Sonbahara girince havalar serinleyecek derken, odalarda hala sıcaklık devam ediyor. Balkon odaya göre daha serin, sıcakta çok ter döken ben-herkes sıcaklığı hissederken ben sıcaklıkla döktüğüm avuç avuç terleri hissediyorum- gecenin saat üçünde balkonda az serinleyerek bu yazımı yazarken bir demlikte ada yeşil ve siyah çayı karıştırarak demli demli yudumluyorum. Diyeceksiniz ki ne alaka üç adet çayı karıştırıyorsun. Ada çayı terlemeyi önler yeşil çay bir antioksidan siyah çayı da çok seviyorum üçünü bir arada demleyerek yudumluyorum. İşte ben böyle serin havanın içeride esmesini beklerken-Vantilatörde çalışıyor fayda etmiyor- balkonda yazıyorum. Yarın aklıma koydum bir klima yapacağım kendi ellerimle inşallah, başarılı olursam yazacağım nasıl yaptığımı.
Düşlemek en güzeli, kulunu bu hal üzerine düşündüren Yüce
Allah elbet bir çaresini olurunu vermiş nasip etmiştir ki düşündürür, bilirim
diyerek düşleyerek serinlemenin yollarını arıyorum. Ne demişler bekleyen değil,
yola çıkan arayan bulur. Böylesine tutarsız değildir bu aşırı terlememin vardır
bir hikmeti… Mevla’nın izni yardımıyla, beklentilerimizi dualarımızla isterken
yüce Mevla verendir. Farkındaysanız
düşlemek beklentilerimizle istemek tüm olumsuz tutarsız sandıklarımız bir dua
ile yok olurken, bizi çok seven Mevla’nın büyüklüğünü ve bizi çok sevdiğini güç
ve kudretini saymakla bitirilmeyecek yüceliğini keremini ihsanını… Karşılığı oluyor,
binlerce kez şükürler olsun Yüce Mevla’ya, serinleyeceğimin düşüncesi bile
şimdiden beni üşütmeye başladı desem yeridir.
Kimileri vicdansızlığıyla var oluşumuzun bir sonu yokmuş gibi,
bizim doğumla ölüm arasında yol alan olduğumuzu unutarak, insanların temel
beklenti ve umutlarını yok etmek sömürmek için savaş kaos darbe, kur baskısı ekonomik
çöküntü içinde oyunlar oynarken, en acısı da içimizde beraber yaşadığımız
insanları da kandırarak, safına almasını görmek, onların bu var oluşumuzun
ölümle sonlanacağı ve hesaba çekileceğimizin gerçeğinden uzak olmaları acı ve
ıstırap veriyor. Gerçi asırlardır “Hak ile Batılın” savaşı devam ediyor ve
kazanan hep hak oluyor ve bu gerçek hiç değişmiyor. Farkındaysanız yine bu savaş içinde düşlerimiz beklentilerimizi
istediklerimizi yok etmeye çalışanlar dua’nın gücünden habersiz yol alırken,
bizler gönlümüzde dilimizde dua ile birbirimize dua ederken onlar kaybeden oluyor,
buradaki sırra vakıf olabildiniz mi acaba?
Onlar var oluşumuzun
anlamsız olduğunu ispatlamak için ha bire saldırırken yok etmeye çalışırken
kendileri kaybederek, bizim var oluşumuzun anlamalı, kendilerinin cehennem
çukuruna giderek anlamsız olduğunu bize Yüce Allah yenilgileriyle gösteriyor.
Açın bakın tarihe hep kaybeden batıl olmuştur. Bizde kaybetmedik değil lakin
tekrar dirilişle imanla kalkarak kazanan biz olduk Mevla’nın yardımıyla keremi
ihsanı lütfü ile. Onlar nefretleriyle yeri göğü doldurmaya çalışırken bizler
merhametle yeri göğü hep dolduranlar olduk çok şükür…
Konu nereden nereye
geldi Mevla’nın hikmeti keremi ihsanıyla, son bardak çayımı yudumlarken yazıma
son noktayı koyarken sizleri cümlesiyle Mevla’ya emanet ediyorum, selamlarımla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder