Birleştirici eyleme dayanan felsefe'ye (Düşünce,
bilgelik,sevgi...kapısına) söz söylemeye hacet var mıdır?
Eylem, felsefeyle insanın boş vaktinde can sıkıntısını gidermedikten sonra, ne
diye felsefenin kapısı tıklatılır ki veya önüne kapı yapılır ki acaba? İçeriye
girmek içindir tabi ki. İçeriye girilmedikten sonra duvar örelim önüne gitsin!
Felsefe düşünceleri eyleme uygulamaya dönüştürmedikten sonra felsefenin adı
neden felsefedir? Felsefe ruhu kalıba sokarmış, Ruhu gören var mıdır ki veya
ruh dediğimiz kalıpsız mıdır ki kalıba sokmaya çalışıyor felsefe? Kalıpsız
sorularla kafa karıştıracağına, kalıbı ile sorulara cevap olsun yeter! Yaşamı
düzenlermiş felsefe hangi yaşamı, görünmeyeni kalıba sokmak için -Ruhu kalıba
sokmak için- uğraşacağına yaşamı felç edenlerin, düşünce yapılarını belirli bir
kalıba sokun, o düşünceler tehlikeli sularda yüzmesin, mikrop kapmasın,
mikrobunu ülkemize bulaştırmasın.
Felsefenin toplantı salonuna uğramak.
İnsanın boş vaktinde "Felsefe denilen bilgiyi
arayanların bir araya geldiği toplantı salonu diyelim" felsefe can
sıkıntısını, canını sıkan düşünceleri kafasında silmedikden sonra boş olmayan
vaktimde ben ne diye felsefenin toplantı salonuna uğrayayım, vaktimi değerli
kılmak için sorular sorayım yani, hani kani? Sorularıma sorularla cevap veren,
cevaplara da sorularla tekrar cevap veren olmalı ki, vurgulanmak istenilen aranan ne ise insan aramaya
başlamadan önüne sunulsun... Şimdi Terör ülkeyi yakıp yıkıyor, nerede bu
Felsefe ile okulda insanları eğitenler ve ya nerede felsefe ile kendisini aydın
sananlar, koşun ülkede yangın var, cevaplara cevap, cevaplara soru sunun,
yargılamadan ey medyanın düşkünleri insanlığınızı hatırlayın, mutluluk sizin
istediğiniz saatte gelecek, sizin istediğiniz yolda gelecek savlarını bırakın
önce fikrinizdeki edepsizliği yıkayın felsefe ile bilgelik ile peki bilgelik
nerede, kime göre bilgelik? Ey nifak tohumu sahipleri zaman sizin istediğiniz
zaman kavga son bulur savı ile olanlar, size göre barışın uygun vaktin henüz
gelmemiş ya da artık geçmiş olduğunu söyleyen sizlere göre mi barışın vakti
veya kavganın vakti? Okuduğunuz Üniversitede hocalar ders verirken arkanızdaki
o malum kıçınızla mı dinliyordunuz dersi? Hani hocanız anlatırken sen gururla
bu felsefe, evet bu felsefe ile insanı mutluluğa taşıyan bir etkinlik ile
insanların mutlu olmasını sağlayacağım der iken, burs paralarını abur cubur
yerken, bugün fikrindeki nefreti içine yerleştirmek için mi okudun onca
üniversiteyi ve sınıfları dersleri? Yoksa aman onlar geldi geçti farazi idi
İhtiyarlar, gençlere göre felsefeyle daha çok ilgilenirler, benim yaşım genç
hele ihtiyar olayım diye mi bekliyorsun? Hani hocanız Felsefe, insana,
hayatının tüm dönemlerini aynı anda duygu ve mutlulukları yaşayabilmesine
fırsat verir derken, sende gülümsemiş, insanların gülümsemesi için çalışacağını
söylemiştin, yoksa köprüyü geçinceye kadar mıydı insanlığın? Felsefe akıl ve
mantığa dayalıdır diyorsun, sendeki, akıla göre ise kalsın!
Bilgelik ile peki bilgelik nerede, kime göre bilgelik?
Bilgelik insan fikrine göre ise yanlış yaşadıklarımız vahşet ortada! Öyle ise
bilgelik "İslam " ile
olmadıktan sonra, insanın hem dünya hem ahiret mutluluğunu sağlamadıktan sonra,
insan, insanın malı canı namusu katl edilmez haramdır, diyen bir kılavuzu yoksa
Felsefe denilen o bilgelik gölgede kalmaya saklanmaya mahkûmdur, ya da samimi
düşüncelerini dansöz gibi kıvırtmaya ayarlayanlar yok olmadıkça, onların yerine
ayarlamayan insanların yeryüzünde yaşadığı zaman geldiğinde hem felsefe İslam
ile rahat nefes alacak, hem de ön arka, yan alt üst birikim olan felsefe,
insan, İslam üçlüsü yeni fikir icatları ile insanlığın mutluluğu için
çalışacak, insanın doğasında felsefe var derken, ondan sonra herkes
felsefe yapamaz denilmeyecek.
Düşünce ve fikir atmosferi ve dildeki o kıvrak
gönülden sevmeyi yakalattırmayan dilsiz felsefe ne işe yarar? Kişi
fikrine göre kalıba sokulan, kısır bir faaliyet alanı olan bir felsefe
kısır bir yaşantının içinde kaldığı sürece, kısır olan bir düşünce ve dilden
gönülden sevmenin kapısı açılabilinir mi? İslam ile kucaklaşmak için yoldaki
cevapsız saçma cevaplara cevap olabilir mi felsefe, acaba? Bugün toplumsal
yaşam alanında, insanlar katl ediliyorsa felsefe denilen "düşünce kapısını"
kapalı tutmaktan ziyade, fikirsizlik batağına yatırdığımız için, insan değeri
hiçe sayılarak bu kadar insan nefret ile gezerken, insan canı değersiz
sayılıyor.
Kendi dünyasına birilerince hapsolmuş, kısır bir
alanda hareket eden insan ve Felsefe.
Yaşamdaki düşünce çeşitliliğine yabancılaşmış
seçilmişler hala inatla her şeyin sorumlusunun Cumhur Başkanın olduğunu,
kör fikri ile görürken, olayın baş mimarı olan insanlar neden görmüyor acaba?
Kendi dünyasına birilerince hapsolmuş, dar kısır bir alanda hareket eden
insandan felsefe "temiz düşünce diyelim, sevgi kapısı diyelim,
birleştirici unsur diyelim" nin bunları yapması yapmasını beklemek pek
doğruda olmaz, felsefe sunar ve seni ışığı ile yola çıkarır yola benimle devam
et der, demez ki yarı yolda beni uçuruma at, fikirsiz fikirlerle yola devam et.
Bu tip nefreti kendine kılavuz edenlerin insanın kafasındaki kavramlar
düşünceler, halüsinasyonlar tıpkı yaşamı gibi çok sınırlıdır, sanki herkes
kendine ait yaşamı elinde alacakmış savı ile önüne geleni yıkan kişileri,
aydınların felsefe okuyanların, Felsefeyi İslam ile buluşturmadıkları için bu
katliamlar daha çok sürecek ve bu vebalin altından kalkamayacağız. Özgür
düşünce ortamı yok diye, sen basın özgürlüğü ile her istediğini yapacağın savı
ile olman senin edepsizliğin ve insanların özel hayatına müdahale et ,
sonrasında özgür düşünce yok diye yaygara ve cazgırlık yap, özgür düşünce
diyerek yaptığın özgürsüzlük kokan çirkeflik adı altında neler yaptığını herkes
biliyor!
Mehmet Aluç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder