Terk edip gittikten sonra bir gün beni
aramanı hep bekledim, gerçi boşa bir bekleyişti lakin gönül söz dinlemiyor
laftan sözden hiç anlamıyor. Yıllarca bu yalanla onu avuttum geleceksin dedim, biliyordum
gelmeyeceğini ama bunu gönlüme hissettirmeden yollara çıktım gelecekmişsin gibi
gönlümü avuttum, ara sıra istemedim de değil bunu da itiraf edeyim.
Sensiz tüm şarkılarımızı dinlerken gönlümü
avutmak için binlerce yalan söyledim, ona veda’yı hak etmediğini, pişman olup
geleceğini o kadar inandırdım ki açtığın yarayı yeniden sardı, paramparça olan
parçaları yeniden birleştirdi ve sanki evet sanki sen hiç gitmemişsin gibi ve
sanki o kalbim hiç paramparça olmamış gibi, hayatıma devam ettim!
Ta ki düşüp kaldığım o günü ben hatırlayana kadar,
benim aptallığım nereden aklıma geldi ise sen giderken arkanda yere düşmüştüm
ve sen arkana bakmadan gitmiştin ya işte o günü hatırlayınca, gönlüm isyan
bayrağını çekti, zapt etmek ne mümkün! Göğsüme yattığın o yere sanki hançerler saplanıyor,
oysa kendimi yalnızlığına alıştıramamış iken gönlümü alıştırmam boşunaydı ama
elimden başka bir şey gelmiyordu, nasıl düzeltebilirdim sensizliği, olmayınca
olmuyor dedim hiç olmazsa bir parça olsun avutayım ama olmadı.
Hayallerin kırılır yeni hayaller kurar ve
devam edersin hayatına ama aşk için öyle değil, bir defa sevdi mi gönül yenisi
ile yola devam edemiyor, yenisini bulup öylesine aşk ile sevmiyor bu gönül. Bu
da aşkın kanunu olsa gerek! Kulaklarımda gönlündeki sesini unutana kadar
bekleyeceğiz artık boş olsa da.
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder