Şiir edebiyat öykü deneme güncel edebiyat aşk şiirleri,hayat,evet,röportaj,gönülden şiirler,...
Bu Blogda Ara
7 Ocak 2016 Perşembe
Baktığım Her Noktada Sen, Yürüdüğüm Her Yolun Başında Sen.
Daha dün
gibi hatırlıyorum, gönül kapımı hiç çalan olmayacak endişesi ile yaşarken, sen
o narin ellerinle gönül kapımı gülümseyerek nasılda çalmıştın? Ben şaşkın ürkek
hayretler içinde gözlerine bakar iken, hafif bir tokat’ın ile kendime gelmiştim.
Sanki yanağımın yıllarca bir öpücüğe hasret kaldığını bildiğinden bir öpücük
ile onurlandırmış beni dünyanın en mesut erkeği yapmıştın. Seni kollarıma alıp
saatlerce taşımıştım, sen yeter bırak yoruldun der iken ben seni hiç
duymuyordum.
Gözlerim
yağmur bulutları gibi sevinç yağmurları ile yanaklarıma yağarken ve ıslatırken,
o narin ellerinle gözlerimdeki sevinç yaşlarını ne kadar hafif dokunuşlarla silmiştin.
Gönlündeki sevda gemine binerek kendimi sana emanet ederek, rotayı sen çizerek
göğsüne yaslanarak kırk yıldır senin götürdüğün sahillere limanlara hala
seninle gidiyorum. Sana mutluluğumu borçluyum, minnettarım o gönülden anlayan
sevişinle gülüşünle sana minnettarım, hakkını ödeyemem hayatım.
Baktığım her
noktada sen, yürüdüğüm her yolun başında sen, bana beni bağışlayan mutluluk
gülümseme ile sunan yine sen, sadece senin gibi sevmeye çalışırken senin
sevmelerine kavuşamayan bir sevenim sadece. Her gülüşünle sana gökyüzünde
binlerce yıldızları indirmeyi dileyen ama bunu beceremeden beni anlayan, o
sımsıcak buseleri ile içimi ısıtan yine sensin hayatım. O güzel gönlünle tıpkı
bir çocuğu sever gibi beni sevdin, hakkını ödeyemem biliyorum ve sadece seni
çok ama çok seviyorum ve buselerinle hep öpülmek için şımarmak istediğimde beni
anlayarak yanaklarıma buseler konduran seni bana gönderdiği için Yüce Allah’a
binlerce kez her gün her an şükür ediyorum. Gözlerimdeki hayallerimi okuyarak
bana mutluluk dolu hayallerimi sımsıcak sevgisi ile dolduran seni çok ama çok
çok seviyorum ve sende bunu biliyorsun hayatım.
Mehmet Aluç
Vallahi Billahi.
Oyamadım nefisle şeytanın o gözünü
Döndüm kıbleye iman ile bende yüzümü
Aşkla yaşayalım biz imanın nur özünü
Kader dersen hep tuttu bırakmadı elimi
Rahmanın aşkı ile yaşıyorum vallahi
Rahmanın nuru ile yaşıyorum billahi
Zikirle dua kula bilse azıcık yeter
İmansız gezmek kula ölmekten daha beter
Nefisle şeytan iman ile kullara küser
Ecel gelirde cümle canlarda bir bir gider
Rahmanın aşkı ile yaşıyorum vallahi
Rahmanın nuru ile yaşıyorum billahi
Allah ile olana az olsa da gam keder
İmtihandır bu bir gün olur elbette biter
Kamil olan cennette güler dertleri biter
Kamil kul merhameti âleme durmaz eker
Rahmanın aşkı ile yaşıyorum vallahi
Rahmanın nuru ile yaşıyorum billahi
Kamil kul imanla hak kapısına varır
Kamil kullar Rahmanın nur kapısında kalır
Cümle kul için dua eder nur Rahmet alır
Kamil kulun imanı hep katlanır çoğalır
Rahmanın aşkı ile yaşıyorum vallahi
Rahmanın nuru ile yaşıyorum billahi
Kapat gözlerini aç gözlerin tefekkür et
İmanla kula cennet için verilir kuvvet
İslam’dan başka gerçek olan yok adalet
Ey kul yarın ne olur bilinmez ki akıbet
Rahmanın aşkı ile yaşıyorum vallahi
Rahmanın nuru ile yaşıyorum billahi
Kul Mehmet ecel gelir kul toprağa sarılır
Kul yaşadığı hayat için hesap alınır
Kulun sevap günah o defteri de açılır
Kul imanlı ise o hesaba dayanılır
Rahmanın aşkı ile yaşıyorum vallahi
Rahmanın nuru ile yaşıyorum billahi
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
Halas Eyler.
Allah deyince candan yanar cümle günahlar
Allah yolunda haydi atalım biz bir adım
Şeytana uysaydık biz kaçardık adım adım
Halas eyler yolunda o kulunu narından
Allah ile olmazsan sen değer verilmezsin
Allah’la ol kimseye sende boyun eğmezsin
Allah ile olursan asla hiç değişmezsin
Halas eyler yolunda o kulunu narından
Allah’la olan tokat yemez ki hiç enseye
Haydi, ölüm gelmeden kendine sen gelsene
Yüce Allah âlemi yaratandır bilsene
Halas eyler yolunda o kulunu narından
Hayat yolunda boşa neden niçin koşarsın
Nefis şeytanla nasıl neden niçin coşarsın
Nefis şeytanla nasıl isyanla sen yaşarsın
Halas eyler yolunda o kulunu narından
Allah’la olanla bak kâinat da gülümser
Hala anlamadın mı nefis şeytan kötümser
İman et ey kul sana işte ebedi eser
Halas eyler yolunda o kulunu narından
Gençliğin var iken sen kendini güçlü sanma
Kul Mehmet’im doğru var iken sen eğri yazma
Rahman var iken şeytan nehrinde sen yıkanma
Halas eyler yolunda o kulunu narından
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
6 Ocak 2016 Çarşamba
Silemedim.
Toprak gibi örttüm geçmişin yalanlarını
Sevenlerin ağlayanların ahlarını
Ağlarken gözyaşlarını
Elveda
derken
Son satırlarını ellerimle sildim
Gerçekle düş arasındaki kapıyı araladım
Yere düşen güllerde gülümsemeleri aldım
Aşkları dağlara yazayım dedim
Aşkı yazdığım dağlar un ufak oldu
Akıp giden zamana dur dedim gözlerinde
Hasret beklerken kapıda çek git dedim
Saçma düşlerin zamanında saçma düşleri aldım
Gerçek olan bendeki düşlerle değiştirdim
Sırf senin için düşlerimden vaaz geçtim
Vapurların çığlık düdükleri
Martıların kanatlarında kaçışını aldım
Ama yinede ben sensiz yalnız kaldım
Cam kırıkları gibi batan sözlerini
Yüreğimde tek tek ayıklarken
Tüm kâinat söndürmüşken ışıklarını
Yüreğimde kanayan senin gözlerinin bendeki
ışığı
Kâinatı aydınlatıyordu bende
Bağırmak ve duymamak arasında
Koşmak ve varmak arsında
Beni duymayan sen
Ve seni bulamadan kaybolan yok olan ben
Dilsiz haykırışların okyanusunda boğulurken
Sensizliğin son satırlarını silemedim
Umut kuşumdun seni uçuramadım
Ellerimde yok oldun
Yarınlarda şafağımdın
Doğmanı bekledim
Sen doğmadın
Hicret ettim seni doğuran
Ülkelerin sabahına
Yüreğim burkuldu seni bulamadım
Sabır sularında sensiz yüzdüm
Sabır’a ulaştım
Kıyılarında seni bekliyorum
Tabi sende beni ararsan
Buradayım seni bekliyorum
Gelmesen de kumsallara kayalara
Senin resmini çiziyorum
Seni yazıyorum
Şifa kaynağım olursun diye
Uykuların serinliğinde uykuya yatarsan
Beni bulamazsın
Uyuyamamanın seherinde yürürsen
Ancak beni bulursun
Düşerken ağaçlarda yaprak kor alev yanarken
Toprağa düşerken yaprak
Dikkatlice iyi bak
İşte ben oradayım
Mehmet Aluç
5 Ocak 2016 Salı
Böyle İnsanlık Yere Batsın.
Kim ister ki gönüller yansın
İsteriz ki gönüller neşeyle uyansın
Ah o zalimler ki eder ver yansın
Böyle insanlık laneti ile yere batsın
Bitiyor kendisi damla damla
Elini uzatsan gözüne soksan bir adımla
Gel de şimdi bu nefreti hece ile tanımla
Böyle insanlık laneti ile yere batsın
Kimdir bu hangi nefretin nesli
İnsan nefrete olur mu bu kadar hevesli
Sesi ile soluğu çıkmasın olsun soluksuz nefesli
Böyle insanlık laneti ile yere batsın
İnsan zalimin borazanını nasıl çalar
Güzelliğin içine neden nefret katar
Daha dün arkadaştı şimdi nasıl satar
Böyle insanlık laneti ile yere batsın
Şükrederek oturulan sofralarda kan akar
Dün yanında olan şimdi nefretle nasıl bakar
Nimet sofralarına kimler haç takmaya kalkar
Alırız haçını sokarız bir yerine bir yerine batar
Böyle insanlık laneti ile yere batsın
Kul Mehmet’im çiğnetilmez hilal düşmana
Toplanıp gelse
göğsünde olan binlerce hac
Göğsümüzde iman var yıkamazlar onlar bize muhtaç
İman ile şahadetle hilali yaparız başlarına başlarımıza taç
Kendine gel düşman haddini bil yoksa sonun felaket bil kaç
Böyle insanlık laneti ile yere batsın
Yere batmasa da batırırız kardeşlikle imanla isterse batmasın
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
Gecenin Sessiz Vakti Ninnisi İle Uyuturken
Gerçeklerin hiç umurunda olmayan insanlar için gerçekti gece, bedeni ölüm
uykusuna yatıran güneş ile uyandıran, boş hayallerle avunanlara gerçeği ölüm
ile yeniden dirilme ile ders veren gece ve gündüz ansızın çalınan ecel ile son
bulunacak hayatı gösteren gece, ölümden sonra dirilişi haykıran gündüz ve güneş…
Yapılan her güzelliğin bir buket gül ile karşılayacak olan ahiret, yapılan
zulümle ateşle onu karşılayacak olan cehennem. Kul beşer şaşar ama şaştığını
bilmez nankör, kendini sadece düşünen terk edilemeyen bu kötü alışkanlıkla,
şefkate koşanları kınayan yanlışta olduğunu söyleyen utanmaz edepsizlerle dolu
bir dünya gece ve gündüz. Görmek isteyene bu hakikati ölüm ile ahreti dirilişi
anlatan gece gündüz, anlamayana duymak istemediklerini söylemeyen bilmiyorum
diyene gözünün içine sokarcasına kapkaranlık olan gece ve gündüzün umursamaz
insana bir gün bu dünyadan ayrılacağını fısıldayan ve bu hakikati en sonunda
görecek olan insana fısıldaması haykırması.
Biraz sonra bu gece bitecek ölüm uykusundaki insan yeni bir dirilişle
uyanacak ve dün bitecek, içine ne yerleştirdi ise insan karşılığını görecek,
yani unutulmayacak her şeyi unutan insan gibi olmayacak, her şey önüne
serilecek çarşaf çarşaf… Gece gündüz arkası kolay oluyor yatıp uyuyan için, ama
ölümden sonrası hiç bu kadar kolay olmayacak. Gecenin sessizliği ve huzuru
cenneti anımsatıyor, içini yıldızlar gibi merhamet iyilikle dolduran için, bir
şey yapmayan için yakıp yıkan için en güzelini cehennem ateşi söyleyecek en güzelinden,
o nedenle telaşa gerek yok, her şeyin bir vakti zamanı var. Her güzelliği gören
bir göz ruh beden var ve görmek istemeyene en sonunda mezarda gösterilen
feryatlı bir eyvah var. Mezarda kızma tanık olarak hala üzerinde olan gece ve
gündüz var, sana hakikati her gün haykıran, onlar haykırdıkça duymayan sen,
şimdi duysan da faydasız…
Sürprizleri severdin ama insanlara da kötü sürpriz yapar nefretle kinle
bakar yakar yıkardın, işte sana sonsuz cehennemden sürpriz! Pişmanlığın yüzünde
okunuyor lakin faydasız artık pişmanlık, karanlığına aydınlık yapacak perdende
yok çekesin de aydınlık olsun mezarın, karanlık ettin insanların umutların
hayallerini, yaşa sen karanlığında. Boşluğa düşer gibi olurken cehennem
alevlerine mi düşüyorsun ah çok yazık değil sana, duymayanı duymazlar,
merhametli olmayana merhametli olunmaz hep es geçtin, şimdi sana da es
geçiliyor yardım için. Her zaman neden niçin niye sorgulamayan sen şimdi
sorgulaman geçersiz manasız anlamsız!
Mehmet Aluç
Yağıyor Kar
Yağıyor kar yağan rahmettir Rahmet
Sanmayın yağan kar kullara zahmet
Kuluna Rahman çektirir mi hiç zahmet
İnsanlık için yağıyor Rahmet nur nur
Yazın yaz olacak kışın kış soğuk olacak
Ölümü anlatan karla insan yol bulacak
Toprak altında bitki bin bir soğukla olacak
Yaz gelince yeniden Rahman izni ile
canlanacak
Her bir şeyde vardır Rahmandan hikmet
Kışın ölen dünya beyaz kefenle sarılır
Yüce Rahman ol deyince olur yazın canlanır
Türlü türlü nimetle kullar nimete kavuşur
Doğanın düğünü diyelim biz bu kara
Sanmayın Rahman gönülde bırakır yara
Kar ile Rahman gönülleri işte sardı
Bu mana ile bakın siz yağan kara
Yaz kış Yüce Rahmandan yasadır
Ömür hayat dediğin nedir kısadır
Kar yağar giden havadaki zehirdir
Karın yağmaması beterin beteridir
Kışın odun kömür taşınır kucakta
Kombiyi yakan uğraşmaz oturur bucakta
Soba yanar yemek pişer lokur lokur ocakta
Kestane alan değil sobası olan yer ayakta
Kışın biraz olsa da çile
Cümle tabiat kar ile gelir yazın dile
Kış soğuk olacak elden bir şey gelmez nafile
Doğudaki kar ile batıdaki yağan kar aynı
değil bile
Kul Mehmet’im budur ezeli takdir
Yüceler yücesi Rahman her şeye kadir
Merhametli olmazsan yaşadığın hayat beterdir
Haydi, gel hayatını iman ile biçimlendir
Zorla cehennem girmeye çalışma,
Rabbim her şeye bil ki muktedir
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
Attım Adımım Aşk’a.
Attım adımım aşk’a son bir adım gayretle
Ne olacak bilinmez gönül haydi seyreyle
Nazlı yar sever mi ki duamla son dilekle
Nedir aşkı aşk yapan yârin baldan dilimi
Yoksa bu gönlü aşk’ın gülümseten yüzümü
Açtım kapısın talim ettim ben aşk yolunda
Aşk ile kol kola yar gelir aşkın kolunda
Sever misin sen dedim aşk yürürken yanında
Çıkar mısın dedi sen aşk yolunda sağ salim
Çileyi derdi servet diye sen alır mısın?
Dedim aşkla çileye dertle olurum âlim
Elin uzatırsan ben çıkarım yar sağ salim
Aşkı içerim yudum yudum olurum kaim
Ömür boyu seninle aşkımız olur daim
Bu güzel
sevilir de olur aşkla can yârim
Kul Mehmet işte aşkla gönül işte dirildi
Beni aşkla görenler önüme de dizildi
Nazlı yâri kolumda görenlerde sevindi
Güzel aşkla gönüller böylesine dirilir
Nazlı yârin gamzesi de aşk’la sevilir
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
4 Ocak 2016 Pazartesi
Dön Gel Annem,
Annem sensiz yaşadığım cehennem
Bilmem sensiz hangi yöne ben gidem
Giderken söylemedin nasıl gülem
Gittiğin yerde gülümsersin bana
Sensizlik tak ediyor inan cana
Dön gel annem döngel artık sen bana
Sensiz
bu yaşamayı ben hiç saymam
Hasretinleyim nasıl sana doyam
Bu bedeni kaldırıp ben nereye koyam
Gittiğin yerde gülümsersin bana
Sensizlik tak ediyor inan cana
Dön gel annem döngel artık sen bana
Anne ile tatlı olurmuş hayat
Sen yoksun her şey oldu inan bayat
Uzaklarda kaldın bir öpücük at
Ondan sonra yerinde rahat sen yat
Gittiğin yerde gülümsersin bana
Sensizlik tak ediyor inan cana
Dön gel annem döngel artık sen bana
Kul Mehmet’im Anne kanat kol imiş
Annesiz bu hayat ne zor imiş
Annesizliğe çare hiç yok imiş
Yokluğuna çare derman değilmiş
Gittiğin yerde gülümsersin bana
Sensizlik tak ediyor inan cana
Dön gel annem döngel artık sen bana
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
Yetişsen Bana Baba
Seni dert yıkmaz bilirim ben gördüm be baba
Ben verirken bu yolda sensiz dertlere çaba
Baba bilmezdim senle ben bu çileyi derdi
Seni dert yıkmaz bilirim ben gördüm de baba
Dertler içinde çaresiz kaldım sensiz baba
Koşup kalkıp sen gelsen yetişsen bana baba
Yokluğun bir yıkımmış gidince ben anladım
Sensiz gecelerde sensizliğe yatamadım
Sensizliğe çare bulup yola çıkamadım
Seni dert yıkmaz bilirim ben gördüm be baba
Dertler içinde çaresiz kaldım sensiz baba
Koşup kalkıp sen gelsen yetişsen bana baba
Şefkatli yüreğinle hep bizleri sarardın
Mutsuzluğumuzun içine şeker katardın
Üç kardeştik biz sarıp sarmalardın yatardık
Sen mutsuzluğa nasıl olur çare bulurdun
Seni dert yıkmaz bilirim ben gördüm be baba
Dertler içinde çaresiz kaldım sensiz baba
Koşup kalkıp sen gelsen yetişsen bana baba
Ödenmez üzerimizde senin emeğinde
Annemde bizimle beraber göz bebeğindi
Geceleri gizlice sen ağlar gördüğümde
Gözüme limon sıktım derdin her seferinde
Seni dert yıkmaz bilirim ben gördüm be baba
Dertler içinde çaresiz kaldım sensiz baba
Koşup kalkıp sen gelsen yetişsen bana baba
Kul Mehmet’im her gün aşın bekler bu sofrada
Sensiz mutluluk zor bulunurmuş bir arada
Ne olur gelip sarsan sen ağladığımızda
Yokluğun hançer gibi saplanır yokluğunda
Seni dert yıkmaz bilirim ben gördüm be baba
Dertler içinde çaresiz kaldım sensiz baba
Koşup kalkıp sen gelsen yetişsen bana baba
Mehmet Aluç-Kul Mehmet
İçim nasıl olsun rahat
Asık surat
Sende bulunmaz murat
Sen var git
Kör kuyunda yat
Sensiz bu hayat heyhat
Bir gün bulunmaz rahat
İstirahata izin vermezsin
İçim nasıl olsun rahat
Bendemi sendemi kabahat
Nasıl eylemeli kim eyler izahat
Kimde var sefahat
Çözemedin düğümlendim
Kaldım
Var git yat desem
Çözemedim yatmayım
Ah bir çözebilsem
Önümüzü görebilsem
Görebilsem ah gülebilsek
Bilmem kaç senedir
Bu dert sıkıntı nedir
Kuldaki bu nefret nedendir
Ebesine atlayan mı var inleten
Gece gündüz gözeten iç eden
Ağlayalım dersem kiminle
Dertleşelim desem derdim ile mi?
Yürüyelim desem kiminle
Bu dermansız ayaklarla mı?
Matem ile etrafımız kabristan
Nefes almaya var mı bir an
Değişmez mi bu çaresiz zaman
Kul değişmeyince değişmez mi zaman
Yandık eyvah o zaman her zaman
O halde ağlamak değil fayda
Çek bir yudum demli çayda
Gönülde bulunmaz sevda
Büyüdükçe büyür süveyda
Yaşamak kolayda dert kalkmış şaha
Dert sabırla gider nefret girmiş
Akşama sabaha
Bu nasıl bir desem diyemem dünya
Gördüklerim hakikat değil ki rüya
Dert gelirse gelir arka arkaya
Rahmana sığın sabırla dolsun batarya
Ne kadar var lüzumsuz adam
Adam denilmez onlara olursa olur rezil madam
Madama bu arada olur yazık
Adam değil onlar diyelim yamyam
Arama mana anlam
Koy kıçına bir tekme
Uçsun yukarıdan aşağı
Asık suratlı
Bakma yüzüne
Karartma içini
Duyma dediğini
Manasızdır söylediği
Koy noktayı
Gideyim tatile az yapayım balayı
Orada çekeyim halayı
Halayla bitireyim olayı
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Yayınlarım
Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?
Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç
-
1847’de Manisa'nın Kırkağaç ilçesi Gelenbe kasabasında dünyaya geldi. 1912'de aynı kasabada yaşamını yitirdi. Asıl ismi Mehme...
-
Aşık Reyhani 1932 yılında Hasankale'nin Alvar köyünde doğdu. Asıl adı Yaşar Yılmaz'dır. İran'dan göçen babası ...
-
Yunus gelirde hakka doğru yürünmez mi? Gözlerde yaş akarda Yunus görmez mi? Hak yolda hakla olan Yunus görünmez mi? Hak yol...