Bu Blogda Ara

1 Eylül 2015 Salı

Düşünce ve fikir atmosferi olan Felsefe dildeki o kıvraklık ile gönülden sevmeyi yakalattıramayan dilsiz felsefe ne işe yarar?




Birleştirici eyleme dayanan felsefe'ye (Düşünce, bilgelik,sevgi...kapısına) söz söylemeye hacet var mıdır? Eylem, felsefeyle insanın boş vaktinde can sıkıntısını gidermedikten sonra, ne diye felsefenin kapısı tıklatılır ki veya önüne kapı yapılır ki acaba? İçeriye girmek içindir tabi ki. İçeriye girilmedikten sonra duvar örelim önüne gitsin! Felsefe düşünceleri eyleme uygulamaya dönüştürmedikten sonra felsefenin adı neden felsefedir? Felsefe ruhu kalıba sokarmış, Ruhu gören var mıdır ki veya ruh dediğimiz kalıpsız mıdır ki kalıba sokmaya çalışıyor felsefe? Kalıpsız sorularla kafa karıştıracağına, kalıbı ile sorulara cevap olsun yeter! Yaşamı düzenlermiş felsefe hangi yaşamı, görünmeyeni kalıba sokmak için -Ruhu kalıba sokmak için- uğraşacağına yaşamı felç edenlerin, düşünce yapılarını belirli bir kalıba sokun, o düşünceler tehlikeli sularda yüzmesin, mikrop kapmasın, mikrobunu ülkemize bulaştırmasın.
                        Felsefenin toplantı salonuna uğramak.
İnsanın boş vaktinde "Felsefe denilen bilgiyi arayanların bir araya geldiği toplantı salonu diyelim" felsefe can sıkıntısını, canını sıkan düşünceleri kafasında silmedikden sonra boş olmayan vaktimde ben ne diye felsefenin toplantı salonuna uğrayayım, vaktimi değerli kılmak için sorular sorayım yani, hani kani? Sorularıma sorularla cevap veren, cevaplara da sorularla tekrar cevap veren olmalı ki, vurgulanmak istenilen aranan ne ise insan aramaya başlamadan önüne sunulsun... Şimdi Terör ülkeyi yakıp yıkıyor, nerede bu Felsefe ile okulda insanları eğitenler ve ya nerede felsefe ile kendisini aydın sananlar, koşun ülkede yangın var, cevaplara cevap, cevaplara soru sunun, yargılamadan ey medyanın düşkünleri insanlığınızı hatırlayın, mutluluk sizin istediğiniz saatte gelecek, sizin istediğiniz yolda gelecek savlarını bırakın önce fikrinizdeki edepsizliği yıkayın felsefe ile bilgelik ile peki bilgelik nerede, kime göre bilgelik? Ey nifak tohumu sahipleri zaman sizin istediğiniz zaman kavga son bulur savı ile olanlar, size göre barışın uygun vaktin henüz gelmemiş ya da artık geçmiş olduğunu söyleyen sizlere göre mi barışın vakti veya kavganın vakti? Okuduğunuz Üniversitede hocalar ders verirken arkanızdaki o malum kıçınızla mı dinliyordunuz dersi? Hani hocanız anlatırken sen gururla bu felsefe, evet bu felsefe ile insanı mutluluğa taşıyan bir etkinlik ile insanların mutlu olmasını sağlayacağım der iken, burs paralarını abur cubur yerken, bugün fikrindeki nefreti içine yerleştirmek için mi okudun onca üniversiteyi ve sınıfları dersleri? Yoksa aman onlar geldi geçti farazi idi İhtiyarlar, gençlere göre felsefeyle daha çok ilgilenirler, benim yaşım genç hele ihtiyar olayım diye mi bekliyorsun? Hani hocanız Felsefe, insana, hayatının tüm dönemlerini aynı anda duygu ve mutlulukları yaşayabilmesine fırsat verir derken, sende gülümsemiş, insanların gülümsemesi için çalışacağını söylemiştin, yoksa köprüyü geçinceye kadar mıydı insanlığın? Felsefe akıl ve mantığa dayalıdır diyorsun, sendeki, akıla göre ise kalsın!


Bilgelik ile peki bilgelik nerede, kime göre bilgelik? Bilgelik insan fikrine göre ise yanlış yaşadıklarımız vahşet ortada! Öyle ise bilgelik "İslam " ile olmadıktan sonra, insanın hem dünya hem ahiret mutluluğunu sağlamadıktan sonra, insan, insanın malı canı namusu katl edilmez haramdır, diyen bir kılavuzu yoksa Felsefe denilen o bilgelik gölgede kalmaya saklanmaya mahkûmdur, ya da samimi düşüncelerini dansöz gibi kıvırtmaya ayarlayanlar yok olmadıkça, onların yerine ayarlamayan insanların yeryüzünde yaşadığı zaman geldiğinde hem felsefe İslam ile rahat nefes alacak, hem de ön arka, yan alt üst birikim olan felsefe, insan, İslam üçlüsü yeni fikir icatları ile insanlığın mutluluğu için çalışacak, insanın doğasında felsefe var derken,  ondan sonra herkes felsefe yapamaz denilmeyecek.

Düşünce ve fikir atmosferi ve dildeki o kıvrak gönülden sevmeyi yakalattırmayan dilsiz felsefe ne işe yarar?  Kişi fikrine göre kalıba sokulan,  kısır bir faaliyet alanı olan bir felsefe kısır bir yaşantının içinde kaldığı sürece, kısır olan bir düşünce ve dilden gönülden sevmenin kapısı açılabilinir mi? İslam ile kucaklaşmak için yoldaki cevapsız saçma cevaplara cevap olabilir mi felsefe, acaba? Bugün toplumsal yaşam alanında, insanlar katl ediliyorsa felsefe denilen "düşünce kapısını" kapalı tutmaktan ziyade, fikirsizlik batağına yatırdığımız için, insan değeri hiçe sayılarak bu kadar insan nefret ile gezerken, insan canı değersiz sayılıyor. 

Kendi dünyasına birilerince hapsolmuş, kısır bir alanda hareket eden insan ve Felsefe.


Yaşamdaki düşünce çeşitliliğine yabancılaşmış seçilmişler hala inatla her şeyin sorumlusunun Cumhur Başkanın olduğunu, kör fikri ile görürken, olayın baş mimarı olan insanlar neden görmüyor acaba? Kendi dünyasına birilerince hapsolmuş, dar kısır bir alanda hareket eden insandan felsefe "temiz düşünce diyelim, sevgi kapısı diyelim, birleştirici unsur diyelim" nin bunları yapması yapmasını beklemek pek doğruda olmaz, felsefe sunar ve seni ışığı ile yola çıkarır yola benimle devam et der, demez ki yarı yolda beni uçuruma at, fikirsiz fikirlerle yola devam et. Bu tip nefreti kendine kılavuz edenlerin insanın kafasındaki kavramlar düşünceler, halüsinasyonlar tıpkı yaşamı gibi çok sınırlıdır, sanki herkes kendine ait yaşamı elinde alacakmış savı ile önüne geleni yıkan kişileri, aydınların felsefe okuyanların, Felsefeyi İslam ile buluşturmadıkları için bu katliamlar daha çok sürecek ve bu vebalin altından kalkamayacağız. Özgür düşünce ortamı yok diye, sen basın özgürlüğü ile her istediğini yapacağın savı ile olman senin edepsizliğin ve insanların özel hayatına müdahale et , sonrasında özgür düşünce yok diye yaygara ve cazgırlık yap, özgür düşünce diyerek yaptığın özgürsüzlük kokan çirkeflik adı altında neler yaptığını herkes biliyor!
Mehmet Aluç


Hiç yorum yok:

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç