-Sayın bahçesiz siz misiniz
alo!
-Buyurun Hüsamettin kılıçsız
oğlu benim...
-Sayın bahçesiz son oturumdan
bu yana etrafta hiç bir kıpırdanma yok, sizin tarafta var mı bir hareketlilik?
-Bazı homurdanmalar var ama
şimdilik öyle önemsenecek bir durum yok.
-Ben teşkilata algılamalarımız
da yanlışlık olabilir veya danışmanların yanlış algılamalar bizi yanlışlığa
itmiş olabilir açıklamasında bulundum, eğer böyle bir durum var ise hemen
görevlerine son veririz diye bir konuşma yaptım, gerekli olur diye basın
toplantısı içinde hazırladım, eğer tabandan çatlaklar veya basından, gerçi
basın bizimle ses çıkmaz, vatandaşlardan ses çıkarsa bu açıklamayı okuyacağım,
zaten onlar böyle süslü sözleri pek anlamaz hatta anlaşılmaz konuşmalardan hiç
anlamazlar zaten, algılama derken, onlar algılayana kadar unutulur gider bu
açık oturumun hezimeti.
-Güzel fikirmiş Hüsamettin kardeşim,
bizim teşkilat bunları hemen anlar, onlara seçici olurken yanıldığımız evet evet,
seçici olurken yanıldığımızı açıklarsam onlarında sesi kesilir, yoksa bizi toza
dumana katarlar, tıpkı Meslektaşımız, Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller hanımefendi
gibi bizi siler süpürürlerse, bir daha milletvekili değil, milletvekili çaycısı
dahi olamayız.
-Aman bahçesiz kardeşim,
ağzından yel alsın, yüreğime korku salma.
-Ben seçenek olarak sundum,
gerekirse karşılıklı açıklama yaparız, birlik içinde olduğumuzu, beş tepede o
sevmediğimiz, ama halkın bağrına bastığına karşı nefretimiz olmadığını
fikrimizi söyleriz.
-Sayın bahçesiz kardeşim o zamanda
sizin fikriniz yok muydu, fikirsiz miydiniz derlerse? Aman boş ver, bizde seçici
olurken çok elit davrandık, yanıldık hatta danışmanların hatası der çıkarız
takma kafanı, haydi şimdi toplantıya gidiyorum, akşama teşkilattaki
arkadaşlarla yemeğimiz var, sende aynı taktiği uygula, bol yedir sesleri
kesilir.
-Aman Hüsamettin meslektaşım
telefonda böyle konuşma paralel'in biliyorsun.
-Korkma onlarda olacak
yemekte...
-Ben pek huzurlu değilim,
galiba yaptığımız çok yanlış...
-Biz mecliste neyiz kuzum?
-Neyiz?
-Muhalefet partileri değil miyiz?
-Evet, ama bu her şeye
muhal...
-Kafanı takma, görevimizi yapıyoruz,
bize bu ismi kim verdi ise hata suç onun yani. Bize ana destek partisi ismini
verdilerde, biz mi destek olmadık sayın meslektaşım?
-Diyorsun? Ben yinede hükümete
destek vermediğim için pişmanlı...
-Dedim bile sen rahat ol... Hem
o spikerin benliğini kıskançlığın mekanizması ile sarılmış açıklamasını da
yaptık mı her şey tas tamam olur. Birde sonuna kısır döngü içinde kalmış sabit olmayan
kin nefret aksiyon rüzgârına da kapılmış dersek oh ne ala korkma, muhalefetliğe
devam.
-Yok, bence fevri davrandık,
ama olan oldu, ölüyü fazla yıkarsan osurur derler, o nedenle zamana bırakalım,
tabanımız yanlış derse, onlara uymaya devam edeceğim artık.
-Sakın ha Alo Alo hat
kesildi.
Mehmet Aluç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder