Bu Blogda Ara

11 Nisan 2016 Pazartesi

Sen Ağlama Hep Gülümse




Şafağın alnıma düşmüş kızıllığında baktım kendime
Ülkemin her tarafı boyandı şafaktan kızıla
Kuşlar uyanırken mahmur mahmur kanatlarındaki şafakla sabaha
Bir ben sana uyanamadım şafak bakışlım
Saçlarına tutundum uzattım şafağa sessizce
Gezdik şafağın kanadında sen kucağımda
İşte ufukta ben yitik yüreğinde ağlıyorum
Sen yoksun yanımda yine uykudasın
Ben ise yalnızlığımla başındayım ağlıyorum
Gözlerimde yaş damlarken yanağına
Uyanıyorsun telaşla yüzüme bakarken masum
Titrek hüzünlü mahcup
Titrek ellerinle silerken gözyaşlarımı
Bir buse bir cennet kokusu yanaklarıma kondururken
İşte ben gülüyorum yine seninle beraber
Senin yüreğin benim avcumda
Benim yüreğim senin yüreğinin içinde
Alıp koyuyorum göğsünün içine
Yüreğimdeki deprem durdu o an gülüşünle
Usulca açıldı gönül kapım içinde yine sen vardın bende yanında
Utangaçlığının saflığı yüzünde bir bahar çiçeği gibi açmış
Kokusu gönlümü sarmış
Öpüyorum anlından
Sana hasret sana tutkun bir sevdayla gönlümü öpücük diye konduruyorum
Öpücüklerim kelebek oluyor konuyor gönlüne
Yüreğimiz tatlı bir serinlikle sallanıyor
Yalçın kayaların üzerinde uçarken
Kartalların kanat sesi güneşli ufka doğru kanat çırparken
Yuvasındaki anlamsız sıcaklık çarpıyor yüzümüze
Bir o kadar soğuk sıcaklık
Ürkek paramparça
Sarılıyorum sıcaklığına beni saran
Göğsündeki pamuk tarlasına yaslanıyorum
Uyuyorum dizlerinde
Uyurken gözlerim az hafif açık
Bana bakarken gülümsüyorsun
Bir bahar gibi
Bir düş hayal gibi
Merhameti  ile alemi kaplamış bir dünya gibi
Bir çocuk gibi
Yakalıyorum onları avuçlarımla
Saklıyorum göğsümdeki avucumda
Kefenlenir mezara konulurken
Açacağım göğsümdeki avcumu
Bu gülümsemelerinle
O karanlık mezarımı aydınlatacağım
Seni anlatacağım toprağa
Sen olacak toprak yine
Künyemi seni seven aşık diye okuyacaklar
Sendeki güzelliği sevgiyi aşkı görünce yaklaşacaklar ışığına
Gülümsemelerin susmasın hep gülümse diye sana göz kapağımın altında bakıyorum
Uyanmıyorum hep bakıyorum
Ayaklarımın ucunda ta başıma kadar sarıyor beni sımsıcak gülüşünün sıcaklığı
Sarıyor beni bir zırh gibi
Uyanmak isterken
Uyanamıyorum
Üzerimde bembeyaz kefenim
Toprak altında üzerimde toprak
Gülümsemen bir ışık içeriyi kaplamış
Anlıyorum
Senden önce ben girmişim mezara
Ama sen ağlama ne olursun sana demiştim ya
Sen ağlama hep gülümse
Bir ömür boyu yaşattın beni gülücüklerle
Sen daha fazla yaşamalısın
Yaşatmalısın etrafındakileri
Seni görenleri sevenleri
Eşini dostunu tüm gülücüklerinle
Ben bekliyorum seni
Sen acele etme
Gönlümün avucunda
Gülüşlerin vardı
Onları açtım koklayarak
Gülüşlerine bakarak
Seni yaşıyorum hala kollarında dizlerinde göğsünde
Zaman seni ellerimden alırken
Çekip senden gittiğimi düşünme
Aç gönül kapının kapısını ben oradayım
Bir yanımı içine sakladım
Senin gülüşlerinin gölgesine sakladım
Aç bak ben oradayım seninleyim
Elini uzat saçlarına ellerimin sımsıcak izleri hala duruyor
Dokun hisset beni
Dokundun saçlarına
Gülümsemelerinin sıcaklığı ta buraya kadar geldi
Bir güneş gibi doğdu
İşte hep böyle gülümse
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Hiç yorum yok:

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç