Bu Blogda Ara

3 Temmuz 2017 Pazartesi

Dönemezsin Kıramazsın Krişi




Elbet bir gün çekilir bu gidişin fişi
Adam olmalı adam olmalı kişi
Her gün de papaz pilav yemez dersen
Senin gözün doymaz bu neyin gidişi
Her gün insan dönemez ki köşe krişi
Yakalanırsın yengeye anlatamazsın işi
Vah vah işin iş senin yok yerin
İtiraz edemezsin dönemezsin vallahi krişi
Beton gibi suratına çarpılır o köşe krişi

Kapsama alanını daraltma sessiz yürüme
Kapsama alanına girersin boşa sen sürünme
Çekim alanının sihrine sakın kapılma
Bitim alanına girer aşna fişne sakın aldanma


Bak yengenin gözünü kin bürümüş
Elinde oklava ile seni bekliyor
Zokayı yuttuğun an bugünmüş
Yerle yeksan oldu o zengin görünüş
Boş ver diyenleri boş ver takılma onlara
Bekara karı boşamak kolay geliyor
Dayağı yok içinde sırıtarak bakıyor
Vah vah işin iş senin yok yerin
İtiraz edemezsin dönemezsin vallahi krişi
Vah vah işin iş senin yok yerin
İtiraz edemezsin dönemezsin vallahi krişi
Beton gibi suratına çarpılır o köşe krişi

Kapsama alanını daraltma sessiz yürüme
Kapsama alanına girersin boşa sen sürünme
Çekim alanının sihrine sakın kapılma
Bitim alanına girer aşna fişne sakın aldanma


Kim veriyor sana her gün boş havayı
Her gün boşa dolduruyorsun kafayı
İç iç nereye kadar içeceksin
Kendinden geçeceksin
Yengeyi evde tek başına bekleteceksin
Vah yazık sana yazık
Hazırlanıyor yiyeceğin kazık
Az insan olsan sevsen birazcık
Ayrana olacaksın bir gün cacık
İlişkiniz olacak vıcık vıcık
Olma salataya sen kıvırcık
Var mı söyle buna cevabın
Her gün tek başına yenilmez ki adana kebabı
Her gün insan dönemez ki köşe krişi
Yakalanırsan yengeye anlatamazsın işi
Vah vah işin iş senin yok yerin
İtiraz edemezsin dönemezsin vallahi krişi
Beton gibi suratına çarpılır o köşe krişi

Anla artık ey er kişi çekme fişi
Her gün insan dönemez k köşe krişi
Yakalanırsın yengeye anlatamazsın işi
Arama bulamazsın bir yer serin
Otur derim düşün derin derin
Düşmeden şapka görünmeden kelin
Vah vah işin iş senin yok yerin
İtiraz edemezsin dönemezsin vallahi krişi
Beton gibi suratına çarpılır o köşe krişi

Kapsama alanını daraltma sessiz yürüme
Kapsama alanına girersin boşa sen sürünme
Çekim alanının sihrine sakın kapılma
Bitim alanına girer aşna fişne sakın aldanma


Gözün doymaz nefsin doymaz
Her gün eğlence neşe olmaz
Yenge bekler bekleyenin kapıyı açmaz
Bir gün otur evinde elinde saz
Hem söyle hem de gönlüne aşkı yaz
Yoksa diğer türlü insan adam olmaz
Yediğin dayakta yanına kâr kalmaz
Seveceksin yengeyi seveceksin
Yoksa kapı dışarı edileceksin
İnsan olacaksın insan olmalı kişi
Her gün insan dönemez ki köşe krişi
Yakalanırsın yengeye anlatamazsın işi
Vah vah işin iş senin yok yerin
İtiraz edemezsin dönemezsin vallahi krişi
Beton gibi suratına çarpılır o köşe krişi

Seninle olanın zordur işi
Zor doyurursun sen o nefsi
Her gün baklava yenmez ki tepsi tepsi
Bir gün kafanda paralanır hepsi
Yenge derse haydi defol senin olsun cümlesi
Bekletme pezevengini al sen son nefesi
Kurulur bu gidişle aile hukuk mahkemesi
Kaldığın yer  olur hava müzesi
İnsanında vardır bir kaidesi
Sadık olmalı hanımına er kişi
Her gün insan dönemez ki köşe krişi
Yakalanırsın yengeye anlatamazsın işi
Vah vah işin iş senin yok yerin
İtiraz edemezsin dönemezsin vallahi krişi
Beton gibi suratına çarpılır o köşe krişi

Kapsama alanını daraltma sessiz yürüme
Kapsama alanına girersin boşa sen sürünme
Çekim alanının sihrine sakın kapılma
Bitim alanına girer aşna fişne sakın aldanma


Mehmet Aluç /Kul Mehmet

2 Temmuz 2017 Pazar

Hayatın Sırrı Sensin Değerlisin Ve Özelsin



Elimize geçen mutluluk anları, bizim için uzun boylu bir servet değildir. Hafifi hafif yudum yudum içerek, zamana yaymamız gereken bir an ve zaman dilimidir. Bu mutluluk gönülden sevmeyle gönüle değer vermeyle, elde edilen bir duygudur. Öylesine lafta kazanılacak bir duygu değildir, paylaşmak vermek kucaklaşmak ile elde edilendir bir ömür boyu. Bundan gayrısı uzun süreli değil, kısa olan bir mutluluktur, parayla anlık alınan mutluluk insanı bir an mutlu eder, ileriye taşımasına izin vermez, mutluluk vermekle paylaşmakla mutluluk olur anlam ve mana taşır. Karşındaki insanları gerçekten düşünen birisi olmak, mutluluğun bir ömür boyu sürmesine yetiyor. İstediğimiz hayatı kendi tercihlerimiz doğrultusunda bencilce yaşamak, yaşamak değil ama yaşıyoruz? Kendimiz için istemek kazanmak değil, en sonunda kaybetmektir bilmiyoruz, ya da biliyoruz belki değişir zaman o anda benim sadece benim olur egosu ile mutluluğun kapısını, kapatarak yaşıyoruz… 

Hayır, bu hayat bu ömür dünya benim değil, bizim demeyi öğrendiğimiz zaman mutluluk, hepimizin bir ömür boyu olacak ve ahirette de mutlu olmamızı sağlayacak, ama gel gör ki bunu söylemekten itiraf etmekten de uzağız! Ulaşılması mümkün olmayana ulaşmak, katlanılması tek başına zor olan sıkıntılara tek başına katlanmak, ne kadar aptalca ve delice olduğunu bilmemize rağmen hala peşindeyiz, tek başına ulaşılması mümkün olmayanın peşine… Oysa bizler beraberce yaşamak zorunda iken nasıl aptalca, insanları hayatımız merkezinde, sahilinde bir kalemde siliyoruz? Aslında onları silmek, kendimizi silmektir ama lakin iş işten geçtikten sonra öğreniyoruz, lakin buda fayda vermiyor, geri dönüşün kapısını açmıyor.

 Önce kendimiz için değil, toplum için yarınlarımız ailemiz için biz iyi bir vatandaş olmalıyız, iyi ve güzeli önce karşımızdaki için hissetmeliyiz ki, karşımıza da kendini iyi hissetsin ki bizde güzeli yaşayalım hissedelim mutlu olalım… Elimde olanları almaya geliyorlar mantıksızlığı ile köprüleri yıkmak, kendini yolunu yıkmaktır… Kendin için değil toplum için yaşamaya çalışırsan, yaşamayı mutluluğu gülümsemeyi bulursun ve anlarsın yaşarsın yaşatırsın…

Nefes alıp vermek dışında nefes olmak, hayatı boş görmek yerine, hayatın dopdolu olduğunu göstermek zor olsa da, seni o an anlayanların olması üzücü olsa da sen vazgeçmeden devam et, bu güzelliği insanlara vermeye kapısını açmaya girin gelin demekten vazgeçmeden anlatmaya göstermeye gayret et… Bakarsın bir süre sonra insanlar yanlışlarını görür, sana doğru koşarak gelirler, mutluluğa vererek sararak kucak açarlar… Yapmak istediğin bu güzellik, her zaman istediğimiz gibi olmasa da sen görevini yap insanlığın ne olduğunu göster, ömür boyu gayemiz öğrenme gayreti içinde olmakla öğrendiğimizle, insanlara ulaşmakla varmakla yanında olmakla alakalı.

 Hayat, acısıyla tatlısıyla, iyi günleri, kötü günleri ile var olan bizi saran, sabırla olmamızı birlikte el ele gönül gönüle yenmemizi hatırlatan, bir rehberdir. İnsan gülümseyemiyorsa onunla ağlamalı, acılarının yanında olduğumuzu göstermeliyiz, çaremiz varsa sunmalıyız yoksa da acısına ortak olmalıyız, budur insanlığın mutluluğun kaynağı. Ağlayanla ağlayabilmeli güldürmeli, gülenle gülmeli ağlatmamalıyız. Hayatındaki benlik duvarlarını hep bana bana mantığını yıkarak, insanları kucaklayarak yolumuza devam etmeliyiz. Yoksa kendi ördüğümüz duvarın altında kalarak mutsuz yalnızlığın havasızlığında ölür gideriz, elimiz gönlümüz ömrümüz boşa harcamış olarak. Ölümden sonra Yüce Allah “Ey kulum bana gelirken dünyada gönlünle elinle fikrinle ne getirdin diye sorduğunda” ne cevap veririz bunu da düşünmek zorundayız. Hayatın sırları gizemleri sensin ve sen bu değerlerinle değerlisin ve özelsin.
Mehmet Aluç

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç