İnsan bazen gönlündeki coşkun sevgi
ile karşısındakine al gönlümdeki sevginin tamamı senin olsun az biraz gülümse der,
ama maalesef o karşındaki sevgiden anlamaz, gönlüne nefret tohumları ekmiştir
anlamaz bilmez sevgiyi, bilmez sevgiyi, sırtını ihaneti ile döner gider...
Sessizce usulca gönlüne dokunmak istersin kükreyen Aslan gibi seni parçalamak ister,
sanki sen onun rızkına mani oluyormuşsun gibi,algıda seçici olmadığı için,
algıları nefret ile köreldiği için anlamaz, yağan yağmurlar rahmettir çiçekleri
böcekleri güldürür ama nefreti ile gezeni güldürtmez o rahmet ,çünkü kalbinin
kapısını rahmete sevgiye kapatmıştır, anlamaz, bilmez, hissetmez!
Hep kavgaya tutuşmak ister, hep
yenilir tekrar kavga ister... Kalbini nefreti hırpalar yok eder görmez, masum
olanı yıkmaya çalışır, pişmiş kelle gibi sırıtır, onu ancak cehennem paklar, ya
da kul çaresiz kalınca ağlar o zamanda ölmeden önce yüce Rahman alnından haklar
o nefret ile gezeni. Akşamdan üstüne yattığı zaten nefret, kalktığında elbise
diye giyindiği nefret, günde üç öğün yediğin nefret, nasıl böylesi sancı gaz
yapmaz midende hayret, hayallerin geleceğin ayakaltında bakar kör görmez. Ah
nefreti ezip geçen gurur, hayatın aynasında o çirkin suratınla nasıl güzel
görünmeye çalışırsın bilinmez! Seni taşıyanlar paramparça olur hayalleri
geleceği nasıl anlamaz muamma! Çanakkale de yazıldı destan, destanı kabul etmez
içindeki düşman nefretini kusar hala anlasana ey insan! Elinde dilinde nefret
söylemi bundandır o batı denilen zalimlerin, yenilgiyi hazım edemez, zaten hep
yıkılmaya mahkûm olan anlasan ey insan!
Ey nefreti ile gezenler gezen,
ülkenin bağrına vurduğun yumruk senin yumruğundur, o yumruk senin yüreğini de
acıtacak biraz sonra ne zaman mı -ESARET-altında kalınca, işte o en umursuz
gününde sana umut olacak bir şey bulamayacaksın, nefreti ile yanında gezdiğinde
umut yok ki sana da versin, onda hep nefret var bunu anladığında çok geç olacak,
yaktığın mazlum yüreklerin ateşi senide yakacak, o zaman bağrına yumruk değil
dağlar çökecek ve altında ezileceksin, seni o zaman elinden tutarak kaldıran da olmayacak,
çünkü nefreti olan hep yıkmayı bilir, kaldırmaktan anlamaz, cayır cayır nefret
ile yanmadan önce iyi düşün ey ülkemin güzel insanı, yakarsan yanarsın,
yıkarsan yıkılırsın unutma, itersen son bir defa daha düşün, yıkanla değil,
inşa edenle yürü...
Sen ekmek dersin o kavga ile yıkım der, sen helal ekmek
dersin o haram ekmek der, sen koyun dersin, o kurt gibi saldırır ve kurtların
saldırdığı ortamda onunla olan yüreğini o kurt'a kaptırmış demektir, can
çekiştiğinde önce senin can çekmeni ister...
Mehmet Aluç-Kul Mehmet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder