Ey
kendi karanlığından kaybolan ve nefsine eşir olan, anla seni karanlığa boğan ve
esir eden nefsin. Onu okşayarak şımartma, şımartırsan seni şeytanın kapısına
götürür ve ayaklarını da zincir vurdurtur…
Kendi
yoluna değil nefsin gösterdiği yola çıktın ve yolda kaldın işte, haydi bırak
nefsini yolda, çık yeni bir yola imanı al yüreğine, Kokla Nur Kuran ve gül
kokan Resul kokusunu yolunu bulursun… Yeniden keşfet dünyayı, gönlünü, aşkı, kendini
haydi durma ne bekliyorsun geçiyor zaman… Haydi, imanı al gönlüne, gönlüne göre
düzenleme, gir içine kaybol imanın içinde, onunla sil geçmişi izi kalsa da
Rahman onu da siler, sen Rahmana doğru yürü, varamamaktan korkma varamazsan da
o yoldasın ya önemli olanda bu değil mi?
Bu
semada bir kar tanesi gibi bembeyaz konmak değil midir gönüllere? Gülümsemek,
gülümsetmek hatırlanmak değil midir bu âlemdeki misafirliğimiz? Yağ gönüllere
bembeyaz kar taneleri gibi bereket gülümsemeler ile yükseklere değil alçak
yerlere yağ…
İman
seni, senin sırrına ulaştırır, kendi sırrına ulaşınca imanla özgürlüğüne
kavuşursun, arkanda iz bırakarak yürü arkanda gelenlerde kendi sırlarını imanla
çözsün özgürlüğün tadına varsın hep birlikte.
Nefsin
yüreğine sapladığı benlik nefret kin okunu çek çıkar, bırak kanarsa kanasın
yüreğin, onu saran Rahman var. Günde binlerce kez gönlünü yoklayan Rahman
seninle iken, sen onunla iken kim sana zarar verebilir?
Karanlık
gecenin, karanlık gözleri ile bakan nefis ve şeytanı at çıkar gönlünde, ne
alacağı nede vereceğin kalmasın gerçi vereceği bir şeyi yok aldatmaktan ömürden
gülücüklerini almaktan başka.
Gel
gülümseyerek gel Rahmanın Huzuruna
Kalma
nefis şeytanla uçurumda yaşama burun buruna
Hem
ne uğruna yarın elinden alınacak dünya malı uğruna
Haydi,
biraz düşün sen az enine boyuna
Yat
kuran Gül kokan resul sünneti iman ile koyun koyuna
Gel
gülümseyerek gel Rahmanın Huzuruna
Mehmet
Aluç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder