Gönülde vardır bir kapı
Arama bulamazsın yoktur kapının
sapı
Böyledir bu kapı
Mevla böyle inşa etmiş böyledir
yapı
Kulu kendisi içeriden açsın
demiş
Kapalı kalsın dememiş
Kulu gönül kapısını kendi açsın
Sevabına erişsin istemiş
Müdahale edilsin istememiş
Kulun düşünmüş
Kararını kulu versin istemiş
Hayatta böyle değil midir?
Bilmez hiç kimse insan olmayan
edepsizdir
Açmaya çalışır
Yüklenmeye çalışır kırmaya
çalışır
Böyle olmaz
Bak gönül dostlarımıza
Bak Yunus Emre me
Mevlana’ma
Karaca oğlana
Kör oğluna
Battal Gazime
Fatih Sultan Mehmet’imize
Nasıl gönüllere girmiş
İçinde yer edinmiş
Gönül sarayında kendini görmüş
Severken sevilen olmuş
Gülmüş güldürmüş
Bu nasıl insan değiştirdi
zamanı
Oldu zamane
Kimisi der sana ne
Bana ne
Kime ne
Nedir gönüllerdeki bu acı
O yiğitler ki gönüllerinde
vardı acı
Göstermezdi kızgın sacı
Herkese derdi bacı
Acıyı alır neşeyle karıştırır
verirdi kalmazdı acı
İnsanlardı baş tacı
Açsana gönül kapını nedir bu
acı
Açılmaz neden
İçeriden açılan aç odur
gülümseten
Eririz her gün kar gibi
Üşürüz donmuş kar yağar gibi
İnsan rüyasında mı güler
Rüya bir saniye
Ömür bir saniye gülmek nerede
Bekle ki insanlar yanına gel
Sen git yanına versene el
Az gül essin gülümsetsin
gönüldeki tatlı yel
Herkes benim gibi değil kel
Üşütmez korkma yel
Kelede gel de essin yel
O en önce hisseder
Unutmak gelmez elden
Unutmakla gülmez insan nedir bu
neden
Kimden
Kimdir gönülleredoğru giden
Rüyalarda hatırlamak değil
hatırlamak
Gülmek kapıyı açmaktır var
olmak
Cana can olmak
Can için yaşamak yaşatmak
Koşmak varmak
Varanlardan olmak
Hasret nedir
Bir numara
Vuslat nerede sıfır numara
Yok, kim araya bula
Rahat varken otura
Gönülleri kim sora
Varlıklıyım ya az biraz
Kapalı kalsın gönül kapısı
biraz
Hani alakamız
Nefsimize
Arzularımız için mi?
Istırap yakıyor kor alev
Az biraz sev
Sen değilsin ki dev
İnsansın insan az sev
Gören hani gören
Gördüğünü görüneni gören
Gördüğünü hisseden
Hisseden hissettiren gönülden
seven
Yedimi hepsini yedi düvel
Yok, mu gel gel diyen
Gülümseyen gülümseten
Yok, mu nefretten kaçan
Onu yanına almayan
Yüzüne dahi bakmadan kovan
Yol alan
Gönüllere koşan
Onlarımı da yedi yedi düvel o
an
Aşk denilen sevgidir
Değil ki bir örgüden şiş
Sok çıkar gönüle parçala kanat
ara ara
Elbet düşersin soluksuz dara
Yüzün olmuş bak kara
Açma yara
Kolar açıp sara
Koş sen yâre
Her kes mi kızgın
Turşuluk olmuş yanılgın
Hani insanlığın
Sattın mı bir avuç turşuya
Şimdi kalırsın bakarsın ağlaya
ağlaya
Silmişsin herkesi gönlünde
Kim sana derman suna
Kim yüzüne baka
Kim yok etrafında boşa bakınma
Boşuna da sen yırtınma
Kul Mehmet’im yeter yazma
İçimiz geçti mezarımızı kazma
Umutsuzda kalma
Böyle derinden yazma
Kimsesizde kalma
Yalnız yola çıkma
Var canların yanına cansız da
kalma
Mehmet Aluç © Kul Mehmet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder