Ah
ne zordur insanın gençlik çağları
Sırtını
vursa sanki yıkacak sanki dağları
Ne
varsa ekmiş türlü meyveleri gül kokuyor bağları
Yoktur
geçim derdi,
Tek
derdi jöle ile sokakların güzel kızları kaldırımları
Yârden
ayrı kalınca,
Gözünden
akar damla damla gözyaşları
Gönlünde
silemez saramaz gönül yarası
Cebinde
olmazsa da ne eder arar bulur,
Cebindedir cigara parası
Gece
geç gelir yığılır koltuğa
Sabah
geç kalkar sanki evin ağası
Yüzüne
gözüne bulaştırır gönül kapısın kapatır,
Yüzüne sürer karası
Kırıla
kırıla yamalı bohçaya dönse gönlü,
Her
kırığı yine sarmazsa da unutur iki nefes arasında
Yârden
ayrı kalınca,
Gözünden
akar damla damla gözyaşları
Çözer
gömleğin düğmesi,
Yarışır rüzgâr ile giyer renk renk
Her
gördüğüne âşık olur bir anda unutur,
Sevdiği
ne renk sanki yoktur ahenk
En
sonunda bulur sevdiğini,
O
ışığın yansımasıyla beden hayatı dirilir
Güzelleşir
dünyası sefa bulur, aşk ile tazelenir ömrü
Yârden
ayrı kalınca,
Gözünden
akar damla damla gözyaşları
Çoğu
zaman itaatten uzaktır,
Yanlış
gider saati her yürüyüşünde
Kapalıdır
izanı anlamaya kelimeleri,
Şaşkın
kendi şaşkın bellidir gelişinde
Yârden
ayrı kalınca,
Gözünden
akar damla damla gözyaşları
Sel
olur taşar gönül kıymetin bilmez,
Eyvah’lar
ile yaşar görürsün gözlerinde
Gezer
uykusuz arkadaş peşinde kahvede,
Dünya
ile uyku arasında kalmış anlarsın saçmalamasında
Yerini
bulur eşin gönlünde sahiplenir erkek olmuştur
Üçer
beşer öğrenir her şeyi,
Siler
gönlündeki gençlik çağları yanlışları
Baba
olur anlar kendisini güler geçer,
Gönülden
sarılır hayata öğrenir bağlılıkları
Anlar
insandır beşer
Her
şeyi anlar üçer beşer
Dertlerin
bağrını gülümseyerek koşarak deşer
Senelere
bölünür anıları yaşlanır ağrılar yolunu keser
Mehmet
Aluç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder