Bazen oturup derin derin düşünürüm, eksikliğimi ve eksikliğimizin ne olduğunu anlamaya çalışırım ve bunu anladıkça da derin üzüntü içinde kalırım. Böylesine nimetler içinde böylesine güzel ülkede yaşarken zilleti yaşamak, ülkede kargaşanın eksik olmamsını anlamaya çalışırım.
Müslümanlar olarak eksiğimiz haddinden fazla çok, sıralamaya kalksam Oscar ödülü alırız vesselam. Öncelikle bakış açımız, gönül kapımızın dikenlerle kaplı olması ve Kur’an Sünnet yolu diye iman yoluna giderken yanlış yola sapmamız, bu yolda iken hala kavga ediyor birbirimize tahammül etmiyor olmamız… En önemlisi de namazı huşu içinde nedense kılamıyoruz, aklımıza muhakkak ki bir şey takılıyor, yeni bir cep telefonu modeli, kasaya biraz daha para yığma telaşı, yanımızda bizden fazla çalışanın yerimize göz koyduğuna dair anlamsız kaygı telaş say saya bildiğin kadar bitmez. İşte bizdeki ve Gül kokan Resul sahabeleri ile aramızdaki fark okuyun ve karar verin.
Namaz teslimiyettir Yüce Allah’a, kulun en güzel ibadetlerden birisidir, mutluluk ve iman etmenin göstergesi ve derecesidir. Nasıl güzel olmaz Nur namaz? Yüce Allah’a teslimiyet ile özgürlüğüne kavuşması, söyleşme, halleşme, dert ve sıkıntının anlatıldığı ve istek istenildiği en güzel bir nurdan vaktidir. Namaz kılan her mümin son rekât’ta oturup da selam verdiğinde, duasını ve zikrini bitirdiği andan sonrasında ise gönülde hissettiği duygu sadece mutluluk gülümseme ve huzurdur.
Asr-ı saadetten Namazla ilgili bir huşû dersi:
Namaz teslimiyettir Yüce Allah’a, kulun en güzel ibadetlerden birisidir, mutluluk ve iman etmenin göstergesi ve derecesidir. Nasıl güzel olmaz Nur namaz? Yüce Allah’a teslimiyet ile özgürlüğüne kavuşması, söyleşme, halleşme, dert ve sıkıntının anlatıldığı ve istek istenildiği en güzel bir nurdan vaktidir. Namaz kılan her mümin son rekât’ta oturup da selam verdiğinde, duasını ve zikrini bitirdiği andan sonrasında ise gönülde hissettiği duygu sadece mutluluk gülümseme ve huzurdur.
Asr-ı saadetten Namazla ilgili bir huşû dersi:
Bir muharebe gecesinde, biri muhacir diğeri ensar iki sahabe sırayla nöbet tutuyorlar. Gündüz savaşın yorgunluğuyla bitap düşmüş bu mübarekler, gece de sabaha kadar nöbet tutacak ve olası bir saldırıya karşı tetikte olacaklardı. Biri diğerine, ‘Sen istirahat et de biraz ben bekleyeyim, sonra da seni kaldırırım’ der. İstirahata çekilen çekilir, diğeri de namaza durur. Bir ara düşman vaziyeti anlar ve ayakta namaz kılmakta olan bu sahabeyi ok yağmuruna tutar. Maalesef vücudu kan içinde kalan bu sahabe, yine de namazını bitirene kadar dayanır ve bitirdikten sonra yanındakini kaldırır. Arkadaşı durumunu görünce hayretle sorar : “Niçin ilk ok isabet ettiğinde haber vermedin?” Cevap şöyledir:”Namaz kılıyor ve Kehf suresini okuyordum. Duyduğum o derin zevki bozmak, bulandırmak istemedim.”(*)
Ben dâhil böyle bir insan var mı acaba âlem de? Kaldı mı? Böylesi muhteşem bir hayatı takip edenimiz var mı? Varsa da bilmiyoruz, varsa neden ortaya çıkmıyor onu da bilmiyoruz!
Aslına Yüce Allah bize zor olanı yüklemez, huşu içinde kılın diyorsa muhakkak bunun bir yolu vardır, aklımızı izanımızı Nur Kur’an ve Nur sünnet merkezli ve gözümüzü de Kuran ve sünnet gözlüğünü gözümüze takar bakar isek ayrıca alıp gönlümüze yerleştirir isek olur diyorum. İnşallah. Selam ve dua ile kardeşlerim.
İman huşu içinde namaz kılardı neslimiz
Ne oldu da nurlu yoldan ayrıldık birden hepimiz
Kalamaz mıydık onlar gibi tertemiz
Hep birlikte ne gerek vardı yıkmak ortak geleceğimizi
Kul Mehmet’im Kur’an Sünnet Namaz ile kalmalıyız tertemiz
Bunlar ile olmalı gönlümüzde yüzümüzde o güzel gülüşümüz
Mümin dediğin yolda kalanın elinden tutar kaldırırmış biliriz
Hani nerde o yolu takip etmek var iken neden yıkarız gönlü geleceğimizi
İman huşu içinde namaz kılardı neslimiz
Ne oldu da nurlu yoldan ayrıldık birden hepimiz
Kalamaz mıydık onlar gibi tertemiz
Hep birlikte ne gerek vardı yıkmak ortak geleceğimizi
Kul Mehmet’im Kur’an Sünnet Namaz ile kalmalıyız tertemiz
Bunlar ile olmalı gönlümüzde yüzümüzde o güzel gülüşümüz
Mümin dediğin yolda kalanın elinden tutar kaldırırmış biliriz
Hani nerde o yolu takip etmek var iken neden yıkarız gönlü geleceğimizi
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)
(*) Ebû Davud, Tahâret, 78; Beyhakî, Delailü’n-Nübüvve, 3/378-379; Yusuf Kandehlevî,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder