Zaman
zaman düşünürüm, kar taneleri gibi bembeyaz sevgi çiçekleri, neden gönlümüzde
yetişmez diye!
Etrafımıza
dünyaya bakınca bunu anlamak için dahi olmaya gerek yok sanırım.
Birbirimize
yol vereceğimize birbirimizin yolunda açan sevgi çiçeklerini nedense edepsizce
çiğner geçeriz, hatta gönlümüz de sevgi çiçeklerini açtırmak için ne yolumuzda
bahçe açmamıza izin veririz nede dikilmesine tahammül ederiz!
Neden
birbirimizin halini sormayız da, zorda kaldığında ona neden aklını kullanmadı
diye zulüm eder bir tekmede arkasından biz vururuz?
Dilimizde
sevgi sözcükleri yerine, dikenler gibi gönlü parçalayan değersiz bizi
birbirimizden ayıran sözlerin peşinden koşarız?
Çok
yakınız ama birbirimiz aramıyoruz arasak ta uzaklarda arıyoruz! Bak işte
yanındayım görsene beni, bizi, onu, bunu
şunu…
Birbirimize
yabancıyız tanınmak istemiyoruz acaba neden? Niçin? Niye? Bilmiyorum.
Bu
sorular ne kadar ağır oysa cevabı çok hafif!
Bir
gülümseme, bir nasılsın demek, bir ihtiyacın var mı demek ne kadar ağır geliyor,
sanki sırtımıza ağrı dağı yükleniyor!
Körüz
gördüğümüzü sanıyor, ama gerçekten kör olduğumuz gerçeğine kulağımızı
tıkıyoruz.
Bazen
düşünmek ve çaresini bildiğimiz halde düşünmenin eziyetinden dolayı düşünmek
istemiyorum.
Hücrelerimiz
ile yakıp yıkanın yanında gururmuş gibi duran bizler, merhamet ile gülümseyenin
yanından kaçıyoruz!
Yok
delidir, neden boş boş gülümsüyor, ajan mı yoksa falan filan! Sana bana bize
gülümsüyor, gülümse gönlünde bahar çiçekleri açsın diyor, gülümse hayatına
mutluluk gelsin bu mutluluğu da al dağıt diyor, ama insan her şeyi bilen ya,
işte bilmediğinin anaforunda fikirsizlik veya fikri olmayanların uçurumuna
düşmek için, var gücü ile koşuyor. Anlamak mümkün değil! Akılın neden bunu
yaptığını anlamak hiç mümkün değil.
Rahmanın
huzurunda bu dünyada yaşarken merhametten haberi olanlardan hatta farkında
olanlardan, karışık olan yola gitmek yerine iman nuru ile aydınlanmış yola
girmeyi görmeyi Rabbim cümlemize nasip eylesin. Selam ve dua ile…
Mehmet
Aluç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder