Pişmanım
artık başım vuruyorum ben taşa ama faydasız biliyorum. Cellat bakışımla kaldım
baş başa. Nereden girdi gönlüme bu vefasızlık mı dersin, kıymet bilmeyen yok
yok en iyisi cellat bakış diyeyim!
Say
ki dağlar yol vermedi, say ki aptallıkla bana gülen nefsime yenik düştüm…
Şimdi
gölgemden nefret ediyorum, kıymet bilmeyen birisinin peşinde yürüdüğü için.
Yaralanırız
bazen, yaralar bazen iyileşmez, çaresi yoktur, onun merhemi de yoktur…
Solgunum
bir sonbahar yaprağı gibi, özür dilesem telafisi yok biliyorum. Kırıldı
gülümsemelerimiz, yarınlarımız, bakışlarımız, hatta yolda yürüdüğümüz sokaklar,
kaldırım taşları bile…
Ben aşkın kıymetini bilemedim, sen seven birini bul ve sen çok yaşa. Sen üzülme benim için, pişmanlığımla ağlıyorum ben artık doya doya.
Hasret
vuslat arasında artık baş başayım, hangi yön yazılır anlıma bilemiyorum
şaşkınım ve vuslat sanki bana uzaklarda el sallayarak uzaklaştı gitti…
Ömür denilen yolda kaldım, dardayım yanlış yoldayım evet evet. Sen üzülme benim için pişmanlığımla ağlıyorum ben artık doya doya.
Kendi
elimle ben kestim ben, hasretin biletini, ben ah ben göremedim aşk ile
gülümseyen gönlünü, sen artık sür artık
mutluluğa doğru gönül gemini, beni unut gitsin. Sen üzülme benim için,
pişmanlığımla ağlıyorum ben artık doya doya
Akşam oldu gözyaşımla ben kendi mezarımı kazıyorum, aç susuz kalarak cellat gönlümü azarlıyorum.Sanma ben artık sensiz şimdi yaşıyorum. Sen üzülme benim için pişmanlığımla ağlıyorum ben artık doya doya
Tabip neylesin benim iyileşmez pişmanlık yaramı, deli neylesin o her gün yaşar zaten bayramı.
Pişmanlıkla
gezen neylesin sevdiğine hayran bakmayı. Sen üzülme benim için pişmanlığımla
ağlıyorum ben artık doya doya
Mehmet
Aluç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder