Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam şefaatçimiz,
Habibimiz, önderimiz, insanların en hayırlısı tevhid ve sünnet muallimi
Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e ashabına ve onun yolunda gidenlere olsun.
Bu fani dünyaya
gelen kullar olarak bizler, belli bir amaç ve gaye için geldik. Gayemiz belli
amacımız belli. Yoksa yan gel yat, canın istediğinde kendi amacına ulaşmak için
kulları ez, zulüm yap, güç kuvvet şu anda sende ise istediğini yap yık geç değil
elbette.
Gayemiz, Yüce
Allah’a teslim olmak, ibadet Salih amel işleyerek Yüce Allah’a ulaşmayı istemek
ona ulaşmak-Ondan hidayeti isteyerek- Kur’an ve nur Resul yolunda ilerlemek,
dünyadaki kötülükleri bertaraf ederek güzelleştirmek, yüreğimizde merhameti
terk etmeden, gönüllerdeki yaraları sarmak, Ahiret mutluluğu için imtihan
edilir iken sıkıntılar içinde sabır ederek, Ahiret saadetine ulaşmaktır.
Allahtan hidayet isteyerek ona
ölmeden önce kavuşmak için ona teslim olmak, her istediğini yapmak, istemediğini yapmayı dilemek
ile kul ancak cennete ulaşır. Her kim der ise bu âlemde Yüce Allah’a ulaşmak
yoktur der ise yanılmaktadır, yanlıştadır. Allah’a ulaşmayı dilemek, Mümin
ve kâfiri ayıran çizgidir. Her kul
eceli gelince ölünce, yüce Allah’a ulaşacaktır, ama iyi ama kötü bir şekilde.
Ama önemli olan ölmeden önce Yüce Allah (c.c.)ulaşmayı dilemek ve bu yönden
hayatını devam ettirmektir.
“Allah
zikredildiğinde onların kalpleri titrer” buyruluyor.(Enfal 1-4 ile mümin un
60 ) birleştirildiğinde, Allah zikredildiğinde kalpleri titreyenlerin Allah’a
yaşarken ulaşmayı dileyenler olduğu her hali ile anlaşılmaktadır.
Allah’u Teâlâ
ise; "Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım (hidayete
erdiririm)." diyor (Şura-13).
Ve
"Sakın Allah beni hidayete erdirseydi diyerek pişman olanlardan
olmayın!" diye bizi uyarıyor (Zuhrûf-37).
Allah’u Teâlâ ise; "Bana ulaştıran bir yol var, ismi Sıratı Mustakîm'dir." diyor (Hicr-41).
Allah’u Teâlâ ise; "Bana ulaştıran bir yol var, ismi Sıratı Mustakîm'dir." diyor (Hicr-41).
Ve "Onlar Allah'ın yolundan men ederler,
dikkat edin!" diye bizi uyarıyor (Zuhrûf-37).
Bazılarımız ise ; "Günahlarınız kadar cehennemde yandıktan sonra cennete geçersiniz." diyor.
Bazılarımız ise ; "Günahlarınız kadar cehennemde yandıktan sonra cennete geçersiniz." diyor.
Allah’u Teâlâ ise; cennet ve cehennem hayatı
ebedidir" diyor (Mu'minûn 102-103).
Ve
"Sakın aldatıcılar da sizi Allah'ın affı ile aldatmasınlar!" diye
bizi uyarıyor (Fatır-5).
Cehennem yeri ise küfrün yolunda
gidenlerin ebedi kalacağı cezasıdır ve ebedîdir. Dünya âleminde kendi çıkarı
peşinde koşan iman etmeden ölen bir insan o azap diyarında ebediyen kalacaktır O iman etmeyenler ise zulüm ile kula
eziyet çektirenler ise ebediyen azap çekeceklerdir.
Artık kimin
terazide tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerin kendileridir.
Kimin de terazide tartıları hafif gelirse, işte onlar da kendilerine zarar
verenlerdir; Cehennem'de devamlı kalıcılardır. (Mu'minun-102-103)
Dünya hayatında
Allah’a ulaşmak yerine kul sonu gelecek olan dünyayı tercih eder ise karşılığını
dünyada alır, Ahirete eli boş gider. Ama dünya peşinde değil Kuran sünnet
merhamet iman peşinde gider, zulüm gören müminleri kurtarmak için çabalar, yıkanları
yok eder yeniden inşa eder ise karşılığını ahirette bol bol alır, çünkü gayesi
Yüce Allah’a dünyada ulaşmak, secde ile olmak, her anına şükür etmek, iyiliği
emir edip kötülükten men etmektir. Çok açık ve basit değil mi? Selam ve dua
ile.
Gönlünde olsun Kur’an Sünnet Ahlak yapısı
Kur’an Sünnet iman ile açılır cennet kapısı
Dünyada iken edepsizce kulu yargılama çoktur cezası
Yüce Allah’a ulaşmayı dile işte sana dünya ve ahiretin mutluluk
kapısı
Kul Mehmet’im bu âlem imtihan yeri
Helal ye Helal kazan akıt bu yolda alın teri
Hak yolda kaçma sakın atma bir adım geri
Yüce Allah’a ulaşmayı dile işte sana dünya ve ahiretin mutluluk
kapısı
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder