Bu Blogda Ara

26 Aralık 2015 Cumartesi

Bekler İsyan İmdat Çığlığında Geceleri





Çökmüş isyan bulutları kör karanlık gecelere
Bekler kıskacına almak için hüzünlü gönülleri
Tozlu yollara unutulmuşluk ekmiş başak çiçekleri gibi açılan
Kara gözleri ile bekler geceleri,
İmdat çığlığında, sessiz akan göz pınarlarına gizlenmiş isyan
Saplanmış hançer gibi, yetim bir çocuk masumiyeti ile bekler yollarda
Bekler yollarda, yok oluşa giden yolun köşesinde yol ayrımında
Bekler, tüm çiçekler solsun tüm renkler yok olsun diye
Kararsın notalar, kelimeler gülüşler sözler diye
Haince, sinsice bekler yanaklar solsun diye.
Açar aşk güneşi gönüllerde, kör eder isyanı
Açar gönüllerde, zevki sefayı
Gör gözünle ahu gözlü Leyla''yı
Öp dudağında, görsün aşkı sevdayı
Yazık deme, geçen onsuz gecelere
Seni hazırlıyor, dudağında dökülecek kelimelere.
Aşkı ruhuna üfleyen gecelerle,
Gör de sarıl onunla geçen günlere, o sözlerle
Kul Mehmet der, Ağla gözlerim o yârin göğsünde,
Selam olsun, seven tüm gönüllerde, sevdiğini yüreğinde sevenlere.
Bırak geçmişi, yaşa bugünü, aşk tüten gecelerde.
Kalmasın, kavuşmak mahşerde, hüzünlü beklemelerde.

Mehmet Aluç-Kul Mehmet

Karşılıklı Gönül Muhabbeti.(Değişim serüveni)1.Bölüm





Karşılıklı Gönül Muhabbeti.(Değişim serüveni)1.Bölüm

-Sana söylüyorum benim için mi geldin?
-Evet
-Suratında gülümsemeyi nerede bıraktın da bu ekşi suratınla mı bana geldin?
Elini yüzünde şaşkınlıkla gezdirirken, kadın kahkaha ile.
-Anlamıştım, hissetmiştim, kendine güvenin olmadığını, tam on ikiden vurdum.
-A...Ama nasıl olur?
-İnsan elini suratında gezdirmeden suratının ekşi olup olmadığını hissedemez mi? Hisseder, ama sende his kalmamış.
-Sen yoksa benimi gizli gizli takip ediyorsun, hem karşımda her şeyi bilen bir görüntün imajında yok!
Kadın afalladı, çantasında küçük aynasını çıkardı, baktığı anda erkek bastı kahkahayı.
-Pişti oldu, nasılda kendi oyununla seni alnının ortasından vurdum.
Kadın başını öne eğdi, elindeki pahalı ayna yere düştü paramparça oldu. Erkek üzüldü, yere eğilirken kadın.
-Sakın dokunmayın elinizi kanatabilirsiniz, artık benim aynaya ihtiyacım kalmadı, sana ders vermek isterken ben dersimi aldım, özür dilerim sizden. Aslında daha öncesinde aynadan kurtulmak zorunluluğunu hissettim ama atmak o kadarda kolay değilmiş, belki de zamanı değildi.
-Aman üzülmeyin bakın ben üzüldüm mü sizin gibi?
-işte bazen bu söylediğiniz pek mümkün olmuyor, hep sözlerimle insanları alt etmeye alışkın olan birisi için çok zor.
-İnanın bu hadiseyi bir sır gibi saklayacağım, içiniz ferah olsun.
Kadın gülümsedi,
-Size inanabilir miyim? Gerçekten benim için... Yok, buna ihtiyacım vardı hatta hak ettim ben.
-Haydi, ama biraz önceki gibi gülümseyin haydi, size çok yakışıyor inanın. belirli ki uzun zamandır ciddiyetinizi takındığınızdan beri gülmüyorsunuz.
-O kadar belirli oluyor mu?
-isterseniz aynaya bakın...
-Yok, bu defa beni kandıramazsınız çünkü çok doğru söylediniz yani aynaya gerek yok.
-Öksüz kalmış çocuk gibisiniz gülmeye karşı, bakın az güldünüz öksüzlüğünüz gitti, dünyanın en zengini oldunuz.
-Sahi kuzum siz bu akşamın karanlığında bu barda tek başına nereden karşıma çıktınız?
-Bilmem! Güzelliğinize vurulmuş olamaz mıyım?
-Ben be güz... Beni kandırmayın, çöl gibi ıssız yüreğim benim.
-Oraya güller laleler diksem yeşermez mi diyorsun?
-Evet.
-Var mısınız bahse girmeye?
-Evet, karşılığı ne olacak?
-Benim için sizi kazanmak yetecek, sizi bilmem...
-Vay alçak gönüllüğünüz elinizde pekâlâ benim içinde sizi kazanmak yeterli olacaktır.
-Beyaz mavi veya sarı size çok yakışacak, önce kıyafetlerinizi değiştirelim.
-Hayatta kabul etmem ben o renkleri giyemem, siyah sade olacak benim için.
-Beyazlar hassas günler de...
-Onu da hal ederiz o günlerde siyah giyersiniz canım sizde. Şimdi ölü olmayan sizdeki bu ölü imajı değiştirelim.
-Ağzınızda çok güzel sözler çıkıyor yoksa siz beni tavlamak için mi geldiniz buraya?
Mehmet Aluç-Kul Mehmet
Devam edecek inşallah

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Senin Gülüşlerinde.


 



Beni aşk ile kollarında aşkın sıcaklığı ile saran
Gönlümü saran içinde fırtınalar koparken susturan
Yanımda kalıp sessizce gülümseyerek duran
Biraz eve geç geldiğimde yollara çıkan yoluma bakan
Son nefeste son durağa kadar yolculuk eden
Sılasına dönen sen benim canım sevgilimsin

Hasret hançerini yüreğime vururken bekleyen
Vuslat uzaklara kaçarken yüreğime türküler söyleyen
Üzülme sevgilim Mevla’m kerimdir diye beni avutan
Güzel saçın örgüsü benim yokluğumda açmayan
Son nefeste son durağa kadar yolculuk eden
Sılasına dönen sen benim canım sevgilimsin

Rüzgâr estikçe güneş gibi sımsıcak gönlü ile ısıtan
Geniş gönül yaylasında aşkın bin bir çeşit çiçeklerini koklatan
Sevda gibi umman olan o güzel gönlünü bana okutan
Aratıp Mevla’yı bu canda bulduran yol aldıran
Son nefeste son durağa kadar yolculuk eden
Sılasına dönen sen benim canım sevgilimsin

Kul Mehmet’im Rahat uyu Makberde
Sılasına dönen yârin döner günün birinde
Açılır aranıza çekilen ölümden çelikten perde
Kavuşursun sen yine o güzeline eskisi gibi günün birinde
Son nefeste son durağa kadar yolculuk eden
Sılasına dönen sen benim canım sevgilim
Dirilmek için beklerim senin gülüşlerinde

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Öyle İse Devam Et Yoluna.



En sonunda anladım sevmeyenin gönlü dar bana
Derdini aşkını anlatsan da anlamam ben diyor sana
Aşkı sevgiyi yudum yudum tattırsan da içmem diyor kana kana
Öyle ise devam et yoluna uğraşma zaman geçiyor boşa

Gönül kuşunu teslim etsen de sen ona
Bakarsın başlangıca değil gidiyor ahvali kötü sona
Bu nedenle fazla uğraşma gönlünü verme ona
Öyle ise devam et yoluna uğraşma ömür geçiyor boşa

Acı olsa da sen yaşa bu gerçek olan gerçekle
Yoluna yeni seven çıkar hem de büyük bir destekle
Bakarsın Aşk’a senden fazla olur istekle
Öyle ise devam et yoluna uğraşma an geçiyor boşa

Bu gerçek belini bükse de sabırla devam et yola
Sırtındaki yükü alan mutlaka çıkar yola
Bu yolda mutluluk sabırla gönlüne dola
Öyle ise devam et yoluna uğraşma hayat geçiyor boşa

Yuvasız kuşun ötelerde uçarda gelir
Başına dünya evi kurmak için coşar da gelir
Gözün açıp kapadığın da mutluluğu önüne serer
Öyle ise aramaya devam et vefasızla uğraşma günler geçiyor boşa

Kul Mehmet’im çok az bulduğun kar sana
Az bulduğun mutlulukla yapışır o seven cana
El ele yürü bu yolda varırsın bu yoldaki üç günlük hana
Bu az mutlulukla devam et yola insanları sev ömür geçmesin boşa

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Vakitsiz Zamanlar İçinde Kaybolursun.



Eline ne geçti koca bir hiçten başka
Terk ettin kaçtın gittin mutlu mu oldun
Yıktın gittin yıkan mutlu mu olur bildin
Yıktın yıkıldın mutsuz ettin mutsuzluğa koştun

Okuyamadın gönlümdeki tertemiz aşkı
Gönlüme seni yazdım karaladın gittin
Gözlerimde akan yaşta sen vardın görmedin
Yaşı görmedin yaş gibi damlayarak yıkan Nehir’e koştun

Şeklinle kendini gurura benliğe kaptırdın
Anlamsız sözler içinde anlamsızca kayboldun
Seni tüketecek yılların peşinde koşarak coştun
Tüketecek yılları görmeden yakan rüzgârların içinde yok oldun

Gönlümdeki hasreti ben söktüm attım
Onun içine azda mutluluk kattım yaşadım doğruldum
Kalbimde gönlümde izlerini sildim mutlulukla arkadaş oldum
Sen mutsuzluğu görmeden kendini uçurumlardan aşağıya attın

Kul Mehmet’im zaman her zaman doğru olanın yanında
Zamanın yanında mutluluk onun arkasında kolunda
Sabır dersen kul için içinde az dolaşmak gerek mutluluğa varmak için
Sabırda da sabrın yoksa vakitsiz zamanlar içinde kaybolursun


Mehmet Aluç-Kul Mehmet-




25 Aralık 2015 Cuma

Atışmalarım




Sazı aldım elime
Şimdi aklıma ne gele
Vurdum sazın teline
Başlayalım atışmaya

Karşıda geçit vermez yüksek dağlar
Çiçek açmış neden kokmaz o bağlar
Gece gündüz bizimle tüm sağlar
Ölen için yakınımı ağlar

Ölen için yakını ağlar
Gece gündüz karalar bağlar
Yas bitince kimin öldüğünü kim anlar
Yas gününde olan sonrasında nerde canlar

Yas gününde olan sonrasında unutulur canlar
Bir sonraki ölümü bekler ziyaret için onlar
Ölmeden önce neden bir araya gelmez canlar
Dünya meşgalesi elleri gönülleri bağlar

Dünya meşgalesi elleri gönülleri zorla kim bağlar
Vefasızlık değil mi yaşarken yüreğimizi dağlar
Ölümden sonra bir dakika pişmanlık duyar
Ondan sonrasında ayrılık yürekleri düğümleyerek kaçar

Yüreklerin düğümünü sevgi çözer
Biraz gülümseme ile cümle ayrılıklar biter
İnsan değil miyiz sıramız gelince elbet gider
Bunu unutan kullar elbet vefasız olur

Kul Mehmet’im dünya fani
Dünya benim diyenler hani
İnsanları sevmeyen olur cani
Aldanır bilmez bu dünya fani

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-



Yolundan Ayrı Kalmak




Rabbim senden ayrı olmazdım
Nefis şeytanla gezmezdim
Ayrılık nedir hiç bilmezdim
Meğer ayrılık acıdan acıymış
Varlık dünyasında yoklukla yok olmakmış
Yolundan ayrı kalmak kabir azabıymış Rabbim

Nefis şeytan ardan namustan edecek
Helal var iken haram ile yok edecek
Nefis şeytan beni hiç sevmeyecek
Beni tekrar ulaştır yoluna rabbim
Beni benimle nefsimle şeytanla bırakma
Yolundan ayrı kalmak kabir azabıymış Rabbim

Beşerim bilmedim sonumu
Gençliğime güvendim seçemedim yolumu
Bilirim derken bilemedim yönümü
Acizliğimi bilmeden kaybettim yolumu
Varlık dünyasında yoklukla yok olmakmış
Yolundan ayrı kalmak kabir azabıymış Rabbim
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Kavuşmaya Koşarız



Dünya dili ile gülme ’sekte
Cennet dili ile güleriz
Bizi mutlu görmeyenler utansın
Biz cenneti alanın kokusu ile mutluyuz
Dünya tadı ile kavuşama ’sakta
Ahirette Rahman’a gül Resulle kavuşmaya koşarız

Yaramız derindir sananlar
Yolda kalmamızı umanlar
Etrafımızda çalı diye dolanlar
Yaramızı yüce Rahman sarar
Yolumuzu Yüce Rahman açar
Çalıları bir rüzgârla rahman açar
Gerek onlar yansın yaralarına
Yolsuz kalıp yolda kaybolduklarına
Çalı diye nefret ile ateşe coşanlar
Dünya tadı ile kavuşama ’sakta
Ahirette Rahman’a gül Resulle kavuşmaya koşarız

Biz Rahman ile beraberken
Ey gafiller kendi halinize yanın
Çıkmaz bizim değil sizin yolunuz
Şaşkınlık sizin sağınız solunuz
İhanet sizin düşünceleriniz
Oturun kendi çıkmazınıza ağlayın
Gece gündüz karaları bağlayın
Yardımcınız şeytan diye karaları bağlayın
Dünya tadı ile kavuşama ’sakta
Ahirette Rahman’a gül Resulle kavuşmaya koşarız

Sizlerde bulunmaz gönül yaylası
Sizdeki kin bağlamış gönül kayası
Bizdeki gönül merhametin yaylası
Sizde taş bağlanmış nefretin karası
Gece gündüz kanar gönlünüzün yarası
Taşlaşmış hissedilmez gönül ovası
Yalnız ecel ile kalınca anlaşılır feryadı figanı
Ateş ile dolacak makberinizin her anı
Kul Mehmet’im iman ile doldurmalı zamanı
Zamanı da namazla doldurmalı o anı
Ahirette belli olur kaybeden ile kazananı
Dünya tadı ile kavuşama ’sakta
Ahirette Rahman’a gül Resulle kavuşmaya koşarız
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-



24 Aralık 2015 Perşembe

Dünyada Cenneti Haydin Görek.



Ele ele gönülden verelim cümle zalimleri silek
Mazlumun mazlum olduğunu yanında olmak gerektiğini görek
Bu yolda birlik beraberliğin bize lazım olduğunu bilek
Gönüllerin deryasında olsun birbirimize iyi dualarla dilek
Haydi, koçlarım durmayalım dünyada cenneti haydin görek
O zaman dünyada bizim cennet yurduda bizim

İçtiğimiz olmazsın zalimle beraber nefretle şarap
Onu içinler zalimle beraber dünyayı yapar harap
Onunla olup olmasın dünya âlem nefretten türap
O yolda olmanın başı da sonu da inanın ıstırap
Gönüllerin deryasında olsun birbirimize iyi dualarla dilek
O zaman dünyada bizim cennet yurduda bizim

Ağlama gözlerim bu dertlerde gelir geçer
Kul bazen yanlışlıkla hep kederi elemi seçer
Bazen doğru yolu bulmadan bu dünyadan göçer
Bazen en kısa yolda kardeşliği beraberliği seçer
Gönüllerin deryasında olsun birbirimize iyi dualarla dilek
O zaman dünyada bizim cennet yurduda bizim

Dün ben düşümde gördüm bu birliği kardeşliği dileği
Üstümüzde nurlar yağdıran uçarken cümle meleği
Kul Mehmet’im son nefesine kadar terk etme dileği iyiliği
Tarihin silinmez taşına yazılacak dilek ile kardeşlik beraberliği
Gönüllerin deryasında olsun birbirimize iyi dualarla dilek
O zaman dünyada bizim cennet yurduda bizim

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

23 Aralık 2015 Çarşamba

Senin Dilin



Karşımda sallanıp güzeldir duran
Halim nedir diye her gün sen soran
Gönlümde saraylar tahtları kuran
Senin dilin söyle şeker mi bal mı?

Gönlümü aşk ile her gün doyuran
Gönül sarayımın aşkla dolduran
Aşk deryasında ayakta dik duran
Senin dilin söyle şeker mi bal mı?

İster ayağım değmesin hiç taşa
Hayranım ben ondaki hilal kaşa
İsterim benimle sen bin yıl yaşa
Senin dilin söyle şeker mi bal mı?

Gönüldür aşkı taşıyanın adı
Bin yıl geçse de bitmez onun tadı
Aşktır bu dinlemez bilmez inadı
Senin dilin söyle şeker mi bal mı?

Kul Mehmet’im haramı sevmez yemez
Gönülden sever yalandan hiç sevmez
Gönül yıkmaz yalandan olsa gülmez
Senin dilin söyle şeker mi bal mı?
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

22 Aralık 2015 Salı

Geldi Âlemlere Rahmet Nur Muhammed s.a.v.





Rebî'ul-evvel, ilkbahar demektir
Dünyadaki bütün insanlara Rahmetellil
 Nur Peygamber olarak gönderilen,
 Muhammed aleyhisselamın
Nurla doğduğu gecedir
İnsanlık kaybolmuştu
Mazlum zalim tarafından
Sömürülürken
Nefreti ile prangalar vururken
Geldi Âlemlere Rahmet
Nur Muhammed s.a.v.
Beklenilendi
Gelendi nur ile kâinata
Kâinat gelişi ile aldı soluk
Kanlar akardı zulümle
Oluk oluk
Yüce Rahman gönderdi dedi az alın soluk
Her kuluna merhameti ile koşan Rahman
Kulu ile beraberdi her an
Kulu uzaklaşsa da bir an
O uzaklaşmayan yanında olandı her zaman
 Bu gece, Kadir gecesinden sonra
 En kıymetli kutlu nurlu gecedir
 Bu gece, melekler iner o gün gibi saf saf
 Peygamber efendimizi ananları seyreder
Sevap yazar kat kat
Bu Gece Nur Muhammed
Doğduğu için sevinenler af olunur
Bu gece, Nur Resulullah efendimizin
Nurlu doğum zamanlarında görülen hâlleri,
Mucizeleri bol bol okumak, dinlemek,
Öğrenmek çok çok kat kat sevaptır
Arkasında yılbaşı gelir Mekke'nin fethi
Müslüman yılbaşı kutlamaz
Kutlayacak nurdan geceleri vardır
Ne yaparsa bu gecelerde kardır
Yılbaşı Müslüman'ı yakan hardır
Mevlidi şerif yazdı gönlü ihlâslı
Rahmanın Süleyman kulu
Gönüllere akar o ihlâslı nurlu yolu
Müslüman ister İmanla
Kelimeyi tevhitle gelsin sonu
Bundan başka işe yaramaz diğer konu
Gelişi ile zulmün yıkıldı dağları
Viran oldu nefretten bağları
İslam sardı dört bir diyarı
Gelişinle Nura gark oldu âlem
Sana olsun binlerce salâvat ile selam
Senin yolunda hayat eder nurla devam
Kul Mehmet der nur yolunda her an kalam
Derdime nurunla İslam ile derman bulam
Sana varmadan nurlu gecelerinde seni anam
Hoş geldin Ya Rahmetellil âlemin
Hoş Geldin nurdan nur nur Muhammed
Senin gelişinle bitti cefa
Kâinat doldu deva
Doğduğun oda küçücük bir olsa da oda
Cümle kâinat âlemler sığdı o ana
Hayat geldi cümle cana
Bekleyenler çoktu seni yana yana
Gelişinle nurlar doğdu gönüllere kana kana
Cümle mümin vermişti canını sana
Zalim denilen cümle dana
Yalan söylüyor diyordu inkârla sana
İstiyordu merhamet değmesin cana
Yıkıldılar bir bir nefretle koşarken sana
Ne olur gelsen o nurunla bir defa daha
Zalimler ortalıkta bir daha çıkmasa ortaya
Nurunla tekrar dolsa âlem bin bir kat nurla
Seni gönderen yüceler yücesi Allah'a şükürler olsun
Binlerce kez hamd olsun

Mehmet Aluç-Kul Mehmet

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç