Destan yazılırdı ancak, başkasının yazması için beklenilemezdi
Çanakkale de Ecdadım yazdı
Milletimi yıkmak mı istiyordu o batı
Milletim yıkılmazdı vardı imanla
sabrı
O zalim ki düşmanın yüreği taştan
katı
Yorgun olsa da millet umutluydu
canları
Çanakkale de Millet yeter dedi bu
zillet
Mehmet Aluç /Kul Mehmet
Destan yazılırdı ancak, başkasının yazması için beklenilmezdi
Çanakkale de Ecdadım yazdı
Çığlık çığlığa hezimete uğratmak için koşuyordu topuyla
bombasıyla tüfeğiyle düşman, üzerimize o an, bu nasıl bir nefretti ki ne tarifi
ne da anlatımı vardı! Sanki bu vatan onlara emanetti, kendi atalarından
kalmıştı, işgal eden bizdik! Bunu anlatsak ta size ait değil bu cennet vatan
bize ait desek te, ölmek için koşuyordu düşman. Milletimin göğsünde yıkılmaz
bir kale çelikten bir zırh iman ile koştu cepheye, vatansız yaşamak zillet dedi
ölüm dedi, şehadet bize onur dedi, şehadete koştu vatan millet için yıkmaya
çalışanları yıktı.
Yedi değil on yedi tepeden hücum etseler de alamayacaklardı
bilmiyorlardı, kendileri gibi sanıyordu bu asıl imanlı milleti, yanıldılar
yıkıldılar gittiler. Kapı önünde mahallede kadın çocuk hiç kimse yoktu, herkes
cephedeydi, ya da cephe için çalışıyor ter döküyordu son nefesini veriyordu.
Zafere adım adım aksak yürüsek te, düşman bir an zafere yaklaştım derken, binlerce
“Seyit” Osman cephedeydi, ama bir tanesi bambaşkaydı, omuzunda bir mermi
tonlarca ağırlıktaydı, ya Allah bismillah dedi kaldırdı yerden, sallandı imanında
ki güç ile dağlar taşlar cephe… Aradan yüz yıl geçse de hala o ağırlıkta bir
mermiyi kaldıracak bir insan çıkmadı, alıp kaldıramadı.
Aziz cefakâr milletimin
imanı ile Yaradan’ın olan ilahi aşkı hiç söner miydi, kim söndürebilirdi ki? Vatan
iman İkisi bir aradaydı, ama düşmanda bu yoktu, bilemedi kestiremedi yıkamadı, yıkılmaz
olan iman yıkılır mı? O çocukların gençlerin ninelerin gözlerinden
gözyaşları iri iri damlıyordu şevkle zafere ulaşmak düşmanı yıkmak yenmek arzusu
içinde, dilde dua “Allah Allah” nidalarıyla, cepheye koştu. Sanki hepsi bir çocuk
özlemi içinde, uçurumun kenarında bir ağaca takılmış uçurtması elinden alınıyor
muş şaşkınlığı heyecanı içinde birazdan gelecek olan ve gelmesi kesin muhtemel
olan kahramanını beklerken, kendisi kahraman oluyordu…
Destan
yazılırdı ancak, başkasının yazması için beklenilmezdi, zaten başkasının
yazdığı destan değil, havada tayyare selam söyle o yâre olurdu ancak. Gönüllerde imanla açan sulanan
güller hiç solar mıydı, hele el ele gönül gönüle olmanın güzelliği kardeşliği
var iken… Yüce Yaratanın yardımı ile adım adım, Çanakkale de zafere ulaştık,
cephedeki bu imanı gören Melekler kıskandı, cennet kokusu, vatanı şehadet eden
milletimin gülümsemesi ile sardı vatanı, hala kokusu vatanın üzerinde kokuyor ve bu ecdadın bu torunları olduğu müddetçe, melekler cephede bu imanın
şehadetle güzelliğini kıskanacak, cennetin kokusu kıyamete kadar, burcu burcu
vatan toprağında gönlümüzde kokacaktır. Hakkıdır Hakka Tapan Milletimin
İstiklal.
Mehmet Aluç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder