Sana gönül bahçemde
aylarca bin bir titizlikle güller yetiştirdim koklarsın diye kendi ellerimle,
burcu burcu sen koksun istedim, bekledim gelir kokunu verirsin dedim ben
severek o tatlı sen ben kokan gülüşünle, aylarca bekledim gelirsin diye,
beklerken neler çektim ben bir bilsen. Gözlerim kor bir ateşin içinde yanmayı
göze alarak yollarını gözledi. Ne sen geldin nede senin için yetiştirdiğim
güller yetişti soldular terk edişinle. Gözlerden uzak bir sevdiğim var demiştim,
şimdi uzaklarda bana yar olmayan bir sevgilim var.
Aradım buldum kapkara
taşları sen diye ben gönlüme bağladım kara bahtım gibi kara gözlerin kapkara
saçların gibi. Ayrılık hasretiyle bu yaralı gönlümü dağladım, Gelirsin diye
gönlümde sana bu aşkımı sakladım, Yine sen gelmedin, senin için yetiştirdiğim
güller yetişti soldular gönlüm ile senin terk edişinle artık ben oldum bir
zavallı terk edilmiş bir âşık. Ah bu aşk senin gönlünde gülümseyerek, seni hep
gülümseterek yanağıma o bal dudaklarından öpücükler bırakmasını istedim, hiç olmadı,
sanki öpücüğü tokat olarak aldı, yüreğime bir Osmanlı tokat’ı vurarak seninle
birlikte terk etti gitti.
Aylarca rüzgârlarla
haber saldım duymadın çağrımı, kor alev yakan hasretinle beni bıraktın
ellerinle sırtımdan hançerledin paramparça ettin sen bu bağrımı, oysa ben seni
severken aşk ile yıkmıştım gönlümdeki yüksek dağlarımı. Ne sen geldin ne güller
yetişti soldular vefasızlığınla terk edişinle, oysa ben sana gözümü kırpmadan ömrümü
hayatımı verdim sana o gülüşünün uğruna. Bekledim bekledim bir gün yaslamadın
omzuma o zülfün saçlarınla acaba ne gitti zoruna başını omzuma yaslamadın.
Bende bir gün koşarak sevinçle gül sinene yaslanamadım hiç sarılamadım o sen
kokan boynuna, Yine sen gelmedin ne sen geldin ne güller yetişti soldular terk
edişinle.
Sana günlerce bin bir
dil ile yalvardım gitme diye sana bin kere, sen seni seven bu gönlümü beni yıktın
geçtin bitirdin gittin göz göre göre, gözyaşlarımla doldurdum taştı gönlümdeki dere,
Ne sen geldin ne güller yetişti soldular terk edişinle, kul Mehmet’in boşa
gitti tüm uğraşlarım emekleri boşuna, görmedin arzularını peşinde koştun
gittin.
Giderken belki güldün
bu çaresizliğim gitti sanki çok hoşuna, Ne diye terk ettin gittin beni bilmem
beni sen ne uğruna, Ne sen geldin ne güller yetişti soldular terk edişinle.
Kuruyan güllerin arasına gönlümü koydum aşkımı koydum, toprağa gömdüm, güllerle
yeniden yeşersin diye, ya da sonsuza kadar çürüsün diye, aynı sen gibi… Benimki
toprağa gömülmeye layık yüreğime hapis olmuş bir aştı bana ve sana faydası
olmayan.
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder