Bu Blogda Ara

4 Temmuz 2015 Cumartesi

Aşamadım Yar



Aşkınla ben yüce dağlar aştım yar
Bir ben senin gönlün aşamadım yar
Yaz gününde başıma yağdırdın kar
Al senin olsun tatlı can dedim yar
Aşkınla ben yüce dağları aştım
Bir ben senin gönlün aşamadım yar


Seni candan sevdim sen bana küstün
Ölü toprağını üstüme serptin
 Sana az gül dedim sen hiç gülmedin
Aşkınla ben yüce dağları aştım
Bir ben senin gönlün aşamadım yar


Kul Mehmet yar sevmedi yasın olsun
Geçen günler hep göz yaşınla dolsun
Bu bedenin yaşamasın yok olsun
Aşkınla ben yüce dağları aştım
Bir ben senin gönlün aşamadım yar
Mehmet Aluç  (Kul Mehmet)


Ak Göğsüne Al Beni






Sana yöneldim sevgili gül bana
Hasret ile yakma yazık bu cana
Gönlüm verdim candan ben canım sana
Hasret ile yakma yazık bu cana
Aç kolların ak göğsüne al beni
Yıllar oldu sensiz yalnız gezeli
Sensin bu gönlümün dünya güzeli


Benimle eğleşme piştim aşkınla
Seni sevdim ben bak döndüm şaşkına
Bırakma beni sen Allah aşkına
Hasret ile yakma yazık bu cana
Aç kolların ak göğsüne al beni
Yıllar oldu sensiz yalnız gezeli
Sensin bu gönlümün dünya güzeli


Aşk hırkasın giydim geldim ben sana
Bir adım at ne olur yaklaş bana
Dikenli yollarda ben koştum sana
Hasret ile yakma yazık bu cana
Aç kolların ak göğsüne al beni
Yıllar oldu sensiz yalnız gezeli
Sensin bu gönlümün dünya güzeli


Kul Mehmet aşkını söyler âleme
Sevdi bu sözleri aldı kaleme
Sevgilim benden başkasını dileme
Hasret ile yakma yazık bu cana
Aç kolların ak göğsüne al beni
Yıllar oldu sensiz yalnız gezeli
Sensin bu gönlümün dünya güzeli
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Sahur bereketi

     
  


İşte yine geldi sahur
Müslüman duyar sahur ile huzur
Müslüman oruca hazır
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur

Sahur ile Ramazana verilir selam
Oruçlu iken edilmez boş kelam
Ramazanlıkta iyilik yapmaya devam
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur

Sahurda sofraya iner melekler
Oruç ile müminler her zaman gülümser
Mümin olmayan anlamaz değildir iyimser
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur

Sahur ile semada lütuf doğar
Lütuf nuru âlemi sarar
Müminler bakar lütuf'a doyar
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur

Sahur ile başlar oruç
Nur dolar gönüllere avuç avuç
Açılır nurlar amellere perde perde
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur



Mümin gülüşür her gördüğünde
Müslüman'dır adı üstünde
Edep ile başı önünde
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur

Sahurda nur ile doğsun cümle haneye
Yine kavuşalım inşallah seneye
Sahurda oruç'a başlama ile koşarız öteye
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur

Sahuru Yüce Rahman'dır kuluna lütuf eden
Oruçla kul zindelik diriliş bulur beden
Ne güzeldir gönlünde Kuran ile gülümseyen
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur

Oruç Yüce Rahmanın nimeti
Sevabı ile verir Rahman cenneti
Kuran iman ile taşı teslim et emaneti
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur

Oruç ile mümin kul olur neşeli
Kuran iman ile kul ne güzeldir pişeli
Cümle kullar merhametle gülüşmeli
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur



Kuran merhamet her an Müslüman'ın beyninde
Selam ver gülümser her geçtiğinde
Kul Mehmet'im sende gülümse hanende
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Üstat'lardan şiirler-1 Osman Yüksel Serdengeçti



       
        

Ağıt

Yıllardır, yıllardır hayaller kurdum, 

Seni anam gibi aradım durdum, 
Ey benim sevgilim, ey Ana yurdum, 
Nerde benim Ural-Altay dağlarım? 
Akşam olur sabah olur ağlarım. 
Gövden bir yerde başın bir yerde, 
Aramıza inmiş bir demir perde, 
Söyle Turan sen nerdesin, ben nerde? 
Nerde benim yaslı Tanrı dağlarım? 
Akşam olur sabah olur ağlarım 
Turan ellerinden haber gelmiyor, 
Yarabbi derdimi kimse bilmiyor, 
Dört asırdır Türk'ün yüzü gülmüyor, 
Akşam olur sabah olur ağlarım. 
Nerde benim Ural-Altay dağlarım? 
Koskoca bir alem göçmüş yıkılmış, 
Türbelerin, camilerin yakılmış, 
Meydanlara kara putlar dikilmiş, 
Buhara der, Semerkant der ağlarım 
Nerde benim Ural-Altay dağlarım 
Kimlere söylesem bilmem derdimi, 
Acaba dünya böyle zulüm gördü mü, 
Bozkurt gitmiş ayı basmış yurdumu, 
Bozkurt'um der öz yurdum der ağlarım 
Nerde benim yaslı Tanrı dağlarım? 
Sen ey Hazar, engin Hazar, Türk Hazar, 
Söyle bana boylarında kimler gezer? .. 
Kafir moskof yine mezar mı kazar? 
Seyhun gibi, Ceyhun gibi çağlarım, 
Nerede benim Ural-Altay dağlarım? .. 
Moskof bayrağını çekmiş gemiler, 
Yol alırken dalgaların iniler, 
Her gelen haberde derdim yeniler 
Nerde benim Ural-Altay dağlarım 
Akşam olur sabah olur ağlarım. 
Vatanlar, vatanlar, esir vatanlar, 
Ey yüreği vatan için atanlar, 
Toplanın elleri silah tutanlar, 
Kıyam etsin ölülerim, sağlarım, 
Nerede benim yaslı Tanrı dağlarım? .. 
Esen yellere bak sevda yelidir, 
Açan güllere bak bayrak alıdır, 
Senden ayrı düşen gönül delidir, 
Nerede benim Ural-Altay dağlarım 
Akşam olur sabah olur ağlarım. 
Duman olur dağlarına ağsam mı? 
Yağmur olup dağlarına yağsam mı? 
Yıldız olup göklerine doğsam mı? 
Ah çeker de yaşın yaşın ağlarım 
Nerede benim Ural-Altay dağlarım 
Doğmuyor, doğmuyor aylar, yıldızlar 
Çalmıyor kırılmış kopuzlar, sazlar 
Karalar bağlamış gelinler, kızlar 
Akşam olur sabah olur ağlarım 
Nerede benim yaslı Tanrı dağlarım? 
Allah Allah diyen ezanlar nerede? 
Efeler, yiğitler, kızanlar nerede? 
Taşkentler, Kırımlar, Kazanlar nerede? 
Nerede benim Ural-Altay dağlarım? 
Akşam olur sabah olur ağlarım. 
Artık Dede Korkut öğüt vermiyor 
Gültekin'den bildirgeler gelmiyor 
Ne söylesem olmuyor, ah olmuyor 
Nerede benim Ural-Altay dağlarım? 
Akşam olur sabah olur ağlarım. 
Sürüler dağılmış, yaylamaz olmuş 
Irmaklar kurumuş, çağlamaz olmuş 
Ozanlar, Şamanlar söylemez olmuş 
Nerede benim Ural-Altay dağlarım? 
Akşam olur sabah olur ağlarım. 
Mağripten maşriki soranlar hani? 
Çin'i, Viyana’yı saranlar hani? 
Üç kıtada dimdik duranlar hani? 
Nerede benim Ural-Altay dağlarım? 
Akşam olur sabah olur ağlarım. 
Geçmiş günler birer hayâl oldular, 
Bedr-i tam idiler, Hilal oldular, 
Dün cevapken bugün sual oldular, 
Nerede benim Ural-Altay dağlarım? 
Akşam olur sabah olur ağlarım. 
Kınaman dostlarım gözümde yaş var, 
Şu kara bağrımda bir kara taş var, 
Tam elli iki milyon esir gardaş var, 
Nerde benim yaslı Tanrı dağlarım? 
Akşam olur sabah olur ağlarım.
                                              Osman Yüksel Serdengeçti

İnsanlık zor meseledir



İnsanlık zor meseledir
Hayatta var olmak değildir 
Düşünmek gerek nedir asıl amacımız
Acep neresidir bizim son durağımız
Ne olmalı gönlün başında
Bazen akar yaş gözyaşında
Bazen yitirir insanlığı her gülüşünde
İnsanlık zor meseledir
Hayatta var olmak değildir
Az biraz merhamet durağında dursana
İnsanların hali nedir bir sorsana
Kazandığın maldan en güzelinden versene
Hepsi benim diyerek sırıtarak gülmesene
Gülümseyen cemalini insanlara göster
Helalinden alından dök ter
Bunlar ile olmazsan halin inan beter
İnsanlık zor meseledir
Hayatta var olmak değildir
Sanma kazandığın dünya malın seninle gider
Salih amelin gülümsemen var ise seninle o gider
Yoksa bunlar kazandığın hepsi yele gider
İnsanlar hepsi kardeşin
Cümlesi yol yoldaşın
Sağlık işte o her şeyin temeli başı
İndirme sakın küserek kaşı
Dünyaya geldin giydin bedene bir parça elbise
Ölüp giderken giydiğin bedene bir metre bez elbise
Arada tenhada kalma
Nefis şeytan ile yatma
Doğruya yalanı katma
Kuran'dan kaçma
Kulları ise hiç satma
Yaşa merhametle yurdundan
Yürü Kuran ile gül kokan nur Resul ardından
Yoksa yaşadığında olmaz fayda
Namaz kılınmaz ayda veya bir kez bir yılda
Her yola var vaktinde
Vazgeçme dur ahdinde
Kalk seyran eyle âlemi seher vaktinde
Bak gül açarken bülbül öterken
Âlemi seher vaktinde
Dinle sabah namazını seher vaktinde
Az bil haddini
Var yoldaş ol doğru yolda Kuran ile gidene
Batırma nefret ile gönüllere dikeni
Ölürken giydirmez sana kullar bir parça kefeni
Kul Mehmet'im çık yavaş yavaş hayat merdivenini
Kuran imandır hayatın şöleni
İnsanlık zor meseledir
Hayatta var olmak değildir
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)


Pişmanlığımın Hücresinde



Hayat işte yaşadığımız
Sözümüzü dinlemeyen
Bizi peşinde sürükleyen
Gülümsemelerimize
Ağlamalarımıza aldırmadan devam eden
Bazen yarı yolda tek başına bırakan
Biz boşlukta iken bize uzak olan mı ?
Bize yakın olurken biz boşlukta bıraktığımız mı?
Tahammülsüz duygularla görmediğimiz mi ?
Tahammülsüz duyguların peşinde koşmayın,
Benim peşimde gelin der iken görmediğimiz mi ?
Semada bir lütuf gibi gülümseyen mi?
Yoksa semada bakarken görmediğimiz,
karanlığa koşarken bakamadığımız bir boşluk mu?
Bazen ağlarken bize gü(e)len
Dostların peşinde koşturan
Ölüm gelince tek başına bırakan
Gözlerimizin içinde hapis olan
Görmediğimiz
Yaşadığımız kendimizin sandığımız
Yalandan kurduğumuz hayat mı?
Gerçek olan hayat?
Yaşa(ma)dığımız mı?
Peşinden koşamadığımız
Adım uydurmak yerine
Adımlarımıza uydurmaya ç/alışmadığımız
Biz bakar iken bizden uzaklaşan
Uzaklaşınca yetişemediğimiz
Bir çığlık gibi semada kaybolan hayat mı?
Anla...
Çöz...
Çözebilirsen...
Koş koşabilirsen...
Basamak basamak merdiven çıktığımızdı
Yoksa basamakları çıkmadan inmeye ç/alıştığımız mı?
Unuttuğumuz bir yol mu hayat
Yoksa unutmak için zihnimizi yorduğumuz
Uykuya d/aldığımız
U/yanınca
Çığlık çığlığa k/aldığımız
Tek kişilik senaryo mu?
Anla...
Çöz...
Koş koşabilirsen...
            ıı
Nasılda unuttum
Bir dere kenarında bıraktığım
Beni beklerken benim beklemediğim
Kısık yanan bir lambamı
Hani dün y/anarken söndürdüğüm
Kısık bir lambamı idin sen hayat?
Parmağını gözüme sokarak beni ayıktırır iken
Gözüme çöp battı dediğim
Yüzümü çevirdiğim
Benimle konuşur iken
Konuşmadığım mısın?
Öyle ise ben y/anıldım!
Ama şimdi yalnız kal(n)dım
Nerede etrafımda benimle olanlar
Nereye gittiler?
Ayağım kayınca düştüm ise
Elimde tutmak için yanımdakiler nereye kayboldu?
Yoksa ben mi y(ş)aşarken kayboldum?
Kaybolmamak için girdiğim kalabalık s/andığım
Yalnızlıklarımıydı onlar?
Bana gülümseyen
Sonra terk edip giden
Yok, mu bana anlatan
Neler oluyor?
Hangisi gerçek?
Hangisi yalan?
Hangisi düş?
Hangisi hezeyan?
            ııı
Gülümsediklerim küskün
Küskün olduklarım mı gülümseyen miydi?
Yokuşun dibindeyim
Az önce yukardaydım
Kalabalıktı etrafım
Kim attı beni buraya
Yalnız iken benimle olan bana fısıldayan d/uymayan ben
Duyduklarım önemsediklerim beni terk etti
Yanlış duyumlar peşinde mi koştum
Eyvah!
Yanıldım!
Ne yapmalı?
Yok, mu çaresi artık?
Feryat etsem duyan olmaz mı?
D/uymadığım ey sen şimdi beni duymaz mısın b(ç)ağırsam?
Selamet dün gözlerime b/akarken
Gözlerim kapatmıştım
Geçim derdine
Kasama bir kaç dolar yığmanın hesabını yaparken
Yanıldım gözümü kapattım
Bari sen şimdi aç bana g/(s)özlerini
Karanlıktayım
Az bana ışık ol
Yine karanlıktayım
Evet, kendi karanlığımda
Pişmanlığımın hücresinde
Bana gülümseyenleri görmemenin
Pişmanlığını yaşadığım
Hapis hanesindeyim
Eyvah...
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

3 Temmuz 2015 Cuma

Allah için



Gözünde aksın yaşlar Allah için
Kazandığın helal malı harca Allah için
Ömrünü harca Allah yolunda mümin olduğun için
Ölüm gelsin gülümseyerek Allah'a kavuşmak için

Rahman ile sen secde de ol
Rahman sana açar bir yol
İşte iman ile sana mutlu bir yol
Rahman'a ol iman eden bir kul

Tebessüm ile Kuran'a ver selam
Kuran dili ile eyle kelam
Hayatına iman ile et devam
Rahman'a ol iman eden bir kul

Tenin uzak olmasın Kuran'a
Mukaddes kuran alsın seni avucuna
Kuranda uzaklaşıp dar sokaklarda girme esaret altına
Rahman'a ol iman eden bir kul

Avucunda dua ile süzülsün nur
Kuran iman sanadır onur
Tövbe ile günahını eyle pak nur
Rahman'a ol iman eden bir kul

Nefis şeytan ile matem kaplamasın ömrünü
Kuran Nur Resul kaplasın gönül gülüşünü
Gönlünde biriksin Rahmet nur nur
Rahman'a ol iman eden bir kul



Kul Mehmet'im selamet ile ol Kuran sana onur
Kuran gönlüne nur nur işlesin odur ferah nur
Gönlüne yağsın rahmet can nur
Rahman'a ol iman eden bir kul

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)



Gezmesinler


Dua ederken gözlerim yerine ellerim ağlıyorsa
Bilmek gülmesi gerekirken bilmemek gülüyorsa
Anlamak var iken anlamsızlık en önde koşuyorsa
Utanç edep yerine edepsizlik dünyada yaşıyorsa
Çekin hayatın dünyanın fişini karanlıkta kalsın
Bir daha takmayın fişini karanlık neymiş
Peşinde koşanlar anlasın karanlığı ile kalsın
Beyazlığı da siyaha boyayın
Beyazlığın arkasına saklanarak
Akıllıyım diye gezmesinler

Mehmet Aluç

Belki Zalimlik Olacak Amma Hatanı Anlaman Gerekir

     
   
Nefesimi seninle bitirirken sen bensiz nefes tüketmenin peşindesin, yüreğimi ayrılığın tozları ile kaplayarak gittin, yazıklar olsun sana söylediğim aşk dolu hecelere şiirler sen bir şey anlamadan edepsizliğinle çektin gittin...

Çektin gittin iki yıl sonra pişman olmuş döndün gözlerinde morluklar bedeninde kırıklarınla... Bakma yüzüme pişmanlıkla dayanamam, ama sana da dönemem, sana da gel diyemem, belki zalimlik olacak amma hatanı anlaman gerekir, pişmanlığınla gözyaşı dökerek yanman gerekir...

Sana gönül kapımı açarsam hakikate adalete ihanet etmiş olurum, yüreğinde yeniden aşk filizleri yetişmez ama ona hazır bir zemin hazırlayana kadar pişmanlığınla kal,

Anla...
 Bil...
 Gör...

Hisset...
Can çekişin nasıl bir duygu olduğunu gör, bana şimdi pişmanlık dolu gözlerle bakma, dayanamam yanman gerekir var git evine yan piş ondan sonra gel, tabi gönül kapım sana açık olursa, ya da açabilirsen...

Sen hislerimi karanlık gecede darağacına astın gittin, sende şimdi pişmanlığını gecenin karanlığında duygularınla darağacına as ve sadece kendini unut, yüreğinle gel...
Mehmet Aluç

Sen Kal Kendi Karanlığında





Sen benimle olmadıktan sonra
Hayat benimle olmuş ne fayda
Gülüşünde mutluluk bulamadımsa
Beş yüz sene yaşasam ne fayda
Dünya malı benim olsa ne fayda
Sanki sevgisiz yaşamak kolayda
Olmazsa kulda aşk Şeyda
Ömür neye yarar nefes neye yarar
Dön ağla otur ağla yat ağla
Yüreğim kanarsa
Gözlerim ağlarsa
Zamanı hazmetmeyen ruhum
Sensizlikle yanarsa
Dilimde çıkan sözlerim fayda vermezse
Beş yüz sene yaşasam ne fayda
Dünya malı benim olsa ne fayda
Dön ağla otur ağla yat ağla
Karanlık aydınlığa kavuşurken
Ben sana kavuşamadık'dan sonra
Yağmurda ıslanan yüz Sema'ya bakarken
Sen ıslanan yanaklarımdaki
Gözyaşlarıma bakmadıktan sonra
Seni sevsem ne fayda
Sen yanımda olsan ne fayda
Sen kal kendi karanlığında
Ben gidiyorum aydınlığa
Mehmet Aluç

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç