-Sözleri kum saati gibi üst üste döküyorsun
sende anlamıyorsun. Bu karmaşık duygularından kurtulmalısın.
-Şimdi sen kendimi gereksiz söz ve
düşüncelerle öldürdüğümü söylüyorsun?
-Evet, ha şunu bileydim. Her zaman açık bir
pencere vardır, yeter ki sen güzelliklere bakmayı dene. Sahte mutsuzlukları giydirme
güzel olan sözlerin üstüne. Ayakların hep acılarına takıldıkça düşüyorsun,
acıyor bedenin ruhun göremiyorsun. Harf harf işle aşkı sevgiyi gönlüne, sadece
kendi mutluluğunu düşünme, başkalarını da mutlu etmeyi düşün ve o mutlu insanı
gördükçe sende mutlu olacaksın.
-Çok derinden konuştun, aklım fikrim karıştı,
az şu ilerideki kafeterya da az oturalım, sindirerek düşünmeliyim! Ayakuçlarıma
basarken şimdi sanki gönlümdeki acılarıma basıyorum!
-Gönlüne ait olmayan gereksiz sözleri taş
olarak taşırsan elbette ki acı ıstırap verir sana.
-Kuzum siz şarkılardaki eksik olan notayı
tamamlayan bestekâr gibisiniz.
Teşekkürler ederim bu güzel sözleriniz için.
-Satırlara sığmayan sözleri gönlüme
sığdırmaya çalışmanız çok hoşuma gitti. İnsan seninle çok güzel düşler kurar
yarınları için.
-İzin verirseniz gönlünüze girmeyi bunu da
beraber göreceğiz.
-Hımm… Buna da hazırsınız demek?
-Neden olmasın sevmek sevilmek çok mu kötü
sizce?
-Şey tabi neden olmasın, şimdiye kadar aklıma
hiç gelmedi de ondan garipsedim…
-Şimdiye kadar gönlünüzü bu âleme
sığdıramadığınız belli, ama bu küçücük gönlüme sığdırabilirsiniz ve de çok
mutlu olabilirsiniz. Artık her düştüğünüzde gönlünüz kanamaz, çünkü tam
düşerken her an sizi yakalayan birisinin varlığı sizi her an düşmekten
kurtaracaktır.
-Bak bu ilginç, garsona iki kahve söyleyelim,
kahvemizi içerken az mola verelim, ben az düşüneyim aklıma gönlüme kabul ettireyim,
ondan sonra devam ederiz.
-Tamam, siz nasıl arzu ederseniz ama ayaklarına
dolandığımı mı düşünüyorsanız, hemen gitmeye de hazırım.
-Lütfen öyle düşünmeyin, beni kırıyorsunuz lütfen,
öyle söylemek istemedim inanın.
-Ben üzerinize sinen gölgeleri karanlıkları
aydınlatmaya çalışıyorum o kadar.
-Biliyorum a kuzum sizin gerçekten iyi
niyetli olduğunuza inandım.
-Ben kendiniz sakladığınız dehlizlerde
ayıkmanız için o dehlize büyük bir taş atıyorum, yuvarlanırken o sesi ile
ayıkmanız kendinize gelmeniz için.
Belli ki kadın bu sözleri ilk defa duyuyor ve
endişeleniyordu, alışmış olduğu yalnızlık kokan kendisine bu yeni hayata doğru
yürümek isterken gönlünün ve alışkanlıklarından vazgeçmekten.
Kadın
-Sözleriniz bir ninni gibi geliyor inanın
bıraksanız şimdi sözlerinizin tesiri ile şuracıkta günlerce uyurum.
-Ne güzel buyurun uyuyun göğsümde, sizi
engelleyen nedir, bunca yılıdır sevgiye uzanmadan her şeyi yapan sizi
engelleyen nedir?
-Bu güzel sözlerinizden ayrı kalmak desem
inanır mısınız?
-Öyle ise değişim sizde hızlı başladı desem
nasıl olur.
-Bence de güzel olur.
-Gönlünüzü saklı bir gibi saklamak size hiç
fayda vermeyecek, açalım kapısını az hava alsın nefes alsın. Bırak gönlün kelimelerin
hecelerin peşine düşsün. Acılar saklanma ile iyileşmez, sevgi dolu bir elin ve
aşkın değmesi gerekir gönlüne ki yaraların iyileşsin.
-Şimdi sana gerçekten hak verdim, bu sözün
tam ortasında vurdu kalbimin.
-Yaşadığın hayattan vazgeçmemek için fazla
direnme, akışına bırak sevdanın aşkın ırmağında bırak aksın yıkansın gönlün.
-Tamam, siz kazandınız, değişmeye artık kesin
karar verdim.
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder