Bu Blogda Ara

1 Ağustos 2015 Cumartesi

Sordun Mu Kendine



Hiç düşündün mü kaç kalp kırdın
Hayat denilen yolda nasıl yalnız kaldın
Halim ne olacak diye sordun mu kendine
Ne için geldin cihana bildin mi sordun mu kendine

Gam yükünü boşa topladın elinde tuttun
Aradın da sanki dengini mi buldun
Sararan yapraklar gibi soldun
Ne için geldin cihana bildin mi sordun mu kendine

Bilmedin irfan yolunun kuluyuz
İrfan yolunda ağaç olmuş dalıyız
Yüce Allah’a şükür eden kuluyuz
Ne için geldin cihana bildin mi sordun mu kendine

Yürürken kendinden yükseğe bakma
Hayat denilen yolda gönül yakma
Nefis ile şeytanı koluna takma
Ne için geldin cihana bildin mi sordun mu kendine

Dert değmesin gönül denilen kuşuna
Kederler değmesin kara kalem kaşına
Nefretin taşı değmesin başına
Ne için geldin cihana bildin mi sordun mu kendine


Gönlünde iman ile seyreyle alemi
Merhametle çıkar gönülde kalemi
Merhameti al yanına kul gönlüne katma elemi
Ne için geldin cihana bildin mi sordun mu kendine


Çöl olan gönül tarlasında açılsın güller
Gönül yıkan derdi ne bilsin gülenler
Kul Mehmet’im haydi yaraya dermanı sarsın bilenler
Ne için geldin cihana bildin mi sordun mu kendine
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Kul Hidayeti bekler mi ?



hidayet

Hidayet doğru hak olan yol, Kuran yolunda olup olmadığımıza bağlıdır. Hidayet yüce Allah tarafında kula verilir ve nasip ederse kul hidayete erer Kur’an yolunda sapmadan yoluna devam eder. Bundan sonra batıl’a gittiği yolu terk eder, hak olan yolda hayatına devam eder.
Yüce Allah’ın kulunu darlıktan genişliğe, onun rızasına ulaşmada kolaylık uyum içinde yolunda gitmesine yardım eder.


“(Resulüm!) Onları hidayete / hak yola getirmek senin görevin değil, lâkin Allah dilediğini hidayete / doğru yola getirir.”(Bakara, 2/272),
“Bu müminler hâlâ öğrenmediler mi ki Allah dileseydi bütün insanları hidayet eder, doğru yola koyardı.”(Rad, 13/31);
“Hiç kötü işleri kendisine güzel görünen kimse, iyilik edip dürüst işler işleyen kimse gibi olur mu? Allah dilediğini dalalete / sapıklığa, dilediğini hidayete / doğru yola iletir. O halde o insanlardan ötürü üzülüp kendini mahvetme! Çünkü Allah onların bütün yaptıklarını bilir.”(Fatır, 35/8)
(Allah, dilediğine hidayet verir [İslamiyet’e ulaştırır], dilediğini dalalette bırakır.)[İbrahim 4]

Kul bekler mi hidayeti, hidayet gelince bilir mi kıymetini, bilinmez amma hidayet her kula nasip olmaz, hayat yolunda bekle kul yolun var bir nihayeti, merhamet ile olursan alırsın hidayetin tacını takarsın gönlüne, okursun.
Kur’an ayetlerini hece hece gönüllere gülümseyerek gönülleri gülümseterek…
Hayat ile ölüm arasında mesafe bir adım bile değil bir bakarsın yolun sonundasın, haberin yok, şaşırır kalırsın! Bırak nefretin ile kulun peşini bırakmazsan veremezsin inan son nefesini… İman olmalı kafada gönülde, adımlar olmalı camide namazda, olmamalı barda pavyonda…

Kur’an ile haktan merhamet alan merhamet dağıtır, şeytandan kin nefret alan nefret kin dağıtır bu bellidir bunu aksini söyleyecek bir yiğit var mıdır? Hak ile doldur heybeni yarın için, yalan dolan doldurursan yolda aç kalırsın sen vermeyince, sızlan bakalım ince ince, şeytan nefis sana gülünce…
Rahman sana gönül vermiş, nefret nefis şeytandan uzak dur demiş, sen uzak durmaz isen Rahman sana ne yapsın, iyilik sana ne yapsın, sana koşan kul nefretinle yıkılırsa ne yapsın? Var mı cevabı olan? Gönüllerimize huzur ile dolduran Rahman bizimle her an, görmez isen geçer zaman, sonunda ölüm gelir o an.
Ne ararsın, kendi gönül bağın var iken başka bağlarda? Önce kendi gönül bağında meyveler yetiştir dağıt, sonra izin al gir gönül bağlarına, sonra seyran eyle gönüldeki o güzelim bağları… Çıkarsın dağlara inmezsin merhametle bağlara kul ne yapsın, Rahman ne yapsın sana, hak ettiğini çektirecek elbet sana… Tarihi araştır merhamet ile olanlar gönüllerde yaşıyor, merhametsizler nefretleri ile lânet b. çukurunda lâneti ile batıyor, yatıyor.
İman ile hayatta nöbet tutmak var iken, nefret kin kapısında köle olmak niye? Ne geçecek eline? Kuru bir b. oda işe yaramıyor artık köylerde oda yakılmıyor, doğal gaza geçti herkes! Sen hala uyu uyanığım diye geçin ey salak!
Bak tarihine hepsi ilim irfanla besleniyordu, sen nefret ile beslen nah kazanırsın, gönül güzellikleri ile ecdadın kâinata güzellik saçarak fetih ediyordu, senin benim gibi yatmıyordu yan gelip ağız üstü hem adamda satmıyordu, nefret ile öne arkaya da bakmıyordu.
Sen hala kendi fikrini fikirsizin aklına köle et, sonrada insanları yok et, yok edince sende yok olacaksın, ağlayıp sızlanacaksın, fikirsizler basacak kıçına tekmeyi haydi uçurumdan hop hop aşağı… Güm güm aşağı… Düş kalk aşağı… Çıkmak için yukarı yol yok yok yok… Arama güzellik aşağıda, zaten her yer b…Çabuk düş kurtul, kurtaracak ip arama dün kesmiştin hatırla, ya da hatırlayacak akıl yok sende, düş aşağı yukarıya çıkacak yol yok.
Mehmet Aluç

Kaldığımız Handa Kapı Kapanır Yıkılır Han


Bak etrafına iman ile kardeşlik âleme sığmaz
Nefret ile gezenleri önüne katmış hiç durmaz
Bu iman ile kardeşlik bilin ki hiçbir gönlü yakmaz
Yalnız nefret kin ile olanları yakar yerinde durmaz

Biz bu âlemde kardeşlik iman ile uyandık
Nefret ile gezenleri mezar kazdık içine koyduk
Sabır ile gezdik biz sanmayın nefretinize uyduk
Son nefesinizi vermeden uyanın diye biz bekledik

Biz nefreti yazmayız merhamet ile gezeriz tarih yazarız
Nefret kini ile dolaşıp yakanın mezarını derinden kazarız
Yarınlarımıza bizler merhametle gülümseyerek bakarız
Sanmayın biz sizi nefretinizle adam yerine koyduk nefretinizle yakarız

Bakın tarihe nefret ile gezenler ölür iken kıvrandı
Sanmayın gittiği yerde melekler onlara iyi davrandı
Ateş ile yandılar sonsuz elem içinde kendileri istedi yandılar
Nefret ile şeytan peşinde gitmeyin dedik kendileri kandılar

Ecdadım gönlünde merhametle imanı cihanda gezdirdi
Nefret kin ile gezenlerin cümlesini canından bezdirdi
Aman dileyene eli kalkmadı dilemeyen ise ecel şerbeti içirdi
Cümle gönüllere iman ile edep hırkasını tevazu ile giydirdi

Bazen ava giderken avcı yolda kendisi avlanır
O av olma ile yüreği elem ile sızım sızım sızlanır
Tam kalkar iken birde kendi kurduğu tuzak ile yakalanır
Sanma sen ey avcı nefret kin sana bulaşmaz,
 İşte adaletin oku yüreğine böyle saplanır

Kul Mehmet’im herkese yeter bu güzel cennet cihan
Dertli gönüllere derman ile koş o derdine tercüman
Unutma kul sana kalmaz dünya bak unuttun yaşadığın imtihan
Hepimiz misafiriz bu dünyada kaldığımız handa kapı kapanır yıkılır han
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)


Kardeşlik Yoksa Nefret Kin Ah İle Ağlatır İnletir



Gel kardeşim kardeşliği yaşayalım yoksa şeytan kandırır
Birlik beraberlik olmazsa nefret kin çirkefli çamurlara yatırır
Kardeşlik değimlidir gönlü mutlulukla sevgi ile uyandırır
Kardeşlik yoksa nefret kin ah ile ağlatır inletir

Kardeşlik ile kavuşmayı dile âlem ile gönüllere dolmasın gam
Her önüne gelene gülünmez ki her gördüğüne denilmez ağam paşam
Nefret kin ile nasıl durursun ey kul bu yaşadığın değil ki yaşam
Kardeşlik yoksa nefret kin ah ile ağlatır inletir

Ey nefret kin ile gezen aciz kul ikilikten sana ne fayda
Gel gönlünü ikilikten sevgi ile arındır yoksa boğulursun yüzdüğün çayda
Gerçeği bilen arayan hiçbir zaman nefret kine bulaşmaz gezse bile ayda
Kardeşlik yoksa nefret kin ah ile ağlatır inletir

Yalancı düzenbazın gönlüne yoktur imanı
Ararda bulamaz derdine çare ile dermanı
Nur Kur’an da vardır derdinin dermanı ile fermanı
Kardeşlik yoksa nefret kin ah ile ağlatır inletir

Kul Mehmet’im der ki nefret ile yaşayan gel de yaptığından utan
Nefis şeytan ile zalim değimli seni nefreti ile tutan
Sen değimlisin onların peşinde giden aşk ile sevgiyi imanı unutan
Kardeşlik yoksa nefret kin ah ile ağlatır inletir
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)


31 Temmuz 2015 Cuma

Merhametle İmanın İle Yolda Çıkan Kulları Durma Vakit Geçirmeden Uyar



Ey nefsim iman ile yaşarsan eğmezsin kimse önünde başın
Rahman önünde mutlulukla edersin büyüklüğüne şükürle secde akmaz gözyaşın

Rahman a teslimiyetle teslim oldun artık kendin özgürsün ayağına takılmaz nefret taşın
Nur Kur’an’ı Nur Sünneti taşı gönlünde kulun yardımına koş ahirette Nur Resul yanına taşın

İman ile gezersen merhamet gezer seninle bu âlemde hayran olur melekler yürüyüşüne
Dünya malı tutkusu nefis şeytan kirli paslı zinciri olmaz gönlünde hayran olur kullar gülüşüne

Mal mülk dünya malı sakın gelmezsin çok hoş sonra mezarının içi olur bomboş
Kâinat denilen değirmende imanla olursan öğütmez seni fikirsizlikle olursun âlemde sen hoş

Nur Kur’an Nur Sünnet ile yaşa şaşmaz yolun nefis şeytan san yaklaşmaz haddin bilir boyunu aşmaz
Dünya denizinde saadet içinde yüzersin yolun olsa da uzun deniz senin boyunu hiç aşmaz

Fikirsiz fikirler şeytan ve yoldaşınındır sakın ola nur Kur’an Nur sünnet var iken sen kanma
Gidersen fikirsiz fikirlerin ve şeytan peşinde hem dünyan hem de ne olur ahiretini yakma

Şeytan ve fikirsizlerin gayesi bilir misin seni önüne geleni Nur Kur’an Nur Sünneti inkâr ettirme nedeni
Sen sakın yanında her an olan Yüce Allah Nur Kur’an ve Sünnet var iken unutma seni yoktan var edeni

Kim imanı ile yaşarsa bu âlemde hem kendisi hem de diğer kullar onunla beraber huzur duyar
Haydi, sende gönlündeki merhamet ile iman ile yolda çıkan kulları durma vakit geçirmeden uyar

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

30 Temmuz 2015 Perşembe

Matemde Kalmış Gibi Durma Silkelen


Aşk ile iman etmek, gönülde hiç saklanmaz
Saklamak, insanlığın bilgisine fayda sağlamaz
Her adımında sözünde davranışında, belli olur
Onunla yaşayan ve yaşatan, mutlu mesut olur

Saklanırsa gönülde, gönüle hayata zevk vermez
Gerçek manada o kapıdan içeriye girilip, alınan fayda etmez
İcraata dönmez ise gerçek olmaz, asılsız kalır deva vermez
Onunla yaşayan ve yaşatan, mutlu mesut olur

Ezelden söz verdik aşk ile gönülden, ne çabuk unuttun
Gökler yoktu belki altındaydı demedin mi, Elestü bi-Rabbiküm
Muhkem dur ayaklarınla gönlünle, sana kudret verdi Kudret sahibi, oldun üstün
Matemde kalmış gibi durma, silkelen dereyi görmeden de verme, peşin hüküm

Saklama, saklarsan sana fayda ile vefa vermez, imanın merhameti aşkı ile yürü
Bağlılığın zora girer, göstermek gerekir, düşme kendinle kara savaşa, elinde olsun hoşgörü
Kendinde görmen lazım, özüne layık mı, sen ona layık mısın diye, kabul eden olduğun bilinmeli
Matemde kalmış gibi durma, silkelen dereyi görmeden de verme, peşin hüküm

Anla bil bakalım hayat bilmecemidir değimlidir
Yoksa kusurları görünce söylemeden silmece midir?
Bugünkü kazandığın tavuk yarınki komşunun kazdan iyidir
Yüce Allah âlemde her şeye kadirdir
Unutma sakın kuşkulu uykuda her zaman evin bekçisidir



Kul Mehmet’im, sen var bildiğine saklama kabul eden ol, ol vasıl
Paylaş iman ile aşkını, kendinle içinde konuşma, fısıl fısıl
Paylaş, söyle bakalım o zaman, bunların tadı rengi nasıl
Matemde kalmış gibi durma, silkelen dereyi görmeden de verme, peşin hüküm
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)





Emek = Alın Teri = Helal Kazanmak = Helal Yemek-1



Alın teri emek harcamayan emeğin hakkını inan hiç veremez
Emeğin hakkını veremeyen insanların gerçek hakkını veremez
İnsanların hakkını vermeyen ülkenin hakkını inan veremez
Zaten bunların hakkını veremeyen hepsi alır da kendi yer gülemez

Alın teri harcamayan emek harcamayan helal olanı hiç yemez
Helali yemeyen olana alışık olmayan haramı yer hiç doymaz
Hiç doymayana ülkeyi verin yer daha yok mu der önüne hiç bakmaz
Önüne bakmayarak insanları görmeyen ter emek onlar nedir der

Emek demek ter demek ter demek helal kazanıp da helal yemek demek
Yan gelip yatmak ne demek çalışmadan kazanıp yan üstü gelip yemek
Yan gelip yatmak ne demek emek harcamadan faizle kazanıp yemek
Faizle kazanmak insanları soymak cehenneme düşmek yanmak demek

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Aşkın Yolu Gönlün Kapısını Açmakla Başlar

                                 


Karanlık sokağın başında karanlık düşüncelerle gezen kulun gönlüne aşk düşerse, dünyası ile sokaklar aydınlanır, gönlü kuş olur âlemi uçarak gezer. Bir mum gibi yanar etrafına da ışık saçar. Hayran kalır aşk'a, aşk ona hayran olur, kullar ondaki aşkı bilemez, ona deli der güler geçer gider. Şeytan da olmayan bir hal ve bundan dolayı insanı kıskanır, onu da kendi halinde olmasını ister, çabalar durur. Yüce Allah’ın gönüle yerleştirdiği bir güzelliktir. Kalplerimiz aşk mührünü vurdu ve kulu âleme gönderdi, kapısını açması için de kadını yarattı, yanına gönderdi.

Ama bu aşk yüce Allah’ı unutarak, sadece sevdiğimiz kadını aşk ile sevmesi olmaz, o zaman değerini yitirir gider. Aşkın yolu gönlün kapısını açmakla başlar, sanki daha önce gördüm seni sözleri sevinci ile devam eder gider. Görmesin o göz üzüm karası gözleri, selvi boyluyu, salınarak yürüyeni, o zaman dünya ayağının altından kayar gider…
sen gönlümde beni seviyor iken
ben seni gönlümde seviyor iken
söyle sene ey üzüm gözlüm selvi boylum
kim alır seni benden gönlümde isen
ben senin gönlünde isem beni senden kim koparır
kim koparır beni senden
sen bana gülümser isen
ben seni candan sever isem
ayrılığa kapımızı kapatmış iken
aşkın sahilinde gezer iken el ele
ölümden başka ne ayıra bilir ki bizi

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)


Emek = Alın Teri = Helal Kazanmak = Helal Yemek -1-




Alın teri emek harcamayan emeğin hakkını inan hiç veremez
Emeğin hakkını veremeyen insanların gerçek hakkını veremez
İnsanların hakkını vermeyen ülkenin hakkını inan veremez
Zaten bunların hakkını veremeyen hepsi alır da kendi yer gülemez

Alın teri harcamayan emek harcamayan helal olanı hiç yemez
Helali yemeyen olana alışık olmayan haramı yer hiç doymaz
Hiç doymayana ülkeyi verin yer daha yok mu der önüne hiç bakmaz
Önüne bakmayarak insanları görmeyen ter emek onlar nedir der

Emek demek ter demek ter demek helal kazanıp da helal yemek demek
Yan gelip yatmak ne demek çalışmadan kazanıp yan üstü gelip yemek
Yan gelip yatmak ne demek emek harcamadan faizle kazanıp yemek
Faizle kazanmak insanları soymak cehenneme düşmek yanmak demek
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)


Sen ağlama Filistinli küçük kız -2-




Sen ağlama Filistinli küçük kız
İçten selamını aldım götürüyorum
Sana söyleyecek kelamım şimdi yok
Gözündeki gönlündeki İmanın özünü de alıyorum
Gönlüme yerleştiriyorum artık gönül gönüleyiz
Filistinli küçük kız
Ağlaman yüreğimi yakıyor
Gözyaşlarını umutlarınla silmek isterdim ama şimdi sadece…
Sen sensin aslında yüreğinle
Ama ben ben değilim aslında
Aldılar beni benden almayın diyemedim direnemedim
Koşamadım senin hayallerin çalınırken
Biliyorum hayallerin hiç senin olmadı
Uzaktan bakışındaki masumluğunla baktın
Uzattın elini kırdılar
Kırmayın diyemedim
Karışmayın sözünü söyleyemedim
Ben geleceğim gelmezsem
Seni mutlu edecek geleceğinle selam göndereceğim
Hatta yüreğine kocaman bir gülümseme göndereceğim

Senin gençlik yüreğinde olmak ve yaşamak için
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Atışma (Ne olacak bu ümmetin hali)

 
           
Gel seninle atışalım
Doğru yolda buluşalım
Yalanla gerçeği ayrıştıralım
Hoş geldin atışmaya

Selam verdim geldim işte
Derdin var ilk görünüşte
Ah çekersin bir nefeste
Hoş geldin sende atışmaya

Hangi derdimizi söyleyeyim
Çare yanımızda mı bilelim
Uzak illere mi gideyim
Ne olacak bu ümmetin hali

Bölünmüşüz paramparça
Önüne gelen atar fırça
Ben söylerim sen anladıkça
Her şeyin derdi Yüce nur Kuran
Her şeyin devası nur sünnet

Evlerimizde duvar da asılı
Ölen olursa kapağı açılı
Halimiz ağır yaralı
Ne olacak bu ümmetin hali

Az olmalı delikanlı
Sonrasında ağır başlı
Gidişimiz çift taraflı
Yüreğimizde Allah sevgisi eksik

Söyledikçe kimse duymaz
Duyan olsa hiç uymaz
Allah sevgisi kula uymaz
Ne olacak bu ümmetin hali


Yıkılmalı şüphenin kiri
Arkasında parçalamalı gafletin zinciri
Kuran Sünnet olmalı kalbimizin gülü
Her şeyin derdi Yüce nur Kuran
Her şeyin devası nur sünnet

Gaflet dediğin gök kubbe gibi gönülde
Yıkmak için gerekli güçlü sevgi
Hani nerde kullarda gerçek bilgi
Ne olacak bu ümmetin hali

Gönül kapısıdır iman
Adaletin başıdır iman
Kula lazımdır ilim irfan
İmanla yıkanmalı vicdan
Ümmetiz demeliyiz hep bir ağızdan

Ağız dersen küfür dolu
Gönül dersen dünya malı dolu
İman için yer yok dolu sağı solu
Ne olacak bu ümmetin hali

Cenneti kazanılmaz bedavadan
Salih amel yoksa çık sen durma yoldan
Birbirimizi sevmeliyiz her iki koldan candan
Ümmetiz demeliyiz hep bir gönülden ağızdan

Yollarımız diken dolu
Yollar desen karışık değil hayat yolu
Yüreklerim ise acı dolu
Ne olacak bu ümmetin hali

Kur’an sünnet ile yollar durulur
Merhametle acılar gözyaşlarına çare bulunur
Kul Kur’an Sünnet ile aslına döner umulur
İşte birlik beraberlikle cümle ateşler söner
Kul Kur’an Sünnet ile aslına döner

Dönmeye adım atacak halimiz yüzümüz yok
Nefret kin zan gönülde birikmiş çok
Helal kazanmayız helale karnımız tok
Nasıl vicdanın kapısı açılacak
Nasıl Kur’an Sünnet gönülde olacak stok

Bize lazım az biraz gayret
Ondan sonra sen gel sabret
Kur’an Sünnetle yaşa kalırsın hayret
Arkasında zaten gelir gayret
 Yüce Allah’a Kuran Sünnet’e vardır hasret
İnsanları vuslat kapısına getirmek gerek

Teslim olmak lazım dersin
Vecde dalmak gerekir eksik dersin
Namaz kılmak gerekir dersin
Biz bunlardan uzağız nasıl gelirler dersin

Önce yıkılmalı şuursuz çaba
Söylemlerimiz ise çok kaba
Merhametli olmak için eylemeli çaba
Anlatılmalı İslam önce akrabaya
Herkese gülümseyerek diyelim merhaba
Az gayretle edelim çaba

Çaba dersin onlar yaba anlar
Birbirine güvenmez cümle canlar
Etrafımızda Siyonistler nefret sağarlar
Birbirine güvenmez insanlar
Söyle şimdi ne olacak bu ümmetin hali

Yılanın başını ezmek gerek
Bunun için beraberlikle hak yolda yürüyerek
Fikrimiz zikrim hak olmalı müşterek
Sözler olmamalı zehir zemberek
Bize İslam ruhu gerek
Bunu da Kur’an sünnette var varırız inceleyerek
Buda olmazsa yatakta geberek
Fazla söz söyleme yeter haydi gidek

Çok güzel söyledin kardeşim
Önce insan sonra kul olmak gerek
Hayatı yaşamalıyız bilerek
Merhametle gülümseyerek
Gönülleri birleştirerek
İyiyi kötüyü ayırt ederek
Şeytana da birliktelikle azap gerek
Haydi, gidelim uzun yol var yola yolcu gerek
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)





Olgular Dayatmalar Bizleri Öyle Bir Hale Getirdi Ki Bizi, Sadece Onların Dediklerini Yaptıklarını Benimser Hale Gelmişiz…

imge
İnanmak çok güzeldir, hele iman eden olmak daha da güzeldir, ama neye inanmak veya neye iman etmek işte asıl mesele budur. Yaşadığın hayatına ve onu sana dayatmalar ile boş vaatler ile sana sunulana inana bilirsin veya bu yaşadığına dinde diyebilirsin, nefsine inanabilirsin, dayatmalara inanabilirsin ama iman etmeye gelince, Yüce Allah ‘a Kitabına nur peygamberine iman etmek yerine aşka bir şeye iman edersen o zaman-buna iman etmek değil ,iman etmemek,imansız yaşamak– yanlış yoldasın uçuruma koşuyorsun hatta cehenneme uçarak gidiyorsun
 
Eğer kalbini veya gönül kapını Yüce Allah’a Nur Resule açmadı isen, yön olarak o yönü seçmedin ve yürümüyor isen nereye açarsan aç boştur ve geçersizdir. İşte buna inanmak ve iman etmek güzeldir. Bundan gayrisi şeytan ve nefis ve zalim peşinde gitmek ona inanmak ve sonunda hüsranı yaşamaktır.”İyi” ve Kötüyü” bize anlatacak olan gösterecek olan çok önemlidir. Sen Nur Kuran ve Sünnet ile bakmazsan yanılırsın niye mi, beşeriz şaşarız bugün beyaz dediğimize yarın kirli beyaz, karamış beyaz yok, yok yok bu siyah beyaz değil karasız aklını bir yere gerçek olana sabitlemeyen insanın o anlık sözüne itibar edilmez ve güvenilmezhem insan ölümlü değil mi? Ölümsüz olan var iken ölümlü olanın fikri ile yaşamakta nedir?

Olgular dayatmalar bizleri öyle bir hale getirdi ki bizi, sadece onların dediklerini yaptıklarını benimser hale gelmişiz ki, onların çizdiklerinden başka bir şey yapamaz ve onlarsız mutlu olamıyoruz. Dinmiş! İhlâs’mış! İbadetmiş bizim için basit bir isim olmaktan öteye geçmeyen terimler olarak kaldı. Zulüm varmış aman rahat duralardı veya Siyonizm’in uşaklarının etiketlediği dinsiz imansızların önüne bir -İslam-terimi koyarak ortaya çıkardığı zalimleri dinle alakaları varmış gibi lanse ederek o güzelim nur-cihat-kelimesini zulmün önüne yamayarak insanları katl edenleri dinde varmış gibi lanse ederek vahşice insan katl etmeleri ile İslâmı karalamalarına inanarak o güzelim Mukaddes dini karalamalarına seyirci bırakmaları ve bizimde inanmamız bizim için zulüm ve onlara köle olarak kalmamıza sebebiyet vermektedir, Yazıklar olsun bize ki önümüzde Nur Kuran Nur saçan nur kokan Peygamberin (S.A.V.) sünneti var iken dinsiz imansızların sözüne itibar ediyoruz. Aklımız, izanımız adımlarımız Nur Kur’an ve sünnete doğru değilse yanlış yoldayız yanlışı yaşıyoruz! Rabbim hakkımızda hayırlısını nasip etsin kardeşim, selam ve dua ile kalın muhabbetle kucaklarım kardeşimi.
 
Sen ağlama küçük kız zalim olanlar özgürlüğünü yarınını aldılar seni bıraktılar
Ya peki ben ne yaptım senin yarını almalarına göz yumdum
Beni benden alıp koparmalarına göz yumdum ağlayamadım sessiz kaldım
Sen ağla küçük kız sesini bir duyan insan çıkar belki senin gibi ağlayan
Ağla gözyaşlarınla zalimi boğ küçük masum kız belki ben gözyaşlarınla dirilirim
Belki sen sancılara son vereceksin ağlama küçük kız dayanamam ağlama kahr olurum
Sileyim gözyaşların gel kucağıma ağlama sen dur ben senin yerine ağlayarak ayağa kalkayım
Silkeleneyim bana o gözlerindeki umuttan ver küçük kız
Gözlerin gibi doğan güneşi ver gözlerime küçük kız 
sen ağlama dayanamam kahr olurum
Ölürüm desem de ölemem, ölüm bundan daha beter olur, sana sahip çıkamadığım için
Ölüm azap değil tarifi mümkün olmayan demektir sana sahip çıkamadığım için
Haydi, tut ellerimde al götür beni düşlerinin ülkesine
Sen kal orada ben düşlerin için çıkayım yola
Sen sadece gülümse küçük kız
Ben ağlarım senin yerine
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

29 Temmuz 2015 Çarşamba

Sen ağlama Filistinli küçük kız...

ağlamaaa
Sen ağlama Filistinli küçük kız zalimler özgürlüğünü yarınını aldılar seni bıraktılar
Ya peki ben ne yaptım senin yarını almalarına göz yumdum
Beni benden alıp koparmalarına göz yumdum ağlayamadım sessiz kaldım
Sen ağla küçük kız sesini bir duyan insan çıkar belki senin gibi ağlayan
Ağla gözyaşlarınla zalimi boğ küçük masum kız belki ben gözyaşlarınla dirilirim
Belki sen sancılara son vereceksin ağlama küçük kız dayanamam ağlama kahr olurum
Sileyim gözyaşların gel kucağıma ağlama sen dur ben senin yerine ağlayarak ayağa kalkayım
Silkeleneyim bana o gözlerindeki umuttan ver küçük kız
Gözlerin gibi doğan güneşi ver gözlerime küçük kız sen ağlama dayanamam kahr olurum
Ölürüm desem de ölemem, ölüm bundan daha beter olur, sana sahip çıkamadığım için
Ölüm azap değil tarifi mümkün olmayan demektir sana sahip çıkamadığım için
Haydi, tut ellerimde al götür beni düşlerinin ülkesine
Sen kal orada ben düşlerin için çıkayım yola
Sen sadece gülümse küçük kız
Ben ağlarım senin yerine
Oyun çok büyük bozmam gerekir
Yerine yenisini senin hayallerine götüreni koymam gerekir küçük kız
Senin gönlüne diken batmasın üzülürüm küçük kız
Ver o dikeni bana ben saplarım gönlüme korkma küçük kız
Acıtmaz diri tutar feryadını çağrıştırır dayanılmaz sancını duyarım belki
Derinlere saplansam da bu ok beni o korkunç derinlikten kurtarır
Sana kendime yeni limanlar kurmak
Umutlarımıza açılan yeni bir kapı bulmak için önünde durmak için
Gidiyorum küçük kız sen bekle beni burada
Ben geleceğim gelmezsem
Seni mutlu edecek geleceğinle selam göndereceğim
Hatta yüreğine kocaman bir gülümseme göndereceğim
Senin gençlik yüreğinde olmak ve yaşamak için
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Yarına Koşturan Sözlerin Umutların Sokağında…



Umutsuzluk denilen his, insanı kemiren başını taşlara vurduran, çaresizlik onu takip eden elini kolunu bağlayan ve ardında ölüm gibi sessiz bırakan bu üç hal durum kelime mümin için hiçbir anlam taşımaz. Umutsuzluk, çaresizlik ve ölüm üçlüsü mümin için anlam ifade etmeyen Âlemleri yaratan yüce Allah(C.C.) teslimiyet ile anında yok olan bir olgu ve histir… Umutsuzluk müminde yoktur, olamaz her derdin çaresi umudu, sabır ile Rahmanda vardır bilir. Çaresizlik ise zaten kul çaresiz olduğunu bildiği ve Rahmana sığındığı anda çaresizliğine dertlerine, yine sabır ile çareler bulur, ölüm denilen inançsız kulların korkulu rüyası, mümin için yeniden sonsuz hayatın köprüsüdür. Rahman ve gül kokan Resul ile buluşma visaldir.

Mümin yüreğinde, hain düşüncelerin çırpınışlarına hiçbir zaman inancı gereği yer vermez, hatta fırtınasını estirtmez, hasret yüreğinde sahilde kayaları vuran dalgalar gibi yüreğini vursa da vuslatın en sonunda geleceğini bilir, fazlası ile üzülmez ve yine sabır dua ile Rahman’dan yardım ile bekler. Hayatın her anına birlikte rahat uyuyarak aralarında çelişki, vesvese katmadan her an yakalanmış bir sevda gibi, Rahmana teslimiyet ve ondan gelecek her türlü yardımı, sabır vadisinde denizinde yüzerek, sabırla ömrünü tamamlamanın ve beraber yaşadığı insanlara da, yardım ederek merhameti ile derman olmanın, peşinde hayatına devam eder.

Hem kendisi hem de diğer insanların geleceği için, güzel hayaller kuran ve bu yolda çalışan kulun haline inançsız olan, hiçbir zaman akıl ve sırrına erişemez, boş gözlerle anlamsız gözlerle bu halini anlatan, boş sözlerin sahilinde şaşkın gezerek bakar. Tabi idrak ederde imanı anlamaya gönlüne almaya kalktığı anda her şeyi anlar tebessüm ile gülümser, gözlerinde sevinç ve mutluluk yaşları şükür ile dökülür. Artık o kulda her an çaresine derman geleceğini ve âlemler yaratan yüceler yücesi, kerem Rahmet sahibine teslimiyet ile anlar ve o anlamsızlıklar ve kaos dolu başka düşüncesizlik, anaforunda kurtularak her an gülümseyerek hayatına devam eder.



Her gün artık yeni bir gülümseme ile uyanır, hayatın ne kadar kolay olduğunu-zorluk olsa da her zorluktan sonra kolaylığın geleceğini bilerek- anlar ve zorda olanlara yardım eli uzatır ve her an gülümser. Hayatın sonuna doğru gittiği ve bitmeye doğru gittiğini ve sonucunda yok olmayacağını ve yeni hayat ile hayat bulamayacağını bilir, eski anını unutur yeni hayatın başlangıcı ve vuslat ve visal ile karşılaşacağı ölüm için iyilikler yaparak, hayat heybesinin içini doldurmanın peşinde gülümseyerek koşar koşar koşar.


Artık nedensiz değildir, öylesine sakindir çıkarsız her şeyi sevmenin ikliminde diğer insanlar ile gezmenin, güzel ve çıkarsız hayaller ile el ele omuz omuza yaşamanın tadını çıkarır, işte iman ve teslimiyet böylesine güzel ve mutluluk vericidir. İşte bu nedenle şeytan ve yardakçıları kulun bu mutluluğu yaşamasına izin vermemenin telaşında olduğu gibi, kendisi de yaşayamaz! Sen anlarsın koskocaman âlemlere sığmayan iman aşkını yaşarsın ve ötelere taşırsın, bundan başka mutluluk var mıdır? Yüreğinde kıpır kıpır yarına koşturan sözlerin umutların sokağında huzur içinde yaşamaktan daha güzel ne vardır?Selam ve dua ile kalın kardeşlerim,muhabbetle kucaklarım cümlenizi.
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç