Keşke söylediklerimi
kendime söyleseydim de sana söylemeseydim, söyler iken yüreğimin aşk dalları
birer birer kırılıyor, benimle beraber soluyor…
Sana uçan kanatlarımı
kendi ellerinle kırdın, sana uçamıyorum ayaklarım kırıldı yürüyemiyorum… Bana
koş gel diyorum hiç duymuyorsun vefasız, bana bakarken gamzende güller açıyordu
şimdi ayrılık okları ile dolu yüreğime her somurttuğunda yüreğime saplanıyor,
ama sen görmüyorsun bilmiyorsun işte bu beni, ahların içinde ıstırapların
içinde yaşıyorum…
Yüreğimin sahillerinde
ellerinde diken ile yüreğimi parçalıyorsun, bu isteksizlik nefret nereden çıktı
bilemiyorum, anlayamıyorum! Söylemiyorsun, anlatmıyorsun! Her muamma cevabını bulur, ama
suskunluğunun cevabı sanki mezarda bulacak korkusu, yüreğimi yakıyor. İnsanlık
hali yanlışlıkla kırıcı söz söylemiş olabilirim ve hatırlayamıyor olabilirim
veya birileri hakkımda sana doğru olmayan bir şeyler söylemiş olabilir, söyle
bana çözüm bulalım diyorum, hiç yüzüme bakmıyorsun, konuşmuyorsun… Öfkelisin nedenini
bilmiyorum! Kendine merhamet etmediğin gibi bana da merhamet etmiyorsun! Nasıl
olacak? Çözüm nedir? Söylemiyorsun…
Kızgın bakışlarında
cevap arıyorum kahır buluyorum, yeter artık ya cevap ver ya da bu defa ben terk
ediyorum seni. Sanki bulunmaz Hint kumaşı gibisin, sen sevmezsen beni seven
birini arar bulurum asıl sen üzül seni candan sevenini kaybettin, şimdi kendi
kahrın nefretinle karanlığınla kal baş başa o zaman anlarsın belki kıymetimi,
gerçi bundan sonra anlasan da anlamasan da fark etmez, ben sana gönül kapımı
kapattım gidiyorum… Unutmakta bir nimettir seven için, her ne ise bizi bu
duruma düşüren arayalım bulalım cevabını…
Susuyorsun, öyle ise sonsuza kadar
sus nefretinle, yenilgiye cesaretinle karşı yürüme korkaklığınla kal baş başa
artık bundan sonra, yüreğim ağlasa da yağan yağmur gibi rahmettir diyorum seni
terk ediyorum, ben istemesem de bir mülteci gibi yanında kalamam bu kendime ve
aşkıma ihanet olur…
Aşksız nursuz karabasan
rüyalarla kal, en katı yüreğinin kuytu köşelerinde sokaklarında bensiz yürü… Arkamda
bize ve aşkımıza ait tüm izleri silerek gidiyorum artık arasan da bulamazsın
izimi, ukde kalsın yüreğinde bize ait anıların dehlizinde karanlığında kal ya da
belki ben iyi değilim söylemedin olabilir, şimdi benden kurtuluyorsun diyorum
ve kapatıyorum gönül evimin tüm ışıklarını sana…
Yeniden bir seven bulana kadar, ben aşkımı
sandalına binerek aşkın derya denizinde yavaş kürekleri çekerek senden
uzaklaşıyorum… Dilara bakışlımı aramaya gidiyorum, vuslat ile gönlüm saracak
hep benim gibi gülümseyecek olan sevenime doğru gidiyorum… Dilimde dualarla
dilinde dualar olanıma doğru yavaş yavaş yol alıyorum ve gülümsüyorum,
yüreğimde gülümseyen umutlarımla.
Mehmet Aluç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder