Bu Blogda Ara

23 Mayıs 2015 Cumartesi

Mutsuz Olmak Hayatın Sonu Değil Ki



Sevmek nedir ki ?
Ben kadar sevmedikten sonra
Bakmak nedir ki koca âlemde
Ben her baktığım yerde seni görüyor iken
Senin bakmaların
Beni görmemelerin nedir ki
Beni görmedikten sonra
Sevmemek ayıp değil ki
Görmemek ayıp değil ki
Sevmediğini
Görmediğini itiraf etmen
Hatanı bilmendir en önemlisi
Yaşamak nedir ki
Benim seni yüreğimde
Ben ölürken yaşattığım kadar değil ise
Senin beni yaşatmadığın kadar mıdır?
Ben ağlar iken sen gülümse diye ağlar iken
Mutlu olmak gülmek midir?
Yoksa güldürmek için ağlamak mıdır?
Mutluluğun güzelliğini göstermek için
Mutsuz olmak hayatın sonu değil ki
Mutluluğa yürüme isteğin var ise
Hiçbir şeyin sonu yoktur

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Elveda’nın Hançeri


Ey yüreğimin yarası ayrılık
Evimi karanlığa boğan
Vicdanımı sızlatan
Ölüme eş değer ayrılık
Acılarına dayanmak nasıl olur
Gözlerim yollara dökülmüş iken
Nasıl etrafıma bakarım
Nasıl yatarım
Nasıl kalkarım
Rüzgârlar onun kokusunu getirmeden
Nasıl yeni bir güne başlarım
Şimdi her baktığımda
Her nefes aldığımda
Her adım attığımda
Her anımda yaşadığımda
El Veda’nın hançeri kalbime mi saplanacak
Hayatım labirentler içinde
Çıkmazların içinde
Gözyaşımı silmeye elimin uzanamadığı,
anlarımı yaşayacağım artık
Yok, mu bir devan
Yok, mu bir çaren
Yok, mu bir ilacın ey ayrılık
Susma konuşsana
Maden dilin yoktu neden gelirsin kapılara
Sabır var dersin
Hele şükür konuştun
Öyle ise sabrın vadisine gitmeli
Gece gündüz beklemeli
Yârin gelmesini gülmesini beklemeli
Ya da… Boş ver…
Boş ver en iyisi sabır ile beklemeli

Mehmet Aluç(Kul Mehmet)

Sokaklarımız Sürgünlük Vefasızlık Kokuyor


Daha düne kadar tüm sokaklarım Sana gülümseyerek çıkıyordu, senin de sokakların bana çıkıyordu neşeli şen cıvıl cıvıl, oysa şimdi matem havasında sokaklarımız! Yüreğimiz de onun gibi matem dolu ne bir sevinç be bir heves var… Yeni sokaklar aradım sana çıkan bulamadım, daha dün yüreğimizin adımları ta bir kilometre uzakta duyardık, oysa şimdi aramızda bir sokak var ne ses var sukutu yaşıyor her neden se bilemedim! Anlayamadım!

Sanki zehirli bir hançer yüreğimize saplanmış, ayrılığın mezarına sürüklenmiş bedenlerimizi! Seni kırdığımı, senin de beni kırdığını hatırlamıyorum! Sokaklarımız sürgünlük vefasızlık kokuyor, muamma… Önümüzdeki belirsiz anlamsız boşluk ne zaman geldi aramıza girdi? Eylül ayında yağan karların altında kalmış gibi üşüyorum, aramıza karaçalı olan anlamsız soruları gel terk edelim, bırakalım kendimizi aşkın engin kollarına sorgusuz sualsiz yoksa bu güzel anlarımız yok olacak.
Bırakalım anlamsız mırıltıların seslerini, cevabı olmayan soruların sesini konuşmalarını duymayalım, sanki gülerek yüzümüze tükürüyor, haydi yine bana gülümse, sarayım seni kollarıma ya da sen sar beni yumuşacık kollarına…

Bak düşersek ayrılığın yoluna paramparça olacağız, yok olacağız, sarı yapraklar gibi solmayalım haydi koş bana aşkım, bırakalım kendimizi aşkın engin kollarına sorgusuz sualsiz…

Mehmet Aluç

Ezgi Dolu Bakışınla




Beni sana sürükleyen ruhumu okşayan rüzgâr mıydı
Yoksa benim gönlümün güzelliği miydi bilinmez
Buzdan kafesimde ömrümü tamamlar iken çıktın karşıma
Ufukta kuşların kanadını okşarken sen yüreğimi ısıttın
Aramızda oturan beni esir eden buzdan kafesimin kilitlerini açan
Buz tutmuş ejderha gözü ile bana bakan yarınıma ışık olan sen ne güzel geldin
Beklentilerim
Zaman yerine geçen asırlar
Hamile ve doğuran bir kadın feryadı düşlerim
Karamsarlığımın imgesi
Lezgin olmayan adımlarım
Ürkütücü'lüğümün anlamsızlığı
Bir anda gelişinle yok oldu
Kuşkum ile yanına sokuldum
Tutkum akrep gibi sokar iken bedenimi
Tümülüs gibi yüksek Toroslar gibi gönlüme girdin
Anadolu oldum Trakya orta Asya oldum gönlünde
Tek düze doğal yapısının güzelliği ile süsleyen, 
Anadolu gibi ömrümü süsledin bakışınla
Kendimi bir anda holde gözlerine bakarak buldum
Arsız şehirlerim sokaklarım yok oldu
Lirik kaderimin kalem seslerini duydum o anda
Saçlarının Lüle’sinden tutundum
Dağlar sisli ovalar bahar çiçekleri ile açtı
Sevgi kırlangıçları başımızda uçarken
Öptüm dudaklarında asırlık bir öpüşle
Meteor hissizliğimi gökyüzüne fırlattım
Bir seyyah gibi damarlarında dolaştım
Sende bir Leyla misali damarlarımda coştun
Aştık tüm sarp yokuşları bir solukta
Sıcak iklimlerin sıcaklığı ile tenimiz sevgiye doyunca
Kelebek kanatlarımızla usulca yeryüzüne indik
Ezgi dolu bakışınla el ele yenidünyamıza doğru yürüdük

Mehmet Aluç

Çalış Senin De Olur



Yiğidin attığı tokat yüzünü değil kalbini kırar
Gönüllere mayın döşeyen mayın elinde patlar acıtır
Rahmanın rahmetini unutan Rahmet’sizlik çarpar yandırır
Dalga geçme kul ile Rahman Rahman denizinde seni boğdurur

Tuzak kuranlar elinizde eski bir borazan sesi çıkmaz
Zafer yolu size çıkar diye rüya görmeye çalışmayın size yol açılmaz
Halkın iradesine ile tiksinen haliniz insalık’dan anlaşılmaz
Salya dolu ağzınızda ısırmak için bekleme ey bey namaz

Sizi gömmeye gelenleri görünce kudurmayın niyetiniz niyetimize uymaz
Nimet şerefli olana nimettir şerefli olmaya gereksiz samandır ey vurdumduymaz
İçi dışı fesat dolu olan niyaz ’sız aslın harap yolun olmuş türap
Niyetsiz gördüğün hep serap sonu ise harap

İçtiğin hep su yerine beyaz şarap
Derdin çektirmek insanlara ıstırap
Elinde mızrap yerine almışsın mızrak
Kör mü sanırsın milleti yürüsün rap rap ey baldırı bacak
Tahammül et rıza göster çalış senin de olur
Mehmet Aluç





22 Mayıs 2015 Cuma

Hayatın Gülümseyen Gemisinde



Gönül sancımı attım tufanların içine
Şimdi çok rahatım mutluyum alabildiğine
Hayatı yaşamak istiyorum gülümsemesine
Sevdim seni ben hayatın gülümseyen gemisinde

Şiirlerim çilemize olur inan bana derman
Aşk için açıyorum kalbimi işte size ferman
Aşk ile sevgimizi beraber edelim el ele harman
Sevdim seni ben hayatın gülümseyen gemisinde

Sevgi hediyedir aşk ile bize Rahman’dan hediye
Bundan sonra dilimde aşk sen sen diye
Aşk ile olalım nefret kalbimizi talan etmesin diye
Sevdim seni ben hayatın gülümseyen gemisinde

Kul Mehmet hayat yürüyor önünde gittiğin son durak
Benliği gönüldeki kiri pası sen gittiğin yolda arkanda bırak
Nazlı yârin gözlerine mutlulukla gülümseme ile bak
Sevdim seni ben hayatın gülümseyen gemisinde

Mehmet Aluç

Mutlu Gülmesem -Vezni Aher




Mutlu Gülmesem  -Vezni Aher




Sen benim /         gönlümde /     aşk ile sevenim/             olmasan
Gönlümde/           dilim nasıl /     seni anar/                 yârim olmasan  
Aşk ile sevenim/  seni anar/        gönlüm/                      mutlu gülmesem
Olmasan/            yârim olmasan/ mutlu gülmesem/  ölürüm görmesem


Ben seni/         gönülde/               aşk ile/               Aşk’la sevmezsem
Gönülde/        dilim yanar/           sana /                  yârim demesem
Aşk ile/              sana     /               varmazsam/         gülümsemezsem
Sevmezsem/  yârim demesem/ gülümsemesem/  lal olsun gönlüm


Aşk değil midir/      gönlün /            değişmeyen/         yasası
Gönlün/                  mutluluk /            çiçeği  /              nikâh masası
Değişmeyen/            çiçeği  /                gönül  /                hikâyesi
Yasası   /                nikâh masası/        hikâyesi/            gönül yasası


Sensin/                        bu gönlümün/     yar kırılmayan/       tek dalı
Bu gönlümün/               düğünü /              olacak bu/             salı
Yar kırılmayan/               olacak  /               sözlerim   /          olma tasalı
Tek dalı/                         bu Salı/                    olma tasalı/            yârim


Küsen/                 gönülleri ’de   /     pazarda ‘mı/               satmalı
Gönülleri/               sevmeli       /            aşk ile /                korumalı
Pazarda mı/             aşk ile       /              yâri     /                 aramalı
Satmalı/                   korumalı /                  aramalı/             vefasızı

Mutsuz/              gönül içine/          tümden/              aşkı katmalı
Gönül içine/         sevgiyi/            tümden/                katmalı
Tümden /           tümden /            aşk ile   /                 yar ile olmalı
Aşk’ı katmalı/    katmalı /        yar ile olmalı   /         yatmalı

Sevgiden /                         mahrum/                     gönlü  /             aşk ipiyle sarmalı onu
Mahrum /                          olan       /                      Aşk’tan     /     yanına yaklaşmalı
Gönlü/                               Aşk’tan /                        mutlulukla/        dolaştırmalı
Aşk ipi ile sarmalı onu /    yanına yaklaşmalı/  dolaştırmalı/           sarmalı


Mehmet Aluç

Bende Bilemedim





Sırtımı versem koca, o yıkılmaz dağlara
Dönülmez ki de gönlü, viran olmuş bağlara
Koşardın gençlik cahil, denilen o çağlara
Dünyada bir nefeslik, yolmuş bende bilmedim

Ecel gelince bekler mi hiç döşektekini
Beni alma denir mi, al o eşiktekini
Gönlümdeki o dünya, sevgisi hep boş geldi
Dünyada bir nefeslik, yolmuş bende bilmedim

Dünya değil ki bizim, yoktur onun tapusu
Merhametle kurulu, gönül cümle yapısı
Yıkma Rahmanım sığar, cümle açık kapısı
Dünyada bir nefeslik, yolmuş bende bilmedim

Kul Mehmet gülümse sen, bahar gelsin bağlara
Nazlı yarla gülerek, çık onunla dağlara
Asık suratlı olma, sen at uçurumlara
Dünyada bir nefeslik, yolmuş bende bilmedim
Mehmet Aluç

Atışma



Al gönül sazın eline
Sahip çık eline diline beline
Sakın karışma kimsenin işine
Gönül işine karışma incitme

Aldım gönül sazım elime
Sahip çıkarım elime dilime belime
Karışmamda kimsenin işine
Keşke herkes gönül incitmese sahip çıksa

Halden bilmezler gönül kanatır
Helal yerine haramı yer çıtır çıtır
Ahirette cehennem düşecek patır patır
Gönül işine karışma incitme

Allah’a kul olmak çok kolay
Nefis şeytan ile olursan her şey olay
Zor olan gönül kırmamak küs durmamak
Keşke herkes gönül incitmese sahip çıksa

Sen gönüllere güzelliği yaz
Nefret sevgiye karşı alınmaz baz
Elimde olsa da kırık saz
Gönül işine karışma incitme

Gönül kapıma geldin hoş geldin
Gönül dilini sen iyi bildin
Ne hoş çaldın ne hoş güldün
Keşke herkes gönül incitmese sahip çıksa

Mehmet Aluç

Sen çal söyle—Vezni Aher



                                          
Sen çal söyle—Vezni Aher


Al eline sazı                /           çal kendince /                  gönlünde geçeni söyle/        sen çal söyle
Çal kendince             /             nazlı yar için/                 gönlü şenlensin /                 gülsün yar sana
Gönlünde geçeni söyle /      gönlü şenlensin              bir gülüşü yeter sana /              inan bana
Sen çal söyle  /                       gülsün yar sana                inan bana/                           buda yeter sana


Hayat bu/                             bellimi olur ömrün sonu/              sar nazlı yâri/         gülsün sana yar
Bellimi olur ömrün sonu/   sende gülümse/                             yaz destanlar /            sende ona gül
Sar nazlı yâri/                            yaz destanlar /                           söyle aşkını /             gizleme
Gülsün sana yar /                    sende ona gül/                            gizleme/                       aşkını

Yar gülüşünde/          daha güzel/              ne var/                               bu âlemde
Daha güzel/                bak gözlerine/         kul Mehmet /                   kendini bul
Ne var /                       kul Mehmet/          gülmedin/                        bir şey bulamadın mı?
Bu âlemde /                 kendini bul/           bir şey bulamadın mı/      yârin gözlerinde      

Mehmet Aluç  

Not:İlk  kıta ve yukarıdan aşağıya aynı kıtadır,ikinci kıta ve ortadaki aynı kıta aynıdır,üçüncü kıta ve ortadaki üçüncü kıta aynıdır,dördüncü kıta ve ortadaki son kıta aynıdır.

21 Mayıs 2015 Perşembe

Atışma



Al gönül sazın eline
Sahip çık eline diline beline
Sakın karışma kimsenin işine
Gönül işine karışma incitme

Aldım gönül sazım elime
Sahip çıkarım elime dilime belime
Karışmamda kimsenin işine
Keşke herkes gönül incitmese sahip çıksa

Halden bilmezler gönül kanatır
Helal yerine haramı yer çıtır çıtır
Ahirette cehennem düşecek patır patır
Gönül işine karışma incitme

Allah’a kul olmak çok kolay
Nefis şeytan ile olursan her şey olay
Zor olan gönül kırmamak küs durmamak
Keşke herkes gönül incitmese sahip çıksa

Sen gönüllere güzelliği yaz
Nefret sevgiye karşı alınmaz baz
Elimde olsa da kırık saz
Gönül işine karışma incitme

Gönül kapıma geldin hoş geldin
Gönül dilini sen iyi bildin
Ne hoş çaldın ne hoş güldün
Keşke herkes gönül incitmese sahip çıksa

Mehmet Aluç

Yaralı Geldim Neşeli Dönmenin Peşindeyim




 Aramızda yükselerek hasreti sıralayan dağlar yol verin yâre gideyim, yârim beni bekler ağlar…
Öyle hasretim ki yârin gül yüzüne, sana anlatsam ey dağlar yıkılırsınız paramparça olursunuz, viran olur cümle bağlar…

Karanlık gece gibi üstüme çökmeyin ey yollar dağlar, mühürlenmiş kalpler gibi aramıza girmeyin ey ayrılık, yârim'in ayrılıktan çığlık feryadı kulağımı dünyamı parçalar yol verin gideyim ey dağlar ey yollar ey ayrılık…

Sanki doğumum hüsran ülkesinde olmuş gibi hala hüsran içindeyim, aramıza kim koydu bu dağları, yolları ben bilmiyorum soruyorum bilende yok! Muamma!
Bir lokma ekmek peşinde koşarken kendimi buldum gurbette, yârim yanımda götüremedim yolum izim yoktu önümde, hala aynı kısır döngü içindeyim, ama çok şükür bir lokma ekmek bularak gurbette ben ve geride kalan yârim ile bölüşüyoruz hepsi bu vuslat ne zaman nerede olur bilemiyorum…

Yaralı geldim neşeli dönmenin peşindeyim ey dağlar ey yollar ey ayrılık, çekilin yolumdan varayım yârime… Sakın kızmayın gücenmeyin bana dağlar ey yollar ayrılık, bilirim sizin suçunuz yok sizinle hasbihal ederim, ama bilirim ki ve beni diri tutanda budur biçare gelen Allah’ın izni ve yardımı ile neşeli sevinçli döner, sabırla beklerim.

Sabır değil mi dertleri hasreti ayrılığı eriten yok eden, uzun yolları kısaltan yürekte yanan kor alevleri söndüren vuslat visal ile buluşturan, sende bekle nur yüzlüm sabırla sığın Rahman’a gerisi çorap söküğü gibi çözülür biter yok olur ayrılık, hasret, üzüntüler bir bir yüce Allah’ın izni ve yardımı ile biter…

Mehmet Aluç


La Mekan Sız Olan Ömrüm-4-


Üzülme sakın gariplikte
Gariplikte var gerçeklikte
İman ile kulağı ol tetikte
Nefis şeytanı yer bir çelmekte
Gözün olmasın yükseklikte
Kuran iman ile olalım hep birlikte
Unutma hayat iman ile devam etmekte
Merhameti sen niyet kıl
İman ile olur akıl
Sen gel Kuran ile gül kokan Resule takıl
Bir bir at nefreti gönlünde birikir o çakıl
Değil miyiz bu dünyada konuk
Kuran ’sız imansız donduk
Nefis şeytan konuşur abuk sabuk
İman ile ol sen çabuk
Ne diyor zalim lavuk
Değil mi onun gönlü ağzı bozuk
Ah imanı tatsa az buçuk
Konuşmayacak abuk sabuk
Dünya mümine zindan
Ahirette kavuşur Rahmana gül kokan Resule candan
Kilitli gönül taşını açan iman vardır canlar
Tedirgin rüzgârları sakinleştiren merhamet vardır ey insanlar
Yolcu beklerken istasyonda muhabbet vardır
Dudaklardaki ruhsatsız tedirginliğe
Gülümseme ile açtıran iman vardır ey kullar insanlar
İmandaki sırra senin aklın yetmez
İman ile olmayan her şeyi bilmez
İnan ki kul imansız gülmez
Nefis şeytan kovalamazsan gitmez
Kul ölmeyince yakasız kefen biçilmez
Aşk ile figan eden kul
Şaşma sakın hayran kal işte yol
Gözyaşı gönlü tertemiz eder az ol makul
Kula gereken Kuran sünnet iman ümmet birliği
İman ile olmayanlar ne bilsin bu sözleri
Kuran gül Resul aşkı İman aşkı olmayan ne bilsin bizleri
Mehmet Aluç

20 Mayıs 2015 Çarşamba

Yar İçin Açacak



Nefretimi yensem ne güzel olacak
Sabrın engin vadisinde gezsem güzellik çıkacak
Çoktan terk ettim ey benliğim öfkem sizi ne olacak
Gönlümde bahar çiçekleri yar için açacak


Aklım emeğim bir anda yok olacaktı
Bilmem yüzüme kim gülümseyerek bakacaktı
Nefretim diz boyu bedenimde akacaktı
Gönlümde bahar çiçekleri yar için açacak

Şimdi aşk destanları yazarım yar ben sana
Sen yeter ki koşarak gülümseyerek gel bana
Tüm heceler mısralar dizeler kurban olsun sana
Gönlümde bahar çiçekleri yar senin için açacak
Mehmet Aluç


Bilemedim



Gelişin mi güzel
Gelişinin müjdesi mi güzel
Sensiz hasretin mi güzel
Gelişinle hasretinin bitişi mi güzel
Bilemedim sesini duydum
Kendimi kaybettim
Söyleyemedim

Hasret bir anda bitmez diyen ben
Gelişinle hasreti bitiren Yüce Rahman
Ne kadar kısaymış diye bana söyleten
Şükür sevinci ile secdeye vardım
Halin nedir soramadım
Kendimi kaybettim
Söyleyemedim

Terk ederim sensiz yaşayamam diyen ben
Onsuz yaşarsın dedirten yüce Rahman
Bir göz açıp kapanışıyla vuslat ile buluşturan
Aşk sevinç yolculuğunda başımı önüme eğdirdi
Gözyaşlarıma hâkim olamadım ağladım
Seni kollarıma sarıp koklayamadım
Kendimi kaybettim
Sana sarılamadım

Aşk insanı sabır ile hasret ile kadir kıymet bildirir
Sanma ki hasret dert insanı bir anda öldürür
Yüce Rahman var iken o kulunu güldürür
Gidişine aklım ermeyen güzel hoş geldin
Gelişine aklım ermeyen  güzel ne hoş güldün
Mehmet Aluç


Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç