Bu Blogda Ara

30 Ağustos 2015 Pazar

Bugün Yine Sensizliğin Hıçkırık Günüydü

   
                                    
Bugün yine sensizliğin hıçkırık günüydü, gerçi her gün sensiz hıçkırıkla geçirdiğim, sensizliğin hasret yüklü kahır dolu gününü yaşıyorum, seni kendi ellerimle toprağa verdiğim o günden beri, yaşadığım hıçkırıklarla geçmeyen, yüreğime bir hançer gibi saplanan günlerden hiç farkı yok... Gökyüzünün rengi, hayatın tadı, nefes aldığım havanın kokusu gidişinle değişti gitti, her şeyin kapkaranlık bir gölgeden farkı kalmadı... Yüreğimin derinliklerinde gülümsemen de olmazsa ben nasıl yaşarım, nasıl senin yanına beni götürecek olan son yolcuyu Azrail beklerim bilemiyorum... İyi ki benim yerimde değilsin, böylesine hasreti yaşamanı hiç istemezdim, gül yüzlüm...


Sahilde el ele gezerken bizimle olan martılar şimdi mezarının üstünde geziniyorlar,ben geldiğimde mezarının başına omzuma konarak uykuda olan seni uyandırma mı istiyorlar,yine gülümseyerek yan yana yürüyerek onlara el sallayarak gülümsememizi istiyorlar sanki nur tanem...Bekle beni bende yakında yanına geleceğim,sımsıcak yüreğimde sen soğumadan geleceğim,yine el ele,omuz omuza sonsuz yarınlara yürüyeceğiz gül kokulum...

Mehmet Aluç

Hiç yorum yok:

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç