Dünyada
Âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’ın emirlerini iyilik ve güzelliklerin gönüllerde
bir ömür kalıcı kılmak için, gönderilmiş peygamberler ve gönderilen vahiyler,
bizlerin daha iyi bir dünya içinde yaşamamız içindir. Bu gelen vahiyle belirlenmiş yaşama
ortamı belirtilen kriterler doğrultusunda hayatımıza uygulandığımızda, mükemmel
bir hayat düzenini mutluluğunu gülümsemesini kesin olarak sağlayacaktır bunda
hiç şüpheye yer yoktur. Dünyamızı cennete çevirmek kendi elimizde. Dünya
ve ahiretin mutluluğuna huzuruna ulaşmak için, çeşitli zorlukların içerisinde olduğu
bazı imtihanlar da olacaktır bizim için. Dünya bizler için, bir imtihan dünyasıdır.
İnsan olarak bizler bu dünyaya gönlümüzde ne var ne yok, kiminleyiz neredeyiz samimiyetimizin
ölçülmesi için geldik ve geldiğimiz gibide, gideceğiz. Bu yaşadığımız hayatın
neticesinde hesap verirken, Yüce Allah c.c. bizler bizi yaratan Yüce Allah’ın
emrine uygun mu yaşadık, yaşamadık mı diye hesabını vereceğimiz kesin, bundan da
şüpheye kesinlikle yer yok.
Bizi her türlü vesvese
ile çeşitli tuzaklar kurarak yoldan çıkarmaya çalışan “Lain” şeytan,
bilindiği üzere insana secde etmemiştir üstünlük teorosi içinde isyana
düşmüştür ve hâlen de düşmeye devam ediyor bu düşüşü ve insanı yoldan çıkarması,
kıyamete kadar devam edecektir. Bununla beraber şeytanın, insanı yoldan
çıkararak sürekli bir zorluk çıkaracağı anlamına gelmiyor bu, çünkü Âlemlerin
Rabbi af edicidir, af için tövbe kapısına gelen kulunu hiçbir zaman geri
çevirmemiştir. ”Lain” şeytan isyanı gereği, Rabbimin izin verdiği ölçülerin
çerçevesinde biraz bizlere vesvese ile doğru olmayan yanlışların, doğru olduğu
yalanı ile gizli gizli, fısıltılarıyla yoldan çıkarmaya devam edecektir lakin Âlemlerin
Rabbi, yoldan çıkan kul pişmanlıkla tekrar tövbe ederse, tekrar doğru olan hak
yolda yoluna tertemiz devam edecektir. Asıl olan bizlerin ruh ve vicdanen hak
yolunda iman ederek yaşamamız ve tüm
insanlara karşı merhamet sâhibi olmamızdır.
Merhamet
gönülde akan berrak bir pınardır
Onun
pınarında suyunu için dermansızlığa dermandır
Merhametsiz
olmak bir cehennem azabıdır
Bu
üç günlük dünya hiç kimseye kalmayacaktır
Osmanlı,
dört bir kıtaya İslam’ı imanı merhameti götürürken, iradesine sahip çıkamayan
dünyaya gönül bağlamış dönek insanların kulağına şeytan, sessiz fısıldaması
kandırması ele geçirmesi durmadan mütemadiyen devam ediyordu. İman yönünden
insanlık yönünden mahrum olan bu insanların hatta batının diyelim insanlarının,
adımlarında düşüncelerindeki geniş boşluğu gören şeytan, toplumu değil kendi
çıkarını düşünmenin daha gerçekçi olduğu yalanı ile doldurunca, fitne ve fesat,
Osmanlının son zamanlarında toplumun içine karışarak çökmesine dağılmasına
sebebiyet vermiştir. Padişahlarımız ferasetli ve dirayetli olmasına rağmen bu
ayaklanmalar çöküşler ara sıra bu çetin gayretleriyle bir ara sakinleşmeler
yaşandıysa da, en büyük fitne kaynağı olan bizi temelinden yıkan yok eden dünya
çıkarı, para, hepsi benim olsun yanlışlığı işin içine girince, fitneye ön ayak
olan perde arkasındaki o feraset ve insanlıktan eser bulunmayan zavallıların,
bol paralar vererek araya nifak sokanların girmesi ile çoğunluğun ümmet olma
bilinci ile halk tarafında fazla itibar bulmasa da, bunun neticesinde ülkeler arasındaki ilişkiler
ve çıkarların zedelendiği haliyle de yönetim ekseninde çok büyük çatlamalara
kısır çekişmelere sebebiyet verdi. Bu hak ile batılın savaşı ve her zaman Âlemlerin Rabbi, izan ve idrak sahibi Müslümanların,
toplumu insanlığı barışa huzura götürmesindeki şevki inancı coşkuyu yok
etmesine izin vermeyeceği gibi, Hak galip gelecek batıl zail olacaktır.
Selam ve dua ile kalın kardeşlerim. Selam ve dua ile.
Mehmet
Aluç /Kul Mehmet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder