Ben Bilmem Bana
Bildirenlerin Bildirdiğini Yaparım Parti Genel Başkanı İle Yapılan Röportajımız
Kamboçya da Ya da
Uzayda bir ülkedeyiz. Sorularımızı soruyoruz defalarca iktidar olamamış, iktidarsızlıkla
yaşayan Viyagra’nın varlığından haberi olmayan bir yer ülkede…
-Efendim hala iktidar
olamadınız, bu iktidarsızlığınızı neye borçlusunuz?
-Öncelikle hoş geldiniz
güzel bir soru, cevabı da bu kadar güzel olmazsa da açıklayayım. İktidar veya
iktidarlık meselemiz değil zaten, beni bu koltuğa itenlerin yerleştirenlerin
böyle bir amacın, benim için bir önemi olmadığını beyan etmişlerdi. Şimdi bana
beyan edilmeyeni, ben nasıl beyan edeyim.
-Yani insan doğarken anne ve babasını seçemez ise, sevdiği parti başkanını
da seçemez mi diyorsunuz?
-Aslında haklı olabilirsiniz, partime gönül verenlerde haklı olabilir
lakin beni bu koltuğa sımsıkı yapış , kalkma gerisini biz hal ederiz dedikleri
için, benim açımdan seçilip seçilmemenin bir değeri yok dediler, güçleri
yetiyorsa indirsinler beni, bakalım kim iniyor kim inmiyor.
-Ama o zaman diktatörlük olmuyor mu?
-Yok, canım, zorla mı oturuyorum ben? Öyle görünse de gücü yeten yetene taktiği
geçerli değil mi? Bana bu yönde görüş bildirmişlerdi.
-Lakin seçilmiş olanların hem seçtiğine hem de seçmenlere hakaret
ediyorsunuz?
-Bu benim meselem değil, benim meselem bu koltuğu işgal pardon korumak, beni
buraya layık görenler itenlerle bir sorunları varsa çözsünler. Hem bu partimiz ana
muhalefet olmak için kurulmadıysa da yakışıyor, itici olmak yıkıcı olmak bazen
adrenalin sağlıyor.
-Efendim problem mi çözüyoruz, insanların geleceği ile oynamanız sizin
için suç teşkil etmiyor mu? Kamboçya veya uzay halkı bu partiye gönül
verenlerin amaçları düşleri de mi önemli değil?
-Bana beyan edilenleri, edenlere ben bağlılığımı sunuyorum, tabi ki bu
partiye gönül verenlerin fikri sadece seçimden seçime değerlidir, ondan
sonrasında önemli değildir, bir anlam ve manada taşımıyor dediler bana...
-Ama siz neler söylüyorsunuz?
-Ben söylemiyorum, beni buraya dikenlerin beyanları çerçevesinde
konuşuyorum, hala neden anlamıyorsunuz. Babanız size oğlum sen şu koltukta otur,
sakın kalkma derse siz ne yaparsınız kalkmazsınız, işgal pardon sahiplenirsiniz
yani, bunu neden anlamamakta ısrar ediyorsunuz?
- Yaptıklarınızı ve
yapacaklarınızı bize üç kelime ile tanımlayın desem?
-Geldim oturdun gitmem.
-Sizin ve partili
üyeleriniz için idealiniz nedir?
-Partilileri bilmem ama
benim idealim belli, açıklamama gerek var mı?
-Yok, çok güzel
açıkladınız peki, Şu anda yapamadığın ve en çok yapmak istediğin şey nedir?
-Yapılması istenileni
zaten yapıyorum, istenilen başka bir şey beyan edilirse bana, bu koltukta kalma
pardon korumanın yanında onları da yapabilirim No problem No sıkıntı…
-Gündelik hayatında
spor ile uğraşıyor musun?
-Koltuğumu korumak adına
sabahtan akşama kadar etrafında kimseler kapmasın diye koşturuyorum, tabi siz
buna spor demiyorsanız beni bağlamaz, bence bu uzun bir maraton koşusudur
ideallerimize ulaşmak adına pardon seçmenlerimizin amaçları uğruna.
-Beraber yola
çıktığınız arkadaşlarının sizin için genel düşüncesi ne yöndedir nedir acaba
bunca gayretsizliğinize rağmen?
-Bu beni bağlamaz, kendi
düşende ağlamaz, güçleri yetiyorsa indirsinler, ben gelirken nasıl geldiğimi biliyorlardı,
kabul ettiler, etmeselerdi yani akıl fikir izan var.
-Yani biliyorsunuz sizi
getirenler ülkeye darbe yapma girişiminde bulundu?
-Ne zaman nere de Kenan
Evren mi yaptı?
-Efendim her halde
dalga geçiyorsunuz?
-Evet, dalga geçiyorum,
bir zamanlar fötr şapkalı ne demişti, darbe varsa vardır yoksa yoktur, darbe vardı
da biz mi sakladık, vardı da biz mi gelmesin dedik.
-Boş zamanlarınızda
neler yaparsınız? Hobileriniz nelerdir?
-Güldürmeyin bırakın bu
klişe soruları, boş zamanım mı var koltuğumu korumaktan başka bundan güzel
hobimi olur, siz görünen değil görünmeyene bakın, satır arasındaki kelimeleri
seçin ve ana fikri çıkarın.
-Evet, Sayın Kamboçya
ve Uzay da yaşayan seyircilerimiz dinleyicilerimiz okuyucularımız “Ben bilmem bana bildirenlerin bildirdiğini
yaparım parti genel başkanı” ile yapılan röportajımız burada sona eriyor, hoşça
kalın sağlıcakla kalın, ama gözü açık aklı fikri hür kalın.
Mehmet Aluç