Yıllarca düşünmenin içinde yürüdüm
durdum lakin bir adım yürüyerek düşüncelerime ulaşmak için adım atmayı unutmuşum
hiç haberim olmadı.
Karar verdim düşündüğümü yapmaya, bir
avuç karar vermeyi küçük gördüm, karar vermenin rüzgârında bir sağa bir sola
savruldum durdum, yapmanın ve hayata geçirmenin yolunu kaybettim.
Bilmek için yüreğim yanarken, okuyup
öğrenmek için elime bir kitap alıp okumadım, bilememenin karanlığında kendimi çokbilmiş
sandım, lakin aydınlatan yolların ışığında yürüyemedim, karanlık çukurlara düşe
kalka, bütün bedenimi parçaladım.
Hayatı, yaşayarak nefes alarak yürümek,
sonunda ölerek gitmek sandım, oysa arkada izler bırakarak yürümek gerektiğini,
son anda öğrendim. Çünkü yürüdüğüm yollarda hep izleri takip ettim yürüdüm.
Yaşarken ölüme yürüdüğümüzü unutur,
aklımıza gelirken korkarız, oysa geride bıraktıklarımızın bize gittiğimiz mekânda,
faydası olup olmadığını düşünmeyerek biriktiririz, ölüm anını ve sonrasındaki
hayatı güzelleştiren faydalı güzellikler peşinde gitmez, ondan sonra edepsizce
korkarız.
Aynı kısır döngü içinde aynı mekân
içinde yaşarken, yeni fikirlere dünyaya açılmadan, her şeyi bildiğimizi sanırken,
bilemediğimizin karanlığında bir ömür boyu nefessiz kalır yaşadığımızı sanırız.
Bilmediğini bilmeyenler, cahilliğin kâbusunda
yatıp kalkarken, kâbusu bilmek sanarak tir tir titrerken, bilmenin kendilerini
titreteceğinden silkeleyeceğinden korkarak, hala bilememenin adını çok
biliyorum koyarak hala o yanlış yolda yürümeyi erdem sayar.
Mehmet Aluç-Kul Mehmet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder