Bu Blogda Ara

26 Mart 2016 Cumartesi

Yakışmaz Gönül’e


Bakarsın gönülde bakışın gider hoşa
Bazen de bakarsın gönül de bakışın gider boşa
Gitse de hoşa ya da boşa gönül hep coşa
Sırra kadem basıp gitmek yakışmaz Gönül’e

Dikkat et ayağın takılmasın yerdeki taşa
Bakarsın bir gün gelir değer bu garip başa
Gönülde neşen bol olsun sen onunla yaşa
Sırra kadem basıp gitmek yakışmaz Gönül’e

İncitme sakın gönülde kabaran duyguları
İçine sevgi kat gönder sen o güzel bakışları
Bir de güzel olursa anlayışın anlarsın yalvarışları
Sırra kadem basıp gitmek yakışmaz Gönül’e

Bakarken olursun bazen âşık
Âşık olurken birden olursun şaşkın
Güzel bakışınla sevdaya olsun bir katkın
Sırra kadem basıp gitmek yakışmaz Gönül’e

Sana aşk nağmeleri okusun dillerim
Sana aşk ile uzansın bu ellerim
Seni ve aşkını taşır ta ölene kadar bu gözlerim
Sırra kadem basıp gitmek yakışmaz Gönül’e

Bu aşkım için bir sen gerek
Sende sev beni benim gibi sevinsin bu yürek
Haydi, koş gel bana beraber gülek
Sırra kadem basıp gitmek yakışmaz Gönül’e

Aş bak gönlüne gönlüm içinde kalmış
O gülümseyen bakışların beni benden almış
Aşk bu gönlümü dünden çalmış gönlüne takmış
Sırra kadem basıp gitmek yakışmaz Gönül’e

Kul Mehmet’im aç gönlümde sensin bağım
Seninle tütsün sönmesin gönlümde yanan ocağım
Sen gönlümde olmazsan ben düşerken kime tutunacağım
Sırra kadem basıp gitmek yakışmaz Gönül’e

Mehmet Aluç-Kul Mehmet




Dalgalanır Bayrağım



Vatan toprağının taşına değmesin düşmanın ayağı
Düşmanlar bu ara çok azmışlar nefretleri ile bayağı
Bol bol yine yemek isterler yine Osmanlı dayağı
Dalgalanır vatanımda şehit kanıyla sulanmış bayrağım

Şehitler semada bakar vatanına nur bakışıyla
Seslenir düşman basmasın nefret dolu yakışıyla
Düş peşine göğsündeki imanla kaçsın haykırışıyla
Dalgalanır vatanımda şehit kanıyla sulanmış bayrağım

Kahraman ecdadımın kanıyla vatan vatan oldu
Zalim düşman nefret kusar bilmem yine n’oldu
Şehidim cennete koşarken düşman bir bir yok oldu
Dalgalanır vatanımda şehit kanıyla sulanmış bayrağım

Vatan üstünde imanı ile gezen gerçek candır
Düşmanın nefreti ile istediği akan kandır
Bu vatan toprağımda düşmana ait değil ecdattan kalandır
Dalgalanır vatanımda şehit kanıyla sulanmış bayrağım

Ey düşman sen emeline hiçbir zaman eremeyeceksin
Dünya âleminde mutlu bir an yaşayarak göremeyeceksin
İman dolu Mehmetçiğimi yıkarak vatanıma erişemeyeceksin
Dalgalanır vatanımda şehit kanıyla sulanmış bayrağım

Bayrakla vatanı vatan yapan şehidimin kanıdır
Yüreğimizde onunla cennete giden cümlemizin canıdır
Birlik beraberliğimizin içinde yıkılan düşmanın bağıdır
Dalgalanır vatanımda şehit kanıyla sulanmış bayrağım

Bastığımız toprağı milletimin şehidimin bakışıyla tanır
Nefreti ile gezen düşman sanma bu vatan sana kalır
Vatan uğruna can verilir sınırlarımız nefretinize kapalıdır
Dalgalanır vatanımda şehit kanıyla sulanmış bayrağım

Mehmetçiğimin adını toprağa yazsam sığmaz yazamıyorum
İman gönlümüzde kükrer vatandan kaçanlarla kaçamıyoruz
Düşman hala yenilgi dayağına doymaz onu da anlayamıyorum
Dalgalanır vatanımda şehit kanıyla sulanmış bayrağım

Bizi yıkamaz korku ile derin kuşku
İçimizde volkan volkan imanla dalgalanır coşku
Olmaz gezmez gözlerimizde vatanı sattıran ölü derin bir uyku
Dalgalanır vatanımda şehit kanıyla sulanmış bayrağım

Aç göğsünü imanınla kükre düşman vatanıma girmesin
Vatan toprağımda düşmana bir çakıl taşı dahi verilmesin
Göğsünde iman var ki sen onunla siper et hiçbir zaman devrilmesin
Dalgalanır vatanımda şehit kanıyla sulanmış bayrağım

Kul Mehmet’im yıkmaya gelen yıkılır bunu kimse bilmez
Düşman ile gezende bu âlemde mutlu güngörmez
Bu âlemde hak ile batılın savaşı hiçbir zaman bitmez
İmanı göğsünde taşıyan Mehmetçiğim ölse de ölmez
Dalgalanır vatanımda şehit kanıyla sulanmış bayrağım

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


Kimseye Verme Vekâleti



Öğüt ver sen şu gönlüne önüne bakmadan yıktı geçti
Hak yolunda yürüyenler güzelliği bilenler seçti gitti
Dünyaya gelen ey kul dünya hayatı bir okul ecel ile bitti
Gönlüne giy kefeni kimseye verme vekâleti
İman ile yık cehaleti Salih amel ile al cennet bileti

Yüce Rahman günde bin defa bakar gönlünü yoklar
Helal kazanır helal yer iman eden beşer kullar
Hak yolu cennet gülü gibi elbet kokar
Gönlüne giy kefeni kimseye verme vekâleti
İman ile yık cehaleti Salih amel ile al cennet bileti

İmansız gezdin işte bittin söndün
Yerlerde sürünen zalim kula birden döndün
Ecel geldi işte sen son nefes çekişte şimdi öldün
Gönlüne giy kefeni kimseye verme vekâleti
İman ile yık cehaleti Salih amel ile al cennet bileti

Ek gönlüne merhameti gönlün demeti olmasın sahra
Sev insanları beraberlik dirlik kalmasın başka bahara
Ayrılıkta vardır yara merhamet yoksa yarayı kim sara
Gönlüne giy kefeni kimseye verme vekâleti
İman ile yık cehaleti Salih amel ile al cennet bileti

Kul kendi eliyle nefretiyle kalır bahtı kara
Edep olmazsa gönül’e sığmazsa yüzü olur kara
Merhamet yoksa radarda taksa gönül hep düşer çukura
Gönlüne giy kefeni kimseye verme vekâleti
İman ile yık cehaleti Salih amel ile al cennet bileti

İmansız kul etmez çulu ile beş para
İman eden kul çulu ile makul bir numara
Zikir ile gez çıkma görünmez sarp dağlara
Gönlüne giy kefeni kimseye verme vekâleti
İman ile yık cehaleti Salih amel ile al cennet bileti

İmansız kul olur külü ile yaman
Nasıl geçer bilmez onu biçer zaman
Mezara girince der nasıl bitti zaman eyvah aman
Gönlüne giy kefeni kimseye verme vekâleti
İman ile yık cehaleti Salih amel ile al cennet bileti

Kul Mehmet’im güler mi kul gelip iman etmeden
Akar iken doldur küpünü dur akan çeşmeden
Kul beşerdir şaşar hep ne şaştığıyla yaşar bilmeden
Gönlüne giy kefeni kimseye verme vekâleti
İman ile yık cehaleti Salih amel ile al cennet bileti

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-






Dilimizin Ucuna Gelen Merhamet Sözlerini Tekrar Yutmak!



Ağlayan gözlerimiz neye hasret kaldı da ağlıyor? Gönlümüzde neden buzdan soğuk rüzgârlar esiyor? Gülümsemesi gereken gönlümüzle dudaklarımız neden bükük duruyor? Sözlerimiz neden hep gönül yıkıyor, anlam mana ve ifade taşımadan dilimizden çıkmadan sönüyor? Sorular sorular cevabını bildiğimiz halde o cevaba kucak açmayan, elimizin tersi ile yerlerde süründürdüğümüz cevaplar… Gönlümüzde çağrısını heyecanını gülümsemesini hissettiğimiz sevgiye önem vermeyen, cesur olmamız o çağrıya cevap vermemiz gerekirken, cevapsız kalmamız ve daveti ret ederek sevgisiz bırakmamız sonucunda bunlar başımıza geliyor. Hareketsiz kalan ruhumuzu canlandıracak olan birazcık gülümseme ve sevgi ile olmamız gerekirken, bakan kör gözlerimizle sevgisizlik ikliminde gezerek, mutsuzluğun pençesinde kıvranarak suçu kendimizde değil çoğu zaman kaderde arıyoruz…

Gönül kapısını kapatarak, başına nefret bekçisini sevgisizlik yayan benliği çıkara bağlı ilişkilerin uçurumuna düşerek paramparça olmuş, insanların fikirlerini yerleştirerek yerlerde acılar içinde sürünüyoruz ve hala suçu kendimizde değil kaderde talih şans dediğimiz felekte buluyoruz. Bu ne kadar saçma değil mi? Ondan sonra kaos stres ve yalnızlığın kara kışında titrer iken, bizi ısıtan her şeyi yıktıktan sonra bizi ısıtması için bir şeyler arıyoruz ya da bekliyoruz!
Eğilerek bükülerek kendi çıkarımız için merhameti olmayanda çare arar veya onunla yola çıkarsak, o çıkarı için insanı insan görmeyen zihniyetin fikirsiz ‘ligi ile her şeyi yakar yıkar yok ederiz. Az düşünün! Allah aşkına yüreğinde merhamet acıması olmayandan, nasıl bir merhamet ve acıma beklenile bilinir ve onunla yola çıkılır? Nasıl yarınlara güzelliklere yürünür bakılır inşa edilir? Bu olsa olsa insan hakkına tecavüz edilme yok edilme öç ile yıkmak değil midir?

Sevmek kucaklamak var iken yıkmakta neyin nesi? Birlik beraberlik var iken ayrılıkta neyin nesi? Bahar mevsimlerini yaşamak var iken, öfke estiren fikirsizlik rüzgârında neden yok olmayı seçeriz, peşinde koşarız? Akıl, kullanmak anlamak, iyi ve kötüyü güzel ve çirkini az onunla tartarak anlamak için değil midir? Kollarını açarak sarmayı isterken, sana koşana çelme takmakta neyin nesi? Ey utanmaz ve rezil insan olan nefreti taşıyan insan, nedir bizlerinde bu edepsizlerin peşinde gitmemiz, paramparça yüreğimiz yarınlarımızı parçalamamız? Gönlümüzdeki aşkın şarkısını nağmelerini dinleyelim onunla beraber mırıldanalım… Dilinin ucuna gelen merhamet sözlerini tekrar yutma, o sözler yutmak için değil söylemek içindir. Olması gereken var iken, olmaması gereken çirkinliklerin peşindeyiz. Haydi, atalım gönlümüzde sevgiden başka her şeyi birbirimizi dünyamızı sevelim…
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


25 Mart 2016 Cuma

Alın Teri



Kul kendini bilmez her şeyi satar
Kul iman teslimiyetle her şeyi bilir içine bal katar
Halden anlamaz bilmez yan gelir yatar
Nefis şeytanla gezen kul o an batar
Ey kul sen teslimiyetle imana ol müşteri
Bu yolda akıt sen bol bol alında teri

Kendini bilmeyen kulun olmaz yeri
Teslimiyle iman edenin her zaman bellidir yeri
Nefis şeytan ile atma bir adım geri
Teslimiyetle gönüllere yürü seri seri
Ey kul sen teslimiyetle imana ol müşteri
Bu yolda akıt sen bol bol alında teri

Gel Allah deyi deyi
Nefis şeytanın yanındadır kör kuyu
Helal kazan helal ye iç suyu
Ölüm kula bir adım boyu
Ey kul sen teslimiyetle imana ol müşteri
Bu yolda akıt sen bol bol alında teri
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-




Yakışmaz Kul Sana




İman edene kula cenneti olur ahiret
İmandır iman eden kul için marifet
İmandaki lezzeti tadarsa kul eder hayret
İman yoksa kulun yanında ne gezer edep

İmansız gönül gezer harabelerde
Gözü olur hep viranelerde
Birde çıkmazsa hiç meyhanelerde
İman et kul gez gönüllerde
İman yoksa kulun yanında ne gezer edep

Yüce Allah’a teslimiyet kukla has
Teslim ol gözden akmasın yaş
Eğ başını kalmasın secdede o baş
Yol uzun değil yürüme sen yavaş
İman yoksa kulun yanında ne gezer edep

Kul bilse teslimiyet ona yeter
Teslimiyet’ siz kul olur beter
Nefis şeytana artık dur de yeter
Bitsin cümle gönülde keder
İman yoksa kulun yanında ne gezer edep

Yazık değil midir teslimiyet ‘siz uçuruma düşmen
Nefis şeytan un gibi ezer odur değirmen
Sana ey kul yakışmaz yapmadıklarınla kulu eleştirmen
Yakışmaz kul sana teslimiyet ‘siz gezmen
İman yoksa kulun yanında ne gezer edep

Kul teslimiyetle bulur değeri
At olmadan ne gezdirirsin sen eyeri
Teslimiyetle iman kulun rehberi
Nur Kur’an Nur Resul peşinde akıt teri
Ahirette bulursun sana ait cennette yeri
İman yoksa kulun yanında ne gezer edep

Teslimiyet için seni alıkoyan nedir neden
Nefis şeytandır zalimle yalan söz üreten
Sanmayın dünya ile nefis şeytan kulu güldüren
Dünya ile nefis şeytandır kulu isyan içinde öldüren
Teslimiyetle imandır kulu sevdiren
İman yoksa kulun yanında ne gezer edep

Kul Mehmet’im teslimiyetle iman olmasa yaşayamam
Hak yolda iman edip Yüce Rahmana koşamam
Dikenli çamurlu yolları hiç aşamam
Teslimiyet’ siz imansız ahirette Nur Resule hiç ulaşamam
İman eden kullarla ahirette buluşamam
İman yoksa kulun yanında ne gezer edep


Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Kul Anlar Teslimiyetle Kul Olduğunu



Hak yolunda yürüyen kul Allah için sefere çıkar
Gözlerinde Allah'a teslimiyet parıldar etrafına bakar
O gözler ki görmediğini şimdi anlar o an şaşar
Kul anlar teslimiyetle kul olduğunu kulluğu ile yaşar

Hak yolunda teslimiyet gömleğini kul giyer
Hak yolunda yürüyen kulda olur basiret
Gönlündeki teslimiyetle yağar Rahmet
Artık kul hak yolundadır yıkılır cümle zahmet
Kul teslimiyetle kul olduğunu anlar kulluğu ile yaşar



Teslimiyet hırkası giyen kulda sapma olmaz
Küfür bilir tek millet onun içinde solmaz
Hak yolunda hakka teslim olmayan kul olmaz
Kul bu dünyada aradığını teslimiyet ’siz hiç bulmaz
Kul anlar teslimiyetle kul olduğunu kulluğu ile yaşar

Ey kul teslimiyet ‘siz bir çare bulurum sanma gülme
Teslimiyet’ siz bu dünyada bir güzellik bekleme
Teslimiyet’ siz kurak çöle bir parça buğday ekme
Boş yollarda gezerek eza ile cefa sen çekme
Kul anlar teslimiyetle kul olduğunu kulluğu ile yaşar

Hakikati teslimiyetle gören hak sözünü söyler
Hak yolda olamayan nefis şeytanın sözünü söyler
Hak yolda olmayanın kazandığı boş şeyler kim neyler
Hak yolda kulun kazandığı ne güzel nurdan güller
Kul anlar teslimiyetle kul olduğunu kulluğu ile yaşar

Ey teslimiyete yürümeyen kul bak nefsin şeytandır seni bozan
Kalem değildir gönüldür içinde gezen kaleme gönüldür yazdıran
Bu dünya üç günlük değil midir gelip konaklandığımız bir han
Dünya içinde gezen can teslimiyete varırsa olur gerçek can
Kul anlar teslimiyetle kul olduğunu kulluğu ile yaşar

Ne güzel kuldur hak yolunda gönlünü koşturan
Hak yol içinde hakka varıp gönlünü coşturan
Hak yolda hakkın nuru çamurlu yolda kulu paklayarak aşırtan
Teslimiyetten gerisi boştur ey kul var git nefsinle sen yan
Kul anlar teslimiyetle kul olduğunu kulluğu ile yaşar

Rahman’a teslimiyettir her işin başı
Yanlış yolda akıtma sen boşa gözyaşı
Nefis şeytan boşa eğdirir hilal kaşı
Nefis ile şeytan değil midir teslimiyete karşı
Kul anlar teslimiyetle kul olduğunu kulluğu ile yaşar

Ey kul teslimiyet ‘siz tüm sınırları aştın
Nefis şeytana yanmak için mi kaçtın
Karşında hak yolu duruyor neden etrafına bakmadın
Etrafına bakmadın ey kul nefis şeytan ile kaldın yandın
Kul anlar teslimiyetle kul olduğunu kulluğu ile yaşar

Teslimiyet bu dünyanın tek hanıdır
İçine girmeyen bu dünyada yanılır
Boş yolda boş giderken yolda bayılır
Hak yolda teslimiyet ile kul ayıkır
Kul anlar teslimiyetle kul olduğunu kulluğu ile yaşar

Ey kul gel hak yolda hakkın atına binek
Hak yolda hakka ulaşak birlikte gülek
İnsanlık kulluk neymiş öğrenek bilek
Ecel gelince hakkın gülümsemesi ile ahirete gidek
Kul anlar teslimiyetle kul olduğunu kulluğu ile yaşar

Kul Mehmet’im hak yolda teslimiyet ‘siz yaşamak zordur
Her adımında eline gönlüne yapışan bir kordur
Hak yolda yürü zalimleri kul hakkı yerken durdur
Hak yolda teslimiyetle yaşayan hakiki iman eden kuldur
Kul anlar teslimiyetle kul olduğunu kulluğu ile yaşar

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-




Gönlün Feryadı




Gönül der ki bendeki halimi bilmezler
Bende görüneni hiç görmezler
Kapıyı vururum hiç ama hiç sezmezler
Umman umman içimdeki deryayı gezmezler
Yorgun bensiz yürür giderler hiç gülmezler
Söyleyin ben beni bilmeze ben ne yapayım
Aşk elbette ki haklı görünce beraber kaçarız

Gönül derki yine bensiz feryat ederler duymazlar
Bensizlik yerden yere vurur hiç mi hiç anlamazlar
Can içinde ben canlarına devayım onu da almazlar
Sarayıma gelin gezin derim etraflarına bakmazlar
Yorgun bensiz yürür giderler hiç gülmezler
Söyleyin ben beni bilmeze ben ne yapayım
Aşk elbette ki haklı görünce beraber kaçarız

Harap yerlerde harap olmayı neden isterler
Bensiz hem ağlayıp bensiz gülmek isterler
Ben olmazsam etraflarını sarar şerler
Ben olmayınca arkalarında bırakmaz hiç eserler
Volkan volkan kaynar bedenlerinde sinirler
Yorgun bensiz yürür giderler hiç gülmezler
Söyleyin ben beni bilmeze ben ne yapayım
Aşk elbette ki haklı görünce beraber kaçarız

Kendilerinde suçu görmez körler suçu feleğe atar
Şirretliği ile ortalığı birbirine katar
Gönülsüzlük terazileri bozuk her şeyi yanlış anlarlar
Söyleyin ben buna nasıl dayanayım şaş bakarlar
Yanlış yola girer nefret ateşi ile yanarlar
Yorgun bensiz yürür giderler hiç gülmezler
Söyleyin ben beni bilmeze ben ne yapayım
Aşk elbette ki haklı görünce beraber kaçarız

Söylenirler boş boş suçu nedir feleğin
Olmadan yersen ne suçu var karpuz keleğin
Çabasız gayretsiz birde beklerler bende aferin
Bensiz boş boş düşünürler boşuna derin derin
Birde utanmadan isterler yerleri olsun serin
Tabi ey kullar bensiz olmaz hiçbir rahat yerin
Yorgun bensiz yürür giderler hiç gülmezler
Söyleyin ben beni bilmeze ben ne yapayım
Aşk elbette ki haklı görünce beraber kaçarız

Kul Mehmet’im sen beni tanı gönül'üm ben halim böyledir
Yaz sen halimi beni bu vurdumduymazlık söyletir
Yanlış kılavuzu olan elbet yanlışa yolu gösterir
Ben doğruyu söylerken beni vicdansızlığı ile inletir
Haydi, son sözü söyle de şiirini bitir
Yorgun bensiz yürür giderler hiç gülmezler
Söyleyin ben beni bilmeze ben ne yapayım
Aşk elbette ki haklı görünce beraber kaçarız
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç