Kul Mehmet: Sevgili okurlarımız, gönül dostlarımız bu haftaki konuğumuz amatörce şiirler yazan bir şair kardeşimiz olan, Gecelerin şairini konuk ediyor ve onunla röportajı gerçekleştiriyorum. Maksat hem gönül gönül'e sohbet hem de röportaj. Öncelikle Hoş geldiniz sayın- Gecelerin Şairi- bize biraz kendinizi anlatır mısınız? Ayrıca gecelerin şairi ismini veya kavramı nereden aklınıza geldi? Edebiyatla ilgili kavram anlayışınız nasıl acaba?
Gecelerin Şairi: Bana bu imkânı ve gönül kapınızı açtığınız için teşekkürler ederim, kul Mehmet kardeşim. Ben Mehmet Aluç 1962 Malatya Doğumluyum. Ortaokul mezunuyum. Çocukluğumda okuma hevesim, Tarkan çizgi romanı okuyarak başladı.1975 yılları idi galiba o dönemde tanıştım ve okuma hevesim aç bir kurt gibi başladı ve o dönemde çıkan gazete, mecmua, çocuk romanı-Kemal ettin tuğcu Serisinin tamamına yakınını-okudum. Mecmua ve dergiler bana yetişmiyor desem yeri azdır. Bu muhteşem atmosferi yaşamak ve devam ettirmek için, o yaşlarda çalışmaya başlayarak, özgürce ailemden izin almadan bu dergileri özgürce alarak okumaya başladım, Bu okumanın güzelliğini nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum adeta yutuyordum. Hele gırgır dergisi, Teksas, Tommiks haftalık hiç kaçırmazdım. İlk okuduğum roman -SUÇ VE CEZA- dır ve bu roman okuma hızımda1978'lerde başladı ve elime geçen ve yeni çıkan romanları hemen alıp, bir çırpıda okuyordum. Aynen deliler gibi hatta bir söz vardır-Aç olandan korkmayın gözü aç olandan korkun-diye bende aynen böyle idim.1982 yılı Askerlik ve daha sonrası evlilik ve yaşama atılmamla bu yükseliş, alçalmaya başladı. Evliyim 4 çocuk babasıyım.1990 yılında kamuda işçi olarak çalışmaya başladım. 2002 yılında tayinim nedeni ile çok sevdiğim şehirler arasında olan- Anakaraya- tayinim çıktı. 2010 yılına kadar çalıştım ve 2010 Ekim ayında, emekli oldum. Şimdi kendi halimce okuyor ve yazmaya çalışıyorum -Allah'ın izni ile-Sinema, tiyatrodan, kitap okumaktan, ailemle baş başa vakit geçirmekten hoşlanırım.
Öncelikle gecelerin şairi geniş anlamda düşünerek karar verdim. Gündüz edebiyat ile yazılan şiirler pek çok, ben emekli bir insanım ve en çok geceleri yazıyorum, gecenin o sessiz ve huzurlu anında yazmak, ilhamı karşılamak daha güzel oluyor, ve yanınızda sakin sakin oturuyor Allah'ın izni ile. Baktım ben hep geceleri en çok yazıyorum, gündüz değişik şair arkadaşlar geniş alanda geniş geniş yazıyorlar, benden başka geceleri şiir yazan az olduğunu düşünerek bu ismi aldım. Edebiyatla ilgili kavramlarıma gelince, anlam daralmasına girmeden, cümleleri çoğu zaman uzun yazarak, uzun okuyucu kitlesine biraz yabancı olsa da, anlaşılır bir dil ile yazmaya çalışıyorum. Okul yıllarında Türkçeye olan az merak yüzünde, üzülerek söylemek zorundayım imla kuralları konusunda çok fakirim, okul yıllarında özne yüklem tümleç konuları pek sıkıcı geldiği için, öğrenmek konusunda pek gayret gösteremedim. Gençlik yıllarımda pek yazmazdım, sadece bol bol okurdum. Şimdi emekli olduktan sonra, altı yıldır aralıksız soluksuz yazıyorum.
Kul Mehmet: Evet, edebiyat sayfalarında şiirleriniz öykü ve makaleleriniz yayınlanıyor, hem yazmak, yayınlamak yorumlara cevap yazmak zor olmuyor mu?
Gecelerin Şairi: Yüce Allah gönül'e dokununca, yazma isteği ve şevki verince hepsi çok kolay oluyor.
Kul Mehmet: Günde kaç şiir öykü makale yazıyorsunuz?
Gecelerin Şairi: Bu bazen şiir olunca on tane, öykü olunca bir, makale ise üç tane Rabbim yardım ediyor yazmama.
Kul Mehmet: Bir şiir de öykü ve makale de, belirtilmek istenen duygu ve düşüncelerin kolay, anlaşılır olması için neler yapıyorsunuz?
Gecelerin Şairi: Kelime ve hecelerin ana yapısına hiç karışmadan, akılda daha rahat kavranabilmesi için biraz düşünmek daha doğrusu düşünüş alanını boş, yani okuyucuya bırakarak, onların bulmasını isteyerek onlara bırakıyorum. Günlük hayatımızda kullandığımız dil ile yazıyorum. Günlük yaşadığımız hisleri ve duyguları kaleme alıyorum.
Kul Mehmet: Hecelerin uyumunu sağlamak için, çok çaba sarf ediyor musunuz?
Gecelerin Şairi: Uyum ah uyum, günlük hayatta bir birimize karşı gösteremediğimiz bu uyum, şiirde muhakkak bir araya geliyor ve bir bütünü meydana getiriyor, ahenkli ses uyumu ile değişik heceler anlam ve mana katıyor şiire. Değişik dedim, bunun altını çiziyorum, aynı toplumda yaşarken değişik düşüncelerin bir araya gelerek, anlam ve mana kazanmasına dikkat çekmek istiyorum. Çay demlenince acı oluyor, acı demlenince şairin kaleminde şiir oluyor, bunu bir yerde okumuştum. Keşke ayrılık ve uyumsuzluğumuz çok olmasa ve biz şairlerde, bu konuda hiç şiir yazmasak, hep uyumluluklarımız yazsak, şiir gibi gülümsesek, elbette ki hadi gülelim demekle de toplumca gülünmüyor, acılar gönülde pişince ama el ele gönül gönül'e, o zaman gönül yıkılmaz oluyor.
Kul Mehmet: Tıpkı aşk gibi mi demek istediniz?
Gecelerin Şairi: Bravo, çok güzel dediniz, ama aşkta vuslat çoğu zaman pek mümkün olmuyor. Biliriz hepimiz Leyla ile mecnunu ve diğerlerini, aşkta hasret özlem oldukça, gönül aşkın kazanında kaynıyor ve âşık sevdiğine karşı daha çok aşk ile bağlanılıyor. Toplum olarak gönülde yaşadığımız bu hayatta, azıcık dert çile ile olurken el ele gönül'e pişersek, birbirimize karşı olan değerimizin kıymeti daha güzel anlaşılacak ve hali ile bir süre sonra, toplum olarak gülmeyi gönül kırmamayı yıkmamayı öğreneceğiz.
Kul Mehmet: Ben şiirlerinizde diğer, diğer derken konuşma lehçe anlamında söylüyorum, yani bir çevreye göre mi yazmalı veya belli bir söyleyiş özelliği ile yazmak mı daha vurgulu oluyor?
Gecelerin şairi: Ülkemin insanlarına ve her bölgenin konuşma şekline ben bayılıyorum. Tabi ki Şair bir çevreye özgü söyleyiş özelliği, dil bilgisinde vurgu yapması o bölgedeki insanları elbette ki memnun edecektir. Şiirde o bölgeye göre daha vurgulu olur ama bu bölgenin dilini bilmeyen için, elbette ki vurgulu olmayacaktır. Duygu, düşünce ve isteklerin toplumun geneline göre yazınca aktarılınca, bu tabi ki benim düşüncem, bence daha vurgulu oluyor. Tabi ki her düşünceye de saygı duyarım. Yazmadan önce çok çok okurum, araştırır ona göre yazmaya gayret ederim.
Kul Mehmet: En çok hangi yazarları okursunuz?
Gecelerin Şairi: Mevlana, Yunus Emre, Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl, Fuzuli, divan şiirlerinden okurum bol bol. Yazarken ben onlar gibi elbette ki olamam, duyguları onlar gibi aktaramasam da peşlerinde gitmeye çalışıyorum. O zamanda ki ekonomik alandaki boyutlarla sıkıntıları ülkenin durumunu da düşünürsek ve o zamanda, teknolojinin adını düşünülmesi bile imkân olanak yok iken, bu gönül dostu Üstatlar gibi yazmak ellerine su bile dökemem. Ama o zamanlarda gönüller bir birine açık, birbirlerini sımsıcak ısıtırken, günümüzde de bunun o zamanlar gibi olmadığı da bir gerçek.
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
Devam edecek
Monolog: Bir kişinin tek başına konuşması demektir.
Monolog: Bir kişinin tek başına konuşması demektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder