Bu Blogda Ara

7 Şubat 2014 Cuma

Aşk arşa kanat açmaktır


























Aşk arşa kanat açmaktır
Aşk kuşu ile beraber uçmaktır
Devamlı muhabbetle yâri sarmaktır
Kısmetine aşk ile kavuşmaktır

Vefasızlığın sonu gelmez
Kin ile yaşayanlar gülmez
Yürek parçalayan sevilmez
Aşk arşa kanat açmaktır

Aşk arşa kanat açmaktır
Sevdiğinin kalbine konmaktır
İnsanları sevgi ile sarmaktır
Gönül hanesinde mutlulukla gezmektir

Aşk derin hakikatle sevmektir
Aşk nehrinde gülümseyerek geçmektir
Ölümlü dünyada muhabbetle gezmektir
Aşk arşa kanat açmaktır

Aşk gül bahçesinde nazlı yârle gezmektir
Yârin gül Sinesinde dantel dantel açmaktır
Yârin kanaat dağı zirvesinde efendi olmaktır
Aşk nurlanmış yârin gönlünde otak kurup kalmaktır

Aşk Rahmet deryasında yâr ile Rahmana teslimiyettir
Teslimiyetle Merhametli Rahmanın etrafında dönmektir
Aşk, sultanının gönlünde hakikat güneşi gibi doğmaktır  
Gönül gözüyle i temaşa eylemektir

Dil ufkuyla gönlünde buluşarak yaşamaktır
Hakiki olmayan tüm kötülükleri dünyada gönülde silmektir

Aşk nazlı yârin gönlünde doğmaktır
Hakikat güneşi gibi yârin sinesinde çiçek çiçek açmaktır
Cihanın aşk sahrasında efendi olmaktır
Aşk, gönül sultanınla arşa kanat açmaktır

Mehmet Aluç

Çöz yüreğindeki kelepçeyi




















Gönlünde çiseliyor yine aşk gözyaşları

Ağlamak için tutma kendini bırak aksın

Çöz yüreğindeki kelepçeyi

Hatta kır yüreğinin gözlerinin pınarındaki

Kelepçeleri parçala kır

Yüreğinde gözlerinde ağla

Kayıp gitmesin zaman yüreğinde gözyaşlarınla dağla

Gülümseyerek gülümseterek aç gönül kapını sımsıkı tokatla

İster ağla, ister tüm güzelliklere bağla

Yolunu istikametini virane eyleme onulmaz yarayla

Sev sev en güzel duayla niyazla


Mehmet Aluç

5 Şubat 2014 Çarşamba

Gurbet Akşamlarında






Gurbet akşamlarında hüznünü giderecek bir dostun yoksa, yüreğindeki acıları anlatacak bir arkadaşının da olmaması, karanlık gecelerde içini ısıtacak bir tatlı söz söyleyecek kimsen yoksa gurbet akşamları çok zordur. Sevdayı yakalamak için kuş olup uçacağın bir sevgilin yoksa o daha da zordur. Candan öte bir sığınacağın liman, yalnızlığının uçurumlarında elinden tutacak bir gönül arkadaşının olmamasın tek hatasını, gönlüne sormak gerekir. Bu yolda neden tek başınayım, bu soğuk yüreğim neden soğuk, diye kendi kendine sormak ve irdelemek gerekir.

Taşların taşlı ’lığından daha sert olan kalbini yoklaman gerekiyor. Ateşi yakıp kavurmayan, yolcusu olmayan gönül yolunun ıssızlığını çözmen gerekir. Kendin söyler, kendi anlarsan yanındakine seslenemez yanındakini duyamazsan, olduğumuzdan fazlası olmaya niyetli değilsen hatayı yanlışlığı başkasında arama kendinde ara. Belki de dağın öbür tarafında bırakıyorsun kendini, hep kendi bulunduğun yamaçta kalıp kendi kuyunu kazıyorsun hem de hiç farkında olmadan. O nedenle tekrar hayatını gözden geçirmen gerek. Selam ve dua ile.

Mehmet Aluç

3 Şubat 2014 Pazartesi

Hayallerimiz küçük olsun mutlulukla son bulsun..


Acaba Hayal Kurar İken Çok Büyük Hayaller Mi Kuruyoruz?
İnsanı ayakta ve hayatta tutan duygulardan bir tanesi de umuttur. Hepimizde biliyoruz az çok. Umutta biraz sahiplenme duygusu ele geçirme sevinci ve gururu ile donatılmış duygu yumağı.

Bizim olmasını istediğimiz sadece kendimizin yaşayarak hissettiği bir olgu, bazen sadece kendimiz için isteriz ama en güzeli de kendimiz için değil karşımızdaki içinde istemenin mutluluğuna hazına doyum olmaz ha ne dersiniz..

Değer vermek değer görmek adına da hissedilen bu duygu yumağı seli, bazen de umut ederiz pembe hayallerle umut ederiz ama velakin sonu hüsran olur yıkım olur. Duygusal anlamada yıkım olan bu elde edememenin hırsı öfkesi bizi yıkıma götürür ama bilmeliyiz ki hayal bu başka hayaller kuralım önümüze bakalım ama olmuyor yapamıyoruz nedense.

Üzülmemize muhakkak bir sebep vardır. Ellerim boş gecelerim boş arabeskine bağlanan gecelerde sıkıntı üstüne sıkıntı yaşarız. Elveda hayaller deriz, onsuz bir sabaha daha nasıl uyanacağım her yer karanlık deriz illaki arabesk içimize işlemiş.

Ve başlarız onsuz geçen geceleri günleri ayları saymaya, bir şey yapmak isteğimiz uçar gider velhasıl kelem zor iştir hayal kırıklığı. Belki tutunacağım bir dal olarak gözleri vardı, kokusu saçları vardı beni sımsıkı saran, gamzeli gülüşündeki güzelliği yüreğimde mutluluklar açardı ama şimdi..

Acaba hayal kurar iken çok büyük hayaller mi kuruyoruz? Koskocaman, erişilmesi zor olan veya karşı tarafın hislerini bilmeden kendi kendimize gelin güvey mi oluyoruz evet evet bence de, yoksa yıkımı bu kadar acı olduğuna göre çok kocaman hayaller peşindeyiz. his,küçük,olsun
Siz ne dersiniz acaba haklı mıyım haksız mıyım? Sessiz kalmayın bir cevap verin yazın katılımda bulunun. Yüreğinizdeki hisleri gömmeyin.. Selam ve dua ile..
Mehmet Aluç





Aklınız kaldı insanların mutluluğunda







Aklınız kaldı insanların mutluluğunda
Aklın sizin hep oyun peşinde
Mutsuzluk peşinde
Çıkar peşinde
Yakıp yıkmanın peşinde
Ondandır mutsuzluğunuz

Ağıtlarla ağlattınız duyulmaz tonda
Halamı saklarsın kini nefreti koynunuzda
Kendi resmin yok ki
Resim yaptığın kinle nefretle dolu
O nedenle hiç yaptığınız resim hiç bir şeye benzemiyor
Yüreğiniz nefretle dolu gülemiyor
Yüreğinizde ferahlık vermeye de yaramıyor.

Mehmet Aluç

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç