Şiir, okuyucuların
gönlünü hecelerle okşamak, gönlündeki dertleri yok ederek az gülümsetmek, bir
folklor anlatımı ile yani geçmişten gelen ve onu yarınlara taşıyan değerlerine
sahip çıkarak, onun güzelliğini anlatan inançlarına pranga vurmadan, şair kendi
gözlemleri ile gönlün pınarından yıkayarak, okuyucusuna sunduğu edebiyatın bir
kolu, güzelliği neşesi ve gülümsemesidir. Hecelerin tonunu ahengini seçerek
gönlü ile okuyucuya sunması ve okuyucularına şiiri ile gülümsemesi, gönül
kapısını açtırarak okuyucu ile düşünceler arasında bağlar kurdurarak, değişik
düşünceleri birbirine bağlanması güzelliğin fark edilerek anlaşılmasıdır.
Nefeslerimin kesildiği bizi sıktığı anlarda, şiirler ile hava almaktır, havayı
derin derin çekerek rahatlamak huzura varmaktır şiir.
Sayın okuyucularımız
bugün Kul Mehmet ile olan sohbetimize hoş geldiniz. Geçenlerde benimle sohbet ederek
bu sohbeti röportaja çevirerek sesimi siz gönlü güzel okuyucu kitlesine
ulaştıran bu yazar kardeşimizle uzun uzun sohbet ederek gönlünden geçenleri siz
değerli okuyucularımıza sunacağız.
Nöbetçi
Şair: Sayın kul Mehmet hoş geldiniz
sizi herkes tanıyor geçmişinizden bahis etmeden direkt sorulara geçeceğim,
öncelikle hoş geldiniz.
Kul
Mehmet: Teşekkürler
ederim kardeşim bana gönül kapınızı açarak bu fırsatı verdiğiniz için
teşekkürler ederim. Gönlümde saklı kalan hislerimi duygu ve düşüncelerimi açık
bir şekilde anlaşılır bir şekilde değerli gönlü hoş okuyucularıma açtığınız
için teşekkürler ederim.
Nöbetçi
Şair: Öncelikle hayatınızı etkileyen
şekillendiren edebiyat yani şiir öykü makale ile başlamak istiyorum. Bunlar
hayatınızı ne kadar etkiliyor?
Kul
Mehmet: Gündüz herkesindir
yani ayık olanların, gece ise uyumayanların edebiyat ile haşır neşir olup bir
şeyler yazmaya kendisini adayanların olduğu gibi gece nasıl uyumayan ben
gibilerinin ise, şiirde beni böylesine etkileyerek geceleri herkes uyur iken
gönül ferahlığı ile yazmaya davet ediyor. Allah insanın kalbine dokunur ve bu
yazma işini sevdirirse insan hiç gocunmadan gece gündüz Allah’ın yardımı ile
yazabiliyor.
Nöbetçi
Şair: Geceleri daha çok sessizlik
olduğu için mi yazmak bu saatlerde size huzur veriyor.
Kul
Mehmet: Evet aynen
dediğiniz gibi, duygu ve düşünceler sessizliğin huzurunda dillenerek gönlümü
okşayarak kâğıda dökülüyor sessiz sessiz. Kelimeler heceler daha anlaşılır oluyor.
Gündüzün o kalabalığından insanların koşturmasında ki acelelik evdeki
işyerindeki telaş, onları hisseden gönül ve kalem gecenin huzurundaki gibi yazamıyor,
düşünüyorsun etrafındaki insanların koşturmalarını hissedersin kaleme almak isterken,
evin içinde çocuklar veya eşiniz hayatın ucunda tutmanız için sizden yardım
ister ve bu nedenle o hisleri sakin bir kafa ile kâğıda dökemezsiniz, her şey
yarım kalır. Ama gece öyle değil herkes tatlı uykusunda siz uykusuz kalsanız da
eserlerinizi meydana getirirken, gündüz kaçırdığınız hedefinize ulaşmanın
sevinci şimdi ulaşarak varırsınız ve yazarsınız. Yazdıklarınız o sessizliğin
huzurunda kulaklarınıza ahenkle konuşur ve kendinizi yalnızda hissetmezsiniz.
Siz bunu daha iyi bilirsiniz siz ki nöbetçi geceleri yazan şairsiniz.
Nöbetçi
Şiar: Size katılmamak mümkün değil,
Sözcükler ve düşünceler dünyayı değiştirebilir mi?
Kul
Mehmet: Dünyayı
değil de önce ilk basamağı çıkalım, sonrasında çıkmaya gücümüz olursa en son
basamağa çıkar dünyayı seyrederiz. İlk önce okuyucuyu sözlerin hecelerin
okşayan elleri ile gönlünü okşayarak değiştirmek o okuyucunun monoton dünyasını
şiirlerle daha doğrusu edebiyat ile süsleyerek değiştirdikten sonra gerisi
basamak basamak gelir, geç gelir ama bir gün gülümseyerek gelir, gülümseyerek
dünyayı kucaklar, bizim öncelikli amacımız yazarken okuyucuyu gülümsetmek,
okuyucunun da arkadaşını eşini dostunu gülümsetmesini sağlamaktır.
Nöbetçi
Şair: Çok güzel söylediniz sözleri
ağzımdan benden önce aldınız ve söylediniz. Keşke şair olmayla hecelerle tanışmamış
olsaydım, geceleri yatar dinç biri olarak uyanabilirdim dediğiniz oldu mu hiç?
Kul
Mehmet: Zaten
yazmak dinç olmaktır içindekileri saklamadan ortaya samimi bir dil ile aktarmaktır.
Çoğu insan stresten kurtulmak için terapistlere para aktarırken sen
gülümseyerek hecelerle dost olarak gönlündeki birikmiş olan sıkıntı ve dertleri
hecelerin gülümseyen gülümsemesi ile okuyucularına anlatıyorsun. Sigara içer bırakırsınız,
bir meyveyi çok seversiniz yarın usanırsınız yemezsiniz, ama yazmak bırakmazsınız,
yolda iki adım yürürken aklınıza gelir birkaç mısra bir köşeye çekilir cebinizde
hazır olan birkaç kâğıt ile kalemi alır oturur hatta duvara yaslanır
yazarsınız. Allah'ın yardımı ile her gün her saat yazma ile usanılacak bir şey
değildir buda Allah'ın hikmeti olarak biliyor ve ben böyle hissediyorum. Mesela
aşkın başladığı anı ve bitiş anını insan bilir hisseder ama yazmak edebiyat ya
da şiir öylesine güzel gülüşü vardır ki ve okuyucuyu öylesine memnun eder ki o
güzelliğinden vazgeçemesin, kâğıda kaleme dökmesen de içinde gönlünde yazarsın,
bazen de yazmak istersen yeter ki elinde kırık bir kalem küçük bir kâğıt
parçası geçsin yetiyor yazmaya...
Devam edecek inşallah
Mehmet Aluç-Kul Mehmet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder