Bu Blogda Ara

9 Ocak 2016 Cumartesi

Gözlerin Cemalinde Nur Bulur



Visal senin aşkına layıksa
O güzel gözlerinde aksa
Aşığın o visaline baksa
Hasreti kor alev yaksa
Canan maşuka koşarak sarılsa
Can canan ile muhabbete dalsa
Hak olandan aşkı yaşa gönlün layıksa
Rahman’a teslim o aşka sahip çık maşuk

Aşkı kabul et artık başka söz söyleme
Sende kendini görsün cananın bekletme
Gül cemaline layık olsun gönlün cefa çektirtme
Canan gözünde kendin bulursan gönül kapısını örtme
Hak olandan aşkı yaşa gönlün layıksa
Rahman’a teslim o aşka sahip çık maşuk


İhlâs iman ile aşk yolunda yürü layık ol
Eğer kıymeti bilirsen işte sana mutlu bir yol
Firak ateşine yaklaşma uzak dur visale kayıt ol
Aşkını yârin sinesinde saklarken yaslan sinesine
Böyle güzel aşk layık olmaz inan hiç böylesine
Hak olandan aşkı yaşa gönlün layıksa
Rahman’a teslim o aşka sahip çık maşuk

Kul Mehmet’im böyle aşkı bulursan yaşa o demi
Aşkı yaz belki layık olursun bırakma elinde kalemi
Hayret ile insin çıksın yârin sinesi aşkınla bilsin özlemi
Aşk ile sırra bahara erer gönül budur aşkın denklemi
Gözlerin cemalinde nur bulur canı unutturur söylemi
Hak olandan aşkı yaşa gönlün layıksa
Rahman’a teslim o aşka sahip çık maşuk
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-



İncinmiş Gönülde Sevda Arama.



Zülfünde dökülür benim ahım
Gece gündüz peşimde alma günahım
Zaten sen gittin koptu eyvahım
İncinmiş gönülde sevda arama

Aşkımı gizledim cefandan söyleyemedim
Aşkımla bir ömür gülerim dedim bilemedim
Bakıp ahu gözüne kalem kaşına gülemedim
İncinmiş gönülde sevda arama

Aşksız kılıfsız gönül nasıl yaşar
Seni vefasızlığınla gören elbet şaşar
Sanma yanında olanlar kalır elbette kaçar
İncinmiş gönülde sevda arama

İstedim olasın gönlüme taze gelin
Sevdim seni zahmetinle incindi belim
Bana da uzanmadı ah o kırılası elin
İncinmiş gönülde sevda arama

İstedin gece gündüz yiyelim kaz
Kaz yemeyince gece gündüz ettin naz
Elimde vardı sana çaldığım kırık saz
İncinmiş gönülde sevda arama

Seni gönülden seven sandım yiğit
Madem seninle ayrıldı yolumuz artık git
Yazık oldu senin için harcadığım emeğime
İncinmiş gönülde sevda arama

Kul Mehmet’im ne güzel çalar söyler ozan
Gönüldeki güzelliklerini gönüllere odur yazan
Niyeti bozuk olanların ozandır sözleri ile bozan
İncinmiş gönülde sevda arama

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

7 Ocak 2016 Perşembe

Bloglar Yarışıyor Blog Etkinliği / Ödüllü Yarışma

Baktığım Her Noktada Sen, Yürüdüğüm Her Yolun Başında Sen.


Daha dün gibi hatırlıyorum, gönül kapımı hiç çalan olmayacak endişesi ile yaşarken, sen o narin ellerinle gönül kapımı gülümseyerek nasılda çalmıştın? Ben şaşkın ürkek hayretler içinde gözlerine bakar iken, hafif bir tokat’ın ile kendime gelmiştim. Sanki yanağımın yıllarca bir öpücüğe hasret kaldığını bildiğinden bir öpücük ile onurlandırmış beni dünyanın en mesut erkeği yapmıştın. Seni kollarıma alıp saatlerce taşımıştım, sen yeter bırak yoruldun der iken ben seni hiç duymuyordum.

Gözlerim yağmur bulutları gibi sevinç yağmurları ile yanaklarıma yağarken ve ıslatırken, o narin ellerinle gözlerimdeki sevinç yaşlarını ne kadar hafif dokunuşlarla silmiştin. Gönlündeki sevda gemine binerek kendimi sana emanet ederek, rotayı sen çizerek göğsüne yaslanarak kırk yıldır senin götürdüğün sahillere limanlara hala seninle gidiyorum. Sana mutluluğumu borçluyum, minnettarım o gönülden anlayan sevişinle gülüşünle sana minnettarım, hakkını ödeyemem hayatım.

Baktığım her noktada sen, yürüdüğüm her yolun başında sen, bana beni bağışlayan mutluluk gülümseme ile sunan yine sen, sadece senin gibi sevmeye çalışırken senin sevmelerine kavuşamayan bir sevenim sadece. Her gülüşünle sana gökyüzünde binlerce yıldızları indirmeyi dileyen ama bunu beceremeden beni anlayan, o sımsıcak buseleri ile içimi ısıtan yine sensin hayatım. O güzel gönlünle tıpkı bir çocuğu sever gibi beni sevdin, hakkını ödeyemem biliyorum ve sadece seni çok ama çok seviyorum ve buselerinle hep öpülmek için şımarmak istediğimde beni anlayarak yanaklarıma buseler konduran seni bana gönderdiği için Yüce Allah’a binlerce kez her gün her an şükür ediyorum. Gözlerimdeki hayallerimi okuyarak bana mutluluk dolu hayallerimi sımsıcak sevgisi ile dolduran seni çok ama çok çok seviyorum ve sende bunu biliyorsun hayatım.
Mehmet Aluç


Vallahi Billahi.



Oyamadım nefisle şeytanın o gözünü
Döndüm kıbleye iman ile bende yüzümü
Aşkla yaşayalım biz imanın nur özünü
Kader dersen hep tuttu bırakmadı elimi
Rahmanın aşkı ile yaşıyorum vallahi
Rahmanın nuru ile yaşıyorum billahi

Zikirle dua kula bilse azıcık yeter
İmansız gezmek kula ölmekten daha beter
Nefisle şeytan iman ile kullara küser
Ecel gelirde cümle canlarda bir bir gider
Rahmanın aşkı ile yaşıyorum vallahi
Rahmanın nuru ile yaşıyorum billahi

Allah ile olana az olsa da gam keder
İmtihandır bu bir gün olur elbette biter
Kamil olan cennette güler dertleri biter
Kamil kul merhameti âleme durmaz eker
Rahmanın aşkı ile yaşıyorum vallahi
Rahmanın nuru ile yaşıyorum billahi

Kamil kul imanla hak kapısına varır
Kamil kullar Rahmanın nur kapısında kalır
Cümle kul için dua eder nur Rahmet alır
Kamil kulun imanı  hep katlanır çoğalır
Rahmanın aşkı ile yaşıyorum vallahi
Rahmanın nuru ile yaşıyorum billahi

Kapat gözlerini aç gözlerin tefekkür et
İmanla kula cennet için verilir kuvvet
İslam’dan başka gerçek olan yok adalet
Ey kul yarın ne olur bilinmez ki akıbet
Rahmanın aşkı ile yaşıyorum vallahi
Rahmanın nuru ile yaşıyorum billahi

Kul Mehmet ecel gelir kul toprağa sarılır
Kul yaşadığı hayat için hesap alınır
Kulun sevap günah o defteri de açılır
Kul imanlı ise o hesaba dayanılır
Rahmanın aşkı ile yaşıyorum vallahi
Rahmanın nuru ile yaşıyorum billahi
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-






Halas Eyler.



Allah deyince candan yanar cümle günahlar
Allah yolunda haydi atalım biz bir adım
Şeytana uysaydık biz kaçardık adım adım
Halas eyler yolunda o kulunu narından

Allah ile olmazsan sen değer verilmezsin
Allah’la ol kimseye sende boyun eğmezsin
Allah ile olursan asla hiç değişmezsin
Halas eyler yolunda o kulunu narından

Allah’la olan tokat yemez ki hiç enseye
Haydi, ölüm gelmeden kendine sen gelsene
Yüce Allah âlemi yaratandır bilsene
Halas eyler yolunda o kulunu narından

Hayat yolunda boşa neden niçin koşarsın
Nefis şeytanla nasıl neden niçin coşarsın
Nefis şeytanla nasıl isyanla sen yaşarsın
Halas eyler yolunda o kulunu narından

Allah’la olanla bak kâinat da gülümser
Hala anlamadın mı nefis şeytan kötümser
İman et ey kul sana işte ebedi eser
Halas eyler yolunda o kulunu narından

Gençliğin var iken sen kendini güçlü sanma
Kul Mehmet’im doğru var iken sen eğri yazma
Rahman var iken şeytan nehrinde sen yıkanma
Halas eyler yolunda o kulunu narından
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


6 Ocak 2016 Çarşamba

Silemedim.



Toprak gibi örttüm geçmişin yalanlarını
Sevenlerin ağlayanların ahlarını
Ağlarken gözyaşlarını
 Elveda derken
Son satırlarını ellerimle sildim
Gerçekle düş arasındaki kapıyı araladım
Yere düşen güllerde gülümsemeleri aldım
Aşkları dağlara yazayım dedim
Aşkı yazdığım dağlar un ufak oldu
Akıp giden zamana dur dedim gözlerinde
Hasret beklerken kapıda çek git dedim
Saçma düşlerin zamanında saçma düşleri aldım
Gerçek olan bendeki düşlerle değiştirdim
Sırf senin için düşlerimden vaaz geçtim
Vapurların çığlık düdükleri
Martıların kanatlarında kaçışını aldım
Ama yinede ben sensiz yalnız kaldım
Cam kırıkları gibi batan sözlerini
Yüreğimde tek tek ayıklarken
Tüm kâinat söndürmüşken ışıklarını
Yüreğimde kanayan senin gözlerinin bendeki ışığı
Kâinatı aydınlatıyordu bende
Bağırmak ve duymamak arasında
Koşmak ve varmak arsında
Beni duymayan sen
Ve seni bulamadan kaybolan yok olan ben
Dilsiz haykırışların okyanusunda boğulurken
Sensizliğin son satırlarını silemedim
Umut kuşumdun seni uçuramadım
Ellerimde yok oldun
Yarınlarda şafağımdın
Doğmanı bekledim
Sen doğmadın
Hicret ettim seni doğuran
Ülkelerin sabahına
Yüreğim burkuldu seni bulamadım
Sabır sularında sensiz yüzdüm
Sabır’a ulaştım
Kıyılarında seni bekliyorum
Tabi sende beni ararsan
Buradayım seni bekliyorum
Gelmesen de kumsallara kayalara
Senin resmini çiziyorum
Seni yazıyorum
Şifa kaynağım olursun diye
Uykuların serinliğinde uykuya yatarsan
Beni bulamazsın
Uyuyamamanın seherinde yürürsen
Ancak beni bulursun
Düşerken ağaçlarda yaprak kor alev yanarken
Toprağa düşerken yaprak
Dikkatlice iyi bak
İşte ben oradayım

Mehmet Aluç

5 Ocak 2016 Salı

Böyle İnsanlık Yere Batsın.



Kim ister ki gönüller yansın
İsteriz ki gönüller neşeyle uyansın
Ah o zalimler ki eder ver yansın
Böyle insanlık laneti ile yere batsın

Bitiyor kendisi damla damla
Elini uzatsan gözüne soksan bir adımla
Gel de şimdi bu nefreti hece ile tanımla
Böyle insanlık laneti ile yere batsın

Kimdir bu hangi nefretin nesli
İnsan nefrete olur mu bu kadar hevesli
Sesi ile soluğu çıkmasın olsun soluksuz nefesli
Böyle insanlık laneti ile yere batsın

İnsan zalimin borazanını nasıl çalar
Güzelliğin içine neden nefret katar
Daha dün arkadaştı şimdi nasıl satar
Böyle insanlık laneti ile yere batsın

Şükrederek oturulan sofralarda kan akar
Dün yanında olan şimdi nefretle nasıl bakar
Nimet sofralarına kimler haç takmaya kalkar
Alırız haçını sokarız bir yerine bir yerine batar
Böyle insanlık laneti ile yere batsın

Kul Mehmet’im çiğnetilmez hilal düşmana
Toplanıp  gelse göğsünde olan binlerce hac
Göğsümüzde iman var yıkamazlar onlar bize muhtaç
İman ile şahadetle hilali yaparız başlarına başlarımıza taç
Kendine gel düşman haddini bil yoksa sonun felaket bil kaç
Böyle insanlık laneti ile yere batsın
Yere batmasa da batırırız kardeşlikle imanla isterse batmasın
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-





Gecenin Sessiz Vakti Ninnisi İle Uyuturken





 Gecenin sessiz vakti, gece insanları ninnisi ile uyuturken, gecenin o muhteşem sessizliğinde manzarasını seyreden, caddeden geçen tek tük arabaların gürültüsünden başka gürültüsü olmayan geceyi seyreden yaşar, içindeki sıkıntının acizliğinde, gecenin sessizliği ile avunurken yüce Rahmana sığındı. İçinden ettiği dualarla halini yüce Rahmana arz ederken, yüzüne serin serin esen gecenin rüzgârında derin bir nefes aldı, derinden bir oh çekti. Karanlığı delen ay ışığı ve yıldızlar, gece ile binlerce umudu olanlar için sabah olması için uğraşıyordu adeta. Her bir yıldız bir şiir bir türkü bir hece olarak umudunu yarınlara taşıyanlar için umutlarını mırıldanırken geceye çabuk sabah olsun diye güneşe doğru koşuşturuyorlardı. Gönülleri yakan sevda gibi gecede nur gibi sıcaklığı ile saran güneşe yaklaşmanın heyecanı ile yıldızların ve insanların umutlarına, yeniden doğacak olan yeni günün güneşine doğru yaklaşıyordu usul usul. Esintilerin geceyi ağaçları raks ettiren oynaşmalarını seyir etti, ağaçlar nazlı nazlı sallanırken, sanki geceye el sallıyordu gülümseyerek.

Gerçeklerin hiç umurunda olmayan insanlar için gerçekti gece, bedeni ölüm uykusuna yatıran güneş ile uyandıran, boş hayallerle avunanlara gerçeği ölüm ile yeniden dirilme ile ders veren gece ve gündüz ansızın çalınan ecel ile son bulunacak hayatı gösteren gece, ölümden sonra dirilişi haykıran gündüz ve güneş… Yapılan her güzelliğin bir buket gül ile karşılayacak olan ahiret, yapılan zulümle ateşle onu karşılayacak olan cehennem. Kul beşer şaşar ama şaştığını bilmez nankör, kendini sadece düşünen terk edilemeyen bu kötü alışkanlıkla, şefkate koşanları kınayan yanlışta olduğunu söyleyen utanmaz edepsizlerle dolu bir dünya gece ve gündüz. Görmek isteyene bu hakikati ölüm ile ahreti dirilişi anlatan gece gündüz, anlamayana duymak istemediklerini söylemeyen bilmiyorum diyene gözünün içine sokarcasına kapkaranlık olan gece ve gündüzün umursamaz insana bir gün bu dünyadan ayrılacağını fısıldayan ve bu hakikati en sonunda görecek olan insana fısıldaması haykırması.

Biraz sonra bu gece bitecek ölüm uykusundaki insan yeni bir dirilişle uyanacak ve dün bitecek, içine ne yerleştirdi ise insan karşılığını görecek, yani unutulmayacak her şeyi unutan insan gibi olmayacak, her şey önüne serilecek çarşaf çarşaf… Gece gündüz arkası kolay oluyor yatıp uyuyan için, ama ölümden sonrası hiç bu kadar kolay olmayacak. Gecenin sessizliği ve huzuru cenneti anımsatıyor, içini yıldızlar gibi merhamet iyilikle dolduran için, bir şey yapmayan için yakıp yıkan için en güzelini cehennem ateşi söyleyecek en güzelinden, o nedenle telaşa gerek yok, her şeyin bir vakti zamanı var. Her güzelliği gören bir göz ruh beden var ve görmek istemeyene en sonunda mezarda gösterilen feryatlı bir eyvah var. Mezarda kızma tanık olarak hala üzerinde olan gece ve gündüz var, sana hakikati her gün haykıran, onlar haykırdıkça duymayan sen, şimdi duysan da faydasız…

Sürprizleri severdin ama insanlara da kötü sürpriz yapar nefretle kinle bakar yakar yıkardın, işte sana sonsuz cehennemden sürpriz! Pişmanlığın yüzünde okunuyor lakin faydasız artık pişmanlık, karanlığına aydınlık yapacak perdende yok çekesin de aydınlık olsun mezarın, karanlık ettin insanların umutların hayallerini, yaşa sen karanlığında. Boşluğa düşer gibi olurken cehennem alevlerine mi düşüyorsun ah çok yazık değil sana, duymayanı duymazlar, merhametli olmayana merhametli olunmaz hep es geçtin, şimdi sana da es geçiliyor yardım için. Her zaman neden niçin niye sorgulamayan sen şimdi sorgulaman geçersiz manasız anlamsız!

Mehmet Aluç

Yağıyor Kar



Yağıyor kar yağan rahmettir Rahmet
Sanmayın yağan kar kullara zahmet
Kuluna Rahman çektirir mi hiç zahmet
İnsanlık için yağıyor Rahmet nur nur

Yazın yaz olacak kışın kış soğuk olacak
Ölümü anlatan karla insan yol bulacak
Toprak altında bitki bin bir soğukla olacak
Yaz gelince yeniden Rahman izni ile canlanacak

Her bir şeyde vardır Rahmandan hikmet
Kışın ölen dünya beyaz kefenle sarılır
Yüce Rahman ol deyince olur yazın canlanır
Türlü türlü nimetle kullar nimete kavuşur

Doğanın düğünü diyelim biz bu kara
Sanmayın Rahman gönülde bırakır yara
Kar ile Rahman gönülleri işte sardı
Bu mana ile bakın siz yağan kara

Yaz kış Yüce Rahmandan yasadır
Ömür hayat dediğin nedir kısadır
Kar yağar giden havadaki zehirdir
Karın yağmaması beterin beteridir

Kışın odun kömür taşınır kucakta
Kombiyi yakan uğraşmaz oturur bucakta
Soba yanar yemek pişer lokur lokur ocakta
Kestane alan değil sobası olan yer ayakta

Kışın biraz olsa da çile
Cümle tabiat kar ile gelir yazın dile
Kış soğuk olacak elden bir şey gelmez nafile
Doğudaki kar ile batıdaki yağan kar aynı değil bile


Kul Mehmet’im budur ezeli takdir
Yüceler yücesi Rahman her şeye kadir
Merhametli olmazsan yaşadığın hayat beterdir
Haydi, gel hayatını iman ile biçimlendir
Zorla cehennem girmeye çalışma,
Rabbim her şeye bil ki muktedir

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Attım Adımım Aşk’a.



Attım adımım aşk’a son bir adım gayretle
Ne olacak bilinmez gönül haydi seyreyle
Nazlı yar sever mi ki duamla son dilekle
Nedir aşkı aşk yapan yârin baldan dilimi
Yoksa bu gönlü aşk’ın gülümseten yüzümü

Açtım kapısın talim ettim ben aşk yolunda
Aşk ile kol kola yar gelir aşkın kolunda
Sever misin sen dedim aşk yürürken yanında
Çıkar mısın dedi sen aşk yolunda sağ salim
Çileyi derdi servet diye sen alır mısın?

Dedim aşkla çileye dertle olurum âlim
Elin uzatırsan ben çıkarım yar sağ salim
Aşkı içerim yudum yudum olurum kaim
Ömür boyu seninle aşkımız olur daim
Bu güzel sevilir de olur aşkla can yârim

Kul Mehmet işte aşkla gönül işte dirildi
Beni aşkla görenler önüme de dizildi
Nazlı yâri kolumda görenlerde sevindi
Güzel aşkla gönüller böylesine dirilir
Nazlı yârin gamzesi de aşk’la sevilir

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

4 Ocak 2016 Pazartesi

Dön Gel Annem,



Annem sensiz yaşadığım cehennem
Bilmem sensiz hangi yöne ben gidem
Giderken söylemedin nasıl gülem
Gittiğin yerde gülümsersin bana
Sensizlik tak ediyor inan cana
Dön gel annem döngel artık sen bana

 Sensiz bu yaşamayı ben hiç saymam
Hasretinleyim nasıl sana doyam
Bu bedeni kaldırıp ben nereye koyam
Gittiğin yerde gülümsersin bana
Sensizlik tak ediyor inan cana
Dön gel annem döngel artık sen bana

Anne ile tatlı olurmuş hayat
Sen yoksun her şey oldu inan bayat
Uzaklarda kaldın bir öpücük at
Ondan sonra yerinde rahat sen yat
Gittiğin yerde gülümsersin bana
Sensizlik tak ediyor inan cana
Dön gel annem döngel artık sen bana

Kul Mehmet’im Anne kanat kol imiş
Annesiz bu hayat ne zor imiş
Annesizliğe çare hiç yok imiş
Yokluğuna çare derman değilmiş
Gittiğin yerde gülümsersin bana
Sensizlik tak ediyor inan cana
Dön gel annem döngel artık sen bana
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-






Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç