Umudumu
süpürdüler attılar çöplüğe, dokunmayın dedim umudumu alırsanız gözlerimi
ellerimi yüreğimi yarınlarımı alırsınız dedim duymadılar, arkalarına bakmadılar
süpürdüler ve çekip gittiler. Koştum arkalarına yetişemedim, yollar hep çukurdu
her düştüğüm çukurda çıkana kadar benden uzaklaştılar gittiler.
Birde
baktım onların arkasında koşarken yüreğimdeki sevginin çukurların içinde
kaybettiğimi anladım, gerisin geriye döndüm geride bir şey bulamadım. Vefasızlığı,
insanlığı bir pula satan tacirlerin aç gözlüğünü gözlerine sokmak için elimdeki
uzun sırığı alarak gözlerine sapladım, Lakin hiç acı duymadılar!
Tozpembe
hülyalarımın yanına koştum, onlarda yerinde yoktu, uykuya yattım tekrara yanıma
gelirler diye, lakin yine gelmediler yanağıma konan gözyaşlarımla baş başa
kaldım, huzurun kapımı çalmasını beklemeye başladım.
Gözlerim
gökyüzünde yıldızlarla buluştu, yıldızlarda gözlerim, gönlüm gibi sönüktü…
Yürekten
“Allah” dedim yıkıldı sönük olan ne varsa, parıldadı bir anda sönük gönlüm,
gözüm, yıldızlar, hayallerim gülümsedi, umutlarım koşarak geldi bana sarıldı, bende
onlarla gülümsedim, vardım Rahman’a şükür secdesine huzur üful üful esti kâinatta
gönlümde…
Mehmet
Aluç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder