Hayat
yolunda yokuş olan yolu tırmanırken, yanımızda bize gülümseyen olmayınca o
yokuş o yol bize hiç bir zaman, huzur vermez…
Ey
gönlüm ey bakışlarında eser olmayan sevmelerim, bakışlarında sanki ölüm
gölgeleri, dargın seyyahların umutsuzluğu feryat ederek geziyor, o nedenle hep
yalnız kaldın o nedenle tenden yumuşak olmadı gülüşlerin.
Umutsuzluğum
umuda gebe kalmayınca adımlarımı atışımın, kollarımı açmayışımın kör karanlığında
açmayan menekşe ’siz gönül bahçemin dikenleri arasında kaldı sevdiklerim, o
nedenle ömür boyu gülümseyemedim ey gönlüm.
Anlamı
olmayan kelimelerim, ey gönlüm sende aşk olmayınca, anlamsız sokaklarda gezinince
göç yolunda hasret ile çelimsiz kalıyor, aydınlık dolu düşünceler mısralar
heceler üretmiyor solgun kalıyor…
Ey
kâbuslarım size hak veriyorum, soğuk kırık acılar ile sevdasızlığın divanında
oturunca sizi yaşamamak mümkün değil, size binlerce kez korku ile beddua
ettiğim için pişmanım çünkü ıslak kirpiklerim acılarımla sevdasız gönlümün
boşluğu ile titrer iken hatanın bende olduğunu anladım…
Kendi
hayal kırıklığımda, uslanmaz kendini bilmez benliğimin sarhoşluğunda
yalnızlığımı yudumlar iken, tüm suçu karşımdakinden aradım, kendi kelimesiz
’ligim ile gece gündüz demlendim hasreti içtim yenilgimi hiç kabul etmedim işte
bu nedenle yalnız öksüz kaldın ey gönlüm…
Gönlüm,
senin seyir defterine hislerimi duygularımı yazmadım arzularımı ihtiraslarımı
hırsımı yazdım o nedenle hep üşüdün hep zemheri soğukları esti etrafında. Şimdi
ağla ağlayabildiğin kadar dökülen sessizlik kadar ağla, sessiz kalmamayı
gönüllere ses olunması gerektiğini kuytularda sadece kendi arzun için yanan
birey olmanın acısı vicdansızlığı ile istediğin her köşede ağla ağlayabildiğin
kadar ey benliğim ey gönül olmaya derin dondurucu gönlüm, seni duyan gören
olmaz ey benliğim, ey gönlüm, ey hislerim…
Bakire
olan gönlüme, ona sevgisizlik vefasızlık
hırsınla tecavüz ederek masumiyetini yok eden benliğim sesini kes ve kıçını kır
otur bir karanlık köşede, kes artık sözleri notası kayıp beste ’siz iradesi
olmayan feryadının sesini ve gömül karanlığa belirsiz izler bırakarak arkanda
yaşa. Masumiyet’sizliğin hasretini çekerek doya doya yaşa ey benliğim sen bunu
çoktan hak ettin…
Mehmet
Aluç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder