Bu Blogda Ara

5 Mart 2016 Cumartesi

Ayrılırsak



Can efendim muhabbet bizimle daim olsun
Gönlümüze aşk dolu sözlerde nurla dolsun
Bizden ayrı olanlar arayıp yolu bulsun
Eğer biz ayrılırsak gönlümüze kar yağsın

Değer verilmez ki bu dünyanın ah şanına
Aşk ile girelim biz gönüllerin bağına
Varsın insanlar baksın sağında soluna
Eğer biz ayrılırsak gönlümüze kar yağsın

Ayrılık bizim için inan kara ölümdür
Gönlümüzde açan o aşkın solmaz gülüdür
Başında öten aşkın gülün o bülbülüdür
Eğer biz ayrılırsak gönlümüze kar yağsın

Açık gönlümüz aksın berrak olan ırmağa
Hep birlikte varalım geçit vermez o dağa
Herkes aşkla varsın o aşkın olduğu bağa
Eğer biz ayrılırsak gönlümüze kar yağsın

Aşk yolunda aşığa sanmayın yol sorulmaz
Aşk olursa gönülde aşk yolunda yorulmaz
Aşk Rahmandan kula bir ihsandır kin bulunmaz
Eğer biz ayrılırsak gönlümüze kar yağsın

Aşkla sevelim ömür yolu olmasın yaman
Aşkla dönüyor dünya onla beraber zaman
Aşksız hayatta nefis şeytan vermez ki aman
Eğer biz ayrılırsak gönlümüze kar yağsın

Kul Mehmet'im oturdum âlemi seyran ettim
Aşk deryasında bende bu aşkla size geldim
Aşkla cümle âlemi bende gönülden sevdim
Eğer biz ayrılırsak gönlümüze kar yağsın

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Felsefe Devamda Devam-1-2-



Yine daldım felsefeye
Felsefe ve dinin kaynağı neye dayanır
Felsefe akıla
Din vahiye dayanır
Zaten vahiye ve akıl olduktan sonra felsefeye ne gerek var
Vahiy ile akıl varken insan neden boş olanı ararmış
Karanlık binlerce akıl arasında kaybolurmuş
Biri akıl ile alakalı
Diğeri vahiy akıl ile alakalı
Akıl değil midir değişken alacalı bulacalı
Bugün der doğru yarın der yanlış
Bugün üzülür yarın büzülür ondan sonra akıl süzülür
Vahiy değil midir değişmeyen bir Rahmani yol
Vahiy ve akıl hakikat değil midir?
Vahiy hakikate ulaşmak için yol değil midir?
Atılmaz satılmaz elle tutulmaz akıl kaynaksız ne yapar?
Akıl bir önderi örneği olmadan kabul etmeyen değil midir?
Kuru safsatalar içinde kaybolan değil midir?
Önce der bana sonra der bana sonra der yine bana
Yanlış yaptığını görür ağlar yana yana
Vahiy doğru hakikat yolunda gerçek olan değil midir?
Vahiy varken felsefeye ne gerek var
Aklın yok fikirsizlikte sınırları
Yazmazsan nerede bulur satırları
Binlerce düşüncenin yükünü fikrini taşımaz el âlemin canları
Bu felsefe nasıl bir şeydir
Hakikat var iken kendi değişken aklı ile yol arar
Son anında ölümlü olan akıl nasıl
Baki fikirler üretir kaynağı ölümsüz olan olmayınca
Binlerce karanlık yol bulur şaşar
Bulduğu karanlık yolda kaçar
Felsefenin cevapları kesin sonuç içermezmiş
Kesin sonuç yok ise boşa kürek sallamakta neyin nesi
Kim aldı kendine yakışmayan nefesi
İşte felsefi birkaç soru
Kesin cevabını veremedikleri
İnsan özgür müdür?
İnsan için en üstün iyi nedir?
Yaşamın amacı nedir?
İdeal bir toplum düzeni ne olabilir?
Genel geçer cevabı yok felsefede
Cevabı var ya işte vahiy ’de
Ne gezersin boş çöplükte
Arasana soruların cevabını vahiy ile birlikte
Vahiy ile dal düşüncenin berraklığına gerçek felsefeye
Ne diye zamanı öldürürsünüz gerçek olmayan gerçeksizlikle
İnsan yüce vahiy ile yücelmekte
Aklını öndersiz kullanınca batmakta çürümekte
Yine daldım felsefeye
Çok şükür çıktım içinde yine vahiyle
Yoksa binlerce soruya cevabı olmayan
Her an değişen akılla cevapsız cevap ara  
Sonra sıkıntı ile düş sen dara
Yüzün olur kara
Açılır gönüllerde zıt görüşlerle yara
Ondan sonra doğru yolu ara bul düşme dara
Vahiy varken düşmez kul dara
Açılmaz gönülde hiçbir yara
Acıları vahiy sara
Biraz verelim az ara
2
Akıla soralım felsefi anlamda
Doğru neye göre doğru?
Yanlış neye göre yanlış?
Felsefenin aklı arar arar arar
Bulamaz cevabı
Ahmet’e göre doğru
Mehmet’e göre doğru
Ramazana göre doğru
Yok, yok dün Ahmet doğru dediğine yanlış demişti
Yanlış kime göre yanlış
Cumali’ye göre mi?
Bayrama göre mi?
Ama dün Cumali yanlışa doğru demişti
Ama önünde Vahiy denilen
İlahi bir kitap olunca
Demek ki bu Yüce Allah’ın dediğine göre
Yanlış ve doğru diye ölçü alacak
Neden yanlış
İnsanlığa zarar verdiği için yanlış
Neden doğru insana yarar verdiği için
Yüce Allah istediği söylediği için doğru
Yani bize faydası ve zararı olduğu için
Şimdi felsefe doğru bir görüş alıp yola çıkmayınca
Hepten yanlış
Alçalış
Batış
Çırpınış
Yok oluş
Gerçeğin önüne kapı
Perde
Düşme sakın derde
Sürünme yerlerde
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-




İnsanları Büyüle



Set olsana akan sele
Merhametin gelsin dile
Uzat elini sen güle
Bülbül konar sümbüle güle
Sen merhameti al gönlüne insanları büyüle

Hak yolda yürü güle güle
Nefret değmesin dile
Zalim batarken dibe
Bülbül konar mı dikene
Sen merhameti al gönlüne insanları büyüle

Hak yolda yürüyen geç kalsa bile
Zarar gelmez aşk ile açan güle
Zalimin ömrü sürmez güle güle
Eder bir gün birisi zalime müdahale
Sen merhameti al gönlüne insanları büyüle

Zalim hak karşısında kalır ezile büzüle
Zalim hakkı görünce kaçar acele acele
Hak yolda bitmez hiç an mücadele
Hakkın çağrısı dolaşır dilden dile
Sen merhameti al gönlüne insanları büyüle

Kul Mehmet’im uyma sen nefsine
Durma koş hakkın gür yıkılmaz sesine
Zalime vur tokat imanla ensesine
Zalime uyma yaşama hayatını rezilcesine
Sen merhameti al gönlüne insanları büyüle
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


4 Mart 2016 Cuma

Hakkı Bilmeyen Bu Dünyada Aldanır



Bu sendeki güzellik haktandır
Hakkın yolu uzak sanma yakındır
Ömür kapısı bir açılır bir kapanır
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Kördüğüm yolları birbirine bağlanır
Eli ayağı birbirine dolanır çaresiz kalır
Zamanı olur duman duman içinde kaybolur
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Ava giden avcı bir avlanır
İkinci avında kendisi avlanır yanılır
Alçak gönüllü olan pek güzel karşılanır
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Dünya hayatında zalimin dünyası kararır
Hakkı bilmeyen kullarım yolu cehenneme varır
İman ile olan edebinden dolayı utanır
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

İmanı olmayan hakkı tanımayan kendini dev sanır
Zamanı olur duman duman içinde yol alır
Koşar adımla koşar hal bilmez ile yalanlar
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Yalanın içinde aldanıp ta boşa koşup soluksuz kalanlar
Yatsı olmadan yalanı ile kapı dışında sürünüp kaçanlar
Dili lal olup yalan ile dili büklüm büklüm dolaşır
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Hakkı bilmeyen şeytanla gezer meyhaneleri
Hak yoluna inatla girmez yaşar izbe karanlık geceleri
Hak yoluna girmeyip haksızlık yolunda yok oldu niceleri
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Hak yolunda hakkı tanımazda olmaz hiç duygu
Boş yollarda şeytan ile boşa kurar anlamsız kurgu
Kör gözle görmez şeytan hançeri binlerce defa sırtına vurdu
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Ecel geldiğinde ah o an gerçek son anda anlaşılır
Son anın azabında kurtuluş yok haksız olan anlar kıvranır
Son anın son nefesinde af yok bilmez boşa çırpınır
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Bu dünyada ne zaman ömür son bulur bilinmez
Azrail meleği yola çıkıp son nefese gelmeden görünmez
İman ile yola çıkan şeytanın yolunda sürüm sürüm sürünmez
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Hak yolunda yürümeyeni şeytan kara pençesi ile yakalar
Bir an gülümser görünen şeytan ile yol alan çaresiz kalır ağlar
Tekrara hak yoluna tövbe ile dönmeyenin yarası sızım sızım sızılar
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Oturma şeytanın taşına
Gör neler gelir pişmanlıkla başına
Merhameti yok şeytanın bakmaz göz yaşına
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

İman eden kul insandır
İman etmeyen şeytanın arkadaşıdır
İman ile kula Rahman verir ihsan bulunmazdır
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Kul imanı ile hürdür Yüce Rahman’a teslimiyetle elbette
İman eder Salih amel işler iman ile gezer cennet kokulu ahirette
İmanı ile Salih ameli karşılar kulu gülümseyerek cennette
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır


Kul Mehmet’im imanla olsun hayatının başı sonu
Dünya âleminde bundan başka olmaz önemli bir konu
İyi bil iyi anla sakın unutma bunu
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-





Artık seni düşünürken üşümüyorum



Ben kapına vardıkça kapatıyorsun arsızca
Kapıların önünde yatarken kapılarla oldum dost
Bir sana olamadım dost gülümseyen yüzünle
Ararken gönlüne girecek başka kapı
Uçurumların eşiğindeyim
Akbabalara yem olmanın çölündeyim
Bir uçuruma bir çöle düşüyorum ürkek adımlarımla
Sana açılacak bir kapı bulamıyorum
Hasrete açılan binlerce kapı açık
Ben yüreğimde kaçık bir âşık geziniyorum
Yolunu kaybetmiş bir serseri
Martıların sessizliğinde sensizliğin okyanusunda boğuluyorum
Lakin imdadımı duyan yok
Gözü yaşlı martıların kanadına tutunarak çıkıyorum yalnızlığımın adasına
Şimdi sen benden habersiz
Çilem yok artık sensiz arama artık beni bulamazsın
Yabancı bir adanın serserisiyim artık
Yorgun gecelerden kurtulup özgürlüğe koşan ben
Hasretinle gökyüzüne yüksel şimdi sen yokum artık 
Yüreğimin çırpıntısı ile yıkılan şehirim de kal artık sen arama beni
Her gece uykuya dalmadan yüreğime saplanan sen yoksun
Her lokmada hasretinle boğazıma düğümlenen kanlı aşım yok
Saba makamında şarkılar söylerken kâinata sensiz
Neşterli kan koklan ellerin yok üzerimde
Gök kubbemde ışık olan güneşim her gün bana doğuyor
Bir ölüm telaşı sensizlik gönlümde ölüyor
Bıraktım sensiz elimde gezdirdiğim boşu telaşı
Vakti gelen ölüm gibi ayrıldım sende
Artık seni düşünürken üşümüyorum
Artık senide hiç düşünmüyorum
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Kim duyar



Bir yürek yanıyor ağlıyor

Filistin de Suriye de mısırda bağırıyor

Sesimizi yok mu duyan diye çağırıyor

İnsanlar bebekler masumlar katl ediliyor diye kıvranıyor

Elimizde cep telefonu aman bunun yenisi çıkmış telaşında

Kim duyar bu sesleri yeni cep telefonun melodisi ile 

uğraşırken


Mehmet Aluç-Kul Mehmet

3 Mart 2016 Perşembe

Aciz olduğunu anla



Yürek yanar pare pare
Bu derde vardır çare
Yüce Allah her derde çare
Var git Yüce Allah’a ey biçare
Çaresizlik sendedir ey kul
Aciz olduğunu anla bil azda ol makul ey kul

Az ter dök çabala
Hayatı dikkate al olma budala
Yeter artık konma daldan dala
Hayatı yavaş takip et koşma dörtnala
Hayatı kandıramazsın olma ukala
Aciz olduğunu anla bil azda ol makul ey kul

Başkasına lezzet ver ki lezzeti tadasın
Hayat yolunda yürürken yalnız kalmayasın
Nefis şeytanla oynayarak günaha dalmayasın
Pare pare dökülürsün nefis şeytanla yanmayasın
İnsan değerini kıymetini bil ki yarınsız kalmayasın
Aciz olduğunu anla bil azda ol makul ey kul

Bir mana sarayıdır bu dünya nefsinden yana olma
İman ile ol hem dünyada hem de ahiretinden uzak kalma
Her şeyin çözümü iman ile gönüldedir boşa arama
Yüce Allah imanı verdi uzat elini al gönlüne uzaklara kaçma
İmansız kalarak nefis şeytanla kalma dünyanı sakın yakma
Aciz olduğunu anla bil azda ol makul ey kul

Kul Mehmet’im iman ile ne alırsan odur hissen
İmandaki lezzeti tadı bir bilsen
İman ederek inşallah ölüp gitsen
Azrail can almaya gelirken gülümsesen
İmanın lezzetini tadan bu canla ölüp ölüp dirilsen
Aciz olduğunu anla bil azda ol makul ey kul
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


Sözlerim

   
                      

Yaşadığımız hayatta var oluşu, hayatta kavga etmeden birbirimizi candan severek kazanabiliriz ve hayatın peşinden gülümseyerek gidebiliriz, bundan gayrısı yaşadığımız hayatı mutluluğu sevinci yarınlarımızı yok ederek bitirmektir. Doğuştan bize verilen ağlama ise gülümsemenin güzelliğini göstermek içindir.

Hayatın gülümseyerek yaşamamız için verdiği cevapları dinlememek ona uyum sağlamamak sonucunda, yıkımı ve hezimeti yaşamak kaçınılmaz oluyor. Hayat âlem ile bize huzurun şarkısını kardeşliğin birlikteliğin enfes tadına doyum olmaz melodisini mırıldanırken, biz şeytanın kulak tırmalayan iğrenç melodi olmayan melodisini dinlersek, her zaman kaybetmeye mahkûm oluruz.

Hayat bize yaşarken yaşantımızda her an bir boşluk bırakır ve bunu bizim birbirimizi severek gülümseyerek içini doldurmamızım ister. Oysa biz bunu yanlış anlayarak, kendi çıkar ve arzularımız ile doldurmaya çalışarak hem kendi dünyamızı, hem de diğer insanların dünyasını yıkarak mutlu olacağımızı sanıyoruz. Ömrümüzün son anına kadar bize alay ederek gülen, kendi ellerimizle ördüğümüz sahte mutluluklarla, kendimizi yok eden uçurumlara atarak güldüğümüzü mutlu olduğumuzu sanıyoruz!

Hayat bize binlerce çıkış kapısı açarken, biz onları beğenmeyerek hatta o kapıdan içeriye girip, içinde ne olduğuna bakmayarak, ne var ne yok içinde bilmeden, kapısını kendi egomuzun baskısı benliğimizin şımarık egosu hatta hissettirmeden yıkımı ile kapatarak, hep çıkmaz sokaklarda çıkmazı yaşıyoruz. Bu nedenle bizim için başarı diye bir kazanımımız olmamakla birlikte, başkalarının başarılarına imrenerek hatta kıskanarak bakarken, bizi başarıya götürmeyenin ne olduğunu bildiğimiz halde salaklığımızla, bilmemenin ekseninde kendimizi her şeyi bilen görerek, suçu kadere yüklemenin saçmalığını yaşıyoruz.

Gün gibi aşikâr olan gerçekleri, nedense bitmek tükenmeyen cahilliğimizle, ak olana kara, kara olana ak, haksız olanı hak diye görme bilme saçmalığı ile gönüllerimizi edepsizce yıkarak, birbiri ile çelişki ve saçmalık dolu acıları yaşayarak, hem güveni kaybediyoruz hem de saçma kavgalar birbirimizden kuşkular duymanın saçmalığı ile insanlığımızı yitirerek, bizi yıkmaya çalışan düşmanın zalimin eline bizi yıkacağı kapıyı açmış bulunuyoruz.

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


2 Mart 2016 Çarşamba

Kimse Halim Bilmez




Yarden ayrı kaldım yar beni andı kulağım çınladı
Şehir şehir gezdim yari saklamış bana geri vermez
Anlattım derdimi dağa taşa kuşa kimse anlamadı
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Arayan aradığını bulup rahata ermez mi erer elbet
Aradığım bulunmaz bilinmez neden ne olur akıbet
Her yer bana oldu gurbet adımlarımda yok isabet
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Gülmeyen talihim gibi yollarda bana gülmez
Gelmek istemeyen gelmez şansım çağırırım gelmez
Hasret çileyi çile dertleri çağırır git derim gitmez
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Beklerim dua ile Yüce Rahmandan bir ihsan
Yanar yüreğim bedenim sinem bilmem bende ne noksan
Kurudum kaldım yok mu yudumla kanacağım bir pınar yüce Rahman
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Kururdu salkım salkım gönlümde üzüm bağım
Çökmüş  un ufak olmuş gönül dağım
Yaşadığımı hiç sanmıyorum sanmayın ki ben sağım
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Ey insanlar kalkın yari benimle beraber arayın
Alın beni talihimle kaynar kazanlarda kaynatın
Değişmez isem bulamazsam zemzemler ile yeniden yıkayın
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Gelin bakın benim asıl gönül vatanım
Bulamazsanız vatanım nerede nuruaynım
Nuruaynımsız ben param parça parçandım
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Söyleyin ey erenler seven sevdiğine kıyar mı
Sevdiğini ateşlerde yakar kor alevlerde yakar mı
Çaresiz kalıp öldüğünü bilip kör gözleri ile bakar mı
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Yolumu şaşırdım acep yolum hakka varır mı
Hak yolunda kaybettiğim yarim karşıma çıkar mı
Yar çıkmazsa yoluma kadir mevlam yaralarımı sarar
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Gelin göründe bu garip aşığa bakın ne olmuş
Yaz ayında açan tüm çiçekleri kurumuş solmuş
Bakın bakalım yollara gelen var mı vadem mi dolmuş
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Artık ben kendi kendime yetmem bir adım daha gidemem
Artık gelmezsin  çağırmasın nazlı yar çağırsa da gidemem
Artık tükendim hiç bir şeyi bilmiyorum ben bendeyim diyemem
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Artık anladım ben bu hasret ile bittim tükendim
Belki hata bendedir onuda şimdi farz edin ki bildim
Amam inanınki o nazlı yari ben kendimden fazla sevdim
Galiba çok fazla sevdim biraz hata ettim
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Artık terk ettim onunla beraber düşlerimi
Kimse barıştırmadı bu gönül ile küslerimi
Anladım ben garip bir sevendim kimse dinlemedi sözlerimi
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Aşık sevdiğine varmayınca mutlu olur mu
Hak yolunda aşk ile yürümeyen kul olur mu
Merhamet ile olmayan insan insan olur mu
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Kul Mehmet'im vardın mevlaya aramayı bırak ver bir karar
Aradın bulamadın artık aramakta bulma bir yarar
Mevla sardı  seni yaralarını merhametle gönlüne bakar
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-





1 Mart 2016 Salı

Dünya ve Kul


Dünya üzerime bir gömlek dikmiş
Giymek istemesem de giydiriyor
Üzerine bin bir çile ile keder yüklemiş
Kollarımı bağlamış giyeceksin diyor

Gönül sazım kırık çekemiyorum nazını
Dünya tadı kalmadı alamıyorum hazını
Dünya hayatının yaşayamadım yazını
Ayaklarım bağlamış kış ayında yaz ayına yürüyemiyorum

Bülbül namesi dinlemek varken karga sesi dinletiyor
Halden bilmez ile derdime çaresizlik yolunu gösteriyor
Dilden anlamaz namert ile sözler söylettiriyor
Kollarım tutmuş zorla dinleyeceksin diyor

Dünya diyor bu dertler içinde hal ehli ol
Hal ehli ol gönlüne imanı al işte sana bir yol
Dilden halden bilmezi düzelt işte sana güzel bir rol
Ellerini tam bağlamadım az uğraş hemen çözersin diyor

Kul Mehmet’im bilirim bu dünya yalan
İmtihan içinde var mı yardımsız kalan
Dünya yolunda zalimdir soluksuz kalan
İman eden kul değildir ak olana kan katan
 Kan katana sanmayın Yüce Rahman uzakta bakan
Soluksuz ateşte zalimi odur cayır cayır yakan
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç