Toplum olarak, bizler İslam’ı hayatımızda yaşama yaşatma
anlamda, bize vermiş olduğu konumu görevi nedeniyle, âlemin sorunları üzerinde
düşünmeye davet ederken, bizler hiç düşünmeyen, kendini düşünmenin ötesine
geçmeyerek, bu konuda düşünme gereği duymayan toplum olarak, nefis şeytan dünya
üçgeninde kaybolmuş karanlık bir hayatın içinde, yaşamamızın sonucunda, yaşadığımız
hayat bizi mutluluğa götürmüyor.
Kendimiz için duygusallıkları güçlendirsek de toplum için, insanlığın geleceği
duygusallıktan uzak uyumsuz yaşayabiliyoruz. Oysa İslam’ın bize verdiği
sorumluluk, iman bilinci, taşıdığımız bu bünyede bilinçli bir değişimin anaforunda,
toplumu geleceği uzlaşma ekseninde kardeşlik bağı ile sardırarak ümmet olmanın
kapısına götürecektir. Yoksa nefis şeytan dünya üçgeninin, mantıkla alakası
olmayan sömüren bitiren mantığı ile bu dünyada kendimiz için yaşarsak eğer, her
şey değersiz yaptığımız gibi bizde değersiz kalıyoruz.
Hayatımıza hayata egemen olmak için
koşan batı, kendi kültürsüzlüğü ile bize kültür satacağı savı ile hem
kendini, hem de bizi yanıltma peşinde koşmaktadır. Kültürel değerden mahrum
olan bu batı yani küresel sermaye güç, bayağı ucuz iyimserlikten uzak, iyimser
görünerek sömürmenin yolunu açarak sömürmek için, küçük küçük duygusal
tatminler ile bizleri tatmin ederek, sonundaki tatminsizlik duygusu ile vurarak
şirin görünmeye çalışmaktadır, aslında şirin görünmek nedir onu da bilmemesine rağmen.
İslam toplumsal olarak, her durumla uzlaşılabilecek bir dünya bize
sunarken, herkesin eşit olduğunu herkesin mutlu olmasını… Sömürülmeden
yaşamamasını istemektedir. Batının duygusallıktan uzak olan samimiyetsiz istekleri,
insanı hatta dünyayı kaos ortamı ve terör ortamı ile korku salarak, etkisi
altına almaya çalışmaktadır. Bilmezler ki, biz Müslümanlara ne kadar baskı
yaparsanız yapın, bizler birbirimize iman ve kardeşlik gücüyle, daha sıkı
sarılacağımızdan hiç mi hiç haberleri yok, onların bir hesabı varsa, Âlemlerin
Rabbi olan güç ve kudretin sahibi olan Yüce Allah’ında bir hesabı da var.
Bizler bunu bilip bu doğrultuda hareket edersek, samimiyetsiz duygudan eseri olamayan
o zalimler, batmaya mahkûm olacaklardır. Selam ve dua ile kalın kardeşlerim.
Mehmet Aluç/Kul Mehmet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder