Bir şey söyleme sen
Sadece sus
Konuşmak sana göre değil
Nefret kusarken dilinde
Kin alevleri gözünde yanarken
Sus sen konuşma
Sen yürüdüğünde
Gecenin karanlığında
Gecenin karanlığı senden beyaz
Yıldızlar altında doğduğu
İçin doğduğuna pişman
Kalbinde gizlenen
Nefret tohumlarını
Dilin ile ekme
Sen sus konuşma
Konuşmak sana göre değil
Sana yakışmıyor
Ayaklarının altında toprak
Toprak olduğuna pişman
Altında nefretini taşıyarak
Ezdiğin için
Gölge gibi
Nefretini taşıdığın
Adımlarınla sokakları kirletme
Adım atma tertemiz sokaklarda
Gönül kapısı sevgiye kapalı
Nefret ile dolmuş taşmış
Mihrabı yıkılmış
Viran olmuş gönlün ile bakma dünyaya
Çek git
Binlerce metre yerin altına
Yo hayır
Yerin altına yazık
Sen en iyisi
Ziyankâr bakışlarınla
Utanmaz adımlarınla
Göm kendini
Boktan bir mezara
Ancak oraya yakışırsın
İnsan yaşarken
Hiç utanmaz mı?
Hiç uyanmaz mı?
Nefretin uykusunda
Hiç uslanmaz mı?
Kendine aynadan bakarak
Nefretini görerek
Yaptıklarını görüp
İnsan hiç yanmaz mı?
Pardon insan dedim
Sen değilsin ki insan
Sen sus konuşma
Bir akarsu görüp
Akan berraklığında
O billur sesinden etkilenmez mi?
Doğru yine unuttum
Sen insan değilsin
Nefreti
Kini ile gezen
Bir ceset torbasısın
İnsanlara
Kendisine
Topluma faydası yerine
Zararı olan
Bir yaratıksın
Adı sanı bilinmeyen
Canı sevmeyen
Cananı sevmeyen
Kendini sevmeyen
Zaman döner devran döner
Ecel gönül evine girer
Feryadı ile gönül evine ateşler düşer
Yaşadığın
Taşıdığın candan bıkarsın
Ağlarsın yolda kurtaran arasın
Ne gelen olur ne giden
Azabınla hoş vakit geçiresin
Haydi, ye ye bitmez azabın
Afiyet olsun sana
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder