Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam şefaatçimiz, Habibimiz, önderimiz, insanların en hayırlısı tevhid ve sünnet muallimi, Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e ashabına ve onun yolunda gidenlere olsun.
Ey kanlı elleri ile ülkemde gezen nefret kin sahibi, yaktığın yüreklerin feryadı ile kıvranarak can vereceksin… Bu günler en iyi günün Azrail ensene yapıştığı anda yaptığının pişmanlığı seni paramparça edecek ama o anda da hiç bir çare bulunmayacak senin için… Ah diyeceksin dönsem de dünya’ya her saniyem iyilikle geçse, bu bedenim paramparça olsa da iyilik yolunda parçalansa diyeceksin ama artık senin zamanın doldu, ıstırap feryat ile ağıtlarının cehennem duvarlarını parçalayan azabın başladı…
Arama yardım için kimseyi bulamazsın, çünkü sen ömrü hayatında bir gram iyilikte bulunmadın, merhametli gözlerle bakma etrafına, dünya âleminde merhameti sen toprağa gömmüştün, şimdi sana merhamet etmek, merhamete zulümdür. Dünya da hiç kimsenin gözlerine bakmadan katl ettin öldürdün, şimdi senin gözlerine bakan olacak mı diye boşuna bekleme…
Eyvah ben gaza geldim, yanıldım saçmalığını bırak, yüce Rahman sana pişmanlığın yolunu açık bırakmıştı ama kul hakkı ile gelirsen af etmem, kulun hakkını ben kuluma bırakırım demişti, duymadın mı? Ey sözünü özünü Kur’an’ı bilmez, ey milletin gözünü silmez, şimdi ne bekliyorsun? Beklemek için gönlünde ne verdin nefret kinden başka? İkiyüzlülüğünle insanları katl etmede gözünü kırpmayan birkaç dolar para için kasanda topladığın işte sana ateş oldu, yakacak sonsuz ateşi ile haydi, bak bakalım kim seni kurtaracak?
Kur’an’a Gül kokan Resule iman etmekte bir güzellik vardı, elini her uzatanı ak pak yapardı, gönüldeki çirkinlikleri yok ederdi, yaklaşmadın yanına, koştun şeytan ile zalimin yanına bak bakalım Şeytan yanında mı duy sesini azap içinde feryat ediyor, duy iyi insan bildiğin zalimin alevler içindeki sonsuz azap içindeki sesini…
İnsana akıl irade ile özgürlük veren yüce Allah(c.c.),İnsan denilen bizlerin-sen hariç- aklı ve iradesi ile kendisine mi iman ediyor yoksa şeytan ve zalim peşinde mi koşuyor diye imtihan etmek için gönderdi, haydi bunu da bilmiyorum deme sakın. Abese suresinin 17. ayetindeki şu ifadeler Allah’ın, kendini bırakarak şeytana teslim olan kullarına şiddetli hitabıdır: “Kahrolası insan, ne kadar nankördür.” Dediği o insan işte sensin ve yaptığının karşılığını aldın, cehennem azabı ile.
Sen ve seni tutanlar kandıranlar fitne ve fesadı yayanlar tarihte olduğu gibi boş iş peşinde olduklarını anlamadan geberdiler ve cehennemin alevi ile tanıştılar, bunu da bilmediniz ve hala ayıkmadınız, şimdi gerçek olanı azabı görünce ayıktın lakin iş işten çoktan geçti.
Sanma ki kâinatı yaratan yüceler yücesi Rahman sana zulüm ediyor, Hâşâ Yüce Rahman kuluna asla ve asla zulüm etmez Rahmeti keremi lütfü o kadar sonsuz ki senin vazgeçmen için seni bekledi -Kul hakkı hariç- cümle günahını af etmek için bekledi, ama gitmedin atmadın ona karşı bir adım ve şimdi sen kendi yaptığını çekiyorsun. Senin gibi zorbalara anında zorbalık yapmadan önce, haddini bildirirdi lakin imtihan dünyasında, iyilikle kötülüğü belirlemek için imtihan yaptığında o anda sana müdahale etmedi bekledi-KUL HAKKI HARİÇ-sen yaptığın kötülüğü anlamanı bekledi tövbe ile dönmeni bekledi lakin sen hiç oralı olmadın ve şimdi sana karşıda oralı olanı beklemen boşuna…
Kendilerine: “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde: “Biz sadece ıslah edicileriz” derler. (Bakara Suresi, 11)Bilin ki; gerçekten, asıl fesatçılar bunlardır, ama şuurunda değildirler. (Bakara Suresi, 12)Ki (bunlar) Allah’ın ahdini, onu kesin olarak onayladıktan sonra bozarlar, Allah’ın kendisiyle birleştirilmesini emrettiği şeyi keserler ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarırlar. Kayba uğrayanlar, işte bunlardır. (Bakara Suresi 27)Ey iman edenler, sizden olmayanları sırdaş edinmeyin. Onlar size kötülük ve zarar vermeye çalışıyor, size zorlu bir sıkıntı verecek şeyden hoşlanırlar. Buğz (ve düşmanlıkları) ağızlarından dışa vurmuştur, sinelerinin gizli tuttukları ise, daha büyüktür. Size ayetlerimizi açıkladık; belki akıl erdirirsiniz. (Ali İmran Suresi, 118)
Fitnecilik ile insanların hür yaşamına acı ve gözyaşı kattın, sevgi sende yüreğinde yoktu, sevgi içinde olanları kıskandın, gönüllerde yara açtın kanattın, kendi düşünceni vicdanını sattın şimdi ise azap içinde yardım bekleme sana yardım yok, eyvah ki eyvah sana, dünya hayatında sana fitnecilik yapma, nefretin ile gezme yıkma dediler dinlemedin, zalim ile şeytanı dinledin amma şimdi onlarda senin durumunda, ah ne olurdu şu nefsine şeytana ve zalime uymasaydın çok güzel olurdu diyeceğim amma, iş işten geçti artık.
Ha biz sağduyulu insanları yanına çekerek âlemi birlikte yakmamızı istediğiniz amma bizler sizler gibi geri zekâlı ve salak değiliz Allah’a şükürler olsun Yüce Allah(c.c.c) ve gül kokan Resul’e inen Kuran bize bundan asırlar önce söylemişti, böylesi durumlarda yangına, benzin dökmeyin der gibi bizi uyarmıştı.
Resul-i Ekrem (s.a.v.)in bu husustaki şöyle demişti biz müminlere.
“Fitne (vaktin)de kişinin selâmeti evinde (oturmaya bağlı)dır” (Feyz’ül-kadir c. 4, s. 116).
Kulu yolda çıkaracak noktalara uyarıcı işaretler ile uyaran ve ümmetlerinin fesadın oyuncağı olmasını istemeyen Fahri Kâinat (s.a.v.), şu ikazı yapmaktadır. “Yakın bir gelecekte (kişiyi) sağırlaştıran, dilsiz(e çeviren), kör(e benzeten) fitneler olacaktır. Kim ona yaklaşırsa fitne onu kendisine çekecektir. Ona dil uzatmak (suretiyle destek olmak), kılıcın (fitne içine) düşmesi gibi (tehlikeli)dir” (Ebû Dâvûd c. 4, s. 10)
Böylesi sessiz kaldığımız fitnenizin büyümemesi içindir, aciz olduğumuzdan değildir Rahman’a sığındık. Zorluk, sıkıntı, anında bütün sebepleri ile sukut edip aleyhine döndüğü bir zamanda tek çare dua olduğunun farkına varan, Yunus Aleyhisselam’ı denizin dibinde yunus balığının karnından kurtaran yine onun tek çare gördüğü, münacat ve duası olmuştur. Bunu da biliriz amma sen bilmezsin anlamazsın, anlayacağın tek şey alev, oda karşında seninle beraber, bu devran ve günün sana kalmayacak bunu da iyi bil. Selam ve dua ile kardeşlerim.
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder