlar kuranlar, zevki sefa ile bu dünya yaşanmalı diyerek nefis ve şeytan peşinde koşanlar, müminlerin bugün kardeşlik gücü ile birbirlerine sarılmaları yüzünden, kahr olacaklardır.

Gece ve gündüzü bu Ramazan ayında Salih amel ile Kuran ve salâvat zikri ile merhamet ile yardımlaşma ile geçiren müminlerin, bugün sevinç neşe mutluluk ile merhamet ile Kuran ve gül kokan Resul kardeşliği ile sarıldığı, bayram sabahıdır. Her anın her duanın hemen kabul olduğu, tövbe edenlerin tövbesinin çok olduğu Ramazan ayında sevabını alan müminlerin coşkulu sevincidir, bu bayram sabahı… Yakarışların nur nur semaya vardığı gözyaşı içinde, zulüm altında kalan müminlere kurtuluşu için duaların yapıldığı bu ayda, bu sabah müminlerin kardeşlik bayramıdır.

Gece ve gündüz, gündüz ve akşam müminleri sever, müminde bunları sever, beş vakit secde ile Yüce Rahman’a secde ile varılan anların müjdecisi olan bu anları müminler pek çok sever… Gözlerinde yaşlar ile secdeye kapanarak, müminlerin gördüğü zulüm için ağlayan, karanlığın en karanlık anında ,halisane duygularla müminlerin selameti için dua edenlerin ve ibadetlerin bu Ramazan ayında kat kat sevabını alan müminlerin riyasız, gösterişsiz Salih amel işleyenlerin sevinç ile kucaklaşmalarının sabahıdır bu bayram sabahı…


Sıcak yataklarını terk ederek sahura kalkanların, seher vaktinde temiz niyetlerle Yüce Allah için oruç tutmanın karşılığın aldığı, Cennetten selam gönderen Resul özlemine oraya vardıklarında inşallah kavuşmalarının sevincinin kokusunu aldıkları sabahtır bu bayram sabahı… Başı okşanmış bir yetim çocuğun sevinci gibi sevinçlidir müminler bu bayram sabahında… Rıza bahçesine, bir gül dikmenin sevinci ile yaşamanın sevincidir bu sabah bayram sabahı… İslam âleminin uyanışına vesile olması dileği ile cümlemizin, Ramazan bayramı mübarek olsun kardeşlerim. Selam ve dua ile.

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Ne Kadar İnce Bir Çizgi Var Değil mi İyilik Ve Kötülük Arasındaki Çizgide

vefa

Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam şefaatçimiz, Habibimiz, önderimiz, insanların en hayırlısı tevhid ve sünnet muallimi Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e ashabına ve onun yolunda gidenlere olsun.

İnsan, kul, âdem her ne denilir ise denilsin insanoğlu için… Akıl sermayesi ile kul olmaya hazır, söz dinleyerek iradesine hâkim olması çalışmasının sonucunda âlimde olur, söz dinlemeyerek aklını kullanmayarak başka fikirler ile değiştirerek iradesine hâkim olmaz ise cahil, rezil, zalim olur gider.
Ne kadar ince bir çizgi değil mi iyilik ve kötülük arasındaki çizgi, akıl ve akılsızlık arasındaki çizgi, insan şaşırmamakta haklı! Kul olduğunu bilmesi yolunda ilerleyen kula Yüce Allah kulun cüzi iradesini bildiği için Külli iradesine tabi tutar ve o yönde istediğini yaratır ve kul o yönde yürür gider. Kul bu iyi veya kötü olan yolda ilerler veya ilerlemez ve bununla o kul imtihan olur veya samimiyeti ile imtihanı kazanır veya kaybeder. Daha önceki yazımda bu konuda yazmıştım.

Yüce Allah(c.c.)Kulunu imtihan için yarattı ve özgür iradesi ile her şeyi seçmeyi ve kabul etmeyi uygun gördü. Allah (c.c.) hem kendisi hem de diğer insanlar karşısında tavrını davranışını görmek ve ona göre sevap veya ceza vermek için yaratmıştır. Allah(c.c.)emrini yerine getirmek dünyayı güzellikler ile inşa etmek için yaratmıştır.

Kul seçimi ile kendini cennete veya cehennem sürükler, kendi kazandığını kendi götürür, o nedenle suçu kendimizde aramalıyız, kendimizi sorgulamalıyız… Yola sen çıkarsın ister yakarsın, ister yaparsın ve karşılığını alırsın… İster gül dikersin, ister diken, gül yetiştirir isen gül koklarsın, diken yetiştirir isen gelir sana batar, acıtır, kanatır… Elin imdat edene yetti veya imdat etmeyene imdat ettirdi iyi düşün ve iyi karar ver… O nedenle eline fitnenin tokmağını alma, fitnecinin yamağı olma, merhametin yanında ol onun elinde tut gülümseme ile gönüllere gül seç beğen yaşa ve kazan…
Ağaç kökünü düşünün bunun iki vazifesi vardır bir tanesi topraktaki minareler maddeleri dallara ulaştırmak ve ağacı ayakta tutmaktır, bu ağacın etrafını ayrık otları kaplar ise ağacın kökleri vazifesini yapamaz ve kurumaya doğru gider, insan olarak bizlerde bu kötü fikirli olanlara iyi fikirleri aşılamak ve kökünü temizlemek gerekir ki hayatını ve hayatları soldurtmasın, kuruyup kurutup ortada şerri ile kalmasın. Selam ve dua ile…

Haydi, varalım iyiliğe gayretle
Kalmayalım kötülükle hayretle
İyilik yap sen seyreyle
Gönlün dolsun Kuran sünnet ayetle
Kul Mehmet’im iyilik için sende olsun çaba
Kulları incitme sakın olma kaba
Nemlenmesin gözler kötülükle şerle
Gönlün dolsun Kuran sünnet ayetle
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

16 Temmuz 2015 Perşembe

Ramazan Bayramınız Mübarek olsun



Bayram nedir gönül der isen
Bir aylık orucun
Toplu bir iftar sevincini ifade eder ey gönül övün
Bayram bir sevinç ve neşe günüdür
 Yüce duyguların coştuğu
Sevgi ve saygı, hislerinin
 Müminler arasında
 Alabildiğine canlandığı
Güzel günlerden biridir ey gönül
O günde yardımlaşma ve kaynaşma son sınıra varır
Gel gör ki gönül kalmadı artık
Sevgi saygı
Kaynaşma coşku
Gönülde canlılık bayram ziyareti
Kendi başına mutlu olma engeli
Hırs ile yalnız kazanma çengeli
Hayatımız değil ki dengeli
Herkes zevki için bir köşeye atılmış
Vefa sevgi boş değerlere satılmış
Bayram ziyaretleri sahilde tatil için yakılmış
Gönüller olur inşallah ortaklaşa
Buluşuruz bayram sabahı mutlulukla baş başa
Ramazan bayramı hoş geldin sen ki gönülleri süsleyen
Nurunla gönülleri besleyen
Yolu her an gözlenen
Müminler senin ile sevinen
Hoş geldin bahar yüzünle
Nur akan sözünle hoş geldin
Olsun aşımız aynı
Olsun gönlümüz aynı
Zaten bayramımız aynı
Dinimiz Kuran nur peygamberimiz aynı
Mübarek olsun Ramazan bayramı
Muhabbetle gönüllere olsun bol bol ikram
Fazla söze de gerek yok vesselam

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

15 Temmuz 2015 Çarşamba

Hak Edene Hani Verin Hapis Cezası





Bitsin yeter cefalar
Hani nerede vefalar
Yetti artı kazanma kavgası
Hak edene hani verin hapis cezası

Herkesin dilinde karalama
Yapılan bu gönülde yaralama
Yeter artık direksiyonu boşa sallama
Hak edene hani verin hapis cezası

Nedir bu sen ben kazanması
Hani millet vatan sevgisi iyiliğin yaşanması
Her gün yaslı gönüllerin var kanaması
Hak edene hani verin hapis cezası


Kul Mehmet’im kalmadı insanlarda edep hayâ
Söyle söyle duymaz sanki olmuş kaya
Nefret kin gelir hep arka arkaya
Hak edene hani verin hapis cezası
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)


Hakkı İle Sevenlerden Ol



Saçlarını dantel dantel sarışına hayranım
Üzüm gözlerinle nazlı nazlı bakışına hayranım
Canıma can veren gülüşüne hayranım
Muhabbetine doyum olmaz tatlı dillerine hayranım

Gül müdür bülbülü çağıran
Bülbül müdür güle ses veren
Gönül müdür aşk için yol arayan
Seni gördüm gülüm aklım gitti başımdan
Oy gülüm

Gül kokuları yayılır o beyaz tende
Cennet kapıları açılır o gülüşünde
Sana hayran oldum ilk görüşümde
Sen mi bana geldin ben mi sana geldim
Bilemedim oy gülüm

Selvi boyun endamın yürür gönlüme
Sen nede güzel yakışırsın bu ömrüme
Tatlı sözler nede güzel dökülür dilinde
Muhabbet eden sen misin dilin mi gönlün mü?
Bilemedim oy gülüm

Gelişinle bildim hasretim feryadım biter
Sensizlik inan ölümden daha da beter
Gül yüzüne bakar bu âşık güler
Gülen sen misin ben miyim?
Bilemedim oy gülüm


Güzel gönlün nakıştan oyası
Aşk ile dökülür gönlünde aşkın boyası
Kul Mehmet seninle mutlu oldum olası
Sen mi beni sevdin ben mi seni sevdim
Bilemedim oy gülüm


Bilsen en olur bilmesen ne olur kul Mehmet
Nazlı yar yanında onunla ol yeter çekmezsin zahmet
Gülümseyerek bak sana bakan nur yüzüne yağsın gönlüne Rahmet
Hakkı ile sevenlerden ol sevdiğinin hatırını bil oda sana yeter
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)




Mümin Gönlünde Açar Merhamet Çiçekleri Nurani



Kur’an sünnet ile geçer mümin’in her anı
Kulu her an koruyandır bilir o Subhan
Her an Kuran sünnet Subhan ile olsun ister canı
Mümin sever cümle insanları ve hayvanı
Mümin gönlünde açar merhamet çiçekleri nurani

Mümin başı girince zora
Kurandan yol sora
Kış ayında çıkınca yola
Yüce Rahmandan mümin yol sora
Mümin gönlünde açar merhamet çiçekleri nurani


Can kulağı ile dinler Kuran ayetlerini
Helal ile akıtır alın terini
Edep ile bilir hayattaki yerini
Sever cümle insan gönüllerini
Mümin gönlünde açar merhamet çiçekleri nurani

Mümin olan gezmez kinle
Savaşır her an cehaletle
Kur’an sünnet ile gönlünü perçinle
Bak Kuran söyler haydi sözünü dinle
Mümin gönlünde açar merhamet çiçekleri nurani

Bilir mümin Kuran sünnet varoluş nedeni
Yüce Rahman kendine ibadet için yaratmış bu bedeni
Her an yanında Yüce Rahman korur onunla olursan seni
Ne yapsın yüce Rahman Kur’an Sünnet terk edip yolundan gideni
Mümin gönlünde açar merhamet çiçekleri nurani

Mümin söz söylemez Kur’an sünnet üstünde
Yüce Rahmanın verdiği nimete şükür her an dilinde
Secdeye vardığında huzura erişir her secdeye gittiğinde
Ne yapsın yüce Rahman Kur’an Sünnet terk edip yolundan gideni
Mümin gönlünde açar merhamet çiçekleri nurani

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)


14 Temmuz 2015 Salı

Yüreğinin Deniz Mavisi Bakışına Hayranım



Gönül tespihim ile ismini çekiyorum usul usul, gözlerin takıldı gözlerime, mutluluğu içine katan ve bana bakan gözlerine bir öpüş konduruyorum ve sana gönderiyorum, gülümseyerek…

Yalnızlığımı seninle darağacına astım, yanımdasın gülümsüyorsun, yanındayım sen kokan ömrümü seyrediyorum o gülen gözlerinde, zamanın kıymeti yoktu sensiz, şimdi zaman seninle değerli, seninle anlamlı…
Kilitli sandıklarda saklı düşlerim gelişinle özgür oldu, bizimle beraber yarınlarımıza gülümseyerek yürüyor, bana dokuna her bakışın, her tenindeki o sıcaklık ve kokun bir sevda kokusu, mutluluğun gönlümde bahar çiçeklerini açtırışı, özgürce aşkı yaşamanın habercisi…

Yüreğinin deniz mavisi sevgisine hayranım, yakamozlar gibi parıldayan gülüşüne hayranım… Bana baktığında sevgi ile açan gamzendeki gülüşlerine hayranım… Artık seninle gözlerim boşluğa takılmıyor gülüşün doluyor gönlüme seni bana gönderen Yüce Allah’a şükürler olsun, bir tanem nur tanem gül tanem…

Sesin benim nefesim, nefesin gülüşün oluyor… İsmin gülüşünle gönlüme döşeli bir lale bahçesi, gözlerindeki o tatlı bakış aşkı nakış nakış gönlüme işliyor, hoş geldin dünyama mutluluk aşk getirdin, gülüş getirdin beni bana getirdin gülüm çiçeğim…
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)


Kadir Gecesi


Nurla doldurdu mümin
Kadir gecesinde âlemi gönlünü
Anlamayan bilmez bunun nedenini
Bir gün öderken bedelini bilir gerçeğini

Nasip eden Yüce Rahman’a şükür
Secdeye koştu mümin coşku ile gümbür gümbür
Nedir ömür bir anda bitendir ömür
Nurla doldurdu mümin
Kadir gecesinde âlemi gönlünü

Bu gece Kuran oldu gönüllere ses
Kalmadı gitti gönüllerde yeis
Secdede kaldı başımız
Merhametle tövbe için aktı göz yaşımız
Nurla doldurdu mümin
Kadir gecesinde âlemi gönlünü

Kul Mehmet’im çok şükür bu geceyi de gördük
On bir ayın sultanını veda için yola çıkardık
Nur Ramazanın gidişine çok çok üzüldük
Kazandığımız Salih amel içinse sevindik
Nurla doldurdu mümin
Kadir gecesinde âlemi gönlünü
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)


Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç