Bu Blogda Ara

12 Aralık 2015 Cumartesi

Kâinatı Cennetin Nefesleri İle Soluk Aldırtmak.


Farkında mıyız bilmem söylediğimiz sözlerin gönül kırdığını yaraladığını, gönlümüzde ne diye neden niçin ne diye sakladığımız o güzel sözlerle gönülleri sevmek sarmak var iken hala saklamanın saçmalığı edepsizliği aymazlığı ile yaşamaya devam ediyoruz! Çok konuşana kulak verdiğimiz kadar susanların suskunluğun da ki manayı anlamı anlayabilmek için az gönül gözü ile dinlesek ne kaybederiz? Tabi ki hiç bir şey. Gönlümüze tatlı bir öpücük konduracak sözleri söz söylemek yerine, içinde paslı hançer saklı sözleri söyleyerek gönülleri kanatıyoruz.

Müebbet hapis kokan sokaklarda müebbet hapis yatmaya koşan bizler, güzel sözlerle özgürlüğün tadına varmaktan uzak, yıkılmış faydası olmayacak hayaller peşindeyiz, ya da bu hayalleri bize yutturan serserilerin peşinde ömrümüzü heder etmekle uğraşıyoruz. Gözden yaş akıtacak kadar basit, bir tebessümle dünyalarda çiçek açtırmaktan uzak, gönlü zengin olanlardan değiliz!

Arzularıma ve nefsimize uymak bizi seviyesiz yaptığını göre göre hala bu edepsizliğin hayatsızlığın peşinde koşmaya da ben bir anlam veremiyorum! Geçip giden zaman bir daha geri gelmeyecek ve bu edepsizliğimiz nefretimiz bizi nefret dolu edepsizlik dolu mezara götürecek ve içini kendimiz nefretle günahla ateşle doldurduğumuzu bilmeden farkına varmadan.

İnsan öylesine güzel yaşamalı ve sözleri öylesine güzel olmalı ki ecel gelip dostlarının elinde aldığı zaman, dostları onun yokluğunu, aldıkları nefesin zorluğunda anlasınlar ve desinler ki ne güzel bir insandı yanımızda iken cennet kokan nefesleri alırdık gülümseyerek mutlu yaşardık, bunu nasıl becerdi, bak aramızdan ayrıldı biz bunca insan onun yaptığını yapamıyoruz, gelin hep birlikte onunla yaşadığımız anları tekrar gözden geçirelim onun gibi kâinatı cennetin nefesleri ile soluk aldıralım. 

Pişman olamayacak kadar birbirimize sarılalım, yokluğumuzu belli edecek güzellikleri yaşayalım yaşatalım, bunun yolu da kendimizi sevdiğimiz kadar karşımızdakini de seveceğiz bu kadar basit ve anlaşılır bir durum. Bizimle bir kaç saat yaşayan insanlar beş dakika ayrı kaldığında, yanımızda olmanın tadını öylesine tatmalılar ki, bizsiz ayrı geçen bir anları dakikaları ayrı olmasın, bizden ayrılırken bile başka insanlara aynı tadı güzelliği sunabilsinler tattıra bilsinler. Selam ve dua ile

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Yakar Yıkar Şeytana Uyan.



İnsanlardan ayrı gezenin gör başına ne gelir
Hak yol var iken şeytan yolunu hak bilir
Uzun zaman geçse tek başına doğru zor bilinir
Yakar yıkar şeytana uyan kadir kıymeti unutur

Yürüdüğümüz bu asırda yollar dikenli çok zor
Herkesin yüreğinde yanar alev alev ateşten kor
İnsan mıyız değil miyiz bilinmez sen gel de sor
Yakar yıkar şeytana uyan kadir kıymeti unutur

Nasıl ne zaman kim düşürdü insanı bu hale
İnsan böyle zalim olmaz ki göz göre göre bile
Nasıl nefret ile insan düştü zalim peşine güle güle
Yakar yıkar şeytana uyan kadir kıymeti unutur

Bu gidişle uçurumdan başka menzile varılmaz
Nefret kin ile gönüller insanlık böyle parçalanmaz
İnsan der yanına yaklaşınca yıkarcasına davranılmaz
Yakar yıkar şeytana uyan kadir kıymeti unutur

Dünya değil mi bir günlük konaklamak için han
Herkesin bedeninde taşıdığı seninki gibi can
Bu nefrete son vermezsek daha çok  akacak kan
Yakar yıkar şeytana uyan kadir kıymeti unutur

İnsan değil mi muhabbetle yaşayan yürüyen bir anda
Bu beden bu can değil mi emanet bize bu canda
Ölümden sonra sormaz mı bize dünya halimizi Rahmanda
Yakar yıkar şeytana uyan kadir kıymeti unutur
Kul Mehmet'im Rahman kâinatı yıkmamız için yaratmadı
Merhameti almadık kini aldık tam bir eşek inadı anlaşılmadı
Ecel gelir bu canı alınca çetin olacak hesap kaale alınmadı
Yakar yıkar şeytana uyan kadir kıymeti unutur
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


Bir Gün Görüşemedik.


Bir gün görüşemedik seninle biz yüz yüze
Ondan belli el ele biz çıkamadık düze
Karşıdan gözlerinle baktın sen süze süze
Gönlümü sana verdim ben aşkımla yükseldim

Sen aşkımı etmedin kabul aşkta kaybettin
Kime neden sen kırgın oldun ben bilemedim
 İşte ben bunun için hayatımda gülmedim
Uzun uzun susmayı artık senden öğrendim


Dudaklarında aşka dair sözler aradım
Aşka dair bir damla nefes de bulamadım
Gözyaşına dair bir gölge aradım yoktu
Gönlümü sana verdim ben aşkımla yükseldim

Sen aşkımı etmedin kabul aşkta kaybettin
Kime neden sen kırgın oldun ben bilemedim
İşte ben bunun için hayatımda gülmedim
Uzun uzun susmayı artık senden öğrendim

Yüreğinde kanında müebbetli hapisler
Tenine dokunmuş bak viran eden virüsler  
Kırmaya alışmış o kalp de yok eden göçler
İhanetin karalar giymiş gelirken gördüm
 Gönlümü sana verdim aşkımla ben yükseldim

Sen aşkımı etmedin kabul aşkta kaybettin
Kime neden sen kırgın oldun ben bilemedim
İşte ben bunun için hayatımda gülmedim
Uzun uzun susmayı artık senden öğrendim
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-



Kavuşamamanın Bin Bir Pişmanlığında.



Bataklık kurul üyeleri
Bataklıkta oturum için oturdu
Seyirciler
Ağzına katar
Batmış durumda bataklığa
Nefes almak bir nimet
Nefes almamak sürgün
Kaçınılmaz isyana davetiye
Kırbaçların şakırtısında
Sessizlik bir sevgili
Tepkinin geri tepmesi
İçe dönük olmayan tepkinin
İçe dönmesi
Düşünceler Fransız
Çevirmen ararken
Bataklıkta telaş
Telaşla çamur oldu beşik
Boğulmalar ardında
Ölüm mutlak son
Hiçlikten
Varlık arayanların feryadı
Varlıktan uzak olmanın dehşeti
İnlerken bataklığın kucağında
Bencilliğin ninnisinde uyurken
Uyanması mümkün mü?
Sözcüksüzlük kitabında
Aranırken bir çare
Yokluğun korkunç haz alan bakışı
Ne anlar çareden
Devirmişken düşüncelerin
Atmosferinde hayalleri
İlham perisi ne gezer
Korsanlığın bataklığında
Batarken
Seyirciler
Alkışsız batarken
Köhneleşmiş fikirler pişmanlık gözyaşında
Sakatlanmış heceler
Elini uzatmaktan bitap
Batarken hep birlikte
Bembeyaz düşler
El sallıyor
Kavuşamamanın bin bir pişmanlığında

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

11 Aralık 2015 Cuma

Boşuna Mı Ümitle Bekliyorum



Bekledim bütün gece gündüzüm hiç olmadı
Sevdayla geldim gönlün beni sen hiç anlamdın
Döndün yolunu bensizliğin yoluna gittin
Arkanda gelen sevdam yolundan alamadı

Gelmedin bekledim gelirsin diye zamanla
Sönmedi hiç yürekte ateşim ağlamamla
Ömrün geçti yolunda yoluna bakmakla
Arkanda gelen sevdam yolundan alamadı

Gitmene arıyorum sebep bulamıyorum
Sensiz bir an bu âleme ben sığamıyorum
Yollarda beklemeye ben dayanamıyorum
Arkanda gelen sevdam yolundan alamadı

Arıyorum seni bulmak için yürüyorum
Kul Mehmet'im ararken hala sürünüyorum
Gelirsin diye boşuna mı ümitle bekliyorum
Arkanda gelen sevdam yolundan alamadı


Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Ateşler Saracak Seni Ey Zalim.



Terki diyar ettin insanlığı ey zalim
Nefreti sığdırdın ömrüne ey zalim
Keşmekeşliği yaşadın yanacaksın ey zalim
Şafağın cehennemde doğacak ey zalim

Dünya şafağında hezimeti yaşayacaksınız
Nefretinle boğulacaksın ey zalim
Sallanacaksın cehennem ateşinde neşeyle
Şafağın cehennemde doğacak ey zalim

Gözlerinde sözlerinde ateş fışkırıyor
Ateşe doyacaksın ey zalim
Zulüm kokan nefesine

Ateşler saracak seni ey zalim

Ateşin Üst Üstüne Zenginleşerek Bekliyor....



Sen gidersen adın kalmaz
Seni kimse rahmetle anmaz
Ne şerefsiz bu diye
Mezarına toprak atılmaz
Müslüman kanı döken sen ey zalim
Mazlumu ezen ey zalim
Zalime ses çıkarmayan
 Sen Müslüman sanılan
Her adımında yanılan

Hatırlanır nefretle gezdiğin günler
Masum insanları ezdiğin sözler
Utanmadan kan döktüğün
Yüzüne tükürüldüğü günler
Mazlumu ezersin yanına kalmaz
Sanma ecel seni yakalamaz
Yakalar sonsuz ateşe atar
Derin yanarken cayır cayır
 Kokusu cehennemi sarar
Zalime ses çıkarmayan
 Sen Müslüman sanılan
Her adımında yanılan

Bu nedir yeter artık
Önüne gelen yakar geçer
İnsanları kanı akar oluk oluk
Bu kadar şerefsizlik yeter
İnsan doğarken anadan doğar
Bunlar doğarken neden doğmuş
Nefret içinde boka batmış
Yok, mu sonsuz azap yoluna gönderen
Yok, mu artık yeter diyecek olan
Zalime ses çıkarmayan
 Sen Müslüman sanılan
Her adımında yanılan
Zenginlik çamurunda boğulan
Bakma mazlum gibi şeytan gibi kovulan
Yakında sonsuz azap bekliyor
Hazırlan zenginliğin yok olacak
Ateşin üst üstüne zenginleşerek bekliyor

Mehmet Aluç-Kul Mehmet

Ağlama Gözlerim.



Eser bağrıma hasret rüzgârı bak her seher
Bir gün gelir elbet bu hasretlikte yar biter
Mutlu günler yârin nur koynunda yat hep geçer
Mutluluk için sabır et yanınızda gezer
Ağlama gözlerim her gecenin sabahı var

Yalnız başına kaldın sanma kaldın zindanda
Kavuşunca dertlerin yok olur bak bir anda
Nazlı yar sana o an gülerek koştuğunda
Sarılıp koklaşınca hasret yok olduğunda
Ağlama gözlerim her gecenin sabahı var


Gurbet sanma hayatın yolunda sana engel
Nazlı yârin sanki der yeter artık dön de gel
Vuslat ensenden tutar anında atar çengel
Nazlı yârin vuslatla gelir biter tüm engel
Ağlama gözlerim her gecenin sabahı var

Hasrete bakınca sen vuslat çıkmaz kınında
İyi bak görürsün sen mutluluk yar yanında
Uzak olsan da yârin kokusu o canında
Ufukta yâr el sallar oraya baktığında
Ağlama gözlerim her gecenin sabahı var

Vuslat için sen her gün duyarsın bir heyecan
İstersin vaktin geçsin yar ile her gün zaman
İçtiğin kahvede tat var yârden fincan fincan
Akşam olur bir süre ayrı ayrı yatacan
Ağlama gözlerim her gecenin sabahı var

Kul Mehmet'im hasretin yüreğine yapıştı
Gurbet elde hasretin seni dertle kapıştı
Nazlı yâr hasretinde sen gibi hep ağlaştı
Sabır et vuslat size biraz daha yaklaştı
Ağlama gözlerim her gecenin sabahı var

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-






Yoksa Gülümsemeleri De Sen Mi Çaldın?



Çocukluğumuz beraber geçti, beraber oynar gezerdik, senin düşlerin hayallerin olurdu, benim hiç olmazdı şimdi aklıma geldi, sanki çok yaramazdın hep yüzlerimi tırmalardın, acaba o zaman o anda sen düşlerimin hayallerimin saçlarını mı yoluyordun da korkudan yanıma hiç yaklaşmıyordu? Mümkün mü acaba susma bir cevap ver desem, çok uzaklarda kim bilir neredesin hangi şehirlerdesin. Acaba yine diyorum beni ağlatırdın sen ondan mı ben hala ağlıyorum? Duysan belki deli saçmalığı diyerek belki bana güleceksin ama sanki bana kalırsa sanırsam öyle!

Beni çocukluğum da ağlatırken yüreğim sızlardı, şimdide sızılar parmak uçlarımda sızlayarak çıkıyor, gülme duymuş gibi saçmalıkta değil neden olmasın? Sen hiç ağlamazdın hep gülerdin herkes şirretliğinden kaçardı, acaba şimdi ne haldesin şu an öğrenmeyi çok ama çok istiyorum, inan deseler bin kilometre ilerde yaşıyor koşarak nefes nefese kalsam şimdi koşarak yanına gelirim. Yaşadığımı dejuva sanma... Açık pencerede rüzgâr eserken bunlar aklıma geldi, yok sende şimdi beynin soğukta kalmış dediğini duyuyorum sanki!

Bak sana tasalarım dertlerim çocukluğumdan beri peşimde bir  gün gülemedim sen gibi, yoksa gülümsemeleri de sen mi çaldın? Öyleyse bu yılgılar neden şu an beynimde dans ediyor, yalan olsaydı inanmazdım aklımın bu oyunlarına hem ben hem de bu gönlüm! Seni kıskandığımı söyleme sakın şirretliğinin nesini kıskanayım ben? Acaba mı? Yok, canım olmaz böyle bir şey! Başka bir olasılık gelmiyor ki aklıma.

Bunlar yabana atılacak düşünceler  değil inan bana, yoksa neden aklıma geldi, neden buna hem aklım hem de gönlüm inansın?Bilirsin  ben hiç kuşkucu değildim şu ana kadar,ütülü gezer kafaları hiç ütülemezdim yani.Neyse bir gün nasip olur buluşursak sana soracağım, buluşamazsak ben senden önce ölürsem, bu not defterimi sana bırakıyorum oku ve gerçek mi değil mi gel mezarımın başında bana söyle ben duyarım anlarım o zaman.

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Vefa.

Vefa Vatandır.


Vefayla çıkılır yola her defa
İçinde olsa da az bin bir cefa
İçinde bulunur bin bir ton deva
Terk edilince kul sürmez ki sefa
Helak ayetleri gibi yakarsın
Seni terk edeni çaresizlikle

Gönül'e sensin zırhtan çelik kale
Seninle yaşanır hep güle güle
Dayanırsın çile denen her küle
Terk etmezsin ki sen hiç bile bile
Zalim alır götürür seni çöle
Helak ayetleri gibi yakarsın
Seni terk edeni çaresizlikle

Terk edenin gönlü mezar taşları
Hiç dik durmaz ki o yıkık başları
Gözünde hep akar o gözyaşları
Yanında olmaz ki hiç yoldaşları
Zalim alır götürür seni çöle
Helak ayetleri gibi yakarsın
Seni terk edeni çaresizlikle

Yıkılır tek tek gönül kaleleri
Hiç olmaz yarına ait düşleri
Yakışmaz yüzüne o gülüşleri
Ölüm kokar soğuktur tüm sözleri
Yamuk bakar o şaşıdır gözleri
Zalim alır götürür seni çöle
Helak ayetleri gibi yakarsın
Seni terk edeni çaresizlikle

Kul Mehmet'im vefa dersen o candır
Gönlün içinde yıkılmaz vatandır
Terk edenleri sanma sen insandır
Karanlık yolda tek başına kalandır
Pişmanlığın hançeriyle yanandır
Zalim alır götürür seni çöle
Helak ayetleri gibi yakarsın
Seni terk edeni çaresizlikle

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

10 Aralık 2015 Perşembe

Toplumun Nur Annesi Kadınlarımız.

Kadına Şiddet insanlık dışıdır.


Gönlü güzel kadınlarımız toplumun nur annesi
Kıymetiniz bilinmez bazen ah o nicesi
Karanlığa gömülür onların hep gecesi
Elleri öpülesi nur gönüllü ailenin annesi
Sizler gönüllerin varlığın bulunmaz bir abidesi
Size el kaldıranın kırılsın tutmasın elleri

Ağlama eğme sen sakın ola başını
Daha yeni evlenmiş soramam ki daha yaşını
Eğmezsin bilirim üzseler de hilal kaşını
Annelikle örmüşsün ömrünün kumaşını
Dayanamam ne olur kes artık ağlayışını
Size reva görülen hak değil rezilliğin daniskası
Size el kaldıranın kırılsın tutmasın elleri

Ruhunuzda var kutsal annelik tutkusu
Cennet dersen ayaklarınızın altında dokusu
Sizi ne diye bilmem çıkartırlar yokuşu
Yaşasınlar ömür boyu cehennem korkusu
Karabasanlar sarsın haram olsun uykusu
Size el kaldıranın kırılsın tutmasın elleri

Elleri kalkanlar bir gün olur nefreti ile meçhul
Bakarsan görünsün meymenetsizdir sözleri dangıl dungul
Elinde her zaman bulunur nefretle okunmuş çakıl
Ey insan olmayan insan az etrafına bakın
Kadın nurdur annedir eştir toplumun temelidir az ayık
Size el kaldıranın kırılsın tutmasın elleri

Can bulursun annede can olursun adam gibi durursun
Az adam oldun diye ne bu fiyaka kadınsız insan mı olursun
Çık bakalım hayat yoluna kadınsız yol mu bulursun
Beş dakika sonra o yolda karanlıkta kaybolursun
Abad ol abadı taşı yüreğinde işte şimdi adam insan olursun
Size el kaldıranın kırılsın tutmasın elleri kadınlarımız nurlarımız

Ey kadına el kaldıran sen kendini yitirirsin
Nur kadın senin nefretinle kadınlığını yitirmez bitirmez bilir misin?
Tufan gibi gelsen ancak kendini yıkarsın insanlık kolay ele geçmez
Kul Mehmet'im ne söylesen de bilmeyen kul yine bilmez
Size el kaldıranın kırılsın tutmasın elleri

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


Abad: Şen

Rahat Dur Rusya Sen Sakın Kaşınma.



Rusya boş yere sen zırvalama
Derya değilsin ki anla sen amma
Çökersin uğraşma bak sen zamanla
Rahat dur boşuna sen kaşınma

Arkandakiler kaçar bak bir anda
Tüm enerjin biter kalmaz o canda
Dumanı tütmez sanayi bacanda
Rahat dur Rusya sen sakın kaşınma

Mehmet Aluç

Ah Rusya işin gücün hep palavra.




Ah Rusya işim gücün hep palavra
Kesersin görmezsin bak sen kadavra
Oldun işte sen değersiz paçavra
Ah Rusya işin gücün hep palavra

Havada gezersin sen hep düşersin
Pişmiş kelle gibi neden gülersin
Sen bu gidişle elbet bitersin
Ah Rusya işin gücün dalavere

Ambargo korsun sen bak yıkılırsın
Arkanda her olmaz o yavşak basın
Pekâlâ, kendin istedin sen kaşın
Ah Rusya gücün harcama boş yere

Gazı kesersen biz tezek yakarız
Karşına geçer batmana acırız
Birden Osmanlı tokadı atarız
Ah Rusya işin gücün dalavere

Gel sana Türk milleti akıl vere
Göğsünü aç gez sende gere gere
Tuş olup düşmezsin sen hiç mindere
Ah Rusya Allah size akıl vere

Kul Mehmet'im anlamaz bu hergele
Bu işin sonu inşallah rast gele
Bu nefret hemen bitmeli acele
Ah Rusya Allah akılda göndere
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç