Bu Blogda Ara

31 Ocak 2015 Cumartesi

Aynalar sana zindan olsun



Aynalar sana zindan olsun

Nuh tufanına denk gözlerin
Çıkmam bir daha karşına
Sen kendinle ol her an
Aynalar sana zindan olsun
Vicdan bana aydınlık yol olsun

Günah günah akar sözlerin
Yüreğim yakar o gözlerin
Suratımda akar hasretin
Aynalar sana zindan olsun
Vicdan bana aydınlık yol olsun

Söktüm gönlümdeki resmini
Yaktım Nuh tufanı bakışlarını
Yankılar savurarak attım ismin uçurumlara
Aynalar sana zindan olsun
Vicdan bana aydınlık yol olsun

Gam çekerek baktım hep gözlerine
Hüsran ile uzattın ellerini
Bastırdın bağrıma kara taşları
Aynalar sana zindan olsun
Vicdan bana aydınlık yol olsun

Hasret yollarına saldı dilinde kelamın
Seni mutluluk dolu yazmadı hiç kalemim
Bir gün vermedin gülen gözlerinle selamın
Aynalar sana zindan olsun
Vicdan bana aydınlık yol olsun

Kul Mehmet var git kendi yoluna
Bırak umutsuz sevdaları yatma koyun koyuna
Takma hasreti bile bile sen boynuna
Aynalar ona zindan olsun
Vicdan bana aydınlık yol olsun
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Aşkın Selamları İle Selamlayacağım



Aşkın Selamları İle Selamlayacağım

Vakit sabaha doğru giderken yudumladığım her bardak çayda senin sevgini yudumluyorum bardak bardak sevgilim, sen gibi kokuyor her yer, kokun sinmiş kâinata kâinat bile sen gibi kokuyor sevgilim.

Yudumladıkça her çayı, sevgin sanki damarlarımda bitmez tükenmez sevginle dolaşıyorsun, güvercin kanadı gibi yüreğinin bana sevgi sunmak için gönül çırpınışlarını duyuyorum, hep bana doğru uçan ve ben bu sevgi seli ile coşar yüreğine berrak pınarlar gibi akarım sana sevinç mutluluk dolu yarınlar sunmak için sevgilim.

Sanki o an sevgi dolu anında nurdan melekler semada iner alnına gönlüne nurdan öpücükler sunar ve sen o öpücükleri dudaklarıma buse buse konduruşun sevgilim.

Ben sana, senin sevgi dolu gönlünle sana koşarken, sen şimdi başucumda uyurken eminim ki rüyanda bana doğru koşuyorsun, çünkü şimdi gamzelerinde gülümseyen krizantem çiçekleri açıyor ve gönlünün sadakati gibi, hissediyorum ve sen sabah uyanırken bana doğru gülümseyerek, sana koşan beni rüyanda gördüğünü gülümseyerek anlatacaksın sen bana, meleklerin semada inerek yüreğine kondurdukları o buse ile sende dudağında ki aşk dolu buseler ile sevgiye aşka mutluluğa doyacağım ve seni yüreğimdeki, aşk selamları ile selamlayacak ve saracağım sevgilim.

Her zaman umutlara yarınlara aynı gönülle el ele koşarak giden biz, yüreğindeki aşkın izini takip ederek, aşk dolu bakışlarında seninleyim ve sende bunu biliyorsun sevgilim…

Şimdi o elma yanaklarına bir öpücük konduracağım ve sen sabah uyanırken hissedeceksin ve benim yanağıma binlerce öpücükler kondurarak uyandıracaksın yine her zamanki gibi canımın gülü…

Sen şimdi gönlümün salıncağında rahat uyu, kalemimi bırakarak yanına geliyorum, bende senin gönül salıncağına binerek, kollarında tatlı uykulara yatarak rüyamda seni görerek uyumak istiyorum canımın gülü…

Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

İmanla İşlenmiş Anekdotlarım

İmanla İşlenmiş Anekdotlarım
İmanla İşlenmiş Anekdotlar
                          
İman dolu bir ülkenin, her mahallesinde her sokağında her evinde iman ve vicdan ile yaşanılır, vefasızlık duyarsızlık hissizlik iman ile kelepçelenmiştir.

Hayat biz kısa ömürlülere verilmiş bir emanettir, bu emaneti içinde iman ile teslim etmek de görevimizdir.

Rahmanın yarattığı tüm kulun gönlünü kırmamak ve onu mutlu etmek kulluk ve insanlık görevimizdir, bundan gayrısı ne insanlığa nede kulluğa girer bundan gayrısı zulme, insan haklarına ihlale girer.

Dertler içinde olan kula yetişmek onun derdine derman olmak mümin olan her kulun üzerine vazifedir.

İmanla ilim irfan denizinde yüzülür, imansız ilim irfan denizine girilmesi mümkün değildir.

İman manayı aşkı senden alıp karşındaki mümin kardeşinin gönlünde yoksa ona sunmanı ister, yalnız zorlamadan, gülümseyerek sunmanı ister.

Hayâ(l )iman merhamet gönlünde varsa, insanlığın faydasına olacak bir rüyadır. İman ve merhamet yoksa sadece kendi çıkarı için gerçekleşecek boş hayalden öteye g/itmez.

İslam, Kuran, Resul gayesi imanı gönüllere edeple nakış nakış işlemektir.

İman olmadan gönüldeki yarınlara ait düşünceler toplumsal olmaz ve gerçekleşmez, sadece kendi nefsi ve çıkarı dışında kulun yarınlara ait düşüncesi toplumsal olmaz.

İman gönülde yoksa dil konuşmayan lal olmuş dildir. İmanla olan gönül zalim karşına dikilir zalimi susturur.

Adımlar yarına iman dolu düşüncelerin ışığında adım atmıyorsa, at gitsin o adımları kız kulesinden aşağıya, çünkü iman dolu düşüncelerin atmosferinde o adım atılmıyorsa sonucu insanları ötelere taşıyamaz sadece nefis şeytan dünya üçgeninde sıkıştırarak, yarınsız yarınlara taşır.
Gözlerdeki buğularla insanlar baş başa ise, bilin ki gerçek iman yok gönüllerde, nasıl iman vardır kendi çı/karımız uğruna içeriği değiştirilmiş Kuran, sünnet içermeyen bir iman vardır hayatın her alanında.

Ey yorgun, mutsuz, umutsuz d(y)olu adımlar İmanı alın gönlünüze bitsin, mutsuzluk umutsuzluk yorgunluk d(y)olu hayat ve zaman.

Yıkılır, imansız y(k)ollarda tüm y(k)ollar adımlar, çünkü adımlar nefise odaklanmış yürür, nefis de kendin düşünür sonunda uçuruma götürür arkada bir t(s)ekme vurur, kıçı ile güler tabi ki şeytanın kucağında.
İmanla ilim yolu açılır, ilim koşarak sana gelir lakin Kuran ve sünnete örülmüş bir imansa gönlündeki, dilindeki iman.
Kırk yıl, yüz yıl köleliğe mahkûm ettiren düşüncelerin karanlığında yaşayacağına, Kuran’la, Gül kokan Resulle, imanla imtihan dünyasında az çileyi az, sabrı, az cefayı yaşa ve bu ondan bin katlı değerlidir. Kuran, Gül kokan Resul, iman tüm acılarına şifa ile alnında öpendir.
Mehmet Aluç

Hasret Parmak Uçlarımda



Seni her anışımda seni bin defa özledim
Bir günün üstüne seni bin defa ekledim bekledim
Belki gelirsin diye dualarla yolun gözledim
Bir yanımı hüzün bir yanımı ferah bıraktım
Gelmedin ey zalim beni acılar içinde yalnız bıraktın

Yıkıldı tüm hayallerim hasret parmak uçlarımda
Vuslatım boş kaldı sensiz hasret kokan avuçlarımda
Bana yurt olan gözlerin bom boş bakıyor ötelerde
Bir yanımı hüzün bir yanımı ferah bıraktım
Gelmedin ey zalim beni acılar içinde yalnız bıraktın

Kul Mehmet’im sen kalbin sukutla ferah tut
İçtiğin acı şerbeti kızılcık şerbeti diye yut
Sana attıysa sevgilin vefasızlıkla dolu şut
Bir yanımı hüzün bir yanımı ferah bırak
Gelmedin ey zalim beni sukut içinde sensiz bıraktın

Mehmet Aluç


Cahit Zarifoğlu şiirleri

Nerede Bulabilsem Seni - Cahit Zarifoğlu
Şiirler




Yetişip dizüstü düşebilsem eteklerine
Karanlık basmadan
dünyayı kapatan karanlık
Elimizde kılınç
ben ince işler ustası musa
kardeşim ya ki heybem
değişince kubbeli evim
girdabım -
tövbem
kapımın önünde akan ırmak
en zengin denizcisi incilerin -
uzak şarklara yollanan elçilerin

Kelimeler
okyanusla yarenliğe dalıp
çoluk çocuğu unutacak kadar bol ve bereketli
binlerce yılçün kurulmuş
bir zemberek içimizde
ağzımıza boşalttı onca sözden
Birinin heybeti ve lezzetinden
Damağımız çatlamakta

ya ani karanlık
`inanana rahmet
inançsıza esef` olan

(Hiçistanda
Bir rüzgâr belirmiş
Kulağımıza gelir-
Bir ey muhalif rüzgâr ki oyropeiş örneği
Hafifçe terli bedenin krondeli
Göz dikmiş duyduk ki
Meni yataklara bile)

/Japonya büyür büyür bir gün
Toprağını denize yayarak
Peygamber sözüne ordan hizmet olur/

Kucak açanlar kadar geniş istekli
Göçüp gelenler kadar hafif
az`la doyan yük olmadan

Ve başlar
Kimin yüreği daha yüce yarışı
Musa kardeşim ağlamaktan mı
Okumaktan az uyumaktan mı
Kan gölü gözlerin

Her an karanlığını giyinecek gibisin
Ne kadar uzun sürüyor
Ta içinden gözlerine gelmesi dikkatin

Karnın ne kadar küçük ve içerde
İnce belin-
Fazla kabarık değil kemiklerinden etlerin
Biliyorum ancak sen
Bu kadarla yetindikçe ve ekmeği
Böyle mübarek tutukça
doyar karnı çinin hindistanın amerikanın
Sen olabilirsin çaresi

Su içinde susuzluk hissinden ölen kimselerin
Musa kardeşim haya`dan mı
boyuna posuna güzelliğine rağmen
hafifçe kıvrık omuzların
hafifçe eğik başın
Hele terazi tutuşun
zarif
sapasağlam
ve artık
en insansız çölde
tek başına kalsa bile
eğilmezken adalen bile
yine de
Bir nebzesini yutsa yüreğindeki tartarkenki dikkatin
İkiye yarılır bir su aygırı

Ve çocuklar tuz yalarken çocuk avuçlarından
NEREDE BULABİLSEM SENİ
Baba bıçağını ağır ağır çekerken
YETİŞİP
Ana dalgın ve Su dibinde yürür gibi
DİZÜSTÜ DÜŞSEM ETEKLERİNE
Ana dalgın ve su dibinde yürür gibi
üzüm tiyekleri ceylan dolu etekleri
1
Çocuklar
Kurtulamazlar yanaklarına konan yaradan
Olmadık anda bırakılırlar
Sonra
Nice sonra
Hatta bazen karanlıklarına uzanırlarken kadar sonra
Üzerinde gözyaşı izleri
Senelerin izleri ile yol yol kalmış yanakları
Mahzun yayılır
Ancak görünür güzel dişleri

Ve `kuşlar da kaderle uçar` 

Akdeniz Diyeti

Akdeniz Diyeti İle Sağlıklı Zayıflamak Mümkün!

Akdeniz Diyeti İle Sağlıklı Zayıflamak Mümkün!
Akdeniz mutfağının enfes yemekleri ve zeytinyağı mucizesiyle formda kalabilirsiniz. Dahası bu beslenme şekli kalp sağlığınızı koruyacak, tansiyon ve kolesterolünüzü dengeleyecek ve en önemlisi yaşlanmanızı geciktirecek. Sağlığınız için bu kadar faydalı olan bu diyeti yapabilmek için tam bir Akdeniz Yemekleri aşığı olmalısınız. Acıkınca yok ekmek arası köfte, yok tereyağlı iskender, gelsin pastalar börekler devrini kapatmalısınız. Sebze yemekleriyle dost olun, salatayla arkadaş!! Meyveler ve kuru tohumlar (badem, ceviz vb.) vazgeçilmeziniz olsun. Tatlı istiyorsanız şifa kaynağı balı tercih edin.
Akdeniz diyetinde kullanılan zeytinyağı tekli doymamış yağ asitleri içerir. Tam tahıllar ve bulgur, baklagiller, sebze ve meyvelerin kullanıldığı Akdeniz diyeti bu yönüyle sağlık kaynağıdır. Doymuş yağ asitleri içeren kırmızı et ve süt ürünleri Akdeniz diyetinde oldukça az kullanılır. Ayrıca Akdeniz diyetinde ceviz, fındık, badem ve fıstık tüketerek sağlığa faydalı olan omega-3 yağları da alınmaktadır.
Akdeniz diyetine başlamak için tereyağı ve margarini mutfağınızdan çıkarın. Zeytinyağı dışında başka bir yağ kullanmayın.Yemeklerin yanında salata bulunmayan bir sofraya oturmayın.Öğünlerinizde 1 – 2 dilim tam tahıllı ekmek tüketin.Taze meyve ve sebzeler evinizden eksik olmasın.Fındık, ceviz ve badem diyetinize hem lezzet, hem de içerdiği besin öğeleriyle sağlık katacaktır.Ve eğer Akdeniz kültürüne yabancıysanız, Akdeniz yemeklerini anlatan bir kitabı alın.

Akdeniz Diyeti Örnek Menüsü:

Sabah kahvaltısı: 2 dilim kepek ekmeği. Bir dilim tuzsuz beyaz peynir. Sınırsız domates, salatalık, maydanoz, tatlı kırmızı biber. 5 – 6 adet zeytin. 1 ceviz, birkaç tane fındık ve badem. Kahvaltıda içecek olarak açık çay ya da 1 kaşık balla tatlandırılmış süt.
Ara öğün: Bir adet elma, kivi ya da istenilen herhangi bir meyve.
Öğlen yemeği: Küçük porsiyon sebze yemeği, bir kase yoğurt, bir kase baklagillerle zenginleştirilmiş salata, 2 dilim kepekli ekmek. 1 adet meyve.
Ara öğün: Az miktarda zeytin, peynir, meyve ve fındık. Ya da bunların yerine 1’er tane kuru incir, kayısı erik ve ceviz.
Akşam yemeği: Sebze çorbası, salata, küçük porsiyon makarna ya da bulgur pilavı 1 bardak ayran 2 dilim kepekli ekmek. Ya da bunların yerine sebze yemeği, bir porsiyon balık ya da tavuk, orta boy haşlanmış patates. Salata, ayran ve kepekli ekmeği her iki durumda da tüketebilirsiniz.
Akdeniz diyeti süresince günde en az 1,5 litre su tüketilmelidir. Bitki çayları tercih edilmelidir. Fazla aşırıya kaçmadan siyah çay içilebilir. Çaylarda şeker kullanılmamalıdır.
Baharda Sağlıklı Beslenme Yöntemleri
Bahar gibi mevsim geçişlerinde sağlığı korumak ve sağlıklı beslenme için neler yapmak gerekiyor?
Hamileler için sağlıklı beslenme önerileri
Hamilelik döneminde sağlıklı beslenme, bebeğin sağlıklı bir şekilde doğmasında önemli rol oynar.
Diyabete karşı sağlıklı beslenme
Dr. Öztaş, “İnsülin olmadan vücudunuz dışarıdan aldığınız besinleri gerekli biçimde kullanıp enerjiye çeviremez. Beslenmemize dikkat etmeliyiz, diyabet hem ekonomimizi hem de sağlımızı bozuyor.” dedi.
Kaynak:http://onedio.com/haber/akdeniz-diyeti-ile-saglikli-zayiflamak-mumkun--301380

Aç Kalmadan da Zayıflanabilir!

Aç Kalmadan Da Zayıflanabilir!

Aç Kalmadan Da Zayıflanabilir!

Siz de fit bir vücudun hayalini kuruyor, ancak diyetlerle bir türlü baş edemiyor musunuz?

Telaşlanmayın, çünkü ideal kilonuza kavuşmanız için ağır ve sıkıcı diyetlere ihtiyacınız olmayacak. Fit bir vücut için yapmanız gereken tek şey; 'yeterli' ve 'dengeli" beslenmek! Üstelik aç kalmadan, sıkıcı listelere bağlı yaşamadan! Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Cirit, fazla kilolarınızdan kurtulmak için neler yapmanız ve nelerden kaçınmanız gerektiğini anlatıyor.
Zamanınız olmasa bile tabaktaki yemekleri hızlı yemekten vazgeçin. Ana öğünleriniz en az 15 – 20 dakika sürmeli. Çünkü beynin 'tokum' sinyalini vermesi için yaklaşık bu kadar süreye ihtiyacı var. Eğer besinleri hızla çiğnerseniz kontrolünüzü yitirerek bu süre içinde daha fazla yemek tüketme riskiyle karşı karşıya kalırsınız.
Her gün 1.5 – 2 litre su içmeyi alışkanlık haline getirin. Gün içinde düzenli olarak tüketeceğiniz su metabolizmanızı hızlandırmak gibi önemli bir işlev üstleniyor. Ancak bu özelliğinden faydalanmak için suyu gün içine yayarak içmeniz şart. Eğer akşam su içmediğinizi fark edip bolca tüketmeye kalkarsanız, sık sık tuvalete gitmek dışında hiçbir değişiklik sağlayamazsınız. Bu nedenle her öğün öncesinde bir bardak su içmelisiniz. Böylece hem açlık hissinizi azaltarak gereksiz atıştırmalardan korunmuş, hem de günde en az 6 bardak su içmeyi garantilemiş olursunuz. Yemek yerken su tüketiminden ise kaçının, aksi halde mide hacmini artırmış olursunuz ki bu da daha fazla besin tüketmeniz anlamına geliyor. Yemekten sonra su içmek için en az 1 – 1.5 saat geçmiş olmalı. Çünkü mide boş iken su, doğrudan bağırsaklara karışıyor ama besinle karıştığında mideyi genişletmekten başka bir işlev üstlenmiyor.
Ana öğünlerinizden birinin mutlaka sebze ağırlıklı olmasına dikkat edin. Böylelikle hem bağırsakların daha hızlı çalışmasını sağlar, hem de daha az kalorili bir menüye sahip olursunuz. Örneğin ana öğününüzde et ve makarna yerseniz sebzeden çok daha fazla enerji alabilirsiniz. Ancak sebzeler bir porsiyon ete göre neredeyse dörtte biri kadar enerjiye sahip olsalar da, hemen hemen aynı derecede tokluk sağlarlar. Örneğin etin sindirimi 3 – 4 saat sürüyorsa, sebzenin sindirimi 2 saat kadar sürer. Fakat sebzeyi bir dilim ekmekle desteklerseniz, etli menü kadar uzun süre tok kalabilirsiniz. Bu nedenle gün içinde minimum 2 -3 porsiyon sebze, yine aynı oranda meyve almayı alışkanlık haline getirin.

Porsiyonlarınızı küçültün

Meyvede bir porsiyon derken, aklınıza dolu bir tabak gelmesin. Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Cirit bir porsiyonun 50 kalori olduğunu, bunu da yarım muz, büyük bir mandalina, küçük bir elma veya ayvanın dörtte biri ile alabileceğimizi belirtiyorlar. Sebzelerde de, 4 yemek kaşığı bir porsiyona karşılık geliyor.

Tatlılara 'ambargo' koyun!

Gün içinde yeteri kadar karbonhidrat tüketmediğimizde enerji ihtiyacımızı karşılayamıyoruz. Bunun sonucunda da beynimiz bize 'tatlı' yememizi emrediyor. Biz de 'krizim tuttu' diyerek tatlılara saldırmaya başlıyoruz. Oysa tatlı ihtiyacımızı önlemenin tek yolu düzenli beslenmek ve enerjiyi dengeli bir şekilde almaktan geçiyor! Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Cirit, şeker gibi basit karbonhidrat grubunda yer alan besinleri haftada 1, en fazla 2 kere tüketmenizi öneriyor. Çünkü tatlı yediğinizde 300 -350 gibi yüksek bir kalori alırsınız ama kan şekeriniz hızla yükselip tekrar düştüğü için yarım saat sonra tekrar acıkırsınız. Bunun aksine bol peynirli kepekli sandviç yerseniz neredeyse 3 saat boyunca tok kalabilirsiniz. Gün içinde 2 – 3 porsiyon meyve yediğinizde de tatlı krizinin önüne geçebilirsiniz. Eğer canınız tatlı çok çektiyse, baklava ve şekerpare gibi kalorisi bol tatlılar yerine, daha az kalori içeren sütlü tatlıları tercih edin.
Besinleri sadece kalori veren maddeler olarak düşünmeyin. Vücudumuzun iyi enerji harcaması, günlük işlerini yerine getirebilmesi ve aynı zamanda sağlıklı olarak hayatına devam edebilmesi için ihtiyacı olan besin öğelerini bize gıdalar verir. Tüm besin öğelerini içinde bulunduran tek bir besin olmadığı gibi aynı besin grubunda yer alan besinlerin de içeriği farklılık gösterir. Kilo vermeye de çalışsak, kilomuzu korumaya da çalışsak çeşitli beslenmeyi ihmal etmemeliyiz.

Yağları 'yasak' listesine almayın!

Kilo vermek uğruna yağdan vazgeçmeyin. Çünkü yağlar sindirimi en uzun süren grup oldukları için yemeklere ilave etmezseniz tokluk süreniz kısalır, siz de kendinizi yine sofra başında bulabilirsiniz. Fakat çok hareketli bir yaşantınız yoksa, et, peynir ve yoğurt tüketirken zaten vücudunuzun ihtiyacı kadar aldığınız için doymuş, yani katı yağlardan kaçının. Gün içinde yemeklere katacağınız sıvı yağ miktarı 4 – 5 tatlı kaşığını geçmemeli. Bunun için de 4 – 5 su bardağı ile yapacağınız çorbaya yarım yemek kaşığı, bir kiloluk sebze yemeğine de yarım çay bardağı, salatalara da 1 tatlı kaşığı kadar sıvı yağ eklemeniz yeterli gelecektir.

Karbonhidrattan vazgeçmeyin

Kilo vermeye karar verdiğimizde çoğumuzun yaptığı ilk şey, 'karbonhidratlı besinleri sofradan kaldırmak oluyor. Oysa hem yeterli beslenmek hem de midemizin tok kalması için günlük enerji ihtiyacımızın yüzde 50 – 60'ını karbonhidrat kaynaklı besinlerden sağlamamız şart. Bu da günde 300 – 350 gr karbonhidrat anlamına geliyor. Diyelim ki et ve yanında da bolca salata yediniz. Karbonhidrat içeren besin tüketmezseniz vücudunuz ihtiyaç duyduğu 'enerjiyi' alamadığı için 1 – 1.5 saat sonra acıkmaya başlarsınız. Bunun aksine yanında karbonhidrat içeren bir besin tüketirseniz en az 2 – 2.5 saat tok kalır, bu sayede bir sonraki öğüne kadar gereksiz şeyler atıştırmazsınız. Dolayısıyla her öğünde karbonhidrat içeren besinlere mutlaka yer verin. Ancak seçiminiz kan şekerini hızla yükseltmedikleri için lif içerenlerden yana olmalı. Örneğin pilav ya da patates yerine, sindirimleri nispeten daha uzun süren, böylece kan şekerini hızla yükseltmeyen kepek ekmeğini, tam buğday makarnasını, kuru baklagilleri veya bulgur pilavını tercih etmenizde fayda var. Tabii her öğünde karbonhidrat içeren besinleri 3 – 4 yemek kaşığını geçmeyecek miktarda yemeniz gerektiğini de unutmayın!
Zayıflamanın öğün atlamaktan geçtiği yolundaki hatalı bilgilerle hareket etmeyin. Çünkü aç kaldığınızda vücudunuz bunu bir tehdit olarak algılıyor ve ihtiyaç duyulan enerjiyi yağ dokusundan almaya başlıyor. Fakat vücut uzun süre açlıktan sonra yağ deposundan sağlanan bu enerjiyi, öğün tüketilmesi ile beraber besinlerle gelen enerjiyi tekrar yağ dokusuna geri gönderiyor, hem de fazlasıyla. Bu da kilo verememenize, hatta kilo almanıza yol açıyor!
Dolayısıyla kahvaltıyı uyandıktan sonra en geç 1 saat içinde yapmalı ve sonraki öğünleri 2 – 4 saat sonra olacak şekilde planlamalısınız. Bunun için her gün 3'ü ana öğün olmak üzere günde en az 5 – 6 kez beslenin. İsterseniz, ara öğün sayısını 4'e bile çıkarabilirsiniz. Bu sayıyı kahvaltı saatinize göre belirleyebilirsiniz. Örneğin kahvaltınızı saat 7.00'de yapıyorsanız, ana öğünden önce mutlaka bir ara öğününüz olmalı. Ancak sofraya saat 10.00 gibi oturuyorsanız, bu durumda 2 – 3 saat sonra öğle yemeğine geçebilirsiniz.

Sofraya geç saatlerde oturmayın

Yoğun iş temposu nedeniyle bunu başarmak pek kolay olmasa da akşam yemeğini çok geç saatlere bırakmamaya çalışın. Akşam saat 19.00 gibi sofraya oturabiliyorsanız, çok şanslısınız. Ancak bu mümkün değilse ve diyelim ki saat 24.00'te yatağa gireceksiniz, hiç olmazsa yatmadan en az 4 saat önce akşam öğününü tamamlayın ki hareketsiz kaldığınız için kaloriler vücudunuzda depolanmasın. Akşam yemeğinde ağır yemekler yerine kalorisi az ve sindirimi kolay hafif yemekleri tercih edin! Eğer geç kalmışsanız, akşam yemeğini atlamayı bir çözüm olarak da görmeyin. Çünkü öğünü tamamen atlarsanız yetersiz beslenmiş olur ve vücudunuz uzun süre aç kalacağı için bazal metabolizmanızın hızının düşmesine yol açabilirsiniz.
Fazla kilolarınızdan kurtulmak için besinlerinizi pişirme şekline de dikkat etmelisiniz. Kızartmaları ayda bir veya iki kez ile sınırlamalı, bunun yerine haşlama veya fırında pişirme şekillerini tercih etmelisiniz. Eğer patates kızartmasını çok veriyorsanız, baharatlandırarak fırında elma patates şeklinde hazırlayabilirsiniz.
Protein tüketiminde aşırıya kaçmayın. Çünkü bol protein almak aynı zamanda 'yağlı' beslenmek anlamına geliyor. Çok yağlı beslenmek de metabolizmanın hızlı çalışmasına engel oluyor. Bu nedenle günlük besin ihtiyacınızın sadece yüzde 18'inin proteinden oluşmasına özen gösterin. Fazla protein alımının böbrekleri yorduğunu da unutmayın.
Kaynak:http://onedio.com/haber/ac-kalmadan-da-zayiflanabilir--207776

Göbek ve kalça eritmek için tek hareket...

Basit köprü
Sırt üstü uzanın, dizlerinizi bükün, ayaklarınızın zemine sağlam bastığından emin olun, kollarınızı iki yana uzatın. Hareketi yaparken kalçanızı yerden kaldırın. Bedeniniz, dizlerinizden omzunuza doğru düz bir hat oluşturacak şekilde kalçanızı yükseltmeniz önemli. Karın ve kalça kaslarınızı sıkın ve iki saniye kadar bu pozisyonda kalın. Sonra kalçanızı yavaşça zemine indirin. Hareketi tekrar edin.
Köprü hareketini yaparken sırtınızı değil, kalçalarınızı zeminden kaldırın ve omuzlarınızı yukarı kaldıracak şekilde sıkmayın.
kopru-1

Eller üstünde köprü
Yine basit köprü pozisyonunu alın ama bu defa ellerinizin üstünde kalacak şekilde bedeninizi yerden kaldırın. Bu hareket, karın ve kalça kaslarınızın daha da zorlanmasını sağlar.

kopru-2

Tek taraflı köprü
Harekete başlarken basit köprü pozisyonunu alın. Bir dizinizi göğsünüze doğru çekin ve kalçanızı, tıpkı basit köprüde olduğu gibi yerden kaldırın. Hareketi, diğer dizinizi çekerek tekrarlayın.
Bu hareket, vücudunuzun bir tarafındaki kasların daha yoğun bir şekilde çalışmasına ve daha güçlü olmasına yardımcı olur.
Glute-Bridge-March
Kaynak:http://kadin.mynet.com/diyet/egzersizler/24595-gobek-ve-kalca-eritmek-icin-tek-hareket.html

30 Ocak 2015 Cuma

Kefensiz ölmenin Peşinde yürüyen-3. son bölüm-



Muharrem dede mutfakta yemek tabağı ile içeriye girdi. Sofra bezini yere serdi, yemek yemek için sofraya oturdular. Gözü hala kolyeye takılıyordu. Bunu fark eden muharrem dede.
-Gözün kristal kuvars reiki sarkaçlı kolye ’ye takıldı evlat. Benim kızın, takıntıları var güya Bir odadaki enerji dengesizliklerini tespit etme, chakraların dönüş yönlerindeki sorunları giderme, chakralardaki enerji dengesizliklerini giderdiğine inanıyor ve bununla gidereceğini sanıyor. Annesi de biraz hırçın aksi olunca bir arkadaşına söylemiş o da bu yöntemi söylemiş. İlk önce denediler birkaç defa.

-Tam anlayamadım?

-Bende ilk başta anlamamıştım evladım araştırdım.  İnsanların vücudunu çevreleyen elektromanyetik alana aura denir. İnsan aurası evrensel enerjiden beslenir ve süreli olarak evrensel enerjiyle iletişimdedir. Aurada yedi tane enerji merkezi bulunur bu enerji merkezlerine CHAKRA denirmiş,falan filan. Ben onlara annesinin hırçın ve aksi olduğunu negatif enerji ile ilgili bir durum olmadığını söyledimse de dinlemediler, o gün yani on sekiz yaşından beri yani on yıldır kızım lale değişti bazen mutlu bazen mutsuz…
Lale ismini duyunca yüreğine bir bıçak saplandı. Bu bir tesadüf olabilirdi. Sevdiği yani terk ettiği sevgilisi Leylada aynı şeyleri söylerdi, ama önemsemezdi ve bilmediği de bir konuydu. Hep es geçerdi.

-Ne oldu evladım, rengin bir anda soldu?

-Şey… Bir şey yok yemek boğazıma kaçtı.

-Bu taşları bilen birilerinin kullanması gerektiğini her ne kadar söyledimse kızım beni dinlemedi. Ne bileyim tamamen değişti, bizden uzaklaştı bazen aylarca uğramıyor, bakıyorsun gecenin bir vaktinde geliyor birkaç saat durduktan sonra gidiyor. Elindeki kolyeye sorular soruyor iletişim kurmak için bu pandül mü sarkaç mı her ne ise… Neyse bunların sırası değil evladım, sen kimsin önce onu anlat.

Geceleri elinde bu kolye ile konuşurken gördüğünde yine pek önemsememiş, yastığının altında haftalarca onunla yatmasına bir anlam verememişti.

Yemek yerken kapı açıldı içeriye soluk soluğa kalmış telaşlı bir halde Leyla girdi. Seyit’in sırtı kapıya dönüktü. Leyla telaşla soluk soluğa

-Baba kolyemi kaybettim, tüm iyi enerjimi kaybettim onu, kötü enerjiler ruhumu sardı, evde bir tane daha olacaktı…

Demeye kalmadan seyit sırtını döndü Leyla ile göz göze geldi. Leyla çok telaşlıydı. Babası

-Gel soluklan kızım, ben şimdi bulurum. Kızım bunu sen kendin acemi olarak kullanıyorsun sana zararı var diyorum bana inanmıyorsun.

-Hayır, baba sen bilmiyorsun çabuk bulmam gerekiyor onu, bak şimdiden odayı negatif enerji sardı.

Sofranın başında oturan seyidi görünce irkildi. Şaşırdı. Kapıyı kapatarak koşmaya başladı. Seyit kapıyı açarak arkasında koştu.

Uzun bir koşudan sonra ormanlık alana girdiler. İkisi de nefes nefese kalmışlardı. Seyit arkasında bağırarak.

-Leyla kaçma benden sana zarar vermeyeceğim
Diye bağırsa da Leyla duymuyordu. Leyla’nın Ruhu bedeni ile kanatlanmış sanki uçuyordu. Sanki arkasında koşarken Leyla'nın çıkardığı ses puslu gölgeli bir gecede kahkahaları ile ağlayan bir delinin hırıltıları gibi çıkıyor ve ormanda yankılanıyordu.

Leyla az ilerde kayalıkların olduğu yerde bir mağaraya girdi. Seyit mağaraya doğru ilerledi, içeriye girmek için tereddüt etti. Mağarada koşam Leylanın ayak sesleri yankılanıyordu. Korkak adımlarla mağaranın içerisine doğru yürüdü Seyit. Avcunda sanki kalbi yerinden sökülürcesine çarpıyordu, biraz durdu nefes aldı. Mağarada Leylanın koşan adımları hala yankılanıyordu. Çaresizliğin ayak adımların sesine kulak vererek, mağarada leylanın peşinde yürümeye devam etti. İlerde yol ikiye ayrılıyordu, şaşırdı hangi yöne gideceğini, kulak kabarttı Leylanın son adımlarının sesi hale sağ olan yolda geliyordu. İlerledi önüne çıkmaz bir yol çıktı. Buradan hiç gidilecek bir yol yoktu. Bir anda uçmadı ya diye düşündü. Bir anda izlediği filimler aklına geldi gizli dehlizler kapı var burada diye düşündü. Mağarayı eli ile kontrol ederek giriş kolunu aramaya başladı.

Az ilerde derinden konuşmalar geliyordu.

-Aradım bulamadım kolyemi, bana daha etkili olan yeşil zebercet kolyesinden verir misiniz?

-Leyla, annenin bu taşlara ihtiyacı yok, bunlar psikolojik olarak psikolojiyi düzelttiğine inanılır hem bu kolye Beden-zihin dengesini sağlar. Metafiziksel ve psikolojik etkileri yok ettiği biliniyor. Neşe ve sevinç hissi verir. Böylece diğer insanlara sevgiyle bakılmasını sağlar. Kişinin yaşam enerjisini, canlılığını korumasını sağlar. Kişiyi verici olmaya yönlendirir. İyimserlik verir ve küçük gelişmelerden sevinç duyulmasını sağlar. Nedensiz duyulan korkulara karşı iyi gelir. Kaygıyı azaltır. Kişinin iç dünyasını fark etmesini sağlayarak kişisel gelişimi hızlandırır. Çevreyle iletişimi mükemmelleştirir. Kıskançlık, egoistlik ve duygusal soğuklukları yok eder fakat her nedense sizin aileye hiçbir etkisi olmuyor Leyla.. Mesela seni ele alalım hiç mutlu değilsin, bir psikologla görüşmen gerekir, bunlar tedavi amaçlı değil, psikolojik olarak morali düzelmek içindir biliyorsun. Sen buna kendini fazla kaptırdın… Bu kolyeler mutlu olanların daha mutlu olmasını psikolojik olarak sağlıyor, tıbbın yapamadığını yapamıyor ki. Mesela sen kişisel olarak hep kaygılısın, mutlu olmayı onun kıymetini bilmiyorsun, kusura bakma leyla’cığım ama duygusal olarak buzdolabı gibisin. Senin acil olarak doktora görünmen hatta psikolojik yardım alman şart.

Eli mağarada bir çukurdaki sivri taşa dokununca mağaranın kapısı ardına kadar açıldı. Leyla ve diğerleri irkildiler. Leyla

-Sakin olun, telaşa gerek yok, eski sevgilim beni takip ediyordu.
Mağaranın içi bayağı dayalı döşeli bir yerdi. Seyit

-Siz burada gizli ne işler çeviriyorsunuz? Anlatın bakalım.
--------

Leyla bir hasta hane de yatalı altı ay olmuştu, Psikolog desteği ile tüm takıntılarından kurtuldu. Şimdi seyit ile beraber küçük bir evde mutlu bir hayat sürdürüyor.
                                                    SON
Mehmet Aluç

İmanla İşlenmiş Anekdotlarım



İmanla İşlenmiş Anekdotlarım

İman dolu bir ülkenin, her mahallesinde her sokağında her evinde iman ve vicdan ile yaşanılır, vefasızlık duyarsızlık hissizlik iman ile kelepçelenmiştir.

Hayat biz kısa ömürlülere verilmiş bir emanettir, bu emaneti içinde iman ile teslim etmek de görevimizdir.

Rahmanın yarattığı tüm kulun gönlünü kırmamak ve onu mutlu etmek kulluk ve insanlık görevimizdir, bundan gayrısı ne insanlığa nede kulluğa girer bundan gayrısı zulme, insan haklarına ihlale girer.

Dertler içinde olan kula yetişmek onun derdine derman olmak mümin olan her kulun üzerine vazifedir.

İmanla ilim irfan denizinde yüzülür, imansız ilim irfan denizine girilmesi mümkün değildir.

İman manayı aşkı senden alıp karşındaki mümin kardeşinin gönlünde yoksa ona sunmanı ister yalnız zorlamadan, gülümseyerek sunmanı ister.

Hayal iman merhamet gönlünde varsa, insanlığın faydasına olacak bir rüyadır. İman ve merhamet yoksa sadece kendi çıkarı için gerçekleşecek hayalden öteye gitmez.

İslam, Kuran, Resul gayesi imanı gönüllere edeple nakış nakış işlemektir.

İman olmadan gönüldeki yarınlara ait düşünceler toplumsal olmaz ve gerçekleşmez, sadece kendi nefsi ve çıkarı dışında kulun yarınlara ait düşüncesi toplumsal olmaz.

İman gönülde yoksa dil konuşmayan lal olmuş dildir. İmanla olan gönül zalim karşına dikilir zalimi susturur.

Adımlar yarına iman dolu düşüncelerin ışığında adım atmıyorsa, at gitsin o adımları kız kulesinden aşağıya, çünkü iman dolu düşüncelerin atmosferinde o adım atılmıyorsa sonucu insanları ötelere taşıyamaz sadece nefis şeytan dünya üçgeninde sıkıştırarak, yarınsız yarınlara taşır.

Gözlerdeki buğularla insanlar baş başa ise, bilin ki gerçek iman yok gönüllerde, nasıl iman vardır kendi çıkarımız uğruna içeriği değiştirilmiş Kuran, sünnet içermeyen bir iman vardır hayatın her alanında.

Ey yorgun, mutsuz, umutsuz adımlar İmanı alın gönlünüze bitsin, mutsuzluk umutsuzluk yorgunluk dolu hayat ve zaman.

Yıkılır, imansız yollarda tüm yollar adımlar, çünkü adımlar nefise odaklanmış yürür, nefis de kendin düşünür sonunda uçuruma götürür arkada bir tekme vurur, kıçı ile güler tabi ki şeytanın kucağında.
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Seni Anlatan Hecelerim Mısralarım Var

Seni Anlatan Hecelerim Mısralarım Var

Seni Anlatan Hecelerim Mısralarım Var


Sen mi hayatıma ışıksın, yoksa kalbimdeki aşk mı, yoksa gittiğim yol mu aydınlık? Bilemiyorum!

Aşkın kokusu mu sardı, senin kokun mu beni böylesine sarhoş etti? Onu da bilemiyorum!

Sen böylesine içimde capcanlı dururken bu soruların ne önemi var diyorum es geçiyorum…

Gözlerimde yaş olmadıktan sonra, çığlık çığlığa sensizliğin feryadı yok ya yüreğimde işte buna seviniyorum…

En önemlisi seni anlatan hecelerim mısralarım var, seni yazdığım kendimi anlattığım…
Ya sen bir yana ben bir yana hecelerim, mısralarım, şiirlerim bir yana düşseydik? Düşünmek bile istemiyorum.

Yanağındaki gamzen de açan gülücükler bana bir ömür boyu yeter, başkada bir şey istemiyorum.

Şimdi sen dizimde uyurken yazdığım bu satırlarda bana bakan gülümseyen gözlerinle baş başa bunları yazdım, sen uyusan da yüreğimde her an uyumayan sen ve ben varız birbirimize sevgi dolu gözlerle bakan.
Bende defterimi kalemimi bırakayım sana sarılarak kokunla uyuyayım sevgili gülüm.

Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

29 Ocak 2015 Perşembe

İmanla Gülüyoruz


Oturma gezme imansız gönlünde açılmasın yara
Gül kokan Resul imanla gönüllere girdi
Ağlarsan hüzünle kalırsan iman gönlünü sara
 Yıkma hayat bu dünya hepimize için birdir

Bu dünyada biz müminler imanı seçiyoruz
Biz müminler dünya ve ahirette imanla gülüyoruz
Gül kokan Resule doğru el ele yürüyoruz
Bıraktık kin nefreti nefsi imanla gönüllere giriyoruz

Bak gör imanla Gül Kokan Resul uzattı eli
İmanla Resul sahabeler oldu aktı iman seli
Zalimlerin iman gelince göründü açık keli
Bıraktık kin nefreti nefsi imanla gönüllere yürüyoruz

İman Gül Resulle açar kokar bil ki sinededir
İmansız geçen ömür kaç yıl oldu kaç senedir
Nefis şeytan yıkarak gönüle girendir
Bıraktık kin nefreti nefsi imanla gönüllerde beraberiz

İmanla günahla şeytan üstüne çek bir perde
İmansız kalıp kardeşim düşme sen derde
İmansız gezilir mi sen söyle bu devirde
Bıraktık kin nefreti nefsi imanla gönüllerde gülümseriz

Kul Mehmet’im imanla sinende açsın güller
Coşkun sevgiyle imanla dolsun gönüller
İmanla Resulle geçsin tüm günler
Bıraktık kin nefreti nefsi imanla gönüllerde gezeriz
Mehmet Aluç

Aşk İman Gönüllere Nur


Aşk değil mi Rahmandan kullara nurlu yolu
Aşk değil mi Rahmana giden yolda kula imtihan
Haydi, Leyla olan sevgili, seven sana mecnun olan kul ile ol
Dünya değil mi Rahmana giden yol
Sen yoldaş ol, değil mi kısa yolda yol, dinlenilen bir han

Sen ey sevgili olan güzel Leyla
Bil aşk Rahmanın yoludur, öyle sev
Ey Leyla'ya âşık olan mecnunlar, bilin o gönülden ev
Aşk Rahmanın yoludur bil öyle sev

At Leyla aşkla imanın kemendini, yolda ayrılan mecnuna
Döndür yönün gönül evine, nurdan kıbleye, Rahmana iman uğruna
Bilsin iman ile, Rahmanı candan sevsin seni aşk uğruna
Senin gönlün imanla nur, onun gönlü imanla olsun nur

Sükûn bir ses değil mi, aşkla iman gönüllere
O güzel sesinle oku, Kuranı Mecnun gönüllere
Aşk imanla birleşsin, merhamet coşsun gönüllerde
Senin gönlün imanla nur, onun gönlü imanla olsun nur

İmanla aşk, gönüller sabit nurlu yol değil mi?
İmanla aşkla mecnunu zincirle, sapmasın
İmtihan dünyasında, gönüller yanmasın
Senin gönlün imanla nur, onun gönlü imanla olsun nur

Kul Mehmet’im, var iman aşk yolunda ol gönül eri
İmanla aşk yolunda, sen sakın kalma geri
Yolunda olsa da çile, dönme sakın gerisin geri
Aşk iman gönüllere nur, gönüller imanla olsun nurdan nur
Mehmet Aluç




Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç